Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2134 E. 2023/1102 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2134 Esas
KARAR NO: 2023/1102
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2014/1258 2020/578
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; 20.06.2014 tarihli 50.000 TL bedelli … Ümraniye Şubesine ait … seri nolu çek’in 20.06.2014 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, muhatap banka tarafından çek’in müvekkili şirkete gönderilmesi üzerine yapılan incelemeleri sonunda çekdeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşıldığını, davalıların elinde olan 50.000 TL bedelli olarak doldurulmuş çek’in , müvekkili şirketin rızası hilafına imzasız ve boş olarak kaybettiği/çaldırdığı çek koçanından olduğunu, müvekkili şirketin rızası hilafına imzasız ve boş olarak elinden çıkan çek üzerindeki keşideci imzası, müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, keza müvekkil şirket yetkilisinin onayı dahilinde verilmiş bir çek de olmadığını, Müvekkil şirketin yetkili temsilcisi, yani çek keşide etmek de dahil, her türlü temsil ve ilzam yetkisi münferiden, şirket Yönetim Kurulu Üyesi …’a ait olduğunu, Müvekkil şirkette, … dışında hiç kimsenin temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığını,Müvekkil şirketin yetkili temsilcisi, yani çek keşide etmek de dâhil, her türlü temsil ve ilzam yetkisi münferiden, şirket Yönetim Kurulu Üyesi …’a aittir. Müvekkil şirkette, … dışında hiç kimsenin temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığını, öncelikle, dava konusu çeke ödeme yasağı konulmasını, müvekkili şirket aleyhine icra takibine geçilmesinin önüne geçmek için yargılama sonuna kadar ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, müvekkili şirketin herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ile söz konusu çekin müvekkil şirket açısından iptaline, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar … A.Ş. İle … Yat A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu çek müvekkili şirket … Yat. A.Ş. İle davacı arasında yapılan hotel kontenjan sözleşmesine istinaden verilmiş ve müvekkil … A.Ş. Tarafından … A.Ş.’ye ve diğer davalıya ciro edilmiş çek olduğunu, hotel kontenjan sözleşmesinden görüleceği üzere sadece bu çek değil birden fazla çek’in müvekkili şirkete verildiğini, sözleşme karşılığı alınan işbu çekte müvekkili şirket tarafından karşılıklı ticari ilişki içinde bulunduğu diğer davalıya ciro edilerek verildiğini, bu nedenle işbu davada, davaya konu çeklerin hangi amaçla hangi iş ya da hizmetin karşılığı olarak müvekkili şirkete verildiğinin araştırılması gerektiğini, bu sözleşmelere ve verilen çeklere karşılık müvekkil şirket tarafından da davacı tarafa teminat sened ve çekleri verildiğini, bu teminat sened ve çeklerine ilişkin olarak da taraflar arasında protokoller yapıldığını, Davacı tarafın yaptığı sözleşmeye sadık kalamayıp ve çekleri ödeyemeyeceğini anlayınca Sayın Mahkemeyi de yanıltmaya yönelik olarak imzaya itiraz yerine özellikle ve kasten hukuki menfaatten yoksun işbu davayı açtığını, sözleşmeleri ve müvekkil şirkete verilen tüm çekleri ve taraflar arasında yapılan protokolleri davacı şirket adına … isimli yetkilisinin imzaladığını, Sunulan sözleşmelerde yer alan aynı kişi tarafından imzalanmış, aynı bankanın tam 14 adet çekin davacı tarafından ödendiğini, Davacının inkar ettiği davaya konu çek ile dosyaya sundukları diğer çeklerin imzalanıp taratılarak davacı şirket tarafından …, …@…com.tr mail adresinden müvekkil şirkete gönderildiğini, davaya konu çekle birlikte müvekkil şirket ile davacı arasında yapılmış olan tüm hotel kontenjan sözleşmeleri ile çeklerin davacı firma tarafından çalınmak istendiğini, bu hususta savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, davacı tarafın baştan planlanmış ve organize bir şekilde işbu dava gibi neredeyse kestiği her bir çek yaprağı için işbu davanın dışında bir çok mahkemede sadece müvekkil şirketlere karşı değil müvekkil şirketin ticari ilişki içerisinde bulunduğu … Ltd.