Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2149 E. 2021/2263 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2149 Esas
KARAR NO: 2021/2263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2020/398 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu 350.000,00-USD bedelli bono ile şirketin geçmişe dönük olarak davalılar tarafından borçlandırıldığını, davalı …’nün şirketin %50 hissedarı olduğunu ve borca şahsen kefil olduğunu, müvekkili şirketin %50 hissedarı olması nedeniyle şirketin davacı ve dava dışı … tarafından hileli olarak iflas ettirilmesinin engellenmesi amacıyla bononun muvazaa nedeniyle iptali ve davaya konu şirketin borcunun olmadığının tespiti talebiyle şirket adına dava açılması için müvekkilinin yöneticilikten azli talepli açılan, halen derdest olan Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/210 E. sayılı dava dosyası ile 11.03.2020 tarihli ara karar ile taraflarına yetki verildiğini, davalı …’nün adresine 21.11.2019 tarihinde davalı bono alacaklısı … tarafından haciz için gidildiğini, muvazaalı ve … ile danışıklı bir şekilde …’nün borcu kabul ettiğini, akabinde müvekkili hakkında haksız ve kötü niyetli olarak birçok dava açıldığını, her iki dava dilekçesinde de davalıların yakın arkadaş olduğunun kabul ve ikrar edildiğini, öte yandan …’nün müvekkili ile ilgili savcılığa şikâyeti ile ilgili İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/121249 soruşturmalı dosya kapsamında davalı müvekkil ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, aynı zamanda diğer davalı … ile ilgili dolandırıcılık (TCK 157), hakaret (TCK 125), tehdit (TCK 106), güveni kötüye kullanma (TCK 155), 6102 sayılı TTK 55 ve 62 maddelerine aykırı haksız filler suçlarından şikâyette bulunulduğunu, Kaynarca Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/1036 soruşturma numaralı dosya akabinde Kaynarca Asliye Ceza Mahkemesi 2020/28 Esas sayılı dosyada kovuşturma aşamasının devam ettiğini, müvekkili ile davalı …’nün husumet halinde olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte bononun tanzim edildiği tarihte şirketin böyle bir parayı borç olarak almasına ihtiyacı olmadığını, şirketin banka kayıtlarında ve muhasebe kayıtlarında 350.000,00-ABD Doları bedelli bir para ve bononun kayıtlı olmadığını, dava konusu senetle ilgili yaş tayininin yapılması halinde bononun sonradan tanzim edildiğinin ortaya çıkacağını, muvazaalı bir işlemle geçmişe dönük bono tanzim edildiğini, şirketin bono içeriğindeki gibi borç almadığının şirket kayıtları incelendiğinde anlaşılacağını, … Ltd. Şti.’nin davalı …’e herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla; davaya konu bononun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyadan istenerek mahkeme kasasına alınmasını ve 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ve ödeme işleminin durdurulmasına tedbiren teminatsız olarak karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …’nin bu taraf sıfatı ve aktif husumet ehliyeti bulunmadığından eldeki davanın … yönünden husumet yokluğundan reddine, diğer davacı … Ltd.Şti. yönünden ise davacının iddiaları haksız ve yersiz olduğundan davasının esastan reddine, her iki davacının davanın reddi karşısında İ.İ.K. ‘ unun 72/4 maddesi gereğince %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin de davacılar üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRİN REDDİ KARARI: Mahkemece 15/09/2020 tarihli ara karar ile; muvazaa olgusu için yargılamanın şart olduğu, yaklaşık ispat kuralının işbu davada ortaya çıkmadığı gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
