Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2064 E. 2023/1113 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2064 Esas
KARAR NO: 2023/1113
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2018/618 E, 2021/444K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARINDA ÖZETLE:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 20.07.2017 tarihinde imzalanan sözleşme gereği … Tic. Ltd. Şti. adına faaliyette bulunan … Marketin aktif ve pasifleriyle birlikte 300.000,00 TL karşılığında davacı … tarafından davalı …’ye devredildiğini, devir bedelinin 20.07.2017, 30.07.2017 ve 11.09.2017 şeklinde olmak üzere 100.000,00 TL bedelli 3(Üç) eşit takside bölündüğünü, davalı yanın 11.09.2017 tarihli, 100.000,00 TL bedelli taksiti ödemeyerek temerrüde düştüğünü, süresi içinde ödeme yapılmaması nedeniyle davalı aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalı borçlunun itirazının iptali ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Noterlikçe düzenlenen şirket pay devir sözleşmesinde davacı yanın “Devir Bedeli”nin tamamını davalıdan nakden ve tamamen aldığını kabul etmekte olduğunu, her ne kadar takip dayanağı 20.07.2017 tarihli protokol ile davacıya ait … şirket hissesinin üç taksit halinde 300.000,00 TL’ye devir edildiği hususu tutanak altına alınmış ise de bu tutanaktan sonraki tarih olan 21.07.2017 tarihinde Üsküdar …Noterliği’nin 21.07.2017 tarih, … yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile şirket hissesinin tamamının 150.000,00 TL bedel ile davacı tarafından müvekkili davalıya devir edildiğini, iş bu sözleşme incelendiğinde, sözleşmenin davacının müvekkili davalıdan devir bedeli olan 150.000,00 TL’ yi nakden ve tamamen aldım şeklinde düzenlenmiş olduğunu, davacının düzenlenen işbu resmi senet ile devir bedelinin tamamını aldığını kabul ettiğini ve davalının davacı yana şirket devrinden dolayı hiçbir borcu bulunmadığını, davacının resmi senet sözleşmesinden önceki tarihte düzenlenen bir tutanağa dayalı olarak böyle bir talepte bulunmasının hukuken hiçbir geçerliliği bulunmadığını, davacı yanın, yabancı uyruklu olan ve Türkiye’de usuli düzenlemeleri bilmediğini düşündüğü, davalının bu durumunu kullanmak için kötü niyetli olarak işbu takibi başlatmış olduğunu savunarak, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli takip nedeniyle davacı aleyhine en az %20 kötü niyet tazminatı mahkûmiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: ” taraflar arasındaki uyuşmazlığın payların devrine yönelik adi yazılı sözleşmenin mi yoksa noterde yapılan sözleşmenin mi geçerli olduğu dolayısıyla pay devrinden dolayı bakiye bedel alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, taraflar arasında önce 20.07.2017 tarihli tutanak başlıklı adi yazılı sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmenin tarafların kabulünde olduğu, iş bu adi yazılı sözleşmeye göre, davacının dava dışı şirketteki hisselerini davalıya devrettiği, devir karşılığında davalı …’nin 300.000,00 TL hisse bedelini 100.000,00 ‘lik 3 taksit halinde ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, ilk taksitin tutanak başlıklı bu sözleşmenin imzalandığı tarihte ödendiği, 2. taksitin 30.07.2017 tarihinde, 3. taksitin ise 11.09.2017 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, devirden sonra davalının 11.09.2017 tarihinde ödenmesi gereken 100.000,00 TL bedelli 3. Taksiti ödemediği, her ne kadar davalı vekili taraflar arasında imzalanan 20/07/2017 tarihli tutanak başlıklı önsözleşmenin geçersiz olduğunu, sonraki gün yapılan hisse devir sözleşmesi ile devir bedelinin 150.