Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2028 E. 2023/1054 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2028 Esas
KARAR NO: 2023/1054
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2021
NUMARASI: 2020/234 Esas – 2021/587 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 25.08.2016 tarihinden itibaren davaya konu … banka Altıyol Şubesinin 17/02/2020 tarih 870.650,00 TL bedelli çekin keşidecisi olan … Limited şirketinin ortağı olduğunu, davalılardan … ve dava dışı … da davacı gibi bu şirketin ortağı ve münferiden yetkilisi olduklarını, … ise, şirketin eski ortaklarından olup 12.11.2018 tarihinde şirketteki hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, … ile …’nun kardeş olduklarını, diğer davalı alacaklı … ile … çok yakın arkadaş olduklarını, davaya konu çeki şirket yetkililerinden … keşide edip imzaladığını, şirket ortaklarından dava dışı … davaya konu çeki eski ortaklardan olan abisi … ile birlikte düzenlemek suretiyle davacıya gelerek keşıdeci şirketin yaptığı inşaatlar nedeniyle mal alımı yapabilmek için teminat çeki vermeleri gerektiğini, çekin kullanılmayacağını ve sonrasında iade alınacağını, kendilerinin de çeke imza attığını belirterek çekin keşide tarihinden (tarih sonradan düzenlenmiştir) yaklaşık 1 yıl önce tarihi boş olarak davacının çekin teminat çeki olduğuna ikna ederek, davacının şahsi cirosunu yapmasını sağladıklarını, davacının keşide tarihi boş olan çeke cirosunu yaparak şirket ortaklarından ve şirket adına imzalayan …’na çeki teslim ettiğini, aradan 1 yıl geçtikten sonra sanki davacının borcu varmış gibi yine şirket ortaklarından davalı …nun da cirosu eklenmiş ve davacının rızası hilafına çeke keşide tarihi olarak 17.02.2020 tarihîni yazmak suretiyle …’nun yakın arkadaşı … üzerinden çeki aynı gün yazdırdıklarını, bir an çekin borç çeki olduğunu varsayıldığında davacının çeki cirolayan …’nun yine müvekkilimize bir borcu nedeniyle bu çeki cirolamış ve devretmiş, müvekkilimizin de hemen altındaki …’na bir borcunun olması ve çeki de bu nedenle cirolayarak devretmiş bulunması gerektiğini, oysa dava dışı …, davalı … ile müvekkilimizin hesapları incelendiği takdirde müvekkilimizin bu kişiden bir alacağı olmadığı gibi bir sonraki ciranta …’nun da müvekkilimizden hiç bir alacağı bulunmadığını, bununla birlikte her iki davalı arasında da alacak borç ilişkisi bulunmadığını, davalı … davacıdan hangi ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu ve diğer davalı …’ında …’ndan hangi ticari ilişkiye istinaden alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davaya konu çek borç çeki olmadığından taraflar arasında ispatlanması mümkün bir ticari ilişki bulunmadığını, çek aslı üzerinde yazıların yaşının tespiti amacıyla inceleme yaptırıldığı takdirde çekin keşide tarihinin yeni atıldığı davacının da iş bu çeke yaklaşık 1 yıl önce imza attığı ortaya çıkacağını, … ve abisi … tarafından düzenlenen çeke davacının şirketin mal alımının sağlanması için ciro yaptığından ve şirket lehine de iş bu çekle herhangi bir mal alımı yapılmamış olduğundan davaya konu çekin bedelsiz olduğunu, şirketin ticari kayıtları incelendiğinde davaya konu çek ile şirket için herhangi bir alım yapılmadığı görüleceğini, davaya konu çekin keşidecisi … Ticaret Limited şirketi olup, çeki müdürlerden kardeşi …’nun imzaladıklarını, keşideci şirketin …’na hiçbir borcu olmamasına rağmen şirketi kendisine borçlandırdıklarını, çekin keşidecisi şirketin bu kişiye herhangi bir borcu olmadığı gibi aksine …’nun şirkete borcu bulunduğunu, çek bu şekli ile başlangıçtan itibaren bedelsiz bir çek olduğunu, satış tarihleri itibariyle banka kayıtları incelendiğinde bu durum ortaya çıkacağını, davacının yaklaşık 10 aydır Amerika’da yaşadığını, taraflar arasında bugüne kadar hiçbir zaman