Şti.-… A.Ş.- … Tur.A.Ş. gibi birçok firmaya karşı böyle menfi tespit davaları açtığını, davacı tarafça, hukuki menfaat olmaksızın, sırf bu çekleri ödememek için mahkemeyi yanıltıcı şekilde, hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirterek yetki itirazında bulunmuş, dava konusu çekin müvekkiline diğer davalı … Yatırım A.Ş.’den geçtiğini, bu nedenle husumetin müvekkili yerine diğer davalılara yöneltilmesi gerektiğini, bu kapsamda, davanın öncelikle müvekkili şirket bakımından husumet yönünden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da; müvekkil şirkete çek doğrudan davacıdan geçmediğinden, bu konuda bilgi sahibi olmamız mümkün olmamakla birlikte, imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmaması halinde bile, davacı kötü niyetle bu itirazda bulunmakta olduğundan, hukuk düzeni kötü niyeti korumayacağından, davanın reddi gerektiğini, edindikleri bilgiye göre, davacı şirket yetkilisi dava konusu çekte olduğu gibi, 3. kişilere verdikleri çok sayıda çeki, çalışanı olan bir kişiye imzalattığı ileri sürülmekte, sonradan imzasını inkar etmek suretiyle çek bedelini ödemeyi reddettiğinin belirtildiğini, bu konuya ilişkin çok sayıda dava ve şikayetin mevcut olduğunu, söz konusu dosyalar incelendiğinde, davacının kötü niyetle, borçtan kurtulmak amacıyla imza inkarında bulunduğu anlaşılacağını, şayet iddia edildiği gibi, dava konusu çek yetkisiz şirket çalışanı tarafından imzalanmışsa da, davacının sorumluluğu olacağını, çek koçanının çalınmış ya da kaybolmuş iddiasının temelsiz ve samimiyetten uzak olduğunu, hiçbir kabul manasına gelememek üzere, dava konusu çeklerin de bulunduğu çeklerin koçanının kaybolduğunun ileri sürülmesinin hiçbir dayanağı bulunmadığını, Davacı tarafın işbu davayı açmakta hiçbir hukuksal menfaati de bulunmadığını, zira, gerçekten borçlu olduğu halde, kesin borç ikrarı niteliğindeki bir sözleşmeye ve onun eki protokollere dayandığı bilinen işbu çeklerin altındaki imzaların şirketin imza yetkilisi dışında bir çalışan tarafından imzalandığı/ şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığının ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini savunarak yasaya ve usule aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “… her iki raporda da inceleme konusu çekteki keşideci imzası ile …’ın karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan yüksek derecedeki benzerlik nedeni ile, …’ya ait … nolu keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 20.06.2014 olan 50.000,00 TL bedelli çekteki keşideci imzasının …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığından davanın reddi ile tazminat şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddinE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporlarına itirazlar giderilmeden ve taraf ticari defterleri incelenmeden emsal olarak sunulan bilirkişi raporu ile çelişkiler giderilmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini, Davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1224 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu aynı nitelikteki dosyada verdiği raporda; “inceleme konusu 4 adet çekte “… ticaret ve sanayi anonim şirketi”ne atfen atılı keşideci imzaları, teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermeyen, çizgilerden ibaret basit tersimli imzalar olması nedeniyle, aidiyetinin ve bu meyanda sorulduğu