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, davacının noterden yapılacak sözleşmede kararlaştırılan devir bedelini kabul ederek sözleşmeyi imzaladığı, bu bedelin de davacıya ödendiği, sözleşme ile davacının “devir bedelini nakden ve tamamen aldım” şeklinde beyanı ile sözleşmeyi imzaladığı ve dolayısıyla davalıdan alacağı kalmadığı şeklinde savunma yapmış olsa da ön sözleşmenin noterde akdedilmiş olan pay devri sözleşmesi ile bir gün arayla akdedildiği, işbu ön sözleşmede, hisseleri devralacak olan davalı/alıcının hisse devir bedelini henüz ödememiş olduğu ve nasıl ödeyeceği hususlarının belirtildiği, tarafların ön sözleşmede bu hususları belirtmelerinden sonra, ertesi gün notere düzenlettirdikleri pay devri sözleşmesinde, pay devri bedelinin tamamının davacı/satıcı tarafından tahsil edilmiş olduğu hususunda mutabakata varmış olmalarının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, notere düzenlettirilmiş olan pay devri sözleşmesinde yer alan “devir bedelini kendisinden nakden ve tamamen aldım” şeklindeki ifadenin, noterlerin devir sözleşmelerinde bu yönde bir kayıt konulmasının usul ile ilgili bir takım sebeplerden dolayı taraflardan istemesi nedeniyle konulmuş olduğu, bu nedenle de hisse devir bedelinin ödenmesi hususunda ön sözleşme hükümlerinin esas alınması gerektiği, ön sözleşmenin, bedeli karşılığında pay devrinin yapılması taahhüdünü (borçlandırıcı sözleşmeyi) de içeren bir çerçeve sözleşme niteliğinde, noterde düzenlenmiş olan pay devri sözleşmesinin ise, çerçeve sözleşmede taahhüt edilmiş (borçlanılmış) olan pay devrinin gerçekleştirilmesine ilişkin tasarruf sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacı/satıcının bu sözleşmeyle taahhüt etmiş olduğu pay devretme borcunu (taahhüdünü) yerine getirmiş ve payları devretmiş olmasından sonra, davalı/alıcının, işbu çerçeve sözleşmenin ( ön sözleşmenin) noterde resmi şekilde düzenlenmediği için geçersiz olduğunu ile sürmesinin MK.md.2 anlamında hakkına kötüye kullanılmasını oluşturacağı, taraflar arasında akdedilmiş olan ön sözleşmenin geçerli ve taraflar için bağlayıcı olduğu, davalı/alıcının, pay satımı/devri bedelini işbu ön sözleşmede belirtildiği şekilde ödemekle yükümlü (borçlu) olduğu kanaatine varıldığından davalının hisse devrine karşılık ödemediği 3. Taksit bedeli olan 100.000,00 TL’nin ön sözleşmeye göre belirlenen 11/09/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Emsal: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/3050 Esas 2013/19136 karar sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2009/10519 Esas 2011/9221 karar sayılı, ilamları, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2007/2088 Esas 2008/9191 karar sayılı ilamları) ” şeklindeki gerekçe ile neticeten “…Davanın KABULÜNE, 1-Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin 100.000,00 TL asıl alacak ve 4.660,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 104.660,27 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 100.000,00 TL alacağın %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava tanıkla ispata elverişli olmamasına rağmen tanık beyanları hükme esas alındığını, davacı davasını ispat edememesine rağmen davanın kabulüne karar verildiğini, 24.02.2017 tarihli sözleşme; dosyada mevcut bulunmasına rağmen değerlendirmeye ve hükme esas alınmadığını, sözleşme ve dekontlarla sabit olduğu üzere müvekkilinin satış bedelini ödediğini hatta kendisinden çeşitli bahaneler ile fazlaca ödeme alındığını, -24.02.2017 tarihli sözleşmedeki ” tamamı şahsıma ait olan … Tic. Ltd. Ştideki hissemin yüzde 50lik kısmını … devir ettim. Bu devir karşılığında …’den … şirkete yaptığı ödemenin %50 kısmına tekabül eden …ye düşen kısmı …’ e ödedikten sonra gerçekleşecektir. …… parasının büyük kısmını almış olup, bakiyesi 2 ay içinde tamamlanacaktır. ” beyanı ve daha sonra müvekkil tarafından bakiye kısmın da ödenmesi üzerine davacı tarafından yazılıp imzalanan belgedeki ” Dilediği zaman şirketin %50kısmını satışını istediği gün istediği zaman alabilir” beyanı ile sabit olduğu üzere müvekkili tarafından (20.7.2017 tarihli sözleşmede % 100 