Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1993 E. 2023/1354 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1993 Esas
KARAR NO: 2023/1354
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2021
NUMARASI: 2017/392 Esas – 2021/25 Karar
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Manevi Tazminat İstemli)|Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; “…” markasının müvekkiline ait tanınmış bir marka niteliği taşıdığını, 1912 yılından beri dünya piyasasında yer aldığını, 70’i aşkın ülkede ve WIPO’da çok sayıda tescilinin bulunduğunu, “…” markasının bugün dünyada en iyi bilinen bisküvi markası haline geldiğini, dünyanın farklı ülkelerinde görülen davalarda müvekkilinin “…” markasını taklit eden markaların iptal edildiğini, Türkiye’de de “…” isimli ürün ve ambalajların popülaritesinin artması üzerine taklitlerinin çoğaldığını, davalılardan … firması tarafından üretilen diğer davalı tarafından satış ve dağıtımı yapılan “…” isimli bisküvi ürününün müvekkilinin marka ve tasarım ambalajları ile ayırt edilemeyecek derecede benzerlik gösterdiğini, “…” markalı ürünler ile özdeşleşmiş mavi ve beyaz rengin ağırlıklı olduğu bir ambalaj konsepti ile ürünlerin piyasaya sürüldüğünü, müvekkilinin markasının ambalaj görselleri ile tescil edildiğinden söz konusu ambalaj tasarımları üzerinde öncelikli hak sahibi olduğunu, markaların yalnız görsel açıdan değil ses uyumu ve işitsel aşinalik açısından da benzerlik gösterdiğini, www…com uzantılı internet sitesinde “…” ürününe ilişkin tüketici değerlendirmesinde bu ürün ile ilgili olarak “… bisküvisine benzetilmiş ürün” tanımlamasının yapıldığını, davacı ve davalılardan … firmasına ait ürün ambalajlarının genel görünüm açısından benzer olduklarını ve bu benzerliğin iltibasa yol açtığını, bu durumda müvekkilinin markasının tanınmışlığı da göz önüne alındığında, davalıların … markasının ününden haksız avantaj elde eden konumuna düştüklerini, davalıların sınırsız renk ve desen özgürlüğü varken müvekkilinin ürünlerine hakim olan renkleri kullanmasının karışıklığa yol açtığını, davalılara tecavüz eylemlerine son vermeleri için ihtarname gönderildiğini, ancak bu girişimin sonuçsuz kaldığını, davalıların eylemlerinin haksız rekabet niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle davalılara ait ürünlerin ambalajlarının davacıya ait ürün ambalajı ile benzer olduğunun ve iltibas yarattığının, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, bu fiillerin menine, refine, durdurulmasına ve tecavüzün giderilmesine, bu amaçla “…” isimli bisküvi ürününün imalatının durdurulmasına, satışının ve ihraç edilmesinin önlenmesine, ürüne ait etiket, koli ve ambalaj yapımında kullanılan klişe, kalıp ve araçlara bulundukları yerlerde (Türkiye sınırları içinde veya Gümrük Serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil) el konularak imhasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kararın masrafı davalılardan alınmak şartıyla Türkiye’de yayınlanan tirajı en yüksek üç büyük gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … SAN. ve TİC. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın dava dilekçesinde hangi markalara dayandığını açıkça belirtmediğini, HMK uyarınca davacının delillerini tek tek bildirmesi gerektiğini, her ne kadar davanın konusu ambalajlar arasında benzerlik olup olmadığı noktasında toplanmakta ise de davacı tarafın dava dilekçesi ekinde herhangi bir ambalaj örneği sunulmadığını, müvekkilinin 1984 yılından beri bisküvi ürünleri ürettiğini ve “…” esas unsurlu çok sayıda seri markanın sahibi olduğunu, bu marka adı altında kalite ödülleri aldığını, davaya konu edilen ambalaj tasarımının … numaralı tasarım belgesi ile koruma altında olduğunu, bu nedenle marka ve tasarım tescil belgesi kapsamında kalan müvekkiline ait ürünlerin davacı tarafın markalarına tecavüz etmesinin mümkün olmadığını, taraflara ait ürün ambalajları arasında herhangi bir benzerlik de bulunmadığını, ambalaj üzerinde kullanılan süt ve bisküvi görsellerinin kimsenin tekeline bırakılamayacağını, ürünlerin piyasaya takdim şekilleri ve sunum şekillerinin farklı olduğunu, bu nedenle haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, somut olay açısından maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … LTD. ŞTİ vekili cevap