üzere, …’ın eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediğini” beyan etmiş olmasına, işbu davaya konu çekteki imza da, karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, basit tersimli imza olmasına rağmen, davaya konu çekteki imzanın …’a ait olduğu kanaatine varıldığını beyan edilmiş, mahkeme tarafından da sunulan raporlar arası çelişkiler giderilmeksizin karar verilmiş olduğunu, Davaya konu çekteki keşideci imzası ile davacı şirket yetkilisinin imzası, çıplak gözle incelendiğinde dahi benzememesine rağmen, bilirkişi raporunda, ulaşılan sonucun maddi dayanakları denetime elverişli şekilde ortaya konulmadığını, raporu yetersiz olduğunu,kendilerince bildirilen mukayese imzaların yer aldığı belge asılları ilgili yerlerden celbedilmeden, bazıları fotokopi olan evrak üzerinden inceleme yapılmış olmakla, incelemenin ve tanzim edilen raporun karara dayanak olması mümkün olmadığı gibi, yasa ve içtihatlara göre delil niteliğinde olmayan fotokopi belge üzerinden imza incelemesi yapılması hukuken kabul edilebilir olmadığını, Davacı/Müvekkili Şirket yetkilisinin imzasının ortasındaki bölüm süreklilik arz eder şekilde düz olarak bitmesine karşın, davaya konu çekteki imzanın altındaki çizgi düz olarak bitmemekte, içeriye doğru kıvrımlandığını, Davacı/Müvekkili Şirket yetkilisinin imzasının ortasında bulunan kısa çizgiler bütün mukayese imzalarda süreklilik arz eder şekilde, en az üç el hareketinden (küçük çizgilerden) oluşmasına karşın, davaya konu çekteki imzada, tek çizgi olduğunu, İmzalardaki eğim ve oval çizgilerde de çok ciddi farklılıklar olduğunu, YHGK, 30.05.2001 T., 2001/12-436 E., 2001/467 K. dikkate alınması gerektiğini, Hükme esas alınan Bilirkişi raporunda, sadece şablon ifadeler kullanıldığını, gerekçe olmadığını, fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle desteklenmediğini, Bu tip davalarda Adli tıp kurumu’nun dahi, imza incelemesi için öncelikli ve son mercii olmadığını İstanbul üniversitesi Adli tıp enstitüsü’nden yeniden rapor alınması gerektiğini, Davacı/Müvekkili Şirket yetkilisinin imzası gerek davaya konu çekteki sahte imza Basit Çizimli (Tersimli) İmza olduğunu, müvekkilinin kullandığı/benimsediği imzanın taklit edilmesinin en kolay imza olabileceğini ve bu tür sahteciliklerde kullanılabileceğini bilmediği için, yıllardan beri basit tersimli imza kullandığını, hükme esas alınan raporda, bir takım ışık, ışın, tarayıcı ve bilgisayar analiz programı kullanıldığı belirtilmiş, ancak, incelemenin hangi aletlerle yapıldığı, ulaşılan sonuca nasıl ve ne şekilde varıldığı açıklanmadığını, belirtilen cihazlar ve sair işlemler de imza incelemesi için yeterli cihazlar olmadığını, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi, yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik araç gereç yardımıyla bu yönde inceleme yapılması gerektiğinin belirtildiğini, Yargıtay HGK. 2013/19-2083 E. 2015/1307 K. 6.5.2015 T. dikkate alınması gerektiğini, Bilirkişi Raporunda; imzanın baskı özelliklerinin olup olmadığı imzanın belgedeki konumu ve şekli açıklanmamış, incelemenin hangi yöntemle yapıldığı, farklı filtre ve dalga boylarında spektrum analitik özelliklerinin incelenip incelenmediği belirtilmemiş olduğunu, Yargıtay içtihatlarının dikkate alınamdığını, yeni rapor alınması gerektiğini, Müvekkili aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmiş ise de tazminata ilişkin kararın gerekçesi ve dayanağı ortaya konulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Dava konusu … Bankası AŞ Ümraniye Şubesi’ne ait 20.06.2014 Tarihli 50.000TL bedelli … seri nolu çekte keşideciye aften davacı …Aş, lehtar olarak … Turizm Aş, 2.ciranta …aş, lehtar ..AŞ yazılı olup çekin bankaya