bedeli belirli) şirketin %50 hisse bedeli davacıya ödediğini, – 20.07.2017 tarihli sözleşmedeki “….aktif ve pasifiyle beraber 300.000 tl karşılığında … tarafından hisselerin tamamı (%100) …’ye devredilmek üzere mutabakata varılmıştır” beyanı ile de sabit olduğu üzere mezkur şirketin satış bedeli bir başka ifade ile %100 lük hisse bedeli olarak 300.000 tl ye anlaşıldığını, Ayrıca 20.07.2017 tarihinde 100.000 TL alındığı dair davacı tarafından atılan ve yargılama sırasında da inkar edilmeyen imza ile kabul edildiğini, – 21.07.2017 tarihli noter devir sözleşmesinden önce de devir için davacı para talep etmiş ve müvekkil tarafından ödendiğini. Müvekkili tarafından yapılan ödemeye ve artık borcun kalmadığına yönelik imzalı beyan ve makbuz talep edilmişse de davacı tarafından noter devrinin yeterli olduğu ve makbuz yerine geçeceği gerekçesi ile bu talebin reddedildiğini, – 11.12.2017 tarihli dekont ile sabit olduğu üzere 50.000 TL; 12..12.2017 tarihli dekontla sabit olduğu üzere 50.000 TL daha davacının Türk hukukuna hakim olmayan müvekkilin durumunu istismar etmesi üzerine müvekkil tarafından davacıya ödeme yapıldığını, davalı müvekkilinin yabancı uyruklu olup; diline ve hukuka hakim olmadığından bu durumun aleyhine sonuç oluşturacak şekilde kullanıldığını, müvekkilinin noterdeki işlemi araç veya taşınmaz satışı gibi resmi senet niteliğinde olduğundan hareketle ödemeyi ve işlemi gerçekleştirdiğini, davalı müvekkil; yabancı uyruklu ve yabancı ülke vatandaşı olduğundan bu durum suistimal edilerek; farklı tarihlerde farklı sözleşmeler ve farklı ödemeler talep edildiğini, mahkemece noter satışı yapıldığı anda; satış bedelinin tamamen ödenmediği kanaati hasıl olduysa;. satış tarihinden sonra yapılan ve ekte dekontunu sundukları ödemenin mahsubu gerektiğini, müvekkilinden satış öncesi ve sonrasında başka ad ve sebeplerle çeşitli zamanlarda ödemeler talep edildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiş ve dilekçesi ekinde yargılama aşamasında sunulan belge suretleri ile 11.12.2017 ve 12.1.2017 Tarihli 50.000’er TL bedelli ödemelere ilişkin havale makbuz suretlerini sunmuştur.
İNCELEME: İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine 11.09.2017 tarihli 100.00,00 TL tutarlı asıl alacağa dayalı 100.00,00 TL asıl alacak ve 4.660,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 104.660,27 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı anlaşılmıştır. 20.7.2017 tarihli tutanağın incelenmesinde; davacı …’in “satan” ve davalı …’nın “satınalan” olduğu, konusunun; “… Cad. No…. … Ltd. Şti. adına faaliyette bulunan … Market’in aktif ve pasifleriyle beraber 300.000,00 (üçyüzbin) TL karşılığında … tarafından hisselerinin tamamının (%100) …’ye devredilmek üzere mutabakata varılması olduğu, ödemelerin; 20.07.2017 tarihinde 100.000,00 (yüzbin) TL, “(teslim alan … İmzası)”, 30.07.2017 Tarihinde 100.000,00 (Yüzbin) TL, 11.09.2017 Tarihinde 100.000,00 (Yüzbin) TL şeklinde olacağı, devir işlemlerinin 21.07.2017’de başlanacağı” şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Üsküdar … Noterliği 21.07.2017 Tarihli … Yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesinin incelenmesinde; ticari merkezi … Mah. … Cad. No…. Üsküdar-İST. adresinde bulunan ve Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil Numarasında kayıtlı bulunan … Gıda Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketin 1.500 pay karşılığı 150.000 TL olan kayıtlı sermayesinin tamamına sahip hissedarı davacı …’in şirketteki sermayesinin tamamını, Üsküdar …Noterliğinde düzenlenen 21.07.2017 tarih, … yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile 150.000 TL bedelle davalı …’ye şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte devir ettiği, sözleşmenin taraflarının devir bedeli olan 150.000 TL’yi nakden ve tamamen aldıklarını/verdiklerini beyan ettikleri