Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/197 E. 2022/2152 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/197 Esas
KARAR NO: 2022/2152
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2018
NUMARASI: 2016/1254 E. – 2018/273 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanca, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/229 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak, müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığından takipten 24/02/2016 tarihinde müvekkili adresine hacze gelinmesi ile haberdar olduklarını, icra baskısı altında dosya borcunu ödemek zorunda kaldığını, 10/02/2016 tarihinde ihtiyati hacizli olarak yatırılan 70.268,50 TL’den, esasa geçildikten sonra kapak hesabı yapılarak, bakiye 24.487,66 TL tutarındaki meblağın 24/02/2016 tarihinde müvekkilinin adresine gelinmesiyle ödendiğini, toplam 94.756,50 TL ödeme yapıldığını, ancak takibe konu çek üzerinde yer alan … A.Ş’e ait görünen cironun sahte olduğunu, kaşenin de imzanın da … A.Ş’ye ait olmadığını, çeke ilişkin olarak suç duyurusunda bulunulduğu gibi İstanbul 5. Asliye Ticaret 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/66 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, kaldı ki çekin arkasına banka tarafından yetkili kişi tarafından imzalanmadığı için iade edildiği hususunda şerh düşüldüğünü, yetkisiz şekilde yapılan sahte olan, ciro silsilesinde kopma meydana getiren bir durum bulunduğunun çok açık olduğunu, müvekkilinin haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı 94.756,50 TL’nin ödeme tarihinden itibarıyla ticari faizi ile birlikte davalıdan alınmasına ve % 20’den az olmamak kaydıyla davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı yana, dava dilekçesi ekli duruşma günü bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ise de, davalı yan duruşmalara katılmadığı gibi yazılı bir beyanda da bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.03.2018 tarih ve 2016/1254 Esas – 2018/273 Karar sayılı kararıyla; “Somut olayda; icra takibine ve yargılamaya konu çekteki keşideci imzasının davacıya ait olduğu konusunda herhangi bir çekişme bulunmamaktadır. TTK’nun 677.maddesi gereği, imzaların istiklali prensibi karşısında, çek keşidecisinin, lehtarın veya diğer müracaat borçlularının imzalarına itiraz hakkı bulunmadığı ve ciranta olan ve bu çeki ciro yolu ile iktisap etmiş olan davalının, hamil olarak ağır kusurlu şekilde bu çeki iktisap ettiği hususunun ispatlanamadığı anlaşılmakla; davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde;”Dava konusunun sahte imza ve kaşeyle yapılan usulsüz takip sonucunda müvekkil şirketten icra baskısıyla alınan paranın geri alınması olduğunu, müvekkil lehtarı … olan çeki keşide edip lehtara verdiğini, lehtarın çeki çaldırdığını, çalınan çekin arkası sahte imza ve kaşe ile cirolanarak takibe konulduğunu, müvekkilin keşideci sıfatıyla icra takibine maruz bırakılması nedeniyle 94.756,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/255 Esas sayılı dosyası vasıtasıyla Adli Tıp Kurumunca yapılan inceleme sonucu tesis edilen bilirkişi raporununda çek üzerindeki lehtar imzanın ve kaşenin sahte olduğunun tespit edildiğini, Çek arkasındaki … A.Ş.’ye aitmiş gibi gözüken imza ve kaşenin sahte olması nedeniyle takibe dayanak çekteki ciro silsilesi bozuk/kopuk olduğundan çekin icra takibine konamayacağını, Yargıtay’ın bu konudaki uygulamasının net olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk dairesinin E.2012/3668, K. 2013/3689 ve 28.02.2013 tarihli içtihadından görüleceği üzere, alacaklı/davalı tarafın ispat yükünün somut olayımızda olacağı gibi tersine çevrilerek davalıya yöneltilmesi gerektiğini, davalıya davaya konu çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü getirildiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul 36.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasınıda; alacaklı … Ltd. Şti. tarafından, … Bankası Dudullu Şubesi’ne ait 03/02/2016 tarihli, 70.000,00 TL bedelli bir adet çeke ilişkin olarak, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/229 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak, davacı-borçlu ve bir kısım borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine girişildiği, 10/02/2016 tarihinde davacı şirket adresine hacze gidildiği ve haciz sırasında alacaklıya ödenmemek kaydıyla dosya borcunun icra kasasına yatırıldığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, istirdat istemine ilişkidir. Davacı, takibe konu çekin keşidecisi olduğunu, çekin lehtarı görünen … A.Ş.’nin imzasının sahte olduğundan bahisle haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı bedelin istirdadı isteminde bulunmuştur. Davalı, davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… icra takibine ve yargılamaya konu çekteki keşideci imzasının davacıya ait olduğu, TTK’nun 677.maddesi gereği imzaların istiklali prensibi karşısında çek keşidecisinin, lehtarın veya diğer müracaat borçlularının imzalarına itiraz hakkı bulunmadığı ve ciranta olan ve bu çeki ciro yolu ile iktisap etmiş olan davalının hamil olarak ağır kusurlu şekilde bu çeki iktisap ettiği hususunun ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının davaya konu 03/02/2016 keşide tarihli ve 70.000,00 TL bedelli çekin keşidecisi olduğu, davacının çekteki imzasını inkar etmediği, davacının çeki lehtar … A.Ş. adına düzenlediği ve akabinde çekin lehtarda iken çalındığının iddia edildiği, takibe konu çekte lehtar … A.Ş.ciro ve kaşesinin bulunduğu, lehtar sonrasında beş ciranta cirosu sonrasında çekin hamil davalı tarafından bankaya ibraz edildiği görülmüştür. Türk Ticaret Kanunu’nun 677. maddesi hükmüne göre, ticari senetteki geçersiz imza sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğurur. Senetteki her imza diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlar. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılı her geçerli imzanın sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmaz. Buna göre somut olayda çekteki ciro silsilesinin görünüşte düzgün olduğu, keşideci olan davacının kendisinden sonra gelen lehtar ve cirantaların imzalarının sahteliğine dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı anlaşılmakla, davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararı isabetli olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/12/2022