Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2092 E. 2023/1374 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2092 Esas
KARAR NO: 2023/1374
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2020/155 2021/133
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2020/114 E. Sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2000’li yılların başından itibaren mangal kömürü ve piknik ürünleri paketlemeleri alanında faaliyet gösterdiğini, … ürünleri haklı bir marka değerine ulaştığını, davalının adına tescil ettirdiği “…” markalarını yoğun ve ciddi olarak kullanmadığını, müvekkilinin “…” ibaresi ile marka başvurusu yaptığında davalının tescil başvurusuna itirazda bulunarak kötü niyetli davranmakta olduğunu ileri sürerek, davalıya ait … nolu … ibareli markanın 19.sınıftaki tüm mal ve hizmetler yönünden kullanılmama nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … isminin yıllardır müvekkillerine ait olduğunu, yıllardır onlar tarafından kullanıldığını, müvekkilinin tescil ettirdiği markanın her bir ürününü kullandığını, … nolu … ibareli markanın 19.sınıfta, kullanıldığının tartışmasız olduğunu, markanın tanınmışlığının müvekkili tarafından sağlanarak tanınmış marka siciline tescil ettirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların ortak olarak … markası ile faaliyet göstermesi hem davacı şirketin hem de davalı şirketin dava dışı diğer markalarda ortak olarak 21. Sınıf kapsamında tescilli … isimli marka sahibi olmaları olmaları değerlendirildiğinde, davacının SMK nın 26/2 madde kapsamında davayı açabilecek ilgili kişiler kapsamına girdiği, davaya konu … ibareli markanın tescilli olduğu 19. Sınıfta yer alan “beton, alçı, toprak, kil, kum, doğal taş, yapay taş, ahşap, plastik veya sentetik malzemeden yapılmış biçimlendirilmiş halde yapı inşaat yol yapımı malzemeleri” dışındaki mal ve hizmetler bakımından ciddi bir şekilde kullanmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; davalı adına tescilli … numaralı … markasının 19. Sınıf kapsamındaki “beton, alçı, toprak, kil, kum, doğal taş, yapay taş, ahşap, plastik veya sentetik malzemeden yapılmış biçimlendirilmiş halde yapı/inşaat/yol yapımı malzemeleri” hariç olmak üzere diğer emtialar yönünden kısmen iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde;-Bilirkişi raporunda 2004 yılından bu yanak yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığı ifade edilen, dava dışı “… AŞ” adına kayıtlı“www…..com” adresinin bilirkişilerce davalı şirkete ait olduğu varsayılarak değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu,-Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava konusu markanın yaklaşık olarak 15 sene kullanılmadığını, davalının muvazaalı olarak sadece davadan 6 ay önce kağıt üzerinde sadece bir lisans sözleşmesi yaptığını, lisans alan kişilerin de bu markayı kullanmadıkları bu dosya kapsamında sabit olduğunu, davalı tarafın salt lisans sözleşmesi ile markayı kullandığının kabulü de hukuken mümkün olmadığını, -Bilirkişi raporundaki kullanıma ilişkin olarak belirtilen 4 adet faturanın ciddi kullanımı göstermediğini, mahkemenin ABAD kararlarına, Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı bilirkişi raporuna dayanarak karar verdiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde;- Bilirkişi raporunda, davacı tarafın kullanmama sebebi ile iptalini talep ettiği ilgili emtialar bakımından, kendi kullanımını yani dava açmada hukuki yararının olduğunu, SMK m.26-2 kapsamında “ilgili kişi” kapsamında sayılması gerektiğini ispatlayamadığının belirtilmiş olması hasebiyle açılan davanın reddi gerektiğinin aşikar olduğunu,-Müvekkiline ait markanın tanınmış marka olduğunu, tanınmış marka olmanın kazanılmış hakları kapsamında, müvekkilinin mağdur olmaması için açılan davanın reddi gerektiğinin aşikar olduğunu, -Bilirkişi raporunda müvekkilinin şirket merkezinde, internet siteleri ve lisans sözleşmesi ile davaya konu markanın, kullanıldığının tespit edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının davanın kabul edilen kısmı yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı adına tescilli … numaralı … ibareli markanın kullanmama nedeniyle iptal davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmış, davalı vekilinin istinaf süresi geçtikten sonra 16/09/2022 tarihinde verdiği ek istinaf dilekçesi dikkate alınmamıştır.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 9/1. maddesi uyarınca tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde “haklı bir sebep olmadan” tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verileceği, yasada tanınmış markalar yönünden ayrı bir düzenlemeye yer verilmediği, davacı ve davalı şirketin ticaret unvanlarının başındaki “…” ibaresinin ortak olduğu, hem davacı şirketin hem de davalı şirketin dava dışı diğer markalarda ortak olarak 21. sınıf kapsamında tescilli … isimli marka sahibi olduğu, bu nedenle davacının SMK nın 26/2 madde kapsamında davayı açabilecek ilgili kişiler kapsamına girdiği, bilirkişi incelemesi sonucu davalı adına tescilli … numaralı … markasının 19. Sınıf kapsamındaki “beton, alçı, toprak, kil, kum, doğal taş, yapay taş, ahşap, plastik veya sentetik malzemeden yapılmış biçimlendirilmiş halde yapı/inşaat/yol yapımı malzemeleri” dışında kullanılmadığının tespit edildiği, raporun denetime elverişli olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından 16,50 TL posta yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davalı tarafından 40,00TL posta yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2023