Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2085 E. 2021/2240 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2085 Esas
KARAR NO: 2021/2240 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/338 E.,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı …’in müvekkili aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, takibe konu bononun borçlusunun müvekkili, lehtarının ise diğer davalı … olduğunu, adı geçen davalının müvekkilinin itiraz haklarını bertaraf etmek amacıyla bonoyu muavazaalı olarak davalı …’e ciroladığını, müvekkilinin emekli olup Bodrum’da yaşadığını, kendisine ait tekneyi satmaya karar verdiğini, davalı …’ın ise müvekkili ile iletişime geçtiğini, kendisine polis olduğunu söylediğini, teknenin bedeli olan 25.000 TL’yi müvekkiline peşin ödeyerek satın aldığını, bu arada müvekkilinin taşınmazını da satacağını öğrenen davalının taşınmazı satın almak istediğini söylediğini, tarafların 310.000 TL bedel karşılığında anlaştıklarını, taşınmaz satışı için tapuya gidildiğini, taşınmazın 2.159,28 TL’lik emlak borcu çıktığını, davalının bu borcu ödediğini, ayrıca DASK için 126,16 TL ödeme yaptığını, ancak davalının görevi çıktığını söyleyerek 10/10/2017’de satışın gerçekleşmediğini, davalının daha sonra 23/10/2017’de müvekkilinin yanına geldiğini, ancak müvekkilinin satıştan vazgeçtiğini, bunun üzerine davalının parasını istediğini, müvekkilinin de 2-3 gün içinde ödeyebileceğini ifade ettiğini, davalının ise cebinden boş bir senet çıkartarak borç miktarının rakamla yazılan kısmını kendi eliyle doldurarak diğer kısımları doldurmadan müvekkiline imzalattığını, davalının senedi müvekkiline inceleme fırsatı vermeden olay mahallinden uzaklaştığını, müvekkilinin o sırada hiçbir şey yapamadığını, ertesi gün parayı ödeyeceğini, senedi getirmesini telefonda istediğini, davalının da senedi akşama getireceğini ifade ettiğini, ancak bu aşamadan sonra müvekkilinin davalıya ulaşamadığını, davalıların müvekkilinin imzasını kopyalayarak başka bir senet düzenlediklerini ve bu senedin … tarafından takibe konulduğunu, bu senedin 215.920 TL bedelli olduğunu, bu senedin müvekkili tarafından imzalanan ve adresini kendi eliyle yazdığı senet olmadığını, müvekkilinin davalı …’a verdiği senedin 2.285,44 TL bedelli olması gerektiğini, müvekkilinin daha sonra Bodrum C.Başsavcılığı’na davalı hakkında şikayette bulunduğunu, ancak takipsizlik kararı verildiğini, takip başlatılmasından sonra ise her iki davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, senedin dolandırıcılık amaçlı düzenlendiğini, yaptıkları araştırma sonucunda davalılar hakkında Bakırköy 9. ve 16. Ağır Ceza Mahkemeleri’nde dolandırıcılık suçundan davalar bulunduğunu öğrendiklerini belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, ayrıca takibin teminatsız olarak durdurulması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili; arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, senedin tahrif edilmediğini, davacının bilgisi dahilinde düzenlendiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili; arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi konumunda olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere göre 23/09/2021 tarihinde verilen ara kararla; “Bakırköy 20.Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/296 esas sayılı dosyası ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/21286 Esas sayılı iddianamesinin kabul edildiği ve sanıklar …, … hakkında, müşteki …’e yönelik Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından dolayı kamu davası açıldığı, dosyanın derdest olduğu, duruşmasının 07/12/2021 tarihine erteli bulunduğu, kovuşturmanın iş bu dava konusu senette sahteciliğe ilişkin olduğunun anlaşıldığı, HMK.209/1 maddesi gereğince hakkında sahtelik iddiası bulunan dava konusu senedin herhangi bir işleme esas alınmaması gerektiğinden dava konusu bonoya dayanılarak yapılan icra takibi işlemlerinin durması gerektiği, mahkemece İİK.72/3 maddesi uyarınca verilen tedbir kararınin salt icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi hususuna ilişkin olduğu ve iş bu dava dosyası davalıları hakkında sahtecilik ve dava konusu senede ilişkin sahtelik iddiası ile kovuşturma başlatıldığı” gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK.389 vd. Maddeler kapsamında teminatsız olarak kabulüne, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yürütülen icra takibinin HMK.389 vd. uyarınca tedbiren durdurulmasına, bu hususta ilgili icra dairesine derhal müzekkere yazılmasına karar verilmiş, kararı davalı … vekili istinaf etmiştir. Davalı … vekili istinafında; tedbirin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/902 E.sayılı dosyasında açılan imzaya itiraz davasında imzanın borçluya ait olduğunun anlaşıldığını ve davanın reddedildiğini, eldeki davanın İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olup menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, mahkemenin takibe konu senedi adi senet olarak nitelendirdiğini ve HMK’nun 209.maddesini dikkate alarak karar verdiğini, oysa takibin bonoya dayalı ve kambiyo senetlerine özgü yolla başlatıldığını, dolayısıyla senedin adi belge olarak nitelendirilemeyeceğini bildirmiştir. Takibe konu senedin 24/10/2017 tanzim, 30/10/2017 vade tarihli, 215.920 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı …, hamilin ise davalı … olduğu görülmüştür. Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/902 E.sayılı dosyasında alınan grafolog bilirkişi raporunda senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2021/12039 sayılı Soruşturması sırasında alınan 30/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu senetteki borçlu imzasının müştekinin eli ürünü olduğu, senedin ön yüzündeki yazı ve rakamların şüpheli …’ın eli ürünü olduğu yolunda görüş belirtildiği görülmüştür. Bodrum C. Başsavcılığı’nın 2017/12512 numaralı Soruşturması sonunda 06/11/2017 tarihinde davalı … hakkındaki dolandırıcılık suçlamasından ihtilafın hukuki olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği görülmüştür. Dosya içeriğinden davacının şikayeti üzerine davalılar aleyhinde iddianame düzenlendiği ve Bakırköy 20.Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/296 esas sayılı dosyası ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/21286 Esas sayılı iddianamesinin kabul edildiği ve sanıklar …, … hakkında, müşteki …’e yönelik Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından açılan davanın derdest olup duruşmasının 07/12/2021 tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir kararına yöneliktir. Mahkemece icra edilen 14/09/2021 tarihli celsenin 3 nolu ara kararıyla davacının ihtiyati tedbir talebinin celse arasında değerlendirilmesine karar verildiği, mahkemenin bu ara karar doğrultusunda 23/09/2021 tarihinde dosya üzerinde inceleme yaparak takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verildiği, davalı vekilinin de kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. HMK’nun 341.maddesi uyarınca karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir kararları ile karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar istinafa tabidir. Dairemiz önüne getirilen karar ise davalının yokluğunda dosya üzerinde verilen ihtiyati tedbir kararıdır. Dolayısıyla söz konusu 23/09/2021 tarihli dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen ihtiyati tedbir kararı itiraza tabidir. Mahkemenin söz konusu itirazla ilgili olarak tarafları duruşmaya çağırıp bir karar vermesi gerekir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde 23/09/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı istinafa tabi olmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin USULDEN REDDİNE, 2-Davalı tarafından verilen istinaf dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak değerlendirilip bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, 3- İstinaf incelemesi yapılmadığından davalı tarafça yatırılan harçların talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, 4-İstinaf incelemesi için davalı tarafından yapılan yargılama giderleri için bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.29/12/2021