Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2142 E. 2023/1381 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2142 Esas
KARAR NO: 2023/1381
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2021
NUMARASI: 2017/550 2021/162
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
KARAR TARİHİ: 05/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … A.Ş.’nin “… ” projesinin tanıtımı için bir çalışma yapması amacıyla davacıyı başka şirketler ile birlikte konkura davet ettiğini, davacının projenin duyurulması için gerekli tüm tanıtım yöntemlerini içerir şekilde eksiksiz olarak … A.Ş.’ye sunduğunu ve gönderdiğini, projenin çok beğenildiğinin bildirildiğini, fakat herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, bir süre sonra … tanıtımına başlandığını ve davacının kampanyada kendi projesinin ve projede sübut bulan fikirlerinin aynen kullanıldığını fark ettiğini, davacının … için hazırladığı projenin intihal suretiyle hiçbir bedel ödenmeksizin … tanıtım ve reklâmlarında kullanıldığını ileri sürülerek, davalıların davacının mali ve manevi haklarını ihlâl ettiklerinin tespitine, bedeli ödenmeyen davacı projesinin … tanıtımlarında kullanılmasının yasaklanmasına, ihlâl edilen umuma arz, adın belirtilmesi ve eserde değişiklik yapılmasını yasaklamaya ilişkin üç adet manevi hak nedeniyle her birisi için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, belirsiz alacak davası olarak saptanacak muhtemel proje bedelinin FSEK md.68 uyarınca üç misli olacak şekilde hesaplanmak üzere şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve çözüm Reklam Ajansı’nın elde ettiği kar belirlendiğinde arttırılmak üzere FSEK md.70/2-3 uyarınca kara ilişkin 1.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hüküm özetinin Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilânına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının … Marka İletişimi tüzel kişiliği yerine dava açamayacağını, müvekkilinin tüzel kişi olması nedeniyle fikir hırsızlığının gerçek kişilerce yapılabileceğini, yaşam mahalleri (otel, rezidans), ofis, alışveriş merkezinden oluşan ve 2016 sonu-2017 başlarında bitirilmesi planlanan 4 fonksiyonlu “…” projesinin inşa aşamasında da tanıtımının yapılabilmesi için gerek projeye ilişkin görsellerin, gerek başka ajans tarafından hazırlanan tanıtım filmlerinin 2012 yılından itibaren umuma arz edilmeye başlandığını, projenin en temel dayanağı olan “her şeyin bir arada bir kare içinde” bulunması konseptinin sunulduğunu, konkura 15 reklâm ajansının davet edildiği ve hepsinin projelerindeki ortak noktanın genelde “kare”, “İstanbul” ve “moda” olduğunu, tüm reklâm ajanslarının davacı gibi …’e ilişkin görselleri kare içinde projelendirdiklerini, davacının hazırladığı projenin ve bu projedeki “hayat bu karede” cümlesinin davacının hususiyetini taşımadığı ve eser niteliğinden yoksun bulunduğunu,müvekkilinin diğer davalının projesini kullandığı; diğer davalının davacının projesinden fikir hırsızlığı yapıp yapmadığını … A.Ş.’nin bilmesine imkân bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının hangi tazminat talepleri için belirsiz alacak davası açtığını açıklamadığını, konkura katılan reklâm ajanslarından markanın isminde geçen “…” kelimesinden de anlaşılacağı üzere, özellikle kare ve İstanbul teması üzerinde durularak örnek bir çalışma yapılmasının talep edildiğini, intihal yarattığı iddia edilen Kız Kulesi ve Galata Kulesi’nin kullanımının da bizzat … A.Ş.’nin talebi doğrultusunda gerçekleştirildiğini, davacının yaptığı çalışmanın eser niteliği bulunmadığını, davacı tarafından oluşturulduğu iddia edilen “hayat bu karede” ifadesinin de özgünlük ve sahibinin hususiyetini taşıma özelliklerinden yoksun bulunduğunu, resimlerin kare dışına taşırılmasının ise davacının tekelinde olmadığı ve sektörde herkes tarafından kullanılan bir teknik olduğunu, davacı sunumunun en son fotoğrafındaki binalara benzediği iddia edilen taşınmazların, alışveriş merkezinin kendi binaları olduğunusavunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin davalı …A.Ş.’nin … için tanıtım amacıyla başlattığı reklam çalışmalarına davacı tarafça hazırlanan reklam projesinin sunumunun yapıldığı, ancak daha sonra davacı … A.Ş.’nin davacı ile değil diğer davalı … AŞ. ile reklam ve tanıtım çalışması yapmaya karar verdiği, yapılan reklam ve tanıtım faaliyetlerinde kullanılan “kare içerisinde kare” “kare içerisinde fotoğraf; “kare dışına taşan fotoğraf” çalışmalarının davacının sunumunu yaptığı reklam konsepti ile esinlenme sınırını aşacak derecede benzer oldukları, ayrıca davacı tarafından geliştirilen “hayat bu karede” sloganına benzer olduğu uzman bilirkişilerce tespit edilen “bir kerede bir karede” sloganının kullanıldığı, bu şekilde “kare” konsepti vurgulanacak şekilde değiştirildiği, davacının reklam çalışmasında yer alan bu görsellerin ve “bir kerede bir karede” sloganının FSEK’nun 1/1-B-a bendinde belirtildiği şekilde davacının hususiyetini taşıyan ve 2. ve 4. maddelerinde tanımlanan ilim ve edebiyat eseri ve güzel sanat eseri niteliğinde oldukları, özgün çalışmalar olan “kare içerisinde kare” “kare içerisinde fotoğraf; “kare dışına taşan fotoğraf” çalışmalarının ve “hayat bu karede” sloganının bu konuda uzmanlığı olmayan …. A.