Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1953 E. 2023/1307 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1953 Esas
KARAR NO: 2023/1307 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2021
NUMARASI: 2017/160 E. – 2021/488 K.L
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski No:…) Sayılı dosyası ile kambiyo takiplerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, icra takibinden sonra müvekkili davacı ile davalının aralarında anlaşarak ekte örneği mahkemeye sunulan dosya numarası belirtilen anlaşma ile borcun 50.000,00 TL olduğu konusunda anlaştıklarını ve bu 50.000,00 TL nin 1.000,00 TL’lik yeni senetlerle ödeneceğinin kabul edildiğini, dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulan iş bu protokolden de anlaşılacağı üzere davaya konu takip dosyasındaki alacağın tarafların anlaşması sonucunda yenilendiğini, ilgili protokol gereği davalıya verilen 50 adet senetten vadesi gelen 17 adedinin (17.000,00 TL’nin) ödendiğini, diğer senetlerin de vadesi geldikçe ödendiğini beyanla, öncelikle takibin durdurulmasını, dosyaya yatacak paranın davalıya ödenmesinin önlenmesini, yargılama sonunda müvekkilinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski no: …) sayılı dosyasına konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili duruşmadaki beyanlarında davanın reddine savunmuştur.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2021 tarihli 2017/160 E. – 2021/488 K. sayılı kararıyla; “…Davacı tarafça davalının sunduğu protokoldeki imza inkar edilmemiş, icra tehdidi altında imzalandığı beyan edilmiştir. Ancak tarafların özgür iradeleri ile imzaladıkları son protokol ile daha önceki 50 adet senetten ödenmeyenlerin iade edileceği kararlaştırıldığından, önceki protokolü kaldıran yeni bir protokol yapıldığı kabul edilmiş ve son protokolde davalının devam eden takipten feragat etmeyi ve her iki tarafın yeni bir dava açmamayı taahhüt ettiğinden, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin bu protokol ile sona erdiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün (Eski esas : …) … E. Sayılı dosyası üzerinden kambiyo takiplerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, başlatılan icra takibi sonrasında müvekkili ve davalı arasında düzenlenen ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğüne yazılan ve dosya numarası belirtilen anlaşma ile borcun 50.000 TL olduğunda anlaşıldığı ve bu 50.000 TL ‘in 1000 TL’ lik yeni senetlerle ödeneceğinin kabul edildiği, bu anlaşma üzerine müvekkili tarafından 1.000 TL bedelli 50 adet bono düzenlenerek davalıya verildiğini, bu senetlerden bir kısmının ödenmiş olup, bilirkişi raporuna göre 13 bononun ödendiği, ancak alacak sona ermiş olmasına rağmen davalı tarafın borcun 50.000 TL olduğuna ilişkin anlaşmaya rağmen önceden açılan 75.000 TL’lik takibi yenilemek suretiyle müvekkilinin tazminatları üzerine haciz koydurduğunu, bunun üzerine işbu huzurdaki davanın açıldığını, davanın açılmasından 1 gün sonra haciz konulan paranın tamamını kaybedeceğini düşünen ve haciz kıskacı altında bulunan müvekkiline alacaklı tarafından anlaşma teklif edildiğini, müvekkilinin baskı altında alacaklı tarafla dosyada sunulu bulunan protokolü imzalamak zorunda kalmış olup, bu protokolde sadece Bakırköy … İcra Müdürlüğünün alacak dosyasından feragat edildiğinde, 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/124 Esas sayılı dosyasından feragat edileceği ve yeni bir dava açılmayacağının belirtildiğini, ilk derece Mahkemesince, müvekkili ve davalı arasında 75.000 TL bedelli senede ilişkin borcun 1.000 TL’ lik senetlerden oluşan 50.000 TL senet ile ödeneceğine ilişkin protokolün davalı tarafından kabul edilmediği, davalı tarafından sonradan sunulan sulh protokolünde daha önce yapılan protokol gereği verilen 50 adet senetten 37 adetinin geri verildiği, müvekkili tarafından davalının sunduğu protokoldeki imzanın inkar edilmediği, icra tehdidi altında imzalandığının beyan edildiği, ancak tarafların özgür iradeleri ile imzaladıkları son protokol ile daha önceki 50 adet senetten ödenmeyenlerin iade edileceğinin kararlaştırıldığı ve önceki protokolü kaldıran yeni bir protokol yapıldığının kabul edildiği, son protokolde davalının devam eden takipten feragat etmeyi ve her iki tarafın yeni bir dava açmamayı taahhüt ettiğinden, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin bu protokol