DAİREMİZ KARARI (2021/535 Esas); Davacı vekilinin istinafı üzerine dairemiz 16/04/2021 tarih, 2021/535 K. – 2021/842 K. sayılı ilamı ile; “Davalı … tarafından davacı ve diğer davalılar aleyhine bonoya dayalı takip başlatılmış, davacı tarafça huzurdaki menfi tespit davası açılmıştır. Davacı taraf bononun muvazaalı olarak ve sonradan düzenlendiğini iddia etmiştir. Davacı taraf, ayrıca senet üzerindeki mürekkebin yaşının tespiti bakımından inceleme yapılmasını istemiştir. Gerek ilk derece mahkemesinin kararında belirttiği üzere ülkemizde mürekkep yaş tespitinin mevcut durumda mümkün olmadığına dair yargı kararları bulunması, gerekse muvazaa iddiasının yargılamayı gerektirmesi hususları bir arada değerlendirildiğinde dosyanın mevcut kapsamı itibariyle yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmediği” şeklindeki gerekçe ile davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İHTİYATİ TEDBİRİN REDDİ KARARI: Mahkemece 26/10/2021 tarihli ara karar ile; her ne kadar 13.10.2021 tarihli duruşmada, davacı tarafın “davaya konu bononun mahkememiz kasasına alınması” talebi ile ilgili olarak icra müdürlüğünün önceki yazısında bono aslının gönderildiği yazılı olduğundan bu konuda karar verilmesine gerek bulunmadığına karar verilmiş ise de, yapılan incelemede bonunun halen icra müdürlüğü kasasında olduğunun, Mahkememize gönderilmediğinin saptandığı, bu hususun icra müdürü tarafından teyit edildiği anlaşıldığından ve bonodaki imzalara itiraz bulunmadığından ve bononun mahkememiz kasasına alınmasına gerekli olmadığından bu talebin de reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacıların “bononun 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine, satış işleminin tedbiren durdurulmasına ve ödeme işleminin durdurulmasına” şeklindeki ihtiyati tedbir talepleri ile bono aslının mahkememiz kasasına alınmasına talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İhtiyati tedbir taleplerinin eksik inceleme ile reddedildiğini, iddia edilen hususların mürekkep yaşı dışındaki deliller ile de ispat edildiğini, Sahtelik iddiasının bulunması nedeniyle HMK.209/1 maddesinin dikkate alınması gerektiğini, bu madde gereğince sahteliği iddia olunan senede dayanarak yürütülen işlemlerin durdurulmasının zorunlu olduğunu, Davaya konu bononun müvekkil şirket kayıtlarında bulunmadığını, bedelin yüksek oluşu dikkate alındığında bedelin elden verilmesinin de mümkün olmadığını, Davalıların arkadaş olduklarının diğer davalarla ortaya çıktığını, bu durumun da muvazaanın ispatı niteliğinde olduğunu” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davacılar vekili, takip konusu bononun geçmişe dönük ve muvazaalı olarak düzenlendiğini ve davalıya borcunun bulunmadığını beyanla menfi tespit ve ihtiyati tedbir isteminde bulunmuş; davalı vekili ise, davacı iddialarının asılsız olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “Bonodaki imzalara itiraz bulunmadığından ve bononun mahkeme kasasına alınmasına gerekli olmadığından bu talebin reddine, bonodaki mürekkep yaşının tayininin mümkün olmadığı yönündeki içtihatlar da dikkate alındığında muvazaa olgusunun yargılama ile ispatlanabileceği ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği görülerek davacıların diğer ihtiyati tedbir taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı şirket davaya konu 18/07/2017 tanzim 24/11/2017 vade tarihli 350.000 USD bedelli bononun keşidecisi, davalı …’ün ise lehtarı olduğu, davacıların bononun şirketin yüzde 50 ortağı olan davalı … tarafından geçmişe dönük olarak sonradan düzenlendiğini, gerçekte böyle bir borcun olmadığını iddia ettikleri, davacı iddialarının yargılamayı gerektirmesi ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği konusundaki Dairemizin 16/04/2021 tarih ve 2021/535 Esas – 2021/842 Karar sayılı ilamı sonrasında hukuksal durumu değiştirir yeni bir delilin elde edilemediği anlaşıldığından, ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı isabetli olmakla davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.30/12/2021