ibraz edildiği, keşideci tarafından bankaya çeklerin imzasız boş çek olduğu ve ödenmemesi talepli bankaya başvuru dilekçesinin bir kısmının dosyaya sunulduğu, banka yazı cevabına göre de keşideci imzası banka kayıtları ile benzeşmediğinden işlem yapılmadığı bildirilmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi raporunda; İnceleme konusu çekteki keşideci imzası ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiş, raporun 1.sayfasında 5.1 Teknik yöntemler, 5.2.1.Laboratuvarda bulunan cihazlar ve 5.2.2. Optik aletler bölümlerinde tanımlanmış olduğu bildirilmiştir. Bilirkişiler Adli Bilimler ve Belge İnceleme uzmanı Yrd Doç Dr …, Uz Dr … ve Prof Dr. … müşterek raporunda; Belgelerin analizi sonucunda; inceleme konusu çekteki keşideci imzası ile …’ın karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan yüksek derecedeki benzerlik nedeni ile, …’ya ait … nolu keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 20.06.2014 olan 50.000,00 TL bedelli çekteki keşideci imzasının …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir. Davalı … YATIRIM A.Ş.’ hakkında iflas kararı verilmiş, mahkemece İİK 194.md. uyarınca 2. Alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar beklenilmiş, iflas idare memurlarına tebligat yapılmıştır. Davalı …AŞ, davacı şirket ile imzalandığını ileri sürdüğü sözleşme örneklerini sunmuştur. Davacı vekili İstanbul Anadolu 2.ATM nin 2014/1224 E sayılı dosyasına sunulan ATK ve bilirkişi rapor suretlerini sunmuş çeklerin lehtarının … şirketi olduğu, çeklerdeki keşideci imzasının şirket temsilcisi eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği yönünde görüş bildirildiği, İstanbul Anadolu 1 ATM 2014/1337 e sayılı dosyasındaki rapor sureti de sunulmuş olup ilgili raporda lehtarı Scanway olan 25.000TL bedelli çekteki imzanın şirket temsilcisi eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtildiği görülmüştür. Davalı vekili İstanbul Anadolu 5.ATM nin 2014/2320 E sayılı dosyasına sunulan bilirkişi heyeti rapor suretini sunmuş olup rapordaki 2 adet çekin lehtarının … şirketi olduğu, çeklerde keşideci imzasının keşideci eli ürünü olduğu yönünden görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE Dava, imza inkarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden ve üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan her iki raporda dava konusu çekteki imzanın davacı şirket temsilcisinin eli ürünü olduğu yönünde görüş bildirilmiş olup raporlardaki bir kısım mukayese evraklar fotokopi ise de; raporlarda çek tarihinden önceki tarihli imzaların bulunduğu evrak asıllarının da mukayeseye belge olarak incelendiği, davacı vekilinin 01.02.2016 Tarihli dilekçesi ekinde sunulan evrakların da raporlarda mukayese evrak olarak yer aldığı, kullanılan teknik yöntemlerin belirtildiği dikkate alındığında raporların yeterli ve denetime elverişli olduğuna yönelik ilk derece mahkemesi kabulü yerinde görülmüştür. Davacı vekili yeni rapor alınmasını talep etmiş ise de; raporlar arasında çelişki bulunmadığı, davacı vekilinin yargılamada ve istinafta değindiği bilirkişi raporunun dava konusu olmayan başka çeklere ilişkin olduğu da dikkate alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.Davacı vekili müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf istemi olarak ileri sürmüş ise de; mahkemenin tazminata hükmetmediği dikkate alındığında davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin yatırılan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,-Davalının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 8,25-TL istinaf masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/07/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.