Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2037 E. 2021/2232 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2037 Esas
KARAR NO: 2021/2232 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/07/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/73 E.,
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; müvekkilinin “…” markasının sahibi olup bu markayı ilk olarak 1987 yılında … numara ile tescil ettirdiğini, iş bu davaya konu markanın ise 1997 yılında tescil edilmiş olup tüketiciler nezdinde tanınmış olduğunu, müvekkilinin bu ürünlerin üretimini ve satışını yaptığını, davalının ise “…” ürününün satışını yaptığını, ayrıca davalıların kullandığı ürün marka ambalajının müvekkilinin marka haklarına tecavüz ettiği gibi haksız rekabet de teşkil ettiğini, davalının taklit kullanımıyla tüketicilerin yanıltıldığını, her iki ürünün hedef tüketici kitlesinin aynı olduğunu, ayrıca bu malların hızlı tüketim malları olması sebebiyle tüketicilerin ürünleri alırken yoğun bir karar verme sürecinden geçmediği ve bu durumun markaların karıştırılma ihtimalini arttırdığını, davalının tacir olup marketlerinde müvekkiline ait ürünlerin de satışını gerçekleştirdiğini belirterek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, ortadan kaldırılmasına, davalı tarafça üretilen ve satılan tüm ürünlere ve ürünlerin görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesine el konulmasına, imhasına, kararın gazetede ilanına, ayrıca davalının “…” isimli dava konusu taklit ürünleri üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin dava sonuna kadar tedbiren yasaklanması, bu ürünlere tedbiren el konulması ve saklanması, belirttikleri linklerde yer alan ürün görsellerinin internet ortamında yer alan dava konusu ürünlerin haksız kullanımlarının yasaklanması konularında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre 23/06/2021 tarihinde verilen ara kararla; ” 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunun belirtildiği, alınan bilirkişi raporu ile davalıya ait ürün ambalajının davacıya ait ambalaj ile ayniyet derecesinde benzer olduğuna dair görüş bildirildiği, davalının bu ambalajı kullanmaya devam etmesinin davacının zararına neden olabileceği, yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleştiği” gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, ileride muhtemel zarar ve ziyanlara karşılık olmak üzere ihtiyati tedbir talep eden tarafça takdiren 50.000,00 TL ( otuzbin Türk Lirası) nakdi teminat yatırılması veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edilmesi halinde; 21/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda incelenen “…” isimli ürün ambalajının dava sonuçlanıncaya kadar davalı tarafça kullanılmasının, bu ambalajla ürün satışı yapılmasının, bu ambalajın üretilmesinin, bu ambalajın kullanıldığı ürünlerin ihtal ve ihraç edilmesinin tedbiren yasaklanmasına, bu ambalajların kullanıldığı “…” isimli ürünlerin, ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesinin (katalog, broşür vs) Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dahil bulundukları her yerden toplatılmalarına, bu ambalajların her türlü internet ortamında ve; http://www…com.tr/…/ https://…com/… https://www…com/… https://www…com/…, https://www…com/…, https://www…com/…htmla isimli internet sitelerinde kullanılmasının yasaklanmasına, karara 21/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun da eklenmesine, kararın yetkili İcra Müdürlüğü’nce icra edilmesine, 7251 sayılı Kanun ile değişik HMK 393/1. maddesi gereğince kararın tedbir talep eden tarafa tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 1 hafta içinde bu kararın uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğunun, talep edilmediği takdirde kararın kendiliğinden kalkmış sayılacağının davacı tarafa ihtarına, 7251 sayılı Kanun ile değişik HMK 398/1. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin, altı aya kadar disiplin hapis cezası ile cezalandırılacağının ihtarına karar verilmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin 23/06/2021 tarihli dilekçesinde 23/06/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararındaki ürün isminin “…” şeklinde hatalı yazıldığını, doğrusunun “…” olarak düzeltilmesi talebi üzerine 23/06/2021 tarihli ara kararla ürün adının “…” olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmüştür. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili; davacının iddialarının dayanaksız olduğunu, müvekkilinin tescilli tasarımında kullanılan “…” ibaresini ayırt edici şekilde içeren ürün ambalajı bakımından tedbir kararı verilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, müvekkiline ait “…” ibareli marka ile davacı adına tescilli “…” ibareli markanın ticari takdim şekli bakımından bilinçli tüketici bakımından karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzerlik içermediğini, müvekkilinin şu anda kullanmadığı bir tasarımın tecavüze mesnet gösterilerek müvekkilinin mağazalarında satışı yapılan davacı ürünü ile benzer özellikli ürünün satışının hileli bir yolla engellenmeye çalışıldığını, müvekkilinin … başvuru numaralı tasarımıyla “…” ürünün satışını yaptığını, tasarımın davacının dava dilekçesinde sunduğu görselle veya bilirkişi incelemesi yapılan görselle benzerliğinin bulunmadığını, müvekkilinin tasarımında kendine has yazı stiliyle … ibaresinin yazıldığını, davacının tasarımında ise … ibaresinin düz şekilde yazıldığını, müvekkilinin bu ibareyi mavi harfle, davacının ise sarı renkle ve tamamı büyük harfle olacak şekilde yazdığını, ayrıca müvekkilinin … ibaresini tasarımın sol üst köşesine yerleştirerek tasarıma yenilik ve ayırt edicilik kattığını, yine tasarımlarda bisküvilerin konumlandırıldığı yerlerin farklı olduğunu, bilirkişinin farklılıkları tek tek saydığını, ardından tasarımların benzerliğine karar verildiğini, davanın esasını çözecek şekilde tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığını, ürünlerin benzerliği nedeniyle markaya tecavüzden söz edilemeyeceğini, müvekkilinin Türkiye’nin en büyük market zinciri olduğunu dolayısıyla dava sonunda müvekkili aleyhine bir karara hükmedilse dahi davacının elde edeceği hakkı müvekkilinden tazmin etmesinin mümkün olduğunu, müvekkilinin bu kararla büyük zararlara uğrayacağını, ayrıca haksız rekabetin koşullarının da gerçekleşmediğini bildirerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, yeni bir bilirkişi raporu alınmasına, belirlenen teminat bedelinin de yetersiz olması nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere göre 27/07/2021 tarihinde verilen ara kararla; “mahkemece alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; davacı tarafa ait “…” tescilli markasıyla satışa sunulan ürünlerin ambalaj tasarımı ile benzer olduğu tespit edilen “…” isimli ürünün beyaz zemin üzerinde “…” ibaresinin en üstte ve kırmızı beyaz renklerle yazıldığı, altında mavi kurdele biçiminde grafik ögenin içinde sarı harflerle “…” ibaresinin yer aldığı, ayrıca üç adet … görseline yer verildiği, bu ambalaj tasarımının gerek zemin, yazı ve kullanılan grafiklerin renkleri, gerek kullanılan grafik unsurların şekilleri, gerekse ürün görselleri bakımından davacı tarafa ait ürün ambalajı ile benzer olarak algılandığının tespit edildiği, davalı tarafın bu ambalaj tasarımını tescil ettirmek için yaptığı başvurunun davacının itirazı nedeniyle reddedildiği, bu nedenle davacı açısından bu aşamada yaklaşık ispat koşuşlunun gerçekleştiği, mahkememizce davalıya ait ve yalnızca raporda incelenen ambalaj tasarımıyla ilgili ihtiyati tedbir kararı verildiği, genel olarak “…” markasını taşıyan … ürünleri hakkında bir tedbir kararı verilmediği, kararın icrasında tereddüt olmaması için bilirkişi raporunun da karara eklenmesine karar verildiği, dava konusu ürünün satış değerine ve davalı tarafça bu ambalajın davalı tarafça artık kullanılmadığına dair beyanlarına göre teminat miktarının yeterli olduğu, bu nedenlerle davalı tarafın itirazlarının yerinde olmadığı” gerekçesiyle davalı tarafça ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafında; müvekkilinin tescilli tasarım bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesinde herhangi bir hukuki yarar bulunmadığını, HMK’nun 389.maddesindeki unsurların somut olayda gerçekleşmediğini, müvekkiline ait “…” ibareli marka ile davacı adına tescilli “…” ibareli markanın ticari takdim şekli bakımından bilinçli tüketici bakımından karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzerlik içermediğini, tasarımcının özgürlük alanının değerlendirilmediğini, benzerliğin ürünler arasında olduğunu, davanın sonucunun beklenmesinin davacının hakkını elde etmesini zorlaştırmayacağını, müvekkilinin Türkiye’nin en büyük market zinciri olduğunu dolayısıyla dava sonunda müvekkili aleyhine bir karara hükmedilse dahi davacının elde edeceği hakkı müvekkilinden tazmin etmesinin mümkün olduğunu, mahkemenin dava sonunda aleyhe verebileceği bir kararı yargılama devam ederken ihtiyati tedbir adı altında verdiğini, müvekkilinin kararın icrasıyla ekonomik olarak zarar göreceğini, bu zararın 50.000 TL’lik teminat bedelinden çok daha yüksek olacağını, tasarımın davacının dava dilekçesinde sunduğu görselle veya bilirkişi incelemesi yapılan görselle benzerliğinin bulunmadığını, müvekkilinin tasarımında kendine has yazı stiliyle … ibaresinin yazıldığını, davacının tasarımında ise … ibaresinin düz şekilde yazıldığını, müvekkilinin bu ibareyi mavi harfle, davacının ise sarı renkle ve tamamı büyük harfle olacak şekilde yazdığını, ayrıca müvekkilinin … ibaresini tasarımın sol üst köşesine yerleştirerek tasarıma yenilik ve ayırt edicilik kattığını, yine tasarımlarda bisküvilerin konumlandırıldığı yerlerin farklı olduğunu, tasarımcının hareket alanının dikkate alınması gerektiğini, tüketicinin iki ürünü rafta gördüğünde iltibasa sebebiyet vermeyecek derecede benzerlik bulunmayacağını anlayacağını, bilirkişinin ve mahkemenin yanlış değerlendirmeler yaptığını, teknik zorunluluk nedeniyle bir ürünün belli şekilde üretilmesi gerekiyorsa haksız rekabetin söz konusu olmayacağını, Yargıtay’ın her kararında bu kriterinde hemen hemen yer verdiğini, teknik zorunluluk hususunun incelenmediğini bildirmiştir. Yargılama sırasında alınan 21/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; ” Davalı tarafın … şeklindeki —> kullanımının davacının … nolu … —> ibareli tescilli markası ve davacının piyasada kullanılan ürün ambalajı ile iltibas yaratıcı seviyede benzerlik taşıdığı görüş ve kanaatine ulaşıldığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Dosya içeriğindeki tasarım tescil belgelerinin incelenmesinde davalı adına tescilli olan … tescil numaralı tasarımın çoklu ambalaj deseni olduğu görülmüştür. Davacıya ait … tescil numaralı … markasının 30.sınıfta … emtiasında 02/10/1997 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, ortadan kaldırılması, el konulması, imha ve kararın gazetede ilanı taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddi kararına yöneliktir. Mahkemece, uyuşmazlıkla ilgili olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve alınan bilirkişi raporu gerekçe yapılarak önce ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı vekilinin bu karara itirazı üzerine istinafa konu ihtiyati tedbire itirazın reddi kararı verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dosya içeriğinden alınan bilirkişi raporunda, tarafların ürün ambalaj tasarımlarının beyaz arka fon üzerine uygulandığı, oranlarının birbirine yakın olduğu, her iki ambalaj üzerinde mavi renkli kurdele biçiminde bir grafik ögenin yer aldığı, bu ögenin her iki taraf ambalajında da öne çıkmış durumda olduğu ve davacı tarafa marka ve ambalaj tasarımı ile davalı tarafa ait ambalaj tasarımı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, bu benzerlikler sonucunda taraf markaları arasında iltibas oluştuğu şeklinde tespit ve değerlendirmelere yer verildiği gözetildiğinde mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ne var ki, davalı tarafın Türkiye genelinde yaygın şekilde bulunan mağazalarında ve internet ortamı üzerinde satış yaptığı hususları ile tedbirin kapsamı gözetildiğinde hükmedilen teminat miktarının düşük olduğu anlaşılmakla bu yönden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü kısmen reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İlk derece mahkemesince verilen 27/07/2021 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının KALDIRILMASINA, 3-Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 4-Mahkemece verilen 23/06/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile bu karardaki maddi hatanın düzeltilmesine dair 23/06/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının KALDIRILMASINA, 5- Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜNE, ileride muhtemel zarar ve ziyanlara karşılık olmak üzere ihtiyati tedbir talep eden tarafça takdiren 200.000,00 TL ( ikiyüzbin Türk Lirası) nakdi teminat yatırılması veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edilmesi halinde; 6-21/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda incelenen “…” isimli ürün ambalajının dava sonuçlanıncaya kadar davalı tarafça kullanılmasının, bu ambalajla ürün satışı yapılmasının, bu ambalajın üretilmesinin, bu ambalajın kullanıldığı ürünlerin ihtal ve ihraç edilmesinin TEDBİREN YASAKLANMASINA, bu ambalajların kullanıldığı “…” isimli ürünlerin, ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesinin (katalog, broşür vs) Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dahil bulundukları her yerden TOPLATILMALARINA, bu ambalajların her türlü internet ortamında ve; http://www…com.tr/…, https://…com/…, https://www…com/…, https://www…com/…, https://www…com/…, https://www…com/…htmla isimli internet sitelerinde kullanılmasının YASAKLANMASINA, 7-Karara 21/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun da eklenmesine, 8-Kararın yetkili İcra Müdürlüğü’nce icra edilmesine, 9-7251 sayılı Kanun ile değişik HMK 393/1. maddesi gereğince kararın tedbir talep eden tarafa tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 1 hafta içinde bu kararın uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğunun, talep edilmediği takdirde kararın kendiliğinden kalkmış sayılacağının davacı tarafa ihtarına,bu hususun ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 10-7251 sayılı Kanun ile değişik HMK 398/1. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin, altı aya kadar disiplin hapis cezası ile cezalandırılacağının ihtarına, bu hususun ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 11-İş bu ara kararın ve bilirkişi raporunun taraflara tebliğine, bu hususun ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 12-Davalı tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 59,30 TL istinaf harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, 13-Davalı tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 193,50 TL posta tebligat ve fotokopi masrafı olmak üzere toplam 355,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.29/12/2021