Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2050 E. 2023/1349 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2050 Esas
KARAR NO: 2023/1349
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2021
NUMARASI: 2019/173 Esas – 2021/184 Karar
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2010 yılında …Anonim Şirketi’ni kurduğunu, faktoring alanında faaliyetler yürüttüğünü, müvekkil adına tescilli bulunan … ibareli markanın … numaralı başvurusuyla TPE tarafından 03.07.2002 tarihinde tescil edildiğini, … tescil numarası ile 36. ve 40. Sınıflarda kayıtlı olduğunu, … sayılı başvurusu ile “şekil markası” için başvurduğunu ve 09.09.2011 tarihinde tescil edildiğini, www…..com.tr uzantılı internet sitesinde görülebileceği üzere müvekkilinin markayı kullanmakta olduğunu, davalı tarafın 29.01.2018 tarihinde 2018/08719 tarihli başvurusu ile “… ” ibareli markanın kendisi adına 14/16/35/38/41. sınıflarda tescil ettirdiğini, müvekkilinin sahibi olduğu “…” markası ile davalının “… ” ibareli markasının benzer olduğunu, müvekkil markası ile davaya konu olan marka arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu hatta “…” ve “…” sözcüklerinin aynı şeyi ifade ettiğini, davalıya ait marka farklı sınıflarda tescil edilmiş olsa da isim ve … benzerliğinden ve davalının finans sektöründe başarılı firmalara ödül verme amacıyla hareket etmesinden dolayı karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, bununla birlikte müvekkilin 36. Sınıfta aktif faaliyet gösteren tanınmış bir şirket olduğu değerlendirildiğinde müvekkil markasının kazanılmış haklarının öncelikli olarak korunmasının gerektiğini, farklı sınıflarda tescil edilmiş olsalar da davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, markalar arasındaki benzerliğin müvekkil haklarını ileri ölçüde ihlal etmekte olmasına bağlı olarak markanın tüm sınıflarda hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiğinden bahisle mevcut durumun korunması ve davanın etkinliğinin temini amacı ile … başvuru numarası ile davalı adına tescilli bulunan “…+… ” ibareli markanın TPE nezdinde tutulan sicil kaydına dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere deviri önleyecek şekilde teminatsız olarak tedbir konulmasına, … başvuru numarası ile davalı yan adına tescilli olan “…+… ” ibareli markanın müvekkiline ait … numaralı “…” ibareli marka ile benzer olduğunun tespitine, … başvuru ve tescil numarası ile davalı yan adına tescilli olan “…+…” ibareli markanın karışıklığa ve iltibasa sebebiyet verdiğinden tescil edildiği tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmek suretiyle sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, uzun yıllardan beri pazarlama iletişimi alanında faaliyet gösterdiğini, 1993 yılında yayınlanmaya başlanan ve halihazırda müvekkil şirket bünyesinde yayınlanmakta olan ‘…’ adlı dergi, konferanslar, yarışma ve ödüller, yüksek lisans ve sertifika programları gibi konulara yer vererek pazarlama, iletişim ve reklam dünyasında sektörel içerik üretip oldukça ilgi gören bir bilgi platformu haline geldiğini, müvekkili şirketin faaliyet alanı doğrultusunda yayınladığı, … dergisi önderliğinde yaratıcı endüstriler ve marka mimarisini teşvik edip büyütmek adına 2006 yılından bu yana … Ödülleri’ni düzenlediğini, belirtilen faaliyet konuları çerçevesinde 2019 Eylül ayında jüri değerlendirmesi ve ödül töreninin gerçekleştirileceği yeni bir yarışma olan … Ödülleri’ni düzenleyeceğini, bu yarışma ile; bankalar, sigorta şirketleri, sermaye piyasası kuruluşları, ajanslar gibi kurumların hayata geçirilen en yenilikçi projelerini ve üstün pazarlama başarılarını ödüllendirmenin amaçlandığını, yarışma için kararlaştırılan “…” markasının 14, 16, 35, 38, 41 numaralı sınıflarda tescili için … başvuru numarası ile talepte bulunulduğunu ve mezkur markanın tescilinin 06.06.2018 tarihinde … tescil numarası ile gerçekleştirildiğini, müvekkil şirketin tescil işleminin kapsamına giren sınıfların; değerli metalden mamul müsabakalarda verilen kupalar, kağıt-karton(mukavva), reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ilgili hizmetler, radyo ve televizyon yayın hizmetleri ve eğitim ve öğretim hizmetlerinden oluştuğunu, davacı yanın müvekkil şirket tarafından tescil edilen işbu markanın, kendisine ait “…'” markası bakımından karışıklığa ve iltibasa sebebiyet verdiğini iddia ederek, müvekkile ait markanın tescil edildiği tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmek suretiyle sicilden terkinini talep ederek huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davayı ikame ettiğini, her iki markanın hizmet alanları birbirinden farklı olduğunu, müvekkili şirkete ait ‘…’ markasının iltibasa yol açabileceği iddiasının maddi ve hukuki dayanağının bulunmadığını, huzurdaki davaya konu edilen marka üzerinden iltibas suretiyle piyasada sağlanan haksız bir menfaat bulunmaması nedeniyle bahse konu iki markanın halk tarafından karıştırılma ihtimalininde bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/04/2021 tarih ve 2019/173 Esas – 2021/184 Karar sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, tarafların beyanları ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı markaları ile davalı markası arasında benzerlik bulunmadığı, mal ve hizmetler açısından sınıfsal benzerliğin söz konusu olmadığı, mal/hizmetlerin bağlantılı/iliskili sayılmalarına ilişkin kriterler dikkate alındığında taraf markaları arasında ilişkili/bağlantılı sınıf olmadığı ve benzer sınıf olarak değerlendirilemeyecekleri, dolayısıyla SMK m.6/1 anlamında hükümsüzlük şartlarının oluşmayacağı kanaatine varılarak davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkeme kararında gerekçe ile hüküm arasında çelişki bulunduğunu, mahkeme gerekçesinde ‘Davalı markasında … ibaresi kullanılsa dahi davacı markası ile ilişkilendirmeye yol açacak bir benzerlik yaratması ihtimalinin mümkün olduğu kanaatine varılmıştır.’ şeklindeki ifadelerle haklılığımızı ortaya çıkartmış olmasına rağmen, hüküm kısmında kendi ifadeleri ile çelişerek davanın reddine karar verildiğini, Davalının fiiliyatta benzer mal ve hizmetler için markasını kullanıyor olmasına rağmen sayın mahkeme tarafından mal ve hizmetlerin benzer sınıf olarak değerlendirilemeyeceğine ilişkin kanaati açıkça hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin sadece TÜRKPATENT tarafından hazırlanan sınıflandırmayı dikkate almasının usule aykırı olduğunu, SMK’da “Mal veya hizmetlerin aynı sınıflarda yer almaları benzer olduklarına, farklı sınıflarda yer almaları da benzer olmadıklarına karine teşkil etmez” denilerek sınıflandırmanın bu hususa ilişkin değerlendirmede kesin bir kural oluşturmadığının açıkça belirtildiğini,Davalı … markası … Ödülleri düzenlemekte ve bu yarışma ile müvekkilin markası ile faaliyet göstermekte olduğu alanlarla doğrudan bağlantılı olan; bankalar, sigorta şirketleri, sermaye şirketleri piyasası kuruluşları gibi kurumlara ödüller dağıtmakta olduğunu; ödüllerin hedef aldığı pazar görmezden gelinerek hüküm kurulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu,Davalı şirketin kurucusu bulunduğu “https://….com/”https://….com/” isimli internet sitesine bakıldığında, müvekkil şirket ile aynı sektörde hizmet verildiğinin açıkça görüleceğini, Markaların bir bütün olarak bıraktıkları izlenime bakıldığında karıştırılma tehlikesi barındırdığı bilirkişi raporu ve mahkeme kararında sabit olduğu halde, mahkemenin davanın reddine karar vermesinin usule aykırı olduğunu,Bilirkişi raporunda da belirttiği üzere, … ibaresi ile … aynı anlama gelmekte olup, kelime yapılarının benzer olduğunu, okunuş olarak da birbirini andırmakta ve ayırt edilemeyecek derecede benzerlik oluşturduğunu, ikisinde de şekil unsuru olarak aslan başı kullanılmış olup ayırt edilemeyecek derecede benzer renklerle görsel oluşturulduğunu, Markaların esas unsur ve yardımcı unsur olarak ayrıldığını, benzerlik tespiti açısından özellikle esas unsurlarıyla ele alınması gerektiğini; bu bakımdan davalı markanın içinde yer alan … ibaresinin yardımcı unsur olup, iki marka arasında yeterli ayırt ediciliği sağlamadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:*Dosyaya sunulan 19.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle”…Davacı markaları ile davalı markası arasında markasal olarak ilişkilendirme ihtimali doğuracak benzerlik olmakla birlikte mal ve hizmet sınıfları yönünden benzerliğin bulunmaması nedeniyle SMK m.6/1 anlamında hükümsüzlük şartlarının oluşmayacağı…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “… davacı markaları ile davalı markası arasında benzerlik bulunmadığı, mal ve hizmetler açısından sınıfsal benzerliğin söz konusu olmadığı, mal/hizmetlerin bağlantılı/iliskili sayılmalarına ilişkin kriterler dikkate alındığında taraf markaları arasında ilişkili/bağlantılı sınıf olmadığı ve benzer sınıf olarak değerlendirilemeyecekleri, dolayısıyla SMK m.6/1 anlamında hükümsüzlük şartlarının oluşmayacağından davanın reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının … markasının TPMK nezdinde … tescil numarası ile 36. ve 40. sınıflarda tescilli olduğu, “… ” ibareli markanın ise … tescil no ile 14/16/35/38/41. sınıflarda davalı adına tescil edildiği, davacının davalı markasının kendi markasıyla ayniyet derecesinde benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğundan bahisle hükümsüzlük isteminde bulunduğu; davalının ise hükümsüzlük şartlarının bulunmadığı beyanla davanın reddi gerektiğini savunduğu görülmüştür. Mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan 19.10.2020 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile; davacı markaları ile davalı markası arasında benzerlik bulunmadığı, davalı markasındaki … ibaresinin gerekli ayırt ediciliği sağladığı, mal ve hizmetlerin bağlantılı sayılmalarına ilişkin kriterler dikkate alındığında taraf markaları arasında ilişkili ve bağlantılı sınıf olmadığı ve benzer sınıf olarak değerlendirilemeyecekleri, tüm bunlara göre hükümsüzlük koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi tarafından davacının hükümsüzlük isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2023