Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2025 E. 2023/1053 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2025 Esas
KARAR NO: 2023/1053
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2021
NUMARASI: 2020/166 Esas – 2021/649 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine dayanak iki adet çekin bulunduğunu, her iki çekte de müvekkilinin lehtar olarak gösterildiğini ve çekin müvekkili adına dava dışı …’in ciro edildiğini ancak davacının bahse konu çeklerle bir ilgisinin bulunmadığını ve ciroda yer alan imzanın davacıya ait olmadığını, imzanın sahte olmasının herkese karşı sürülebilen mutlak defi niteliğinde olduğunu, imzanın davacıya ait olduğunu kabul anlamanına gelmemekle birlikte gönderilen ödeme emrinde karşılıksız çek tazminatının da talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, çek tazminatının borçlusunun yalnızca keşideci olabileceğini, davalının takibe koyduğu ve davacının imzasını taklit ederek lehtar/ciranta olarak gösterdiği çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 19.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2021 tarih ve 2020/166 Esas – 2021/649 Karar sayılı kararıyla; “…Tüm bu delillerden ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; her ne kadar İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı icra dosyası ile … tarafından …, … Limited Şirketi, … aleyhine 102.615,38.-TL üzerinden icra takibi başlatılmış ise de; mahkememizce davacı …’ın imza örnekleri alınmış ve davacıya ait emsal imza asıl evrakları celp edilmiş, dava konusu ve takip dayanağı olan çekler üzerindeki imzanın davacının el ürünü olup olmadığı yönünden İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’nden aldırılan rapor ile “inceleme konusu çeklerin arka yüzü üzerinde birinci ciranta “… atfen atılı bulunan imzaların … eli ürünü olmadığı…” yönünde rapor düzenlenmiş olup, dava konusu takip dayanağı çekler üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı hususunda mahkememize tam kanaat geldiğinden davanın kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ve bu dosyaya konu çekler ve ferilerinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve bu doğrultuda takibin iptaline, davalının kötü niyetle icra takibine giriştiği ispatlanamamakla aleyhine istenen tazminat talebinin reddine; HUAK 18/A maddesi gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasında 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldığı ve davanın kabulüne karar verildiği gözetilerek; davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Dava dosyasındaki tebligatların usulüne uygun şekilde yapılmadığını, davalıya Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işleminin Kanun’a ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde yapılmamış olması nedeniyle usule aykırı olduğunu, Davanın Yasada öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmamış olup, zamanaşımı nedeni ile davanın reddi gerektiğini, Davaya konu çeklerin davacının eşi … tarafından imzalandığı ve taraflar hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçu işlediklerinden bahisle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, dosyanın … Soruşturma numarası ile derdest olduğunu, ancak Mahkeme tarafından savcılık dosyasının sonucu beklenilmeksizin karar verildiğini, Dosyada mevcut raporların birbirini desteklemediğini, mahkeme tarafından öncelikle adli tıp uzmanından aldırılan raporda ‘İmzaların davacının eli ürünü olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapılamadığının’ belirtildiğini, akabinde Jandarma Komutanlığı Kriminal Dairesi tarafından yapılan imza incelemesi neticesinde ise çekler üzerindeki imzaların davacı eli ürünü olmadığı neticesine ulaşıldığını,Yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere; raporlar arasındaki bu çelişki giderilmeksizin ve tarafımızca …ın imza örnekleri de alınarak tekrar inceleme yapılması talep edilmesine rağmen, bu talep değerlendirilmeksizin ve eksik inceleme neticesinde verilen kararın haksız olduğunu, Dosyadaki karara dayanak raporda, davacının toplanan imzalarının 2 farklı kaligrafide olduğu sonucuna varıldığını, buna göre ya davacının söz konusu senetleri kendisi imzalamış ancak imzasını değiştirerek attığını; ya da söz konusu senetlerini eşine imzalatarak kötü niyetle borçlu olmadığını iddia ettiğini, Kaldı ki adli tıp uzmanının vermiş olduğu ilk raporda da, imzaların düzensiz şekillerden oluştuğunun ve basit tersimli olduğunun belirtilerek, davacının atmış olduğu imzaların birbirini tutmadığının, değiştirilmesinin ve taklidinin çok basit olduğunun anlaşıldığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davaya konu çeklerdeki adına atılı lehtar – ciranta imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… bilirkişi incelemesi ile davaya konu çeklerdeki imzanın davacıya ait olmadığı anlaşıldığından menfi tespit isteminin kabulüne, şartları oluşmadığından davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davaya ve takibe konu 22.07.2019 keşide tarihli ve 47.000,00 TL tutarlı çek ile 22.08.2019 keşide tarihli ve 47.000,00 TL tutarlı çekteki adına atılı lehtar – birinci ciranta imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davalıya yapılan tebligatların usulüne uygun olduğu, davalı vekilinin 05.04.2021 tarihinde beyan dilekçesi ile vekaletname sunduğu, mahkemece beyan dilekçesine uygun olarak yeniden rapor aldırılmasına karar verildiği, buna göre davalının savunma hakkının kısıtlanmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece önce adli tıp uzmanı İbrahim Uzun’dan aldırılan 15.02.2021 tarihli raporda, “İnceleme konusu çeklerde bulunan …’ın kaşesinin bulunduğu bölgedeki imzaların büyük oranda düzensiz şekillerden oluşup oldukça basit tersimli olmaları nedeniyle inceleme konusu imzaların …’ın eli ürünü olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılamamıştır.” tespitine yer verildiği görülmüştür. Mahkemece bu defa dosyanın İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na gönderilmesine karar verilmiş; dosyaya sunulan 02.04.2021 tarihli kurum raporunda, “İmzaların genel şekli, başlangıç hareketlerinin yapılışı, imzalar içerisindeki el hareketlerinin yapılışı, imzalar içerisindeki noktalama itiyadı, imzaların bitim hareketlerinin yapılışı, kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden farklılıklar görülmüş olup; çeklerin arka yüzünde birinci ciranta … adına atılı bulunan imzaların … eli ürünü olmadığı.” kanaati bildirilmiştir. Buna göre anılan bu raporun yeterli ve denetime elverişli olduğu, rapor ile çeklerdeki davacı adına atılı imzaların davacıya ait olmadığı sabit olduğundan, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetlidir. Davalı taraf her ne kadar “Davaya konu çeklerin davacının eşi … tarafından imzalandığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/75776 Soruşturma sayılı bu dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği” iddia edilmiş ise de; işbu davanın imza inkarına dayalı menfi tespit davası olması ve davada imza uyuşmazlığının açıklığa kavuşturulmuş olması karşısında, soruşturma dosyasının beklenmesine gerek bulunmadığından, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 7.009,65 TL harçtan, peşin alınan 1.752,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.257,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.12/07/2023