ticari ilişki yaşanmadığını, dolayısıyla, davacı ile diğer davalılar arasında hiçbir malve hizmet alışverişi gerçekleşmediğinden davaya konu çek nedeniyle müvekkilimizin davalılara herhangi bir borcu bulunmadığını, davaya konu çek davacıya anlatıldığı gibi teminat çeki olarak kullanılmamış, davacının güveni kötüye kullanılmak suretiyle sonradan keşide tarihi doldurulmak suretiyle çek yazdırılmış ve davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından çekin keşidecisi ve tüm cirantalar aleyhine başlatılan icra takip dosyası incelendiğinde; alacaklı vekili tarafından 17.06.2020 tarihinde icra-i takibat başlatıldığı ve aynı gün uyap sisteminden gönderilen taleple 4 borçlu hakkında ihtiyatî hacız kararı alınmış olmasına rağmen sadece müvekkilimiz ve çeki keşide eden şirket aleyhine bankalara 89/1 haciz ihbarnamesi işlemleri gönderilmiş olduğunu, diğer borçlulardan davalı … ile … aleyhine kısıtlı haciz işlemleri yapılmış olduğunu, bu durumun davalıların ve dava dışı diğer ortakların davacı ve şirketin malvarlığını boşaltmak amacıyla birlikte hareket ettiklerini gösterdiğini, takibe konu ihtiyati haciz talebi, kararı ve ödeme emri incelendiğinde; ihtiyati haciz talep dilekçesinin konusu kısmında “..şimdilik muaccel 30.000.-TL alacağımızı tem inen ihtiyati haciz talebimizdir” denilmek suretiyle alacak miktarının 30.000 TL olduğu mahkeme içi şekilde davalı alacaklı tarafından ikrar edildiğini, çekte tek ödeme günü olur, şimdilik 30 bin TLlik kısmı muaccel oldu şeklinde bir bölünme yapılamayacağını, dolayısıyla, bu şekilde bir ihtiyati haciz karanna dayanılarak yapılan tüm işlemler geçersiz olduğunu, alacaklı olduğu miktarı 30.000.-TL olarak mahkeme içi ikrar yöntemiyle ikrar etmiştir, dolayısıyla davalıların bu talepleri bize çekin bedelsiz olduğunu açıkça gösterdiğini, bu nedenle, hukuka aykırı doldurulan, kullanılan ve hukuka aykın yöntemlerle işleme konulan çekin iptali gerektiğini, şüpheliler …, …, … ve … aleyhine …,… Kurumlarının Aracı Kılınması Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık suçlarından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/Soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu,… banka Altıyol Şubesinin 17.02.2020 tarih, … çek no.lu, 870.650,00.-TL bedelli çekin ödemelerinin durdurulmasına, icra kasasına para girdiği takdirde alacaklıya ödenmemesine ve başlatılan icra takibinin dava sonunda verilecek hüküm kesinleşinceye kadar İ.İ.K.md.72 hükmü gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini, neticede hukuka aykırı eylem neticesinde müvekkilin rızası hilafına ve bilgisi dışında oluşturulmuş olan davaya konu çekin iptali ile davalılara borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili ve davalı … cevap dilekçeleri özetle; Davacının söz konusu iddialarının tamamen soyut olduğunu, davacı tarafından bu husustaki iddialar delillendirilemediğini, davacı vekili dosyaya sunduğu itiraz dilekçesi ekinde tarih kısmı boş arkasında da son ciro … olacak şekilde çek fotokopisi sunarak hak iddia etmeye çalıştığını, sunulan fotokopi belge ile hak iddia etmek hukuka aykırı olduğunu, sunulan çek fotokopisi herhangi bir kurum ya da kuruluşça onaylı olmadığını ya da ıslak imzalı onay taşımadığını, her zaman fotokopi olarak oluşturulabilecek, üzerindeki tarih kısmı silinerek fotokopi yapılabilecek, arkasındaki cirolardan da dilenen kişinin cirosu çıkarılarak oluşturulacak bir belge olduğunu, davacı taraf kendisi bir fotokopi belge oluşturup Mahkeme’yi yanıltmaya çalıştığını, davaya konu söz konusu çek incelendiğinde müvekkili davalının davacıdan çek keşidecisi ve diğer ciranta borçlulardan alacaklı olduğu davacı …’nun iddialarının gerçeği yansıtmadığı açıkca anlaşıldığını, nitekim teminat olduğu iddia edilen çek üzerinde veya arkasında çekin teminat