görülmüştür. Davalı vekili tarafından delil ibraz süresinden sonra mahkeme ara kararı gereğince sunulan 04.11.2020 tarihli beyan dilekçesi ekindeki 24.02.2017 Tarihli belgede devir eden olarak …’in isim ve imzasının yer aldığı; ” tamamı şahsıma ait olan … Tic. Ltd. Ştideki hissemin yüzde 50lik kısmını … devir ettim. Bu devir karşılığında …’den … şirkete yaptığı ödemenin %50 kısmına tekabül eden … ye düşen kısmı …’ e ödedikten sonra gerçekleşecektir. Ödeme şekli 2ay içerisinde nakden tamamlanmış olacaktır…… parasının büyük kısmını almış olup, bakiyesi 2 ay içinde tamamlanacaktır. ” şeklinde olup ekindeki tarihsiz belgede … dilediği zaman şirketin %50 kısmının satışını istediği gün istediği zaman alabilir” yazılı olup altında …’e atfen isim ve imza mevcuttur. Mahkemece alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında özetle; davacının hisse devir sözleşmesi ve ön sözleşme uyarınca davalıdan alacağının olup olmadığının tespiti amacıyla dosya üzerinde inceleme yapıldığı, davacı ve davalının 20.07.2017 tarihinde adi yazılı şekilde devir sözleşmesi düzenledikleri, ardından davacının Üsküdar …Noterliğinde düzenlenen 21.07.2017 tarih, … yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile 150.000 TL bedelle davalı …’ye şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte devir ettiği, tarafların devir bedeli olan 150.000 TL’yi nakden ve tamamen aldıklarını/verdiklerini beyan ettikleri, TTK m.595 /I gereğince “. . .Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir…”. şeklinde düzenleme olduğu, tarafların yapmış oldukları 21.07.2017 tarihli ikinci sözleşmenin kanuna uygun şekilde Noterde düzenlendiği, tarafların bir gün ara ile aynı konuda sözleşme düzenlemiş olması ve Yargıtay kararlarında belirtilen hususlar çerçevesinde somut olayda bedelde muvazaa olduğu ve bu bedelin noterde ödenmediği, mahkemece taraflar arasında düzenlenen belgeye itibar edilmesi gerektiği, davacının alacağının 100.000 TL anapara + 4.725,00 TL işlemiş faiz=104.725,00 TL olduğu hesaplanmış olup, taleple bağlılık ilkesi gereği, davacının takibine devam edebileceği alacağının talep gibi 100.000,00 TL asıl alacak ve 4.660,27 TL İşlemiş faiz olabileceği sonuç ve kanaatlerine varılmıştır.
GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davacı, şirket hisse devrine ilişkin borcun 100.000TLlik kısmının vadesinde ödenmediğini ileri sürmüştür. Davalı ise borcunun olmadığını, hisse devri gereği 150.000TL ödendiğinin noter belgesi ile sabit olduğunu savunmuş, yargılama aşamasında şirketin %50 hissesinin ise daha önce haricen devralındığını beyan ederek 24.02.2017 Tarihli protokolü sunmuştur.Taraflar arasında imzalanan sözleşmelerden sonraki tarihli noterlik belgesinde bedelin farklı olduğu ve ödendiği yazılı ise de; davalı yanca sunulan 11.12.2017 tarihli 50.000TL bedelli havale makbuzunda davacıya “… TİC LTD ŞTİ devir bedeli” açıklaması ile havale yapıldığı, yine 12.12.2017 Tarihli makbuzda da davalı yanca davacıya 50.000TL gönderildiği görülmektedir. Bu durumda davalı noterdeki işlem ile ödemenin tamamlandığını savunmuş ise de; davalının savunmasının aksine noterlik işlem tarihinden sonraki tarihlerde ve noterlik belgesinde yazılı tutarın üzerinde ödemeler yapması, 20.07.2017 Tarihli protokolde de işlemlere 21.07.2017’de başlanacağının yazılmış olduğu dikkate alındığında mahkemenin 20.07.2017 tarihli protokole göre davalının bakiye devir bedelin olan 100.000TL’den sorumlu tutulması yerinde görülmüş, ilgili ödemelerden başka ödeme belgesi sunulmadığından davalının mahsup istemi dosya kapsamına göre yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 7.149,34-TL harçtan, peşin alınan 1.787,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.362,01-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 5,50-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.13/07/2023