Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2121 E. 2021/2238 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2121 Esas
KARAR NO: 2021/2238 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/552 E.,
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin, grup şirketi olan dava dışı … Ltd. Şti’den “…” ibareli markayı 11/12/2020’de devraldığını, markanın müvekkili adına koruma altında olduğunu, müvekkiline bu markayı devreden şirketin ayrıca “…”, “…” ve “…” ibareli markalarının bulunduğunu, müvekkilinin yaptığı üretim ve pazarlama faaliyetleriyle kendisine iyi bir pazar payı oluşturduğunu, davalının ise spor giyim ve aksesuarları sektöründe faaliyet gösterdiğini ve … numaralı “…” ibareli markayı 16/08/2021 tarihinde adına tescil ettirdiğini, davalının bu markayı ürünlerinde ve internet sitesinde kullandığını, markadaki ortaya çık ibaresinin müvekkilinin markası olan “…” ibaresinin birebir Türkçe çevirisi olduğunu, yine internet sitesinin de aynı şekilde bulunduğunu, bu durumun markaya tecavüz oluşturduğunu belirterek davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne, davalının markayı haksız kullandığının tespitine, tecavüzün önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, gerekçeli kararın gazetede ilanına, ayrıca davalıya tebligat yapılmaksızın davalı tarafından kullanıma devam edilen müvekkiline ait markayla aynı özellikleri taşıyan marka ambleminin ticari maksatla kullanımının önlenmesine, davalıya ait internet sitesinde ve diğer tanıtım mecralarındaki tanıtım ve kullanımın durdurulmasına, mütecaviz markanın internet sitesinden çıkarılmasına, mümkün olmadığı takdirde internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; marka tescil belgesinde marka sahibinin … Ltd. Şti.diye gösterildiğini, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, markaların aynı veya benzer olmadığını, ürün ve hizmetin de aynı ve benzer olmadığını, davacının iddialarının dayanaksız olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince 17/09/2021 tarihinde verilen ara kararla; “HMK.nun 390/3 maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir isteyen vekilince davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek ve ispata yeter delillerini dilekçesine eklemek zorunda olduğu, somut olayda delil listesinde herhangi bir tespit dosyası yahut rapor sunulmadığı gibi dava dilekçesinde bu yönde bir talep de bulunmadığı, mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı” gerekçeleriyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; yaklaşık ispatın sağlandığını, davalının markasının müvekkilinin markasının birebir Türkçe’ye çevirisi olduğunu, SMK’nun 159.maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi gerektiğini, İstanbul BAM 16. HD.’nin 2020/2117 E. -2329 K.sayılı ve 2021/679 E. -1056 K.sayılı kararlarının da bu yönde olduğunu, dava dilekçelerinde markaya tecavüzün tespitinin talep edildiğini ve ispata yarar delillerinin sunulduğunu, dosyanın uzman bilirkişiye tevdi edilerek talebin değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin hitap ettiği tüketici çevresi dikkate alındığında her iki markanın karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, Yargıtay kararlarında da tescilli bir markanın kullanım şeklinin değiştirilip tescilli başka bir markaya yaklaştırılıp iltibas oluşturacak şekilde kullanımının tecavüz oluşturduğu ve buna göre tecavüzün men’ine yönelik önlemlerin alınması gerektiğine işaret edildiğini bildirmiştir. Davacıya ait … tescil numaralı “…” markasının 18, 25 ve 35.sınıflarda 12/12/2019’da tescil edildiği görülmüştür. … tescil numaralı “…”, … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” markalarının dava dışı … Ltd.Şti.adına tescilli olduğu görülmüştür. Davalıya ait … tescil numaralı … ibareli markanın 25.sınıfta 17/02/2021 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, ortadan kaldırılması ve kararın ilanı taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nun 389.vd.maddeleri uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Somut olay bakımından yapılan değerlendirmede, taraflara ait marka tescil belgeleri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mevcut durum itibari ile yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinafa yargılama giderlerinin istinafa gelen davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 29/12/2021