olarak verileceğine ilişkin olarak herhangi bir ibare bulunmadığını, davacı tarafından soyut iddialar sunularak müvekkili davalının alacağını tahsil etmesini geciktirmeye çalışıldığını, davacı tarafın tüm iddialarını ispat külfeti bulunduğunu alacaklı taraf olarak 30.000 TL lik tutar hakkında ihtiyati haciz almalarının diğer bakiye alacaktan feragat anlamı taşımadığını, ihtiyati haciz tutarı alacaklı tarafça serbestçe belirlenip talep konusu edilebilir, kısmen veya tamamen ihtiyati haciz kararı alınması alacaktan feragat anlamına gelmediğini, tarafları açısından bir ikrar durumu sözkonusu olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi olduğunu, dava konusu çek müvekkile ciro yoluyla geldiğini, müvekkili yetkili hamil olup, ciro silsilesi ve kambiyo vasfına haiz çeki icra takibine koymakta haklı olduğunu, davacının talep ettiği hak ve alacakların tamamı zamanaşımına uğradığını, yine hak düşürücü süreler de geçtiğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulması için alacağın %120’si oranında teminat yatırılması gerektiğini, haksız ve kötü niyetli olarak dava açıldığından davacı taraftan alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatı alınarak davalı müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2021 tarih ve 2020/234 Esas – 2021/587 Karar sayılı kararıyla; “Davacın dava konusu çekin, keşideci … İnş. Tic. Ltd. Şti.’nin inşaat işleri sırasında teminat amaçlı kullanacağı inancıyla tarih kısmı boş olarak ciro yaptığını ve keşideci şirket ortağına çeki teslim ettiğini belirterek bu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. İspat yükü kendisinde olan davacı dava konusu çekin teminat amaçlı düzenlendiğini yazılı olarak ispatlayamamıştır. Çekin iç anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının ise ancak lehtara karşı ileri sürülebileceği, çekin ciro yolu ile devri halinde son hamile karşı bu iddianın ileri sürülemeyeceği, bu nedenle davacının dava konusu çekin tarihinin sonradan doldurulduğu iddiasının dinlenemeyeceği, hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmesi veya ağır kusurunun bulunması hususu hariç ki bu hususlar da kanıtlanamamıştır. Çekin anlaşmaya aykırı bir şekilde doldurulduğu iddiası ve ispatı keşideciye aittir. Keşideci de bunu ancak yazılı delille ispat edebilir. Senede karşı senetle ispat kuralığı gereği, çek bir ödeme aracı olup, borçlu olmadığını iddia eden davacının bunu yazılı delil ile ispatlaması gerekir. Senede karşı senetle ispat prensibi gereği iddiasını ispatlayamayan davacıya yemin delili hatırlatılmıştır ancak davacı yemin delilini kullanmamıştır. Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde ; davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası dayanağı çek nedeniyle borçlu olmadığı iddiasını kanıtlamayamadığı, davalının kötü niyet tazminatına ilişkin koşulların oluşmadığı belirlenmekle, kanıtlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkeme tarafından verilen karar, hiçbir araştırma yapılmaksızın, delillerimizin hiçbiri toplanmaksızın, iddialarımızı ispat imkanı verilmeksizin alelacele verilmiş bir karar olduğunu, Davamızda, davalı hamil …’ın kötü niyetli olduğunu ve çeki kötü niyetle iktisap ettiğini, ağır kusurlu olduğunu tam anlamıyla ispat edebilmemiz için önce tüm delillerimizin toplanması sonrasında da isticvap talebimizin kabulü ile taraflara soru sorma hakkımızı kullanmak suretiyle olayın aydınlanmasında mahkemeye yardımcı olmamız sağlanmalı ve olayın bizzat görgün şahitlerinin dinlenmesi suretiyle de bu husususun desteklenmesi gerekmekte iken, mahkeme tarafından delillerimizin toplanması için tek bir müzekkere yazılmamış, isticvap talebimiz olumlu ya da olumsuz bir şekilde değerlendirilmemiş, tanıklarımız dinlenmemiştir, Mahkeme, davamızı tamamen savcılık soruşturma