dilekçesinde; davacının “…” isimli ürüne ilişkin dosyaya sunulmuş ve celbi talep edilen bir marka olduğunu, müvekkilinin perakende sektöründe faaliyet gösterdiğini, dava konusu “…” isimli ürünlerin diğer davalı firma tarafından müvekkiline mal alım sözleşmesi uyarınca satıldığını, ürünün üretim ve dağıtımının müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin marka hakkına tecavüz sorumluluğunu doğuran bir hal olmadığını, “…” isimli ürün ile “…” isimli ürün arasında bir benzerliğin olmadığını, müvekkilinin ürün almadan önce yaptığı araştırmada “…” isimli ürünün marka ve tasarım tescil belgelerine sahip olduğunun tespit edildiğini ve bu tespit üzerine ilgili sözleşmenin imzalandığını, açıklanan nedenlerle somut olay açısından marka hakkına tecavüz veya haksız rekabetin gerçekleşmediğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/02/2021 tarih ve 2017/392 Esas – 2021/25 Karar sayılı kararıyla; “.. taraflara ait marka tescil kayıtları, davalı … şirketi adına tescilli ambalaj tasarımı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davacının markasının “…” ibaresinden oluştuğu, davalı … şirketinin markasının ise “…” olduğu, davalı …’nin markasında “…” ibaresinin büyük harfle, “…” ibarelerinin ise daha küçük harflerle “…” ibaresinin içinde yer aldığı elips şeklinin altına yazıldığı, davacının markalarının “…” için tescilli oldukları, davalının markalarının 30 ve 35. sınıflar için tescilli olduğu, 30. sınıftaki tescil kapsamında “…” ürünlerinin de bulunduğu, davalının markasını ürün ambalajı üzerinde tescilli olduğu şekilden farklı olarak “…” ibaresini ön plana çıkartacak şekilde kullandığı, “…” ibaresinin ise daha az göze batacak şekilde küçük harflerle yazıldığı, davalının markasında yer alan “…” ibaresinin son harfinin Türkçe’de okunuşu sırasında “…” ibaresi ile birleştirildiği, bu şekilde “…” ibaresinin elde edildiği, bu ibarenin telaffuzunun davacının “…” markası ile işitsel olarak benzer olduğu, davalı …’ye ait … numaralı ambalaj deseni isimli tasarımın davacının itirazı üzerine hükümsüz kılındığı, hükümsüzlük kararının tescil tarihinden itibaren etki doğurması nedeniyle davalının bu ambalajla ilgili endüstriyel tasarım hakkına dayanamayacağı, davacının ambalajlarında mavi, açık mavi ve beyaz ile bu renkler arasında degrede geçişlerin kullanıldığı, davalının ürün ambalajlarının da benzer renkleri içerdiği, davacının tasarımında degrede geçişlerin ürün ismi altında kompozisyonun altına doğru ilerlediği, davalının tasarımında ise degrede geçişin oval olarak ürün ismi altında yer aldığı, davacının tasarımında “…” ibaresinin büyük harf kompozisyonun solunda görece büyük sağına doğru küçülerek oval olarak yer aldığı, davalının tasarımında ise ürün ismi olan “…” ibaresinin, davacı tarafa ait marka ile fonetik olarak benzerlik gösteren “…” karaklterleri büyük harfle olmak üzere kompozisyon üzerinde tabana göre paralel olarak lineer yer aldığı, her iki tasarımda da marka isimlerini oluşturan karakterlerin beyaz ile dışında koyu mavi kontür, onun dışında açık mavi kontür ile kullanıldığı, her iki tasarımda da ürün içeriği olan kakaolu ve arasında beyaz kremalı bisküvinin süte dalan görselinin kullanıldığı, davacının tasarımında kompozisyonun ürün isminin sağında, davalının tasarımlarında ise birinde sağında, diğerinde solunda kullanıldığı, her iki tarafın tasarımlarında da beyaz serpiştirilmiş krema görüntüsünün yer aldığı, davacının tasarımında marka isminin altında ve bisküvi görselinin altında kullanıldığı, davalının tasarımlarının birinde bisküvi görselinin altında, diğerinde ise kompozisyonun altında kullanıldığı, bu küçük farklılıkların küçük ayrıntılar olduğu ve davalının kullandığı ambalaj tasarımları ile davacının tasarımı arasında karıştırılmaya neden olacak derecede benzerlik bulunduğu, davacının tescilli markalarının bir kısmının bu renk ve ambalaj görsellerinden oluştuğu (… numaralı markalar), her iki tarafın ürün ambalajlarının bisküvi ürününe ait olması nedeniyle yan yana aynı stantta satışa sunulacakları ve çocuklar dahil ortalama tüketici grubuna hitap ettikleri düşünüldüğünde karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, her ne kadar ilk alınan raporda benzerlikler aynı şekilde tespit edilmesine rağmen farklı gerekçelerle davalının kullandığı ürün ambalajlarının davacının markaları ve ambalajları ile benzer olmadığına dair görüş bildirilmişse de, davalının pek çok renk seçeneği mevcut olmasına rağmen aynı renkleri kullanması, ambalaj üzerinde sütün içine dalan bisküvi ve sıçrayan süt görselinin kullanılmış olması, “…” markasının tescilli olduğu şekilden farklı olarak, davacının markası ile fonetik benzerliği olan “…” ibaresini ön plana çıkartarak kullanması nedeniyle ilk bilirkişi raporundaki görüşe itibar edilemeyeceği, bu nedenle davalı … şirketinin üretimini, davalı …’ın ise perakende satışını yaptığı “…” markalı bisküvi ambalajlarının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacının bu nedenle tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesinin yanı sıra maddi ve manevi tazminat talep edebileceği, muhasip bilirkişiler tarafından tespit edilen taraflara ait cirolar dikkate alındığından her ne kadar lisans bedeli doğru şekilde hesaplanmamışsa da, lisans bedeli üzerinden hesaplanacak maddi tazminatın her durumda talep edilen 1.000,00 TL’den daha fazla olacağı, mahkememizce taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği ve davalıların davaya konu tecavüz teşkil eden ambalajları kullanma şekilleri, süreleri, davalı …’nin ambalajlarını davacının marka ve ambalajlarına yaklaştırma çabası ile hareket etmesi nedeniyle kusur dereceleri, tarafların ciroları dikkate alındığında talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın da hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; “Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, 12.10.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda açıkça müvekkilin ambalajının davacının ambalajı ile benzer olmadığı, kullanımın tecavüz teşkil etmediğinin bildirildiğini, davacının itirazı üzerine yeni bilirkişi kurulundan aldırılan raporda ise tam tersine ambalajların benzer olduğunun ve karıştırılma ihtimali olduğunun bildirildiğini, mahkemece bu iki rapor arasında çelişki olmasına rağmen bu çelişkinin giderilmesi bakımından yeni bir rapor aldırılmadan karar verilmesinin usule aykırı olduğunu,Mahkeme kararının infazında tereddüt yaşanacağını; çünkü müvekkilin işbu davanın ikamesinden çok önce dava konusu kullanımdan vazgeçtiğini ve ürünlerinde … maya başladığını, mahkeme kararında açıklık olmadığından müvekkilin … markalı mavi beyaz renkli başka ambalajların toplanması, en azından bu yolda polemik olması, icra şikayetlerine sebep olunmasının muhtemel olduğunu,Müvekkilin marka ve tasarımları ve ambalaj kompozisyonları ile davacının markasının benzer olmadığını, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, Maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını; müvekkilin tescilli haklarını kullanması ve davacının davasına dayanak tescilli bir hakkının bulunmaması ve dahi ürün ambalajlarının benzer olmaması karşısında bir zarar dolayısıyla tazminattan söz edilemeyeceğini, Mali Raporlara tarafımızdan itiraz edilmiş olup bu raporlar denetime elverişli olmadığı gibi hesap edilen tazminat tutarlarının da kabulünün mümkün olmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.Davalı … Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkeme tarafından aldırılan 12.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda … ürünü ambalajı ile … ürünü ambalajının benzerlik ve karıştırılm ihtimali olmadığına dair görüş bildirildiğini, buna karşın mahkemece aldırılan ikinci raporda ürünlerin benzer olduğu ve iltibasa neden olabileceğine kanaat getirildiğini, Ambalajlar arasında benzerlik olmadığı alınan ilk rapor ile sabit iken mahkemenin denetime elverişli olmayan ikinci rapora göre karar vermesinin ve çelişkileri giderrmeden ek rapor ya da başka bir bilirkişiden rapor aldırmamamasının usule aykırı olduğunu,Müvekkil şirketin diğer davalı şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesi usule aykırı olduğunu, bu ürünlerin müvekil tarafından üretilmemekte ürünün üretim ve dağıtımını müvekkil şirket tarafından gerçekleştirmediğini, bu sebeple müvekkilinin marka hakkına tecavüz sorumluluğundan söz edilemeyeceğini,Davaya konu olan … isimli ürünün marka ve tasarım tescil belgelerine sahip olduğunu, müvekkil şirket yasal bir zeminde satılan ürünü iyi niyetli olarak satın almış olup müvekklil hakkında hüküm tesis edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu,Davacı lehine maddi ve manevi tazminatı hükmedilmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirketin maddi zararı bulunmamakta olup manevi tazminata hükmedilmesinin de mesnetsiz olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KABULÜNE, davalıların üretimini ve satışını yaptıkları “…” markalı bisküvi ürünlerinin davacının markadan ve ambalaj tasarımlarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiklerinin ve haksız rekabette bulunduklarının tespitine, -Markaya ve ambalaj tasarımlarına tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine ve ref’ine, tecavüzün giderilmesine, bu amaçla “…” isimli bisküvi ürününde kullanılan ambalajın davalılar tarafından üretilmesinin durdurulmasına, bu ambalajın kullanıldığı ürünlerin satışının ve ihraç edilmesinin önlenmesine, bu ürün ambalajlarına ait etiket, koli ve ambalaj yapımında kullanılan klişe, kalıp ve araçlara Türkiye sınırları içinde veya Gümrük, Serbest Liman ve Bölge gibi alanlar da dahil bulundukları her yerde el konulmasına ve toplatılmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınarak imhalarına, -1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir. Hüküm her iki davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece alınan iki rapordaki tespitlerin aynı olmasına rağmen, sonuç kısmında farklı görüşlere yer verildiği, hukuksal değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu ve mahkemece kararda gerekçeleri bildirilmek suretiyle ikinci rapora üstünlük tanınmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece toplanan tüm deliller ve aldırılan bilirkişi raporları uyarınca; davacının “…” ibareli markasına davalılarca tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı, davalı … şirketinin markasının “…” olduğu, davacının markalarının “…” için tescilli oldukları, davalının markalarının 30 ve 35. sınıflar için tescilli olduğu ve aynı ürün grubuna yönelik olduğu, davalının markasını ürün ambalajı üzerinde tescilli olduğu şekilden farklı olarak “…” ibaresini ön plana çıkartacak şekilde davacı markasına yakınlaştırarak kullandığının dosya kapsamındaki delillerle sabit olduğu, davalının davalının ürün ambalajlarının da davacı ambalajındaki benzer renkleri içerdiği, bazı farklılıkların ise küçük ayrıntılar olduğu ve davalının kullandığı ambalaj tasarımları ile davacının tasarımı arasında karıştırılmaya neden olacak derecede benzerlik bulunduğu, her iki tarafın ürün ambalajlarının bisküvi ürününe ait olması nedeniyle yan yana aynı stantta satışa sunulacakları ve çocuklar dahil ortalama tüketici grubuna hitap ettikleri düşünüldüğünde karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu; buna göre davalı … şirketinin üretimini, davalı …’ın ise perakende satışını yaptığı “…” markalı bisküvi ambalajlarının davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacının bu nedenle tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesinin yanı sıra maddi ve manevi tazminat talep edebileceği anlaşılmıştır. Mali rapordaki hesaplamalara itiraz edilmiş ise de; dosyaya yansıyan taraflara ait cirolar dikkate alındığında lisans bedeli üzerinden hesaplanacak maddi tazminat talep edilen 1.000,00 TL’den fazla olacağından, mahkemece taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesinde ve davalıların kusur dereceleri, tarafların ciroları dikkate alındığında talep edilen 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davalı … vekili tarafından “Karar ekine ambalaj tasarımının eklenmemesi nedeniyle infazda karışıklığa yol açılabileceği” ileri sürülmüş ise de; mahkemece davanın açıldığı andaki duruma ve dava dilekçesindeki istemler çerçevesinde karar verilmiş olduğu ve hükümde bu yönden de usule aykırılığın bulunmadığı anlaşıldığından; her iki davalı vekilinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davalı … Tic. A.Ş’den alınması gereken 751,40 TL harçtan, peşin alınan 188,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 563,40 TL harcın davalı …San. ve Tic. A.Ş’den alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı … Ltd. Şti’den alınması gereken 751,40 TL harçtan, peşin alınan 188,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 563,10 TL harcın davalı … Ltd. Şti’den alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2023