ile sona erdiğinin kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de, yeni bir davanın açılmadığı, davanın protokolden 1 gün önce açılmış olduğu hususunun gözden kaçırıldığını, bu anlamda müvekkili yeni bir dava açmadığından mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını, davalı tarafın, Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/563 Esas sayılı dosyasında ki ifadesinde ve yine yerel mahkemenin 6 nolu celsesinde “toplam 50.000 TL alacağım kalmıştı, kendisi bana senedi boş verdi. Sadece imzaladı. Ben para ödenmeyince avukatıma gittim. Avukatım 75.000 TL olarak doldurdu.” dediğini ve yine sorulan soru üzerine “Sonra avukat bizi uzlaştırdı. 75.000 TL’yi 50.000 TL’ye çektik. … İcra Müdürlüğü’ne açtığımız davayı durdurduk. Aramızda her ay 1.000 TL ödenecek şeklinde senet yaptık.” diyerek borç yenileme sözleşmesini kabul etmiş olup, senedi 75.000 TL olarak doldurup icraya koyduğunu da mahkemede açıkça ikrar ettiğini, müvekkilin yeni bir dava açmadığını, protokolden 1 gün önce davanın açıldığını, dolayısıyla protokole aykırı hareket edilmediği ve müvekkilin bu protokolü de iş yerinden hak ettiği tazminatları üzerine davalı tarafça haciz konması nedeniyle baskı altında imzaladığı nazara alındığında, bilirkişice verilen ilk rapor ve birinci ek rapor uyarınca 45.234,77 TL nin istirdatı yönünde karar vermesi gerekirken davanın yanlış gerekçe ile reddedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca bilirkişiden ikinci ek rapor alınmış olup, ikinci ek raporda da davalı tarafa borçlu oldukları kabul edilse bile 50.000 TL üzerinden faiz masraflar ve icra giderleri ile yapılan hesap sonucunda halen 17.138,67 TL fazla ödeme yaptıkları tespit edilmişken ve bu paranın istirdatına karar verilmesi gerekirken, davanın yanlış gerekçe ile reddinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak “davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülerek müvekkil lehine davanın kabulüne hükmedilmesine”, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, “hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine” karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içine getirtilen Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas (eski … E.) sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı … tarafından, davacısı … (eski soyadı …) aleyhine 20/10/2014 tarihinde, 07/03/2013 vadeli 75.000,00 TL bedelli bononun tahsili için, 75.000,00 TL asıl alacak, 225,00 TL komisyon, 11.100,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 86.325,00 TL’nin tahsili için Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığı, herhangi bir tahsilat yapılamadığı, 03/01/2017 tarihinde … vekilinin yenileme talebi ile dosyanın … Esas sırasına kaydedildiği, takibe bu şekilde devam edildiği, İcra Dairesi tarafından, …’un çalıştığı THY’na yazılan yazı ile borçlunun maaş, tazminat vs. tüm ödeneklerine haciz konulmasının talep edildiği, 03/02/2017 tarihinde icra dairesinin …’na gönderdiği yazı ile …’un borcunun 115.409,70 TL olduğunun bildirildiği, … tarafından 15/02/2017 tarihinde icra dosyasına 81.688,94 TL, 21.02.2017 tarihinde ise 545,83 TL ödeme yapıldığı, davalı alacaklı tarafından, icra dosyasından 16/02/2017 tarihinde 81.688,94 TL’nin, 22/02/2017 tarihinde de 545,83 TL’nin tahsil edildiği tespit edilmiştir.Dosya içine getirtilen Bakırköy 3.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/124 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … tarafından, 01/02/2017 tarihinde davalı … aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin taliki veya iptali davası açıldığı, 13/09/2017 tarihli ve 2017/645 Karar sayılı kararla takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Davalı hakkında bedelsiz senedi kullanmak ve tefecilik suçlarından davacının şikayeti üzerine Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/563 Esas sayılı davasının açıldığı, yapılan yargılama sonucunda tefecilik suçundan beraatine, bedelsiz senedi kullanmak suçundan açılan davanın düşürülmesine karar verildiği, kararın kesinleştiği tespit edilmiştir.Davacı ile davalı tarafın imzalarının yer aldığı ve Bakırköy …İcra Müdürlüğü’ne hitaben yazılan tarihsiz yazı incelendiğinde; “… Dosya nosu ile İcra Müdürlüğünde bulunan ve …’e açtığım icra ödeme emrindeki tutarın (75.000,00 TL) kendi aramızdaki uzlaşmaya vararak, 50.000,00 TL’de mutabakat sağladığımız ve alacağımı 