Ş. tarafından bulunmasının ve geliştirilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, eser sahibi olan davacının FSEK’nun 22. maddesinde yer alan çoğaltma ve 23. maddesinde yer alan yayma haklarının davalılar tarafından ihlal edildiği, ayrıca FSEK’nun 14. maddesindeki umuma arz ve 16. maddesindeki eserde değişiklik yapılması manevi haklarının da ihlal edildiği, reklam ve tanıtım işinde adın belirtilmesi gerekmediğinden FSEK’nun 15. maddesindeki adın belirtilmesi manevi hakkının ihlal edilmediği, davacının ihlal edilen bu mali ve manevi haklarından dolayı FSEK’nun 67. maddesi uyarınca tecavüzün ref’ini, hükmün ilanını, FSEK’nun 68/2. maddesi uyarınca üç katı kadar telif tazminatı, FSEK’nun 69. maddesi uyarınca tecavüzün men’ini, FSEK’nun 70. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat ile temin edilen gelirin de kendisine verilmesini talep edebileceği, alınan bilirkişi raporu ile davalı … A.Ş.’nin karlılık oranına göre ajans hizmet bedeli olarak diğer davalıdan elde ettiği karın 47.858,17-TL olduğu tespit edildiği, diğer tanıtım faaliyetlerinden elde edilen gelirin davacının eseriyle ilgisinin bulunmadığı, FSEK’nun 70. maddesi uyarınca davalıların elde ettiği karın da bu kadar olduğu, davacının FSEK’nun 68/2. maddesi uyarınca bu bedelin üç katı olan 143.574,51 TL tazminat talep edebileceği, bu tazminatın elde edilen kardan indirilmesi halinde davacıya ödenmesi gereken tazminat tutarının değişmeyeceği, ayrıca davacının FSEK’te yer alan manevi haklarına da tecavüz edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı … A.Ş için … konusunda hazırladığı reklam konseptinin davalılar tarafından izinsiz olarak kullanılmış olması nedeniyle FSEK’in 68.maddesi uyarınca telif ücretinin 3 katı kadar 143.574,51-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalıların davaya konu reklam konseptine muhtemel tecavüzlerinin önlenmesine, hüküm özetinin ülke çapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle 1 kez ilanına, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; -Tazminat hesabının yanlış hesaplandığını, -Mahkemece ihlal edilen eserin mahiyeti doğru tespit edilemediğini, -Adın belirtilmesi hakkının ihlal edilmediğine dair tespitin hukuka aykırı olduğunu, -Tecavüzün tespitine yönelik talebin değerlendirilmediğini,-Manevi tazminat miktarının dosyaya uymayan gerekçelerle düşürülmesinin doğru olmadığını, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde; -Mahkemenin hükme esas alınacak ve denetıme elverişli bilirkişi raporu olmadan ve varsayıma dayalı olarak hüküm kurduğunu,-Bilirkişilerin, benzerlik var demekle yetindiklerini, ve fakat hangi oranda olduğunu ortaya koyamadıklarını, hesap raporu dışındaki bilirkişilerin eserin derleme olduğunu belirttiği, -Tazminat miktarının yasalara uygun yapılmadığını,ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde; -Davacı tarafça diğer davalı … kesildiği iddia edilen faturalardan hiçbirinin edilmediğini,-Davacının hiçbir iddiasının haklı olmadığını, intihalin söz konusu olmadığını, -Davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını,-Müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, -Müvekkili şirketin davacının çalışmasından hiçbir şekilde haberi olmadığını,- Davacının çalışmasının FSEK kapsamında eser mahiyetinde olmadığını,- Dava konusu çalışmalarda kare içinde kare konseptinin kullanılmasının hiçbir hak ihlali teşkil etmediği, zira … isminde geçen … kelimesinin kare anlamına geldiği, reklam kampanyasında karenin ön plana çıkarılmasının kaçınılmaz olduğunu, -Usule aykırı bir şekilde hesap bilirkişi raporu hazırlandığını ve bu raporun karara esas alındığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, FSEK’in 68. ve 70.maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat ile tecavüzün önlenmesi davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olduğu, tarafların itirazlarının ek raporlarla karşılandığı, takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yönünden alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalılar yönünden alınması gereken 13.233,00 TL nispi harçtan, 6.612,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.620,70 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılaması olarak davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 97,00 TL posta-teb.müz.giderinin 1/2 oranında takdiren 48,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/10/2023