Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/205 E. 2022/1939 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/205 Esas
KARAR NO: 2022/1939
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2020
NUMARASI: 2017/636 E. – 2020/181 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 03.11.2014 tarihinde … numaralı “…” markası için başvuruda bulunduğunu, ancak davalı şirketin itirazları nedeniyle marka başvurusu kapsamındaki bazı mal ve hizmetlerin çıkartıldığını, davalının diğer bazı mal ve hizmetlerin de çıkartılması gerektiğini iddia ederek TPMK’nın kısmi red kararına karşı Ankara 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/488 Esas sayılı dosyası ile iptal davası açtığını, ancak müvekkilinin marka başvurusundan bazı mal ve hizmetlerin çıkartılmasına mesnet gösterilen davalıya ait 1, 8, 9, 11, 16, 21, 31, 32.sınıflardaki emtialar ile 35.sınıflardaki …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı markaların 5 yıldan daha uzun süredir kullanılmadığını, davalının markasını tescil ettirdiği bu mal ve hizmetlerde müvekkilinin 2003 yılından itibaren “…” ibaresinden oluşan tescilli olarak kullandığı çok sayıda markası bulunduğunu, bu nedenlerle iş bu dosyanın Ankara 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/488 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davalı adına tescilli …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı markaların kullanılmadıkları 01, 08, 09, 11, 16, 21, 31, 32 ve 35. sınıflarda yer alan ve dilekçede belirtilen mal ve hizmetler açısından kısmen iptallerine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ankara 4.FSHHM’nin 2016/488 Esas sayılı dosyasının davacının … kodlu “…” markasının ilanına yapılan itirazların reddi üzerine ilgili kurum kararının iptali ile markanın iptali talebine dayalı bir karar iptali davası olduğunu, birleştirme talebinin yerinde olmadığını, 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, 6769 sayılı SMK’nun da 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğini, iptal kararı ile kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında markanın kullanılması ile ilgili bir zorunluluk kalmadığını, SMK’nun yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl geçmediğini, davanın en erken 10.01.2023 tarihinde açılabileceğini, müvekkiline ait “…” ve “…” markalarının başta temizlik ürünleri olmak üzere aktif olarak kullanıldığını, müvekkilinin markasına yatırım yaparak bunu belli bir tanınmışlığa taşıdığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/636 Esas – 2020/181 Karar sayılı kararıyla; “… toplanan deliller, davalıya ait marka tescil kayıtları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalıya ait olan ve iptali talep edilen markaların davaya konu edilen mal ve hizmetler için tescil tarihlerinden itibaren etkin ve ciddi şekilde kullanıldıklarına dair dosyaya hiç bir delil sunulmadığından kullanımın ispatlanamadığı, bu nedenle davalıya ait markaların iptali talep edilen mal ve hizmetler için iptal koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “556 Sayılı KHK’da 14.maddesi Anayasa Mahkemesi’ nin 14.12.2016 tarih ve 2016/148 E , 2016/189 K sayılı kararı ile Anayasa’ nın 91/1 maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile iptal edilmiş olup, markanın kullanılması külfetini düzenleyen 6769 sayılı SMK 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğinden Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararı ile kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında markanın kullanılması ile ilgili bir zorunluluğun kalmadığını, 6769 sayılı SMK’ nın 9. maddesinde tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verileceği düzenlenmiş ise de , bu hüküm ancak yürürlüğe girdikten sonra uygulanabileceğinden, dava tarihi itibariyle SMK’nın yürürlük tarihinin üzerinden 5 yıl geçmediğinden davanın zamansız açıldığı için reddinin gerektiğini, Bununla birlikte her ne kadar sayın bilirkişi, markaların dava konusu mal ve hizmetler için kullanılmadığını belirtse de, müvekkile ait …, … markaları aktif kullanılan ve bilinen markalar olduğunu, müvekkilin özellikle başta her türlü temizlik ürünleri olmak üzere bu markasını aktif olarak kullandığını, markasına yatırım yaparak, bunu belirli bir tanınmışlığa taşıdığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Mali müşavir …, marka uzmanı … ve marka uzmanı …’dan oluşan bilirkişi heyeti 08.05.2019 tarihli raporda; davalı şirket adına tescilli … numaralı “…+Şekil” markasının 08, 21, 35. Sınıflarda, … numaralı “…” markasının 08, 21 ve 35. sınıflarda, … numaralı “…+Şekil” markasının 08. 21 ve 35. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 01, 08, 09, 11, 16, 21 ve 31. sınıflarda, … numaralı “…+Şekil” markasının 01, 08, 09, 11, 16, 21 ve 31. sınıflarda, … numaralı “…+Şekil” markasının 01, 08, 09, 11, 16, 21 ve 31. sınıflarda,… numaralı “…” markasının 01, 08, 09, 11, 16, 21 ve 31. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 01, 08, 09, 11, 16 , 21 ve 31. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 16. sınıfta, … numaralı “…” markasının 01, 08, 09, 11, 16, 21 ve 31. sınıflarda, … numaralı “…” markasının 01, 16 ve 21. sınıflarda kullanıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin taraflara verilen kesin süre içerisinde dosyaya sunulmadığı, davalı adına tescilli markaların ilgili sınıflarda ciddi biçimde kullanıldığının ispatlanamadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir İlk derece mahkemesi tarafından, “… alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalıya ait olan ve iptali talep edilen markaların davaya konu edilen mal ve hizmetler için tescil tarihlerinden itibaren etkin ve ciddi şekilde kullanıldıklarına dair dosyaya hiç bir delil sunulmadığından kullanımın ispatlanamadığı, bu nedenle davalıya ait markaların iptali talep edilen mal ve hizmetler için iptal koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne”” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan kullanılmayan markanın iptaline karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Beş yıllık sürenin hesabında 6769 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihinden önceki sürelerin de hesaba katılması yönündeki mahkeme değerlendirmesi yerinde olup; dosya kapsamı ve mahkemece aldırılan denetime elverişli bilirkişi raporlarıyla davalının dava konusu markayı tescilli olduğu sınıflarda tescil edildiği tarihten itibaren gerek kendisi gerekse lisans vermek suretiyle grup şirketleri ve üçüncü kişiler tarafından ciddi bir biçimde kullandığı ispatlanamadığından, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2022