50.000,00 TL üzerinden aramızda yapmış olduğumuz 1.000,00 TL’lik 50 ad. senet ile tahsil edeceğimi kendi isteğimle kabul ediyorum, İşbu tutanak iki taraf arasında borcun 50.000,00 TL olduğunda karar kılınarak imza altına alınmıştır. ” denildiği tespit edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 16/02/2017 Tarihli Sulh Protokolü ve İbraname başlıklı belge incelendiğinde; “Taraflar ve Konu: …Bakırköy …İera Müd.’nün … E. Sayılı dosyası ve Bakırköy 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/124 E. Dosyası kapsamındaki alacak ve uyuşmazlıklarda aşağıdaki şartlarda anlaşmışlardır, Alacaklı tarafın yükümlülükleri: Alacaklı taraf işbu protokol ile Bakırköy …İcra Müd. … E. Sayılı dosyasından feragat edecektir. Ayrıca işbu protokolün imzalanması ile alacaklı taraf, Bakırköy ….İcra Müd. … E. Sayılı dosyasında tüm hak ve alacaklarını aldığını ve borçlu …’u kayıtsız şartsız ve gayri kabili rücu olarak ibra ettiğini kabul ve beyan etmektedir. Alacaklı taraf ayrıca bu dosya borcu nedeniyle borçlu … ile yapmış olduğu protokol ile borçludan almış olduğu 1.000 bedelli değişik vade tarihli 37 ad. senedi geri verdiğini ve ilgili protokol ile alınan 50 ad. 1.000 TL bedelli senetler nedeniyle herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını ve …’u işbu senetler nedeniyle kayıtsız, şartsız ve gayri kabili rücu olarak ibra ettiğini kabul ve beyan etmektedir.Borçlu tarafın yükümlülükleri: Borçlu taraf, alacaklı tarafından Bakırköy ….İcra Müd. … E. Sayılı dosyasındaki alacaktan ve dosyadan feragat edildiğinde, Bakırköy 3.icra Hukuk Mahkemesinin 2017/124 E. Sayılı dosyasından feragat edecektir. İşbu alacak borç ilişkisinden ötürü taraflarca protokol tarihiden sonra yeni bir dava açılmayacaktır.” hususunda anlaştıkları görülmüştür.İlk derece mahkemesince alınan 11/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalının icra dosyasından 16/02/2017 tarihinde 81.688,94 TL, 22/02/2017 tarihinde de 545,83 TL olmak üzere toplam 82.234,77 TL tahsil ettiğini, ayrıca yanlar arasındaki bila tarihli yazıda davacının 50 adet 1.000,00 TL’lik senet verdiğinin yazdığı, sonrasında sulh protokolü ile davalının 37 adet senedi iade ettiğine göre, 13 x 1.000,00 TL lik senedi de tahsil etmiş olduğunun da anlaşıldığını, dolayısı ile davalının icra dosyası ile ilgili toplam 95.234,77 TL tahsil ettiği, … bildirilen borcun ise tutarının 115.409,70 TL olduğunu, dava konusu ihtilafın çözümünün, taraflarca Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına hitaben yazılan bila tarihli yazıya istinaden, artık davacının ilgili icra dosyasından borcunun 50.000,00 TL olduğunun kabul edilip edilmeyeceğinde toplandığını, bu husus hukuki değerlendirme gerektiğinden tarafından değerlendirilemediğini, ancak; söz konusu yazının icra dairesine ibraz edilerek, borcun sonlandığı veya borç için mutabık kalınan rakam ve ödeme şeklinin bildirilmediği, keza davacının mutabık kalınan ödemelerde temerrüde düşmüş gözüktüğünü, Mahkeme söz konusu yazı gereğince Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas (eski … E.) sayılı dosyadan olan borcun 50.000,00 TL olduğu kanaatinde ise, davacı yanın 95.234,77 TL — 50.000,00 TL — 45.234,77 TL’nin istirdatını talep edebileceğini, diğer bir hususun, davalı yanın icra dosyasından toplam 82.234,77 TL (13.000,00 TL senetler hariç) tahsilat yaptıktan sonra, yanlar arasında “Sulh Protokolu ve ibraname” düzenlendiği, davalının da icra dosyasından kalan borçtan feragat ettiği, Mahkemece, itiraz olmayan “Sulh Protokolu ve İbraname” nin geçerli olduğuna kanaat edilmesi halinde ise, davacının istirdat taleplerinin uygun olmayacağına dair görüş bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 15/01/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; Mahkemece; yanlar arasında ilk icra takip tarihi olan 20/10/2014 tarihinden sonra düzenlenen bila tarihli protokolün geçerli olduğunun kabulü halinde; tarafların Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya borcunun 50.000,00 TL olarak ödenmesi hususunda protokol yaptıklarından, 95 .234,77 TL davacının toplam ödediği bedelden 50.000,00 mutabık kalınan bedel mahsup edilerek 45.234,77 TL davacının istirdatını talep edebileceği bedel olarak hesaplandığı, taraflar belli bir rakamda mutabık kaldıklarından, faiz, vekalet ücreti vs. hesaplamalarının yapılamadığı, Mahkemece, davacı yanın yapılan protokole uygun