Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2043 E. 2023/1446 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2043 Esas
KARAR NO: 2023/1446 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2021
NUMARASI: 2019/166 E. – 2021/344 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 18/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … ibareli markanın sahibi ve kullanıcısı olduğunu, markanın tüm eldiven çeşitlerinde tescilli olduğunu, https://….com.tr ibareli web sitesinde ürün katalog ve belgelerin yer aldığını, marka olarak da 9, 10 ve 21.sınıfta yer alan tüm eldiven çeşitlerinde tescilli olduğunu, davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, markaya tecavüzün tespit ve men’ini, davalının bu fiillerinin önlenmesini ve durdurulmasını, davalının … ibareli markayı 09, 10, 21. sınıflarda yer alan tüm eldiven çeşitlerinde kullanılmasının önlenmesini, markayı taşıyan ürünlere el konulmasını, bu ürünlerin masrafı davalıdan alınmak üzere etiketlerinin sökülmesini, bu şekilde tecavüzün giderilmesi mümkün değilse ürünlerin imhasını, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, yapılacak mali bilirkişi incelemesi ve tazminat hesabı sonucunda HMK m.107 ye göre artırma hakkı saklı kalmak şimdilik dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini, davalıya ait … nolu … ibareli markanın eşya listesinde yer alan “bulaşık eldivenleri” yönünden hükümsüzlüğünü, karar kesinleştiğinde sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…” ibareli davacı markaları ile müvekkiline ait “…” ibareli marka arasında karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, emtia sınıflarının farklı olduğunu, ayrıca davacıların “…” ibareli tüm markalarının müvekkilinin markasından sonraki tarihte tescil edildiğini, davacıların sonraki tarihte tescil edilen markasına dayanarak daha eski bir markanın hükümsüzlüğünü talep edemeyeceğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/09/2021 tarih ve 2019/166 Esas – 2021/344 Karar sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, marka tescil belgeleri, ticari takdime ilişkin kutu görselleri, bilirkişi raporu, ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; dava konusu markalarda yer alan esas unsurlarının benzer olmadığı ve davalı tarafın kullanımın davacının seri markası olduğu izlenimi yaratmadığı, dava konusu olay bakımından markaların kullanım alanlarının ve emtialarının aynı tür olduğu, ancak 6769 Sayılı Kanun ile aranan işaretlerde ve emtialarda benzerlik koşullarının aynı anda sağlanmadığı, davalının tescilinin iyiniyetli olduğu, tescilden itibaren yasal süre içinde davacı yanca hükümsüzlük davasının süresi içinde de açılmadığı, bu çerçevede 6769 Sayılı Kanun’un 29. Maddesinde düzenlenmiş bulunan hükümsüzlük koşullarının dava konusu olayda mevcut olmadığı, davalının kullanımının marka tesciline uygun kullanım olması nedeniyle marka tecavüzü ve haksız rekabet eyleminin koşulları da somut olayda bulunmadığından davacının tüm istemlerinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; “Dava yönünden davalının kötüniyetli olduğu ispatlanmış olup, mahkemece eksik değerlendirme yapıldığını,Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile davalının kötü niyetli olmadığı şeklinde hatalı tespit yapıldığını, mahkemece de davalının iyiniyetli olduğu, dolayısıyla hükümsüzlük davasının süresinde açılmadığına karar verildiğini,Davalının, tescilli olmadığı sınıfta marka kullanımının dahi tek başına kötü niyetin göstergesi olduğunu, ayrıca ambalaj ve renk dizaynı kullanımının da kötü niyeti gösterdiğini,Davalı markasının hangi sınıflarda kullanıldığı bilirkişiler ve mahkeme tarafından hiçbir şekilde incelenmediğinden ve tespit edilmediğinden, kötü niyet ve dolayısıyla hak düşürücü süre konusunda hatalı sonuca ulaşıldığını,Müvekkilin tescilli markaları ile dava konusu markanın benzer olduğunu; davalının 10. Sınıfta tescili olmamasına rağmen, markasını muayene eldivenleri üzerinde kullandığını, davalının markaları incelendiğinde söz konusu emtialar için tescili olmadığının anlaşılacağını,Bilirkişi raporunda da davalı markanın sadece 21. Sınıf “bulaşık eldivenleri” emtiası açısından tescilli olduğuna değinilmiş, ancak davalının marka kullanımının aslında 10. sınıf “tıbbi, muayene eldivenlerinde” olduğunun göz ardı edildiğini, Dosya kapsamında benzerlik ve iltibas incelemesi ayrıntılı olarak yapılmadığını, inceleme yapılırken sınıf sisteminin dikkate alınmadığını, Davalının markası her ne kadar farklı yazı karakteri ile tasarlanmış olsa da benzerliği ortadan kaldıramadığını, dava konusu markanın işitsel yönden de bıraktığı etki müvekkilin “…” markaları ile benzer olduğunu, Davalı taraf; hem müvekkilin tescil sınıfındaki ürünlerde tescili olmamasına rağmen markasını kullanmakta, hem de ürün görsellerinden açıkça anlaşılacağı üzere benzer ambalajı kullandığını,Müvekkil markaları ile davalının markası belirtilen benzerlikler nedeniyle bütünsel olarak bıraktıkları izlenim itibariyle karıştırılma ihtimali ortaya çıkabileceğini, markaların aynı veya aynı türdeki ya da benzer malları kapsadıkları, dava konusu mallar için tüketici dikkat düzeyinin de yüksek olmadığı dikkate alındığında, tüketici nezdinde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin oluşabileceğini,Delil tespit dosyası (İstanbul 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/246 D. İş dosyası) ile işbu dosya kapsamında alınan raporlar arasında çelişki olmasına rağmen, bu husus dikkate alınmadan ve çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu,Dolayısıyla marka tecavüzü olmadığı yönündeki gerekçe ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlerin yeterli inceleme yapılmadan oluşturulduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:*Bilirkişiler … 05/02/2021 tarihli raporunda; “Davalı yanın kullanımlarının davacı yana ait marka ile iltibas teşkil eder mahiyette olmadığını, ilgili kullanımların davacı yanın markasından kaynaklanan hakları ihlal eder mahiyette olmadığını, dava konusu ihtilaf bakımından; her ne kadar ekonomik bir rekabet olsa da dürüstlük kurallarına aykırı bir kullanımın olmadığını, haksız rekabeti oluşturan şartların sağlanmadığını, davalı tarafın defter ve belgelerini incelemeye sunmadığından herhangi bir inceleme yapılamadığını, hükümsüzlük davası bakımından hak düşürücü sürenin dava tarihi itibari ile geçirilmiş olduğunu, taraf markaları aynı emtialarda tescil edilmiş olsa dahi, söz konusu markaların görsel, işitsel, anlamsal bakımdan iltibas teşkil edecek kadar benzer olmadığını; davalı yana ait ilgili markaların davacı yan markalarına tecavüz teşkil eder mahiyette olmadığını.” bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E: Dava, markanın hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… dava konusu markalarda yer alan esas unsurlarının benzer olmadığı ve davalı tarafın kullanımın davacının seri markası olduğu izlenimi yaratmadığı, 6769 Sayılı Kanun ile aranan işaretlerde ve emtialarda benzerlik koşullarının aynı anda sağlanmadığı, davalının tescilinin iyiniyetli olduğu ve tescilden itibaren yasal süre içinde davacı yanca hükümsüzlük davasının açılmadığı, bu çerçevede 6769 Sayılı Kanun’un 29. Maddesinde düzenlenmiş bulunan hükümsüzlük koşullarının dava konusu olayda mevcut olmadığı, davalının kullanımının marka tesciline uygun kullanım olması nedeniyle marka tecavüzü ve haksız rekabet eyleminin koşulları da somut olayda bulunmadığından davacının tüm istemlerinin reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, İstanbul kapatılan 4.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2011/351 Esas 2012/198 Karar sayılı dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporu da dikkate alındığında yeterli olduğu, mahkemece toplanan tüm deliller uyarınca; davacı adına … tescil numaralı … ibareli ve … esas unsurlu başkaca seri markalar tescil edildiği, hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı … markasının ise davalı yan adına 13.8.2009 tarihi itibarıyla tescil edildiği, markalar bir bütün olarak incelendiğinde (… ve …) gerek işitsel, gerek görsel, gerekse de anlamsal yönden herhangi bir benzerlik olmadığı, davalının kötüniyetli olduğu yönünde delil bulunmadığı gözetildiğinde davalı markasının 08.07.2010 tarihinde tescil edildiği hükümsüzlük davasının ise 13.05.2019 tarihinde açıldığı ve buna göre SMK. 25/6. maddesinde düzenlenen “5 yıllık sürenin dava açma süresinin geçirilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece davacının hükümsüzlük isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.Davacının … markası ile davalının … markası arasında gerek görsel, gerek sescil ve gerekse anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, markaların tüketiciye sunumundaki ambalajların da farklı olduğu, davalı tarafın kullanımın davacının seri markası olduğu izlenimi yaratmadığı, davalının kullanımının kendisine ait marka tesciline uygun kullanım olması nedeniyle marka tecavüzü ve haksız rekabet eyleminin koşulları da bulunmadığından, mahkemece davanın diğer istemler yönünden de reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;Davacılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 18/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.