Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1964 E. 2023/1411 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1964 Esas
KARAR NO: 2023/1411 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
NUMARASI: 2019/274 E. – 2021/446 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; “…+şekil” (fit in time) markasının T.C. Patent Enstitüsünün 11.06.2013 tarih … tescil numarası ile 10 yıl süre ile müvekkili …Tic. Ltd. Şti.adına tescil edildiğini, müvekkili şirketin tescil ettirmiş olduğu marka yetkileri kapsamında sağlıklı zayıflama ve vücut şekillendirme üzerine hizmet verdiğini, müvekkili şirket adına tescilli markanın çerçevesinde gerek kendi bünyesinde ve gerek franchise sözleşmeleri ile birçok şube açarak 50’den fazla stüdyoda hizmet verdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında 05.02.2015 tarihinde ” … Franchise Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme kapsamında davalının “… Mah. … Bulvarı No… Pendik/İstanbul” adresinde stüdyoyu işletmeye başladığını, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen Franchise sözleşmesi çerçevesinde ticari ilişki ve buna istinaden cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, müvekkili şirketin aradaki ticari ilişki ve sözleşme gereğince davalıya yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve sözleşme hükümleri çerçevesinde faturalar kestiğini ve yine davalıya tebliğ edildiğini, davalının aynı zamanda avukat olduğundan sözleşme kapsamında kesilecek faturaların kendi adına değil eşi … adına kesilmesini talep ettiğini, müvekkili tarafından davalının bu talebinin iyi niyetli olarak kabul edildiğini ve faturaların davalının eşi … adına kesildiğini, davalı borçluya tebliğ edildiğini, aradaki sözleşmeye dayalı cari hesap ilişkisi dolayısıyla davalı borçlunun müvekkili şirkete 29.601,81 TL bakiye borcunun bulunduğunu, müvekkilinin borcun ödenmesini defalarca talep etmesine rağmen ödeme yapılmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalı tarafından takibe ve borca itiraz edildiğinden takibin durduğunu, davalının TTK’nun 23/2. maddesi uyarınca kendisine tebliğ edilen faturalara sekiz gün içinde itiraz etmediğini belirterek, davalı-borçlunun yapmış olduğu haksız itirazın iptaline, takibin devamına, icra takibinde haksız itiraz eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin adresinin Maltepe’de olması nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının markası olan “…” markası adı altında açılan Pendik şubesinin eski eşi … şahıs firmasına ait olduğunu, Franchise sözleşmesi yapılırken eski eşi olan …’ın şehir dışında olmasından ötürü sözleşmenin tarafınca imzalandığını, ancak tüm sözleşmesel ilişkinin 2015 yılından 2018 yılına kadar … şahıs firması ile yürütüldüğünü, bahse konu dava dışı firma ile Franchise sözleşmesinden kaynaklı ticari faaliyetini resmi şekilde faturalı olarak üç yıl boyunca sürdüren davacının sözleşmesini talep etmesine rağmen buna göre revize etmediğini, davacının icra takibinde talep etmiş olduğu alacak kaleminin işbu sözleşmesel ilişkiden kaynaklı ticarete ve fatura alacağına dayalı olduğunu, bu hususun davacının ve dava dışı şahıs firmasının ticari defterlerinin incelenmesi ile tespit edilebileceğini, fatura alacaklarına dayalı cari hesap alacağından kaynaklı icra takibinin ve faturaların da muhataba … şahıs firması olması gerekirken haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde tarafına yöneltildiğini beyanla kendisine yöneltilen icra takibinin haksız olduğunun tespiti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2021 tarihli 2019/274E. – 2021/446 K. sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; işbu davanın taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak açılan bir alacak davası olmayıp, fatura ve cari hesap ilişkisine dayalı olarak başlatılan takibe, davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkin olduğu ve davacının taleplerinde takip dosyası ile sıkı sıkıya bağlı olması gerektiği, zira mahkemece doğrudan ilgili takibin devam edip etmeyeceğine karar verileceğinden dolayı takibe konu olmayan bir talebin itirazın iptali davası ile ileri sürülemeyeceği, bu çerçevede alınan bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere fatura ve cari hesap ilişkisinin davalı taraf ile değil dava dışı … ile kurulduğu ve bu bağlamda fatura ve cari hesap alacağına dayalı olarak davalı taraftan talepte bulunulamayacağı anlaşılmakla, davanın reddine, davacı yanın takip başlatmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Franchise sözleşmesinin davalı ile imzalandığını, cari hesap ilişkisinin doğmasına neden olan şeyin en başta davalı ile imzalanan 05/02/2015 tarihli Franchise Sözleşmesi olduğunu, bir sözleşme olmadan bir hizmetin var olmasının söz konusu olamayacağını, faturanın anlamının da bir hizmetin alındığı/verildiği anlamına geldiğini, müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya teknik, hukuki ve ticari bilgiler sağlandığını, bu hizmet karşılığında da faturalar düzenlendiğini, bu nedenle cari hesap ilişkisinin kaynağı olan sözleşmenin tarafı olan davalının bu fatura ve borçlardan sorumlu olduğunu, dosyaya sundukları Whatsapp yazışmalarında da ödemelerin davalı tarafından yapıldığının görüldüğünü, yalnızca fatura üzerinde … yazdığı için davanın reddine karar verilemeyeceğini, …’a ait ticari defter ve belgelerin de davalı tarafından Mahkemeye sunulduğunu belirterek, usule, yasaya ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olan ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacı tarafça dosyaya sunulan 05/02/2015 tarihli “…” Franchise Sözleşmesi incelendiğinde; davacı şirket ile davalı … arasında davacıya ait “…” markasını ve logosunu kullanmak üzere imzalandığı, sözleşme süresinin 3 yıl olduğu tespit edilmiştir.İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhine 25/09/2018 tarihinde 29.601,81 TL asıl alacak için genel haciz yoluyla icra takibi başlattığı, takibe konu alacağın “taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap alacağına ilişkin” olduğunun yazıldığı, davalı borçlunun süresinde borca ve takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince davacı ve dava dışı …’a ait ticari kayıtlar ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 17.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…1-Taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin tarafların kabulünde olduğu,2-Davacı tarafça İncelemeye sunulan 2018 yılı yasal defterleri incelendiğinde yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığının tespit edildiği,3-Davalı taraf vergi mükellefi olmadığını beyan ederek incelemeye herhangi bir yasal defter ibraz etmediği,4-Dava dışı … tarafından İncelemeye ibraz edilen 2015, 2016, 2017 yıllarına ait İşletme defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığı, işletme defterlerinin kapanış tasdik mecburiyetinin bulunmadığı. 2018 kebir ve envanter defterinin incelemeye ibraz edilmediği, incelemeye ibraz edilen 2018 yılı yevmiye defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığı kapanış tasdikinin ise yaptırılmadığının tespit edildiği,5-Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının icra takip tarihi itibariyle dava dışı … 29.601,81 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu,6-Dava dışı … ait yasal defter ve kayıtlan incelendiğinde ise dava konusu tüm faturaların yasal defterlerde kayıtlı olduğu, … 25.09.2018 İcra takip tarihi itibariyle davacıya 39.541,34 TL borçlu olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu söz konusu borç tutarının 31.12.2018 tarihinde (icra takip tarihinden sonra) … cari hesabına virmanlanmak suretiyle tek seferde sıfırlandığının tespit edildiği, ancak ödeme ile ilgili olarak dosyaya herhangi bir ödeme belgesinin sunulmadığı,7-Davacı tarafça dava dışı … kesilen dava konusu alacak dayanağı faturaların davacı tarafça davalı … veya dava dışı … tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda yapılan İncelemelerde; davacı tarafça dosyaya sunulan faturaların teslim alan kısmında imzaların bulunmadığı, ancak söz konusu faturaları … yasal defter kayıtlarında yer aldığı görüldüğünden dava konusu faturaların … teslim edildiğinin kabul edilmesinin gerektiği,8-Ancak davacı tarafça dosyaya sunulan davalının da kabulünde olan “…” Franchise sözleşmesi çerçevesinde takip konusu alacak tutarını davalı … talep edildiği,9-Açıklamalar neticesinde davacının dava konusu faturalar yönünden dava dışı … alacaklı olarak göründüğü, davalı … herhangi bir alacağının görünmediği, ancak fatura dayanağı olarak gösterilen “…” Franchise sözleşmesinin davacı ile davalı … arasında akdedildiği, bu çerçevede davacının davalı …’dan alacak talebinde bulunup bulunamayacağı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu,-Mahkemece davacının fatura ilişkisinin … ile kurulmadığı, bu nedenle alacak talebinin davalı … karşı yöneltilemeyeceği yönünde bir kanaate varılması durumunda dava konusu alacağın … yöneltilemeyeceği,- Mahkemece sözleşmenin … ile yapılması nedeniyle davacının alacak talebinin davalı … yöneltilebileceği yönünde bir kanaate varılması durumunda davacının davalıdan asıl alacak olarak 29.601.80 TL talep edebileceği,10-Davacı tarafça icra takibinde işlemiş faiz talep edilmediğinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığı ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili bu karara karşı istinaf talebinde bulunmuştur.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı ile davalı arasında imzalanan Franchise Sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen cari hesap alacağı için davalı aleyhine icra takibi başlatılmıştır.Davalı borçlunun borca ve takibe itiraz etmesi üzerine takip durmuş, itirazın iptali davasının yasal süresinde açıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça takibe konu olan cari hesap alacağının Franchise Sözleşmesinden kaynaklandığı savunulmuş, davalı ise sözleşmeyi kendi adına imzalamış olsa da, sözleşmenin davacı ile eski eşi … arasında akdedildiğini savunmuştur. Cari hesap alacağına dayanak olan faturalar incelendiğinde, … adına düzenlendikleri, cari hesap alacağının da …’a ait olduğu bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile tespit edilmiştir.Her ne kadar Franchise Sözleşmesi davacı ile davalı arasında imzalanmışsa da, itirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı ve sınırlı bir dava olduğundan, icra takibinde ileri sürülmeyen bir alacak ya da iddia itirazın iptali davasına konu yapılamayacağından, cari hesap alacağına dayanılarak yapılan icra takibiyle ilgili davalı ile davacı arasında bir cari hesap alacağının mevcut olmadığı tespit edildiğinden, davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak, istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 06/10/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.