Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/2013 E. 2023/1359 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/2013 Esas
KARAR NO: 2023/1359
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2021
NUMARASI: 2019/168 Esas – 2021/188 Karar
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin … ve … tarafından kurulduğunu, müvekkilinin gıda sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkilinin “…” markasını Türkiye’de ilk olarak tescil ettirip kullanan firma olduğunu, müvekkili tarafından ilk olarak … nolu 43. sınıfta tescilli “…+şekil” markasını tescil ettirip kullanmaya başladığını, sonrasında … nolu markayı 29 ve 40.sınıflarda “…” markası ile tescil ettirdiğini, davalının müvekkili gibi gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının … sayılı “…” ibareli ve 35, 36, 38, 41 ve 45. sınıflarda tescilli marka tescil belgesinin sahibi olduğunu, davalı markasının sınıfları ile müvekkilinin markasının aynı ve benzerlik arz ettiğini, müvekkilinin … tescil nolu markanın 29.sınıfta dilekçede sayılan emtialar yönünden tescilli olduğunu, davalının … nolu markası ise 35. sınıfta dilekçede belirtikleri emtialar yönünden tescilli olduğunu, davalının tescilli olduğu bazı mal ve hizmetlerin müvekkilinin tescili ile birebir aynı olduğunu, müvekkilinin … tescil nolu markasının tescilli olduğu 29 ve 30.sınıftaki malların tamamının, davalının 35. sınıftaki tescilinin içerisinde yer aldığını, davalının markası ile müvekkilinin markasının görsel ve işitsel anlamda da benzerlik ifade ettiğini, bu nedenle davalı şirketin tescil ettirdiği … nolu markanın hükümsüz kılınması gerektiğini ve ayrıca davalının “…” markasını kendisine ait https://www…com.tr internet sitesinde de kullanarak müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini iddia ederek, davalı adına … sayı ile tescilli “…” ibareli markanın, 35, 36, 38, 41, ve 45. sınıflarda hükümsüzlüğünü, müvekkilinin marka haklarına tecavüzünün tespitini, önlenmesini, durdurulmasını, davalıya ait https://www…com.tr URL adresine erişimin engellenmesini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsili ile, verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı markası ile müvekkilinin markasının farklı sınıflarda ve farklı hizmetler için tescilli olduğunu, kullanım sahalarının farklı olduğunu, davacının imalat, ithalat ve ihracat işleri ile iştigal olduğunu, müvekkilinin ise sadece satış ve dağıtım işinde faaliyet gösterdiğini, müvekkili markasının pek çok farklı hizmet alanında tescilli olduğunu, hizmet bakımından davacı markası ile ayniyetin söz konusu olmadığını, davacı markası ile müvekkili markasının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin kullandığı https://www…com.tr internet sitesinin, davacının marka hakkına yönelik herhangi bir tecavüz teşkil etmediğini, davacının müvekkiline yönelik yönelttiği tüm iddiaların ve suçlamaların gerçek dışı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/09/2021 tarih ve 2019/168 Esas – 2021/188 Karar sayılı kararıyla; “… esas unsurlu markada davacının önceki tarihli tescillerinin bulunduğu, sonraki tarihli ve aynı ibareli … tecsil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 35. Sınıfında yer alan ve kararda sayılan hizmetlerinde, yine aynı ibareli … tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırmasına İlişkin Tebliğ’in 35. Sınıfında tescilli olan ve kararda sayılan hizmetleri yönünden, markalar arasında SMK 6/1 maddesi anlamında benzerliğin bulunduğu, markalar arasında halk tarafında ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali de bulunduğu anlaşılmakla, dava konusu markaların bu emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir. Yine davalının davaya konu https://www…com.tr internet adresi üzerinden gerçekleştirdiği, “…” hakim unsurlu ve “yiyecek içecek emtialarının hazırlanması bakımından tariflerin verildiği, yiyecek ve içeceklerin görsellerine yer verilen” kullanımlarının SMK 155.maddesi de gözetilerek, davacı yana ait tescilli markalardan kaynaklanan hakları ihlal eder mahiyette olduğundan tecavüzün tespitine, önlenmesine, durdurulmasına bu kapsamda alan adına erişimin engellenmesine karar vermek gerekmiştir. Davalının bu eylemi, davacının markadan doğan haklarını ihlal ettiğinden her ne kadar mali müşavir bilirkişi raporunda ve net kazanç tespit edilmemiş ise de, markanın kullanım süresi ve mutlaka bir ticari etkisinin olması gözetilerek, TBK 50 ve 51 maddeleri yönünden davacı yararına 5.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir. Davalının eylemi, aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek davacı yararına 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Dava yetkisiz mahkemede açılmış, SMK.156/5.fıkrasındaki “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.“ düzenlemesi gereğince, davalının adresinin bulunduğu Bornova/ İZMİR mahkemelerinin yetkili olduğunu, öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davaya devam olunmasının usule aykırı olduğunu,Başta maddi-manevi tazminat talepleri olmak üzere davaya konu tüm talepler yönünden dava öncesi zorunlu arabuluculuk yolunun tüketilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacı markası ile müvekkil şirket markasının farklı sınıflarda ve farklı hizmetler için tescilli olduğunu, davacı 29 ve 30’uncu sınıflardaki “mal” emtialarında, müvekkil şirket ise 35, 36, 38, 41 ve 45 no’lu “hizmet” emtialarında tescilli olduğunu, kullanım sahalarının da farklı olduğunu; davacı, imalat, ithalat ve ihracat işleri yürütmekteyken müvekkil şirket sadece satış ve dağıtım işinde faaliyet gösterdiğini, Müvekkil şirketin davaya konu markasını tescilli olduğu alanda ve