Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2117 E. 2022/668 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2117 Esas
KARAR NO: 2022/668
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2021
NUMARASI: 2019/595 E. – 2021/583 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müteaddit defalar davalıdan taşıt kredisi kullandığını, bu kredileri kullanırken kendisinden dosya masrafı, kredi kullanım masrafı yada başka adlar altında hukuka aykırı şekilde kesintiler yapıldığını ya da masraf alındığını, müvekkili ile banka arasında imzalanan sözleşmenin bir örneğinin davacının kendisine verilmediği gibi önceden hazırlanmış matbu sözleşme olması dolaysıyla kendisine sözleşmenin içeriğine müdahale hakkının da verilmediğini ve sözleşmenin müzakere edilmediğini, kaldı ki sözleşmelerin taraflar arasında akdedilirken sözleşme hürriyeti ilkesine bağlı olarak taraflar arasında dengesizliğe yol açacak veya taraf aleyhine olacak maddenin hukuken bağlayıcılığını olmadığını ve diğer hukuki gerekçelerini beyanla, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilinden alınmış bulunan fazlaya ilişkin dava ve talep haklan saklı olmak kaydıyla şimdilik 1.000.-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki uyuşmazlıkta 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağını, huzurdaki davanın ticari krediden kaynaklandığını tacirlerin yaptıkları iş için ücret talep edebileceklerini, geri ödeme planlarının her bir müşteri için farklı düzenlenmekte olduğunu, genel işlem niteliğinde olmadığını ve diğer hukuki gerekçelerini beyanla, haksız ve hukuka aykırı dayanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (İlk Karar): İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.02.2017 tarih ve 2015/815 Esas – 2017/73 Karar sayılı kararıyla; “…davacı kredi asıl borçlusunun müşteri sıfatıyla, davalı banka arasında akdedilen 2.000.000.-USD tutarındaki … Kredi Sözleşmesi’ne dayalı olarak davalı banka tarafından davacı şirkete çeşitli poreje numaraları ile taşıt kredileri ile taksitli işletme kredilerin kullandığıyla ile ilgili taraflar arasında bir ihtilaf mevcut olmadığı, taraflar arasında kredinin verilmesi için düzenlenen kredi sözleşmesinde dosya masrafının alınmasına dair açık bir hükmün bulunmadığı, davalı banka davacıdan alınan dosya masraf ve ücretin bankanın verdiği hizmetin karşılığı olarak talep edildiğini beyan etmiş olmasına karşın, bu hizmetlerin nelerden kaynaklandığı hususunda herhangi bir açıklama yapmadığı gibi yapıldığı beyan edilen hizmetlerle ilgili herhangi bir belge sunulmadığı, sözleşme hükmünde, sözleşme gereği yapılacak tüm masrafların ödenmesi kabul edilmiş olmasına rağmen, yapılan masrafların neler olduğu belirtilmediği, davalı bankanın tüm maliyet giderlerini, kredi faiz oranına ilave etmesi gerektiği, bankalar tarafından kullandırılan kredilerde uygulanacak faiz oranları, faiz dışında sağlanacak diğer menfaatler ve tahsil olunacak masrafların niteliklerinin ve sınırlarının serbestçe belirleneceği hüküm altına alındığı, bu durumda davacı şirketin davalı bankadan kullanmış olduğu kredilerden dolayı davacı hesabından tahsil edilen toplam 83.931,12TL alacağının doğduğu kanaatine varıldığından davanın kabulü ile 83.931,12-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI (2017/2648 Esas): Dairemizin 16 HD 18/10/2019 tarih 2017/2648 esas 2019/2187 karar sayılı ilamında; “Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nin bu tip davalarda izlenmesi gereken yol ve raporun hangi kriterlere göre düzenleneceği hususunda yerleşik denilebilecek bir uygulama sözkonusudur. Öncelikle davacı yan talebinin incelenmesi için kullanılan kredi türü ve miktarı belirtilmek suretiyle , benzer finans kuruluşlarından ve benzer bankalardan aynı krediye uygulanan komisyon, dosya masrafı, ekspertiz masrafı vb kesinti kalemlerinin hangi oranda veya ne miktarda tahsil edildiği yönünde belge ve bilgi toplandıktan sonra bankacılık sektörünün genel uygulaması belirlenip, sonrasında sözleşme hükümleri , davacı ile