bir şekilde ödeme yapmaması nedeniyle, protokolün geçersiz olduğu ve yenilenen Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaya istinaden dava tarihinden 1 gün sonra 16/02/2017 tarihinde yanların akdettiği Sulh Protokolü ve İbranamenin geçerli olduğu kanaatine varılması halinde, davacının davalıdan herhangi bir bedelin istirdatını talep edemeyeceğine dair görüş bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 13/01/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; icra takip ve masraflarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara göre; 50.000,00 TL asıl alacağa takip tarihine kadar işleyen faizin 7.298,63 TL, senet bedeli olarak ödenen 13.000,00 TL’nin vadesi 31/07/2015 olarak alındığını, hesaplanan faizinin 3.489,04 TL olduğunu, 13.000,00 TL ödemenin öncelikle 10.787,67 TL işlemiş faiz ve 150,00 TL senet komisyonuna mahsup edildiği, geriye kalan 2.062,33 TL’nin ise icra masraflarına mahsup edildiği, 01/08/2015 tarihinden dava tarihi ve icra dosyasına paranın yatırıldığı tarih olan 15/02/2017 tarihine kadar 6.953,42 TL faiz hesaplandığı, 15/02/2017 tarihinde davalının alacağının 50.000,00 TL asıl alacak+6.953,42 TL işlemiş faiz+241,67 TL kalan icra masrafı+7.300,00 TL veklaet ücreti olmak üzere toplam 64.495,09 TL olduğu, icra dosyasına yatan paraların toplamının 82.234,77 TL olduğu, davalının alacak tutarı olan 64.495,04 TL’nin mahsup edilmesi sonucunda 17.739,68 TL’nin davacı tarafından istirdatının talep edilebileceği, davacının 50.000,00 TL asıl alacağına dava tarihine kadar faiz+masraflar+vekalet ücretinin hesaplandığı, yapılan ödemelerin TBK’nun 100. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve ferilerine mahsup edildiği, davalının istirdatını talep edebileceği bedelin 17.139,68 TL olarak hesaplandığına dair görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalının banka hesabına yapılan ödemelere ilişkin banka kayıtları ilk derece mahkemesince … Bankasından istenilmiş, gönderilen hesap hareketleri ve dekontlar incelendiğinde, ödemelerin icra takibinden önce yapıldıkları, icra takibine konu edilen senede mahsuben ödeme yapıldığına dair bir açıklama da içermedikleri tespit edilmiştir.
G E R E K Ç E: Dava, menfi tespit davası olarak açılmış olup, davacı vekilinin 24/10/2017 tarihli dilekçesi ile yargılama sırasında borcun ödenmesi nedeniyle 82.234,77 TL’nin istirdadı davasına dönüştürülmüştür.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili istinaf yargı yoluna başvurmuştur.Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında imzalanan tarihsiz protokol gereğince Bakırköy İcra Müdürlüğü’nün … Esas saylı takibine konu olan borcun sona erdiği ve yeni bir borç ilişkisinin kurulduğu iddia edilerek bu takip dosyasından dolayı borçlu olmadığına karar verilmesi talep edilmişse de, taraflar arasında imzalanan protokolde yalnızca takibe konu olan senetten kaynaklanan borcun 50.000,00 TL olduğu ve borçlu davacı tarafından alacaklıya verilen senetlerle ödeneceğinin kararlaştırıldığı, önceki borcun yenilendiğine ve yeni bir borç ilişkisi kurulduğuna dair açık bir iradede bulunmadıkları, bu nedenle önceki borcun sonlandığının kabul edilemeyeceği, yalnızca borcun yeniden yapılandırıldığı kanaatine varılmakla, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talepleri yerinde bulunmamıştır.Davacı tarafça davanın açılmasından bir gün sonra davalı tarafla yeni bir sulh protokol ve ibraname imzalandığı, bu protokol ile davalı alacaklının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından olan alacağının tamamını aldığı, davacı borçluyu ibra ettiği, senetlerini iade ettiği, icra takibinden feragat edeceği, davacı borçlunun da Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davadan feragat edeceğine dair sulh oldukları, davalı borçlu vekilinin 17 Mart 2017 tarihli dilekçesi ile dosyaya yatan ve tahsil ettikleri 81.688,00 TL para dışında kalan alacaklarından vazgeçtiklerini icra dairesine bildirdiği, davacının da İcra Hukuk Mahkemesindeki icra takibinin iptali için açtığı davayı takip etmediği, sulh sözleşmesinin gereğini yerine getirdikleri, davacı borçlunun açmış olduğu işbu davadaki talepleriyle ilgili sulh sözleşmesine bir şerh yazmadığı, bu talepleriyle ilgili haklarını saklı tutmadığı, kayıtsız ve şartsız olarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … (…) Esas sayılı icra dosyasına konu edilen borç-alacