Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2111 E. 2023/1104 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2111 Esas
KARAR NO: 2023/1104
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2016/876 2021/65
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senedini icraya koyduğunu ve takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, takipten dolayı aracına haciz konulduğunu, takip konusu senedin kendisine ait olmadığı gibi imzalarında kendisine ait olmadığını, davalı tarafın kendisini borçlu gibi mağdur ettiğini, ödeme emrindeki adreste bulunmadığını, yaklaşık 25 yıldır Bağcılar’ da ikamet ettiğini, bu nedenle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, kötüniyet tazminatı olarak %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde belirttiği iddialarının asılsız olduğunu, alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Dairesinin … (Eski esas), … (yeni esas) sayılı icra takibi kapsamında keşidecisi … olan, hamilinin … Bankası olan, 14/11/2003 vade tarihli, 13.000.000.000 TL bedelli senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, -Takibin iptali talebinin REDDİNE, -Davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin kötü niyet tazminat talep şartları oluşmadığından REDDİNE,” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinafında özetle; 30.10.2018 tarihli ara karardan rücu dilekçesi sunulmuş ise de; mahkemece bu talebin kabul edilmediğini, yerel mahkemenin 29.05.2018 tarihli duruşmasında davacı vekilince, mahkemenin vermiş olduğu kesin süre ve yapmış olduğu ihtarata rağmen, süresi içinde sunulmayan imza asıllarının bulunduğu yerleri bildirmek üzere süre talebinde bulunulduğu ve Mahkemece usul ve yasaya uygun olarak bu talep kabul edilmediğini, Ancak 25.10.2018 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı ile usule ve yasaya aykırı şekilde davacı tarafa imza örneklerinin bulunduğu belgeler yönünden yeniden iki haftalık süre verildiğini, duruşmada, davacı tarafın artık imza örnekleri olan belgelerin bulunduğu yerleri bildiremeyeceği, bu hususta daha önce verilmiş bir ara karar olduğu, ara kararın kesin süre ve ihtarat içerdiği, süresi içinde ihtara rağmen davacı tarafça belgelerin bulunduğu yerlerin bildirilmediği ve incelemenin duruşma sırasında alınan imza örnekleri ile senet aslının karşılaştırılması sureti ile yapılması gerektiği beyan edilmiş ise de; bu beyanın duruşma zaptına geçirilmediğini ve Sayın Mahkemenin önceki ara kararı ile çelişen bu ara kararı verdiğini, kesin süreye uymayan tarafın ihtaratın sonuçlarına katlanması gerektiği ve hakimin dosya kapsamındaki kesin süre ve ihtarat durumunu resen gözetmesi gerektiği de Yerleşik Yargıtay İçtihatları ile de sabit olduğunu, – kök ve ek rapora itirazlarını tekrar ettiklerini, dosyanın laboratuvar ortamında incelenmek üzere polis kriminale gönderilerek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talep ettiklerini, – İmzanın atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak incelemenin; konunun uzmanınca ve yeterli donanıma sahip laboratuar ortamında, optik ve teknik aletlerle o incelemenin gerektirdiği cihazlar kullanılarak grafolojik ve geometrik yöntemlerle yapılması, gerek incelemeye konu ve gerekse de karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza ve yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması ve sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilerek tarafların, Mahkemenin ve Yüksek Yargının denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza ve yazının hangi nedenle farklı ve hangi nedenle aynı kişinin eli ürünü olduklarını fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi gerektiğini, Yargıtay 12.HD.nin 25.10.2002T., 2002/20210E., 2002/21886K. numaralı ,Yargıtay HGK.nun 30.05.2011T., 2001/12-436E., 2001/467K. numaralı kararının dikkate alınması gerektiğini, Bilirkişi Kök ve Ek Raporlarında, Yargıtay İçtihatlarında ifade edilen hususlara yeterince açıklık getirilmediği sadece benzerlik bulunmadığı ifade edildiğini, hükme esas alınamayacağını, Bilirkişi Kök Raporuun birinci sayfasında “Örnek İmzalar” başlığı altında “Bila tarihli istiktap zabıtlarında ve tarihsiz dava dilekçesinde bulunan …’a ait imzalardır”. İfadesinin yazılı olduğunu, Raporda inceleme sırasında faydalanılan örnek imzalardan ilkinin; davacının istiktap zabıtlarındaki imzaları olduğunu, Davacının bir kısım imza örnekleri duruşma sırasında alındığını, celsenin uzamaması adına imza ve yazı örneklerinin kalan kısmının ise duruşma sonra Mahkeme Kaleminde alınmasına karar verildiğini yazı ve imza örneklerinin tamamının duruşma sırasında alınmamış olması ve kalemde alınmasına karar verilen örneklere, tarafımızın tanık olamaması nedeni ile davacıdan alınan imza ve yazı örneklerinin güvenilirliği, incelemeye uygun ve yeterli olup olmadığı bilinmediğini, 20.08.2019 tarihli Bilirkişi Kök Raporunda, faydalanılan diğer örnek imzanın ise; davacının dava dilekçesinde yer alan imzası olduğu belirtildiğini. Dava dilekçesinin tarihi bulunmamakla birlikte dava tarihinin 28.07.2015 olduğu İstanbul 17.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/342E sayılı Ön İnceleme Hazırlık Tutanağı’ndan görüldüğünü, Dava konusu senedin tarihinin ise; 14.11.2003‘tür. senet tarihinden tam 12 yıl sonrası olan 2015 yılına ait dava dilekçesindeki imza ve yine senet tarihinden tam 15 yıl 2018 Tarihinde alınan imza örnekleri üzerinden yapıldığını, Yargıtay 12.HD.nin 19.09.2011 T., 2011/1245E. ve 2011/15938K. Sayılı kararı, Yargıtay 12.HD.nin 08.12.2011 T., 2011/9651E. ve 2011/27343K. Sayılı kararının dikkate alınması gerektiğini, Mahkemelerden gönderilen mukayese materyalinin genellikle ya sayıca az ya da karşılaştırmaya elverişsiz olduğunu, imzanın gerek doğal varyasyonu gerekse değişimine yol açabilen, yer, vasıtalar, fiziki ve mental sebepler ve zaman gibi, şartlar nedeniyle kişiye ait karakteristik unsurların belirlenebilmesi için o kişinin şüpheli imza ile benzer şartlarda atılmış imzalarının incelenmesi gerektiğini, imzanın bilinçli olarak değiştirilebilmesi ihtimaline karşı da samimi imza örnekleri gerektiğini, Beş yıldan daha eski imza örneklerinin mukayeseye esas alınması doğru olmadığını, Şüpheli ve örnek imzaların fotokopi olmaması gerektiğini, davacı dava dilekçesinde senet borçlusu şirketleri ve şahısları daha önce hiç görmediğini beyan etmiş ise de, bu hususun gerçekle bağdaşmadığını dosyada mübrez imza sirkülerinde dahi, davacının eski unvanı … Dış Ticaret Ltd. Şti. Yeni unvanı … Matbaacılık ve Ajans Hizmetleri Ltd. Şti. unvanlı şirketin 2002 yılındaki ortaklar kurulu kararı ile şirketi 10 yıl süre ile münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürü olarak seçildiğini, davacı …’ın itiraz konusu imza tarihine yakın samimi imza örneklerinin temini açısından İstanbul Ticaret Odasına müzekkere yazılarak … sicil numaralı … Ajans Hizmetleri Ltd. Şti. unvanlı şirketinin 03.07.2002 tarih ve … yevmiye nolu şirket ortaklar kurulu kararı ve sonraki tarihli ( 2003, 2004, 2005 tarihli) kararlarının asıllarının istenmesi Yerel Mahkemeden talep edildiğini, Yargıtay 13. HD.nin 10.02.2014 T., 2013/27378E ve 2014/3108K. Sayılı Bozma ilamının dikkate alınması gerektiğini, Bilirkişi Heyet Raporunun incelenmesinde; Adli Tıp Kurumu’ndan emekli iki uzman ve Kriminal Laboratuarından emekli bir uzmandan oluşan heyete tevdi edildiği görüldüğünü, Ancak Yerleşik Yargıtay İçtihatlarından da görüleceği üzere; incelemenin halen devletin bir kurumu olarak faaliyette bulunan Polis Kriminal Laboratuarında fiilen çalışmakta olan uzmanlardan oluşturulacak bir heyete tevdi ile ilgili Kurum nezdinde incelenmesi gerektiğini, İlgili Kurum nezdinden oluşturulacak yeni bir heyetten rapor aldırılması Yerel Mahkeme’den talep edilmişse de kabul edilmediğini, belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME Dava konusu bono sureti incelediğinde; 18.10.2002 tanzim 14.11.2003 vade tarihli 13 milyar bedelli bonoda keşideci olarak …ŞTi kefil olarak …, …, …, …, … adının yer aldığı, lehtarın … bankası AŞ olduğu, görülmektedir. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında alacaklının .. bankası AŞ, borçluların …, …, …, …, … olduğu, takipte 13.000.000.000TL asıl alacak ile 823.00.000TL faiz BSMV ki toplam 13.823.000.000TL nin %60 faizi ile tahsili istemi ile kambiyo senedine dayalı takıp başlatıldığı anlaşılmaktadır.İstanbul Bağcılar Belediyesinden temin edilmiş … nolu Evlendirme Defterinin … nolu sayfasındaki 21.08.1998 tarihli Evlenme Akdi, Güngören Kaymakamlığından temin edilmiş 02.05.2002 tarihli Trafik Tescil Büro Amirliğine hitaplı matbu dilekçe, 29.09,2011 tarihli adres beyan formu, 01,06.2010 tarihli iki adet Nüfus Cüzdan Talep Belgesi, İstanbul …Noterliğince tanzim ve tasdikli 17.Temmuz.2002 tarih, … sayılı imza beyannamesi aslı, İstanbul …Noterliğine tanzim ve tasdikli 24.Temmuz.2002 tarih, … sayı ile tasdikli imza sirküleri fotokopisi, İstanbul …Noterliğince tanzim ve tasdikli 24.03.2016 tarih, … sayı ile tasdikli vekaletname fotokopisi,03.Eylül.2015 tarihli tebliğ mazbatası celbedildiği, imza örneklerin alınarak grafoloji uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.Bilirkişi heyeti kök raporunda özetle; senet asılının istiktap tutanağındaki imzalar ve dava dilekçesindeki imzalar ile karşılaştırıldığı, …’a atfen senette imza bulunmadığı, imzalar arasında benzerlik olmadığı belirtilmiştir.Bilirkişi heyeti kök raporunda; 13.000.000.000 TL bedelli senette bulunan imzaların bütün mukayese belgeler birlikte incelendiğinde çoğunluğu kendi aralarında şeklen ve tersim tarzı bakımından uyum içinde bulunan işlek ve karakteristik (K) harfi ve gramalardan oluşmuş, keşide çizgisi ile tamamlanan bir grup, bazı belgelerde ise (…) yazısı okunur tarzda atılmış farklı grup imzalar oldukları, söz konusu senette borçlu ve kefillere atfen atılmış imzalar ile …’a ait bütün mukayese imzalar arasında yapılan detaylı incelemede, imzaların tümünün genel şekli, tersim biçimi, ebadı,eğimi, yönü, doğrultusu, seyir, sür’at, istif, alışkanlıklar ve baskı derecesi bakımından aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunmadığı, tetkik konusu 13,000.000.000 TL bedelli senette borçlu ve kefillere atfen atılmış imzalar ile …’a ait imzalar arasında aynı el ürünü olduğunu gösterir herhangi bir imza bulunmadığı kanaatinin bildirildiği yönünde görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, imza inkarı nedeni ile İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İmza defi mutlak defi olup senetteki imzanın davacı eli ürünü olduğunu ispat yükü senet hamili davalıdadır. Mahkemenin 25.10.2018 tarihli duruşma tutanağına göre davacı asilin imza örneklerinin duruşmada alındığının tutanağa bağlandığı, duruşma sırasında hazır bulunan davalı vekilinin beyanında tutanağa itirazının olmadığı, sahtelik incelemesinn HMK 211 maddesine uygun olarak yapıldığı, mahkemece mukayeseye esas evrak asıllarının celbi için resmi kurumlara müzekkere yazılmasında usule aykırılık olmadığı, davalı vekilinin talebine istinaden Ticaret Sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, yazı cevabındaki 03.07.2002 tarihli ortaklar kurulu kararının celp edildiği, üst yazıda şirketin 2003’te tasfiye edilmesi nedeni ile sonraki tarihli işlem kaydı olmadığının belirtildiği, raporun üç kişilik grafoloji uzmanından oluşun heyetten alındığı ve raporda imzaların grafolojik grafometrik metodlara göre stereo mikroskop ve docu-viemer R212 cihazı altında değişik ışık boyutlarında detaylı incelemeler yapıldığına yer verildiği, raporun resmi kurumdan alınmasının zorunlu olmadığı, raporda senetteki imzaların davacı eli ürün olmadığının belirlendiği, senet asılının ve senetten önceki tarihli evrak asıllarının incelendiği, raporun yeterli ve hükme elverişli olduğu dikkate alındığında davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince,davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 944,24 TL harçtan, peşin yatırılan 888,03-TL’nin mahsubu ile bakiye 56,21-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 5,50-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/07/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.