davalı arasındaki kredi ve müşteri ilişkisinin tamamı değerlendirilerek ve tarafların tacir oluşları ancak bir tarafın daha güçlü bir tacir oluşu da dikkate alınarak hüküm kurmaya elverişli ve iddia ve savunmaların tamamı karşılayacak nitelikte bir rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi zorunlu olup, eldeki rapor ve Tüketici Kanunu kapsamındaki içtihatlara atıfla verilen karar doğru görülmediğinden yukarıda açıklanan belgeler temin edilerek farklı ve konuda uzman bir bilirkişiden alınacak rapor çerçevesinde karar verilmesi gerektiğinden davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına.” karar verilerek dosya ilk derece mahkemesine iade edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2019/595 Esas) İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih ve 2019/595 Esas – 2021/583 Karar sayılı kararıyla; “…istinaf ilamı doğrultusunda emsal uygulamaların tespiti için davalı bankanın katılım bankası olduğu hususu göz önünde bulundurularak dava konusu edilen kesinti ve buna dayanak GKS zamanları dikkate alınarak faaliyette bulunduğu tespit edilen … Bankası ve … Bankası’na müzekkere yazılarak 2008-2014 yılları arasında yaklaşık 2.000.000,00-USD tutarlı kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan ticari nitelikte taşıt kredileri ve taksitli işletme kredilerine uygulanan komisyon, dosya masrafı, ekspertiz masrafı ve benzeri kesinti kalemlerinin hangi oranda veya ne miktarda tahsil edildiği yönünde gerekli bilgi ve belgeleri istenmiş olup, gelen yazı cevapları sonrasında bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; emsal bankaların uygulamalarının da benzer olduğu ve bankanın bu tür masrafları tahsil edebileceği, tarafların tacir olması nedeniyle GKS koşullarının basiretli bir tacir tarafından incelenmesi gerektiği, sonrasında yapılan kesintilerin GKS’deki şartların genel işlem şartlarına uymadığını ve geçersiz olduğunun söylenemeyeceği belirlendiğinden yapılan tespit ve değerlendirmeler dikkate alındığında davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi genel işlem koşulu niteliğine haiz olup taraflarca müzakere edilmeden hazırlandığını, işbu sözleşmeye dayanılarak müvekkilimden dosya masrafı ve komisyon adı altında sair ücret kesintilerinin yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, Sözleşmeyi hazırlayan davalı banka söz konusu sözleşmede yer alan masraf ve komisyon kesintilerini içinde barındıran genel işlem koşulları hakkında müvekkilimi açıkça bilgilendirmemiş olup, bu durumda söz konusu hükümlerin sözleşme kapsamına alınmasının hukuka aykırı olduğunu, Her ne kadar müvekkilin basiretli bir tacir gibi hareket ederek, genel kredi sözleşmesini okuması ve incelettirmesi gerektiği söylense de davalı banka tarafından müvekkil şirketin sözleşmeyi okumasına dahi müsaade edilmediğini, 30/12/2020 tarihli duruşmanın 1 numaralı ara kararı gereği sayın mahkemece … Bankası ve … Bankası’na müzekkere yazılarak emsal uygulamalar hakkında bilgi talep edilmiş olmasına rağmen işbu ara karar yerine getirilmeden hüküm kurulduğunu, Alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınacak mahiyette denetime elverişli bir rapor olmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *14.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı şirketin davalı bankadan kullanmış olduğu kredilerden dolayı davacı hesabından tahsil edilen toplam 83 931,12TL alacağının doğduğu” kanaati bildirilmiştir. *31.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Davalı banka tarafından, davacı şirketin vadesiz Mevduat hesabından, Kredi Komisyonu masrafı adı altında 85.191,38 TL tahsil edildiğini, Genel kredi sözleşmesinde bu tür masrafların Banka tarafından alınabileceğinin kararlaştırıldığını, Bankaların da, bu tür işlemlerden alacakları masraflarını serbestçe kararlaştırabileceğini, Merkez Bankası kararı ve Tebliğinin de bu hususta açık olduğunu, Mahkemenin 30/12/2020 tarihli duruşmasında verilen ara kararı uyarınca, müzekkere gönderilen, … Bankası’nın, cevabi yazısı ve ekli 6 sayfalık listesinde yapılan uygulamaları incelendiğinde, emsal uygulamanın, aynı nitelikte katılım bankasının, davalı banka uygulaması ile mukayesesinde; emsal uygulamanın benzer nitelikte olduğunun anlaşıldığını, Banka teamüllerine ve bankacılık uygulamasında bankalarca ticari kredilerde bu tür masraf ve komisyonlar alınmakta olduğunu, Davalı bankanın belirlediği bir listenin dava dosyasında mevcut olmadığını, Davacının tacir olduğu gözetildiğinde, sözleşmede belirtilen şartlara uyması gerektiğini, genel kredi sözleşmesini okumasının ve incelettirilmesinin basiretli bir tacirden beklenen bir davranış olduğunu, bu bakımdan genel kredi sözleşmesindeki şartların genel işlem şartlarına uymadığı ve dolayısı ile geçersiz olduklarının söylenemeyeceği sonucuna varıldığını, Mahkemece, davacı vekilinin talebinin haklı olduğuna kanaat getirilmesine göre değerlendirmeler de yapıldığını, aksi görüşün benimsenmesi halinde ise, alacağın varlığından söz edilemeyeceğini, Buna göre, (talep gibi,) 20.08.2015 Dava tarihinden itibaren, davacı ıslah talebi de dikkate alınarak, 83.931,12 TL.alacak tutarına, (tarafların tacir olması ve işin niteliği de ticari olduğundan,) 3095 sayılı yasanın, 2/2.nci maddesi kapsamında, yukarıdaki tabloda gösterilen değişen oranlarda Gecikme Zammı (Avans faizi) talep edilebileceğini, aksi görüşün benimsenmesi halinde ise, davacı alacağından söz edilemeyeceği.” kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava kredi sözleşmesi kapsamında ödenen dosya masrafı, komisyon, ekspertiz ücreti vb. masrafların dayanaksızlığı gerekçesi ile istirdadına ilişkindir. İlk derece mahkemesince İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.02.2017 tarih ve 2015/815 Esas – 2017/73 Karar sayılı kararıyla) davanın kabulü ile 83.931,12-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuş, Dairemizin 18/10/2019 tarih ve 2017/2648 Esas – 2019/2187 Karar sayılı ilamıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Dairemiz kararı sonrasında devam eden yargılama sonrasında İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih ve 2019/595 Esas – 2021/583 Karar sayılı kararıyla; “… istinaf ilamı doğrultusunda emsal uygulamaların tespiti sonrasında aldırılan bilirkişi raporu ile; emsal bankaların uygulamalarının da benzer olduğu ve bankanın bu tür masrafları tahsil edebileceği, tarafların tacir olması nedeniyle GKS koşullarının basiretli bir tacir tarafından incelenmesi gerektiği, sonrasında yapılan kesintilerin GKS’deki şartların genel işlem şartlarına uymadığını ve geçersiz olduğunun söylenemeyeceği belirlendiğinden davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili tarafından “Mahkemece emsal banka uygulamalarının araştırılması için ara karar oluşturulduğu, ancak ara karar gereğinin yerine getirilmediği ve bu haliyle karar verildiği.” iddiası yönünden yapılan incelemede; mahkemenin 30/12/2020 tarihli duruşmanın 1 numaralı ara kararı ile … Bankası ve … Bankası’na müzekkere yazılarak emsal uygulamalar hakkında bilgi talep edildiği, … Bankası yazı cevabının 29.01.2021, … Bankası yazı cevabının ise 01.02.2021 tarihli olduğu ve cevapların dosyaya girmesi sonrasında bilirkişi incelemesinin yapıldığı ve davacı vekilinin eksiklik bulunduğu yönündeki iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı şirket ile davalı katılım bankası arasında 30.01.2009 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin bulunduğu, davacıya kullandırılan kredilerin bu sözleşme kapsamında kullandırıldığı görülmüştür. Dairemiz kararı sonrası devam eden yargılamada mahkemece yaptırılan emsal banka uygulamaları araştırması ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile; emsal bankaların uygulamalarının da benzer olduğu ve bankanın bu tür masrafları tahsil edebileceği, tarafların tacir olması nedeniyle GKS koşullarının basiretli bir tacir tarafından incelenmesi gerektiği, GKS’deki şartların genel işlem şartlarına uymadığını ve geçersiz olduğunun söylenemeyeceği tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.14/04/2022