dosyası ile ilişkilendirmiş, savcılık soruşturması taraflar arasındaki ilişkinin hukuki bir ilişki olduğunu belirtmesi ile de mahkeme tamamen araştırma ve delil toplama aşamasına son vermiş dosyayı karar aşamasına taşımıştır, Çeke müvekkilimizin cirosu hile ile alınmıştır. Keşideci şirketin yaptığı inşaatlar nedeniyle mal alımı yapabilmek için teminat çeki vermeleri gerektiğini, çekin kullanılmayacağını ve sonrasında iade alınacağını, kendilerinin de çeke imza attığını belirterek çekin keşide tarihinden 2 yıl önce alınmıştır. Müvekkilimiz bu çeki …na teminat çeki olarak vermemiştir. Burada bahsedilen teminat sadece çekin müvekkilimizden alınış biçimini anlatmak amaçlıdır, yoksa çek teminat çeki olarak bir sonraki cirantaya özel düzenlenmemiştir. Taraflar şirketin ortakları olup, ticaretlerini güven karinesi ile yürütmekteydiler. Ayrıca şirket ortakları soyadlarından da anlaşılacağı üzere çok yakın akraba olduklarından dolayı müvekkilimiz çekin amacına yönelik belge oluşturamamıştır. Dosyaya sunduğumuz renkli çek fotokopisi incelendiğinde, müvekkilimiz tarafından şahsi cironun yapıldığı 07.04.2018 tarihinde çekin görüntüsü telefonla resim çekilmek suretiyle alınmış olup, müvekkilin kullandığı telefon tarafından resmin çekildiği tarih olarak görüntü üzerine eklenmiştir. Bu durum, dosyada mübrez çek görüntüsünde bulunmakta olup, çekin keşide tarihinin davalılar tarafından 2 yıl sonra müvekkilimizin rızası hilafına eklendiğini, çekin bedelsiz olduğunu, davalıların haksız kazanç elde etmeye çalıştığını açıkça göstermektedir. Müvekkilimizin telefonunda teknik bir bilirkişi incelemesi yapıldığında, fotoğrafın çekildiği tarih, bu tarihte herhangi bir oynama yapılıp yapılmadığı gibi tüm hususlar ortaya çıkacağı gibi, davalıların gerçeği gizledikleri de ortaya çıkacaktır. Yine, mahkemenizce çek aslı üzerinde yazıların, keşide tarihinin ve imzaların yaşının tespiti amacıyla, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Enstitüsünde inceleme yaptırıldığı takdirde çekin keşide tarihinin yeni atıldığı, müvekkilimizin de iş bu çeke yaklaşık 2 yıl önce imza attığı ortaya çıkacağı mahkemenize sürekli bildirilmesine rağmen bu talebimizin de dikkate alınmaması ve hiç değerlendirilmemesi hukuka aykırıdır. Zira savcılık dosyasında ifade veren tüm şüpheliler ile davalı konumundaki tüm şüpheliler ifadelerinde borcun 2018 yılında davalı …’ın dava dışı müvekkilimiz ve diğer çeki cirolayan kişilerin ortak olduğu … İnşaat firmasından 2 adet daire satışı nedeniyle bu satıştan kaynaklı olarak tüm parayı kasasına alan şirketin …’a bir adet daireyi teslim etmemesinden dolayı şirketin borcuna karşılık 2018 yılı yaz ayında bu çeki düzenleyip verdiklerini belirtmişlerdir. Bu doğrultuda davalılar ikrar da bulunmak suretiyle ispat yükü yer değiştirmiştir. Müvekkilimizden alınan cironun hile ile alındığına yönelik iddiamız dışında çekin bedelsiz olduğunu da dilekçemizde ifade etmiştik. Bedelsizlik açısından bakıldığında müvekkilimizin şirket ortaklarından hiçbiri ile gerek ciro tarihinden önce gerekse sonrasında şahsi olarak para alışverişi veya ticareti olmamıştır. hiçbir mal ve hizmet alımı da söz konusu değlidir. Dava konusu çek bedelsiz bir çektir. İcra dosyası incelendiğinde de müvekkilimiz dışında hiçbir ortağın mal varlığı bulunmadığı, şahsi mal varlıklarını içra takibinden önce boşalttıklarından bu ortaklar aleyhine icra dosyasında gerçek bir haciz talebinde bulunulmadığı da taraflarca kurulan ve uygulanan bir kurgunun açık ve net delilidir. Eğer davalı … Taahhüt Ltd.Şti.’nden alacaklıysa o takdirde şirketin çeki direkt davalı …’a düzenlemesi gerekirdi. Davalı … dışındaki şahıslar arasında da çek devrini sağlayacak hiçbir ticari ilişki söz konusu değildir. Davalı … tarafından vasıflı ikrar söz konusudur, bu durumda … Taahhüt Ltd.Şti.’nden parasını ödediği daireyi aldığını ispatlamak zorundadır. İspat yükü yer değiştirmiştir. Savcılık dosyasında bahsedilen daireler İstanbul, Kadıköy, …, Ada No:…, Pafta No:…, Parsel No:… de kayıtlıdırlar. Kadıköy Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazılarak, tapu bilgileri verilen gayrımenkulde davalı …’a yapılan satışların satış tarihlerinin ve satışa esas rayiç miktarlarının sorulmasını talep ettik, mahkeme tarafından bu delilimizde diğer delillerimiz gibi toplanmamıştır.Delil listemizde sunduğumuz daha önce şirkete ait bir gayrımenkulün satış sözleşmesinden de görüleceği üzere … satış sözleşmesi ile satıştan doğan fark bedellerini kendi şahsi hesabına almak suretiyle şirket hesabının dışında tutmuş ve kendi şahsi hesabına geçirmiştir. Nitekim, kötü niyetli eski ortak … sözde …’ın sözde satın aldığı dairelerden arta kalan kısımları İng banktaki şahsi hesabına aktarmıştır. Bu doğrultuda, satış tarihi itibarıyle ….nun … Bank hesabının 2018-2019 yılı hesap ekstresinin celbini talep edilmiş fakat yerel mahkeme bu belgeye ulaşmamızın da önünü kapatmıştır. ” beyanlarıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; “Davacının istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu tüm iddia ve talepler yerel mahkemece incelenmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. Ancak sayın mahkeme davacı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak borcu inkar etmesi neticesinde mahkemenin icra inkar tazminatına hükmetmemesi usul ve yasaya aykırı olduğunu,Davacı yan, davalı müvekkilin alacağını tahsil etmesini sürüncemede bırakmak maksadıyla haksız ve kötü niyetli olarak dava açmış, davacı haksız yere alacağın gecikmesine sebebiyet verdiğini, soyut ve mesnetsiz iddialarldan öte gidemeyen davacı tarafın alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının talepleri gibi kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE, -Davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine.” karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu 17/02/2020 keşide tarihli 870.650,00 TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı … Ticaret Limited Şirketi, lehtarının ise dava dışı … olduğu, davacının keşideci şirketin ortağı olması nedeniyle çekin teminat amaçlı olarak kullanılacağı sonra iade edileceğinin söylenmesi üzerine güvenerek çeki ciro ettiğini, çeki imzaladığı tarihte çekte keşide tarihinin bulunmadığını, gerçekte davalı tarafa borcunun bulunmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davacının cirodaki imzasının kendisine ait olduğunu kabul ettiği ve imza inkarının olmadığı, dava konusu çekin yasal unsurlarını taşıdığı, dava konusu çekin teminat amaçlı düzenlendiğini ispat yükünün davacıda olduğu, davacının bu iddiasını yazılı olarak ispatlayamadığı; çekin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının ise ancak lehtara karşı ileri sürülebileceği, bu iddianın hamile karşı ileri sürülemeyeceği, kaldı bu iddianın da yazılı delillerle ispatının gerektiği ve dosyaya bu yönde bir delilin sunulmadığı, davacının şikayeti üzerine konuyla ilgili olarak başlatılan soruşturmanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nın 2020/97713 Soruşturma – 2020/88533 Karar sayılı kararı ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar ile sonuçlandığı; tüm bu hususlar dikkate alındığında mahkemece ispatlanamayan davanın reddine ve şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, taraf vekillerinini istinaf istemlerinin reddie karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekili ile davalı … vekillinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı …’dan alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacı ile davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/07/2023