Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1976 E. 2021/2079 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1976 Esas
KARAR NO: 2021/2079
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2020/481 E. – 2021/697 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/07/2020
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak yapılan bonoların yasanın aradığı şartlardan yoksun olduğunu, ciro silsilesinde kopukluk bulunduğunu, bono lehtarının kendisinden sonra gelen cirantaya başvuramayacağını, bonoda tahrifat yapıldığını, bononun zamanaşımına uğradığını, takibe süresi içinde itiraz edilmiş olup; ayrıca menfi tespit davası açılmasında hukuki yararlarının bulunduğunu, Gaziosmanpaşa 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/104 Esas sayılı dosyası ile itirazların ileri sürülmüş olup işbu mahkeme tarafından tensiple beraber takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, davacının icra takibi alacaklısı davalı firmaya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı tacir olup yasa gereği defter ve belge tutma zorunluluğu bulunduğunu, davalının defter ve belgeleri incelendiğinde, müvekkilinin davalı firmaya herhangi bir borcunun olmadığının görüleceğini, müvekkilinin icra dosyasından ve dayanak 03.01.2017 vadeli 57.500,00 TL bedelli, 01/01/2017 vadeli 57.500,00 TL bedelli ve 01/01/2017 vadeli 57.900,00 TL bedelli bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli icra takibi başlatan davalı alacaklının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, davanın açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının … Tic. Ltd. Şti.’nin vermiş olduğu bonoya kefil olduğunu, dolayısıyla davacının bonoda ciranta olmayıp kefil olduğunu, davacı ile senedi düzenleyen … Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, asıl borçlunun davacının kefil olduğu senetlere ilişkin icra dosyası borcunu ödeyerek dosyayı infaz ettiğini, davacının kefil olduğu senetlerin bedelinin ödendiğini, bu nedenle davanın reddine, davacının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.06.2021 tarih ve 2020/481 Esas – 2021/697 Karar sayılı kararıyla; “Davaya konu üç senedin yapılan incelemesinde; senedin arka yüzünde herhangi bir aval ya da kefalet şerhini içermeyen tek başına davacının adı soyadı ve imzasının yer aldığı, senedin lehtarı davalı tarafından yapılan herhangi bir ciro da bulunmamaktadır. Bu haliyle senetlerden kaynaklı davacının kefillik sıfatının bulunduğu davalı tarafça ispatlanamamıştır. Bu sebeple ve davalı lehtar tarafından kendisinden sonra gelen cirantaya da başvurulması mümkün olmadığından, davacının icra takibinden ve davayı konu senetlerden kaynaklı davalıya borçlu olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin, talebinin konusuz kaldığını ve dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi talebi olduğu görülerek, taleple bağlı kalınarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davacının, ciro silsilesi içerisinde yer almayıp ciranta olmayıp (bonoya) kefil olduğunu, dolayısıyla huzurdaki davada davacının korunan hukuki menfaati bulunmadığını, Senedi düzenleyen … Ltd. Şti. ile müvekkil şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu borçlunun borcu ödeyerek dosyayı infaz ettiğini, davacının kefil olduğu senetlerin bedelinin ödendiğini, Davacının kefil olduğunu gösteren başlıca unsurun ciro silsilesi içerisinde yer almayıp, doğrudan senedin arka yüzünde imzasının bulunması olduğunu, davacının kefil sıfatıyla attığı imzanın mahiyetini kabul ederek kıymetli evrakı imzaladığını, her ne kadar senet zamanaşımına uğramış olsa dahi bedeli asıl borçlu tarafından ödendiğini, bu itibarla dava haksız olup reddi gerektiğini, Huzurdaki davanın tespit niteliğinde bir dava olup, eda davası gibi nisbi şekilde vekalet ücretinin hesaplanarak müvekkil aleyhine hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlular … Ltd. Şti., … ve … aleyhine 260.697,25 TL alacağın tahsiline yönelik olarak takip başlatıldığı. *Gaziosmanpaşa 1.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/104 esas sayılı, 2020/407 karar sayılı dosyasında zamanaşımı şikayetinin kabulü ile davacı yönünden icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu edilen üç adet bonoda kefaletinin bulunmadığı halde aleyhine icra takibi başlatıldığını, bonolarda lehtar imzası bulunmadığı için ciro silsilesinin bozulduğunu, ayrıca bonoların zamanaşımına uğradığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek “Davalının kefil olarak sorumlu olduğunu, ayrıca takip alacağının asıl borçlu tarafından ödenmiş olması nedeniyle hukuki yararın bulunmadığını” beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “…senedin arka yüzünde herhangi bir aval ya da kefalet şerhini içermeyen tek başına davacının adı ve imzasının yer aldığı, senedin lehtarı davalı tarafından yapılan herhangi bir cironun da bulunmadığı, bu haliyle davacının kefillik sıfatının bulunduğunun ispatlanamadığı, davalı lehtar tarafından kendisinden sonra gelen cirantaya başvurulması da mümkün olmadığından, davacının icra takibinden ve davayı konu senetlerden kaynaklı davalıya borçlu olmadığının anlaşıldığı, davacı vekilinin talebinin konusuz kaldığını ve dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi talebi ile bağlı kalınarak karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin davalı alacaklı tarafından üç adet bonoya dayalı olarak başlatıldığı, davalının bonoların lehtarı olduğu ancak bonolarda lehtar cirosunun bulunmadığı, davacının ise bonoların arka yüzündeki ilk imzanın sahibi olduğu, bu durumda davacının kefil durumunda olduğunun kabul edilemeyeceği, kaldı ki lehtarın kendisinden sonra gelen cirantaya da başvuramayacağı, bonolarda lehtar cirosunun olmaması nedeniyle ciro silsilesinde bozukluk oluştuğu, davanın açıldığı anda icra dosyasına konu borcun ödenmemiş olduğu da gözetildiğinde davanın açılmasında hukuki yararın bulunduğu, tüm bu hususlara göre davacının takibe konu bonolar uyarınca menfi tespit talebinin yerinde olduğu, buna karşın ödeme nedeniyle mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davanın niteliğine ve davadaki haklılık durumuna göre nisbi vekalet ücreti takdirinin yerinde olduğu, ancak davaya konu ödemenin ön inceleme duruşmasından önce icra dosyasına ve dava dosyasına bildirildiği anlaşıldığından, hesaplanacak nispi vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesi gereğince yarısına hükmedilmesi gerekirken tamamına hükmedilmesi hatalı olduğundan, davalının istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2- Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2021 tarih, 2020/481 E. – 2021/697 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, 4-Alınması gereken 59,30 TL maktu ilam ve karar harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.452,06 TL harçtan mahsubu ile artan 4.392,76 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafça harç olarak harcanan 121,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.349,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarf edilen toplam 32,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 8- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 48,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 210,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/12/2021