sadece internet sitesinde kullanmakta olup, davacı şirketin tescilleri kapsamında herhangi bir kullanımı söz konusu olmadığını,Davacı markası ile müvekkil şirket markasının karıştırılma ihtimalleri bulunmadığını, markaların bütün özellikleri ile birlikte dikkate alınması gerektiğini, davalı ve müvekkil şirket markalarındaki işaretin, görsel düzeyde, davaya konu mal/hizmetler bakımından karıştırmaya sebebiyet verebilecek seviyede aynı veya benzer olmadığını, Müvekkil şirket markası internet sitesinde, alan ve sitenin adı olarak kullanılmakta olup davacı tescilleri ile hiçbir bağlantısının olmadığını, Müvekkil şirketin davaya konu tescilli markasını kullandığı internet sitesi, davacının marka hakkına tecavüz teşkil etmediğini; müvekkil şirket markalarını tescilli oldukları sınıflarda ve tesciline uygun şekilde kullandığını, müvekkil şirket kullanımının yasadan doğan hakkı olup, marka tecavüzünden bahsedilemeyeceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “Davacının davasının KISMEN KABULÜNE; davalı adına tescilli … tescil nolu markanın 35.sınıfta tescilli olan sayılan emtialar “YÖNÜNDEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sair emtialar yönünden talebin reddine, -Yine davalı adına tescilli … tescil nolu markanın tescilli olduğu 35. sınıfında yer alan sayılan hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne, sair emtialar yönünden talebin reddine, – Davalının https://www…com.tr internet adresi üzerinden gerçekleştirdiği “…” haki unsurlu ve yiyecek, içecek emtialarının hazırlanması bakımından tariflere yer verilmesinin, yiyecek ve içeceklerin görsellerine yer verilmesi şeklindeki davalı kullanımının davacının “…” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, bu kapsamda https://www…com.tr alan adına erişimin engellenmesine, -5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yetki itirazını tekrar ederek, SMK.156/5.maddesi gereğince davada davalı adresinin bulunduğu yer mahkememelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de; davadaki yetkinin SMK 156/3 maddesi kapsamında olduğu, buna göre sınai mülkiyet hakkı sahibinin üçüncü kişiler aleyhine açacağı hukuk davalarında yetkili mahkemenin, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin işlendiği yer veya fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemeleri olduğu düzenlenmekle, davacının kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davanın 7115 sayılı Yasa’nın 20. maddesi ile TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Bahse konu maddeye göre, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayda, 6100 sayılı HMK’nın 110. maddesiyle düzenleme altına alınan “davaların yığılması” durumu söz konusu olup, uyuşmazlık, marka hakkına dayalı olarak, markanın hükümsüzlüğü, markaya tecavüzün tespiti, meni ve tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davalarını içermektedir. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat istemlerine ilişkin davalar arabuluculuğa tabi ise de, unvan terkinine, markaya tecavüzün tespiti ve menine ilişkin davalar, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak ya da tazminat davası olmadığından arabuluculuğa tabi değildir. Bu durumda, arabuluculuğa tabi olmayan bir dava ile birlikte açılan tahsil davası da arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağından davalının aksi yöndeki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Mahkemece aldırılan denetime elverişli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamıyla; Davacı tarafından “…+Şekil” markasının ilk olarak … nolu 43. sınıfta tescil ettirip kullanıldığı, daha sonra davacının “…” markasını … no ile 29. ve 40.sınıflarda tescil ettirdiği, davalının “…” ibareli markayı … no ile 35, 36, 38, 41 ve 45. sınıflarda tescil ettirdiği, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermeleri ve davalı markasının sınıfları ile davacı markasına ayniyet derecesinde benzerlik arz ettiği iddiasıyla hükümsüzlük, tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve maddi – manevi tazminat istemiyle işbu davanın açıldığı görülmüştür. “…” esas unsurlu markada davacının tescillerinin daha önce olduğu ve davacının önceye dayalı hak sahibi olduğu, yapılan bilirkişi incelemesinde de tespit edildiği üzere davalının davacı markası ile aynı ibareli olan … tescil numaralı ve … tescil numaralı markasının 35.sınıfta (mahkeme kararında ayrıntılı olarak) sayılan hizmetler yönünden, markalar arasında SMK 6/1 maddesi anlamında benzerliğin bulunduğu, markalar arasında halk tarafında ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali de bulunduğu anlaşıldığından; mahkemece dava konusu markaların bu emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi isabetlidir. Davalının https://www…com tr internet adresi üzerinden gerçekleştirdiği “…” hakim unsurlu kullanımlarının davacıya ait markalardan kaynaklanan hakları ihlal eder nitelikte olduğu anlaşıldığından; mahkemece marka haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve alan adına erişimin engellenmesine karar verilmesi de yerindedir. Davalının davacı markasına tecavüz niteliğindeki bu eylemi nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat talep hakkının bulunduğu, mahkemece mali bilirkişi incelemesi yapılmasına rağmen net kazancın tespit edilemediği gözetildiğinde somut olayın özellikleri ile TBK 50 ve 51 maddeleri dikkate alınarak davacı yararına 5.000,00 TL maddi tazminata ve ihlalin niteliği, süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek davacı yararına 5.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 683,10 TL harçtan, peşin alınan 467,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2023