Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/211 Esas
KARAR NO: 2021/288
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2019
NUMARASI: 2018/310 E. – 2019/454 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu ile Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi imzalandığını, davalı ile imzalanan sözleşme hükümleri gereğince, davalının ödemekle yükümlü olduğu fatura bedellerinin davalıya yanca ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, borcun haksız olarak itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine %20 ‘dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; radyoların salt ticari kurum olmadıklarını, 2009 yılında yapılan sözleşme RATEM’in önerisiyle diğer meslek birliklerinin baskısı altında yapıldığını yüksek bulunan telif ücretlerini ödeyecek durumları kalmadığından yayınlamama kararı aldıklarını, sadese Türk Halk Müziği anonim eserleri yayınladıklarını, MÜYOBİR’e ait eserlerin yapımcısı olan MÜ-YAP tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih ettiğini, daha sonra Müyap ve Müyobir tarafından yeni sözleşme gönderildiğği , sözleşme 2010 ve önceki yıllar için yeniden ödemeyide kapsadığı için kabul edilmediği, talep edilen ücretin zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacının iddiası, fatura belgeleri, denetim ve hüküm kurmaya elverişli son mali bilirkişi raporu, icra dosyası ve fesihe ilişkin belgeler tüm dosya kapsamı dikkate alınarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasında davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin 10.636,6 TL üzerinden devamına, Takip tutarının takdiren % 20′ si üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği, davalı yan her ne kadar MÜYAP meslek birliğine ait fesih bildirimini dosyaya sunmuş ise de; huzurdaki davacının MÜYORBİR yani farlı bir meslek birliği olduğu, yine ekindeki yayın sözleşmesinin MÜYAP ve MÜYORBİR ile yapılmış olup, davalının MÜYORBİR yönünden sözleşmenin fesih edildiği yönünde delil bildirmediği, davalının yetkilisinin ceza yargılamasında beraat etmesinin sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasında davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin talep gibi 10.636.6 TL üzerinden devamına, kabul edilen takip tutarının takdiren % 20′ si üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle icra inkar tazminatının dahi davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tebligat Kanunu’nun 7/A maddesine göre; anonim şirketlere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, aksi durumda usulsüz tebligat değil, tebligatın geçersizliği yani tebligatın yokluğu durumunun söz konusu olacağını, Anonim şirketlere elektronik tebligatın zorunluluğu 19.01.2013′ den bu yana devam ettiğini, dosyada davalı aleyhine yapılan tebligatlar incelendiğinde, Tebligat Kanunu’nun 7/A maddesindeki amir olan yolun izlenmediği, elektronik yolla tebligatın talep edilmediği, elektronik tebligat çıkartılması yolunun denenmediğini, TK 35. madde hükmüne göre tebligatın yapılmasının geçersiz olduğunu, Mersin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nden davalının güncel adresini sorulmadığını, TK 35 e göre tebligatın da usulsüz olduğunu, gerekçeli karardan 17.08.2020’de haberdar olduklarını ve bu nedenle istinaf başvurusunun süresinde olduğunu, Esas yönünden sözleşmenin davalı yanca feshedildiğini, yeni döneme ilişkin sözleşme ise davalı tarafından imzalanmadığını, buna rağmen 2010 ve sonrası için davacı tarafından istenen bedellerin yasal olmadığını, … imzalı 18/12/2018 tarihli raporda da dile getirildiği gibi davada (icra takibinde) talep edilen bedeller haksız olduğunu, bedellere faiz yürütülmesinin de temerrüt olmadığından mümkün olmadığını, Davalının faturaya itiraz etmemesinin, faturanın içeriğinin kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini, davalının faturaya konu alacağı kabul etmediğini, 18/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ile … imzalı bila tarih ikinci rapor arasında çelişki olup, bu çelişkinin giderilmediğini, yeni bir bilirkişiye sevkinin de gerekçesi olmadığını, Davacının istediği talepler ile İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/589 Esas ve İstanbul … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyaları birlikte incelenmesini talep ettiklerini, kabul manasına gelmemek kaydıyla icra inkar tazminatı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sözleşme bedelinin ödenmediği iddiası ile başlatılan takipte İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Öncelikle gerekçeli kararın davalıya tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı ve buna dayalı olarak davalının istinaf isteminin süresinde olup olmadığı yönünden inceleme yapılmalıdır. Mahkemece gerekçeli kararın davalının bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade gelmesi üzerine aynı adrese TK 35.maddesine göre 03.02.2020 Tarihinde tebligat yapıldığı, davalı vekilinin 27.08.2020 Tarihinde istinaf başvurusunda bulunduğu görülmektedir. Dosyada davalı adına tüm tebligatların “… Mahallesi … Cad … İş Merkezi … Blok K…. N…. Akdeniz/Mersin” adresine yapıldığı, davalı şirket temsilcisinin de aynı adrese yapılan tebligat üzerine cevap dilekçesi sunduğu, cevap dilekçesinde tebligat yönünden itirazda bulunmadığı gibi yeni adres yahut elektronik posta adresi bildirmediği, Dairemizce yapılan tetkikte de davalının tebligat yapılan adresinin Ticaret sicilde kayıtlı adresi olduğunun tespit edildiği dikkate alındığında; Ticaret sicilde kayıtlı adrese çıkarılan tebligatın iade gelmesi üzerine aynı adrese TK 35 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinde usule aykırılık görülmemiştir. Bu durumda davalı yanın, 27.08.2020 Tarihli istinaf dilekçesi süresinden sonra olmakla davalı vekilinin istinaf isteminin süre yönünden reddine karar evrilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 346.maddesi gereğince süre yönünden REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf harcının peşin yatırılan 54,40 TL ve 127,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 122,34TL harcın istek halinde davalıya iadesine, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/02/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.