Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2156 E. 2022/493 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2156 Esas
KARAR NO: 2022/493
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2021
NUMARASI: 2019/321 E. – 2021/678 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ: 21/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı banka arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, Büyükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne verilmek üzere 08/07/2014 tarihli üç adet yazıda davalı banka İkitelli Şubesi tarafından düzenlenen 2000.000 TL, 245.000 TL ve 325.000 TL karşılığı teminat mektubunun yazı ekinde sunulduğu bildirildiğini, söz konusu teminat mektuplarının güvencesiyle Büyükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce dava dışı … Ticaret Ltd. Şti’ne müvekkil şirketin KDV alacaklarının bir kısmının ödendiğini, müvekkil şirket yetkililerinin davalı bankadan herhangi bir teminat mektubu düzenlenmesi talebinde bulunmadıklarını, dava dışı … Ticaret Ltd. Şti’nin yazmış olduğu 07/0/2014 tarihli üç adet yazıların … Tekstil, … ve … tarafından imza altına alındığını, müvekkil şirketin bilgisi ve rızası dışındaki bu yazı ve talepler neticesinde davalı banka tarafından müvekkil şirketin borçlandırıldığını, davalı bankadan alınan teminat mektuplarının müvekkil şirket kaşesi ve şirket yetkilisinin imzası ile takil edildiğini, 08/07/2014 tarihli üç adet yazıyla Büyükçekmece Vergi Dairesi’ne sunulduğunu ve Büyükçekmece Vergi Dairesi …, … ve … sayı numarasıyla alındığını, sonrasında bu teminat mektupları güvencesiyle …’e KDV iadesi alacaklarının bir kısmının ödendiğini, davalı banka özen sorumluluğunu yerine getirmediğini, gerekli tetkik ve incelemeyi yapmaksızın düzenlemiş olduğu teminat mektupları ile müvekkil şirketi borçlandırdığını, vergi dairesinde mevcut alacaklarının haksız ve hukuksuz bir şekilde başkaca kişilerin nam ve hesabına ödenmesine sebep olduğunu, davalı bankaya teminat mektuplarının iptal edilmesi için gönderilen Beyoğlu … Noterliği’nin 14/01/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine herhangi bir cevap verilmediğini, şimdilik fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla 3 adet teminat mektubundan kaynaklı 10.000,00 TL’lik kısım hakkında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti dava ve talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde belirttiği teminat mektupları nedeniyle müvekkil bankaya boçlu olanın davacı değil dava dışı ”… ve Ticaret Ltd. Şti” olduğunu, müvekkil banka ile davacı arasında hiçbir kredi ilişkisi bulunmadığını, müvekkil bankanın söz konusu teminat mektupları nedeniyle davacıya bir bildirimi ya da talebi olmadığını, müvekkil banka ile dava dışı şirket arasında bulunan kredi sözleşmesi gereğince bankacılık teamülleri ve Bankacılık Kanunu kapsamında davacının lehine (borçlu … olmak üzere) teminat mektubu düzenlendiğini, davacının ise bu durumu yanlış yorumladığını, teminat mektupları nedeniyle kendisinin borçlu olduğunu düşünerek iş bu davayı açtığını, davadan önce de bu husus müteaddit kereler bildirildiğini, görüldüğü üzere teminat mektuplarının tazmin olması durumunda doğacak borç …Ticaret Ltd. Şti’nin kredi ve mevduat hesabından karşılanacağını, yani bu teminat mektupları nedeniyle bankaya karşı borçlu olan firmanın …Ticaret Ltd. Şti olduğunu, davacının kötüniyetli olarak bu davayı açtığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.04.2017 tarih ve 2015/459 Esas – 2017/232 Karar sayılı kararıyla; “Her ne kadar davacı şirketin yargılama aşamasında iflasına karar verildiği ve davanın devamı yönünde İcra İflas Kanunu 194. Maddesine göre davanın durması ve alınacak karar sonrasına göre değerlendirme yapılması gerekse de bu işlem için öncelikle usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması gerektiği bunun için de davacı asil yada usulune uygun vekaletname uyarınca vekili tarafından dava açılması gerektiği, davacı vekili tarafından açılan davada vekaletname bulunsa da Bakırköy 16. ATM 2014/112 E. Sayılı dosyasında belirtildiği üzere vekaletname işleminde kayyım onayının bulunmadığı, yargılama aşamasında da verilen kesin süreye rağmen bu eksikliğin giderilmediği anlaşılarak HMK77. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI (2017/6401 Esas): Kararı davacı iflas masası vekili istinaf etmesi üzerine, Dairemizin 16/05/2019 tarih, 2017/6401 E. 2019/1116 K. sayılı kararı ile; “Dava, menfi tespit davasıdır. Davacı tarafça eldeki bu davanın açılmasından önce iflas erteleme davası açıldığı, yargılama sırasında da davacı şirketin iflasına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece, iflas erteleme davası sırasında yönetim kurulunca alınacak karar ve tüm işlemlerin kayyım onayı ile geçerli olması şeklinde ara karar tesis edildiği, bu ara karar uyarınca davacı şirketin vekaletnamesine kayyım onayı için verilen sürede onayın tamamlanmadığı ve HMK’nun 77.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, davaya vekaletin geçerli olması için davacı vekilinin vekaletnamesine kayyım izni ya da onayının gerektiği şeklinde kanunlarda ya da diğer mevzuatımızda bir kural öngörülmemiştir. İflas erteleme davası sırasında verilen bu şekildeki bir ara karar iflas erteleme projesinin işlerliğini ve alacaklıların menfaatinin gözetilmesine yöneliktir. Öte yandan vekaletin sona ermesi halleri TBK’nun 512 ve 513.maddesinde düzenlenmiştir. Zaten davacı şirket iflas etmekle vekalet ilişkisi sona ermiştir. Bu durumda mahkemece İİK’nun 194.maddesi uyarınca işlem yapılması gerekir. Nitekim dosyada yargılama sırasında iflas masasınca verilen cevapta 03/04/2017 tarihinde fevkalede alacaklılar toplantısının düzenleneceği, kararın bundan sonra bildirileceği belirtilmiştir. Yine karar verilmesinden sonra dosyaya gönderilen 14/09/2017 tarihli icra müdürlüğü yazısında tasfiyenin devam ettiği, aralarında istinafa konu davanın da olduğu masa menfaatine olan davaların takip edilmesine ve bu davalara devam edilmesine şeklinde karar verildiği mahkemeye bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece yargılamaya devam edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılama kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine.” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2019/321 Esas): İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama sonucunda 14.10.2021 tarih ve 2019/321 Esas – 2021/678 Karar sayılı kararıyla; “… Davacı müflis şirket dava dilekçesinde bildirdiği ve iş bu menfi tespit davasına konu ettiği üç ayrı teminat mektubunda lehdar dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’dir. Yani bu teminat mektuplarının sunulması nedeniyle dava dışı şirket borçlu konumundadır. Davacı müflis şirket dava konusu davalı banka tarafından 07/07/2014 tarihinde düzenlenen …, … ve … numaralı teminat mektuplarının borçlusu olmayıp muhatabı konumundadır.Davacı müflis şirket ile dava dışı şirket arasındaki alacağın temliki sözleşmesi iş bu davadaki uyuşmazlık kapsamında olmadığı dikkate alındığında üç ayrı teminat mektubunun vergi dairesine sunulmasından ve sonrasında bedellerin tahsil edilmesinde halinde dahi borçlu konumunda olmadığından davalı bankaya karşı herhangibir sorumluluğu bulunmamaktadır. İş bu menfi tespit davasıda da teminat mektuplarını düzenleyen bankaya karşı borçlu olmadığının tespiti talep edildiğinden davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-h. ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı iflas idaresi vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava konusu teminat mektupları kesin ve süresiz olup, davalı bankanın müvekkile rücu etmeyeceği konusunda yazılı bir belge verilmediğini, bu nedenle menfi tespit davası açıldığını, Mahkemece her ne kadar müvekkilin davalı bankaya karşı sorumluluğu bulunmadığına karar verilmişse de, teminat mektubunun çözülmesi kaynaklı borcun doğumu halinde müvekkile rücu edilmeyeceğinin menfi tespit olmadan belirsizliğini koruduğunun düşünüldüğünü, Davalının sebepsiz zenginleşmeye dayanarak alacağını müvekkilden talep etmesinin önünde hukuki bir engel olmadığını, bu nedenle dava açmakta hukuki yararın bulunduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davaya konu banka teminat mektupları kapsamında davalı bankaya borçlu olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, boçlu olanın davacı değil dava dışı … Tekstil Sanayi Tic. Ltd. Şti olduğunu, müvekkil banka ile davacı arasında hiçbir kredi ilişkisi bulunmadığını, müvekkil bankanın söz konusu teminat mektupları nedeniyle davacıya bir bildirimi ya da talebi olmadığını, davacının lehine teminat mektubu düzenlendiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davaya konu üç ayrı teminat mektubunda dava dışı şirketin borçlu konumunda olduğu, davacının teminat mektuplarının borçlusu olmayıp muhatabı olduğu, davacı ile dava dışı şirket arasındaki alacağın temliki sözleşmesi işbu davadaki uyuşmazlık kapsamında olmadığı dikkate alındığında, üç ayrı teminat mektubunun vergi dairesine sunulmasından ve sonrasında bedellerin tahsil edilmesinde halinde dahi borçlu konumunda olmadığından davalı bankaya karşı herhangibir sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-h. ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine.”karar verilmiştir.Hüküm davacı iflas masası vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı müflis şirketin işbu menfi tespit davasına konu ettiği davalı banka tarafından 07/07/2014 tarihinde düzenlenen …, … ve … numaralı teminat mektuplarının lehtarının dava dışı … Tic. Ltd. Şti. olduğu, davacı müflis şirketin ise dava konusu teminat mektuplarının borçlusu olmayıp muhatabı olduğu, dosyadaki tüm delil ve belgeler uyarınca davacı müflis şirketin teminat mektupları kapsamında davalı bankaya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde davacı müflis şirket tarafından davalı bankaya karşı menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı anlaşıldığından, hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair ilk derece mahkemesi isabetli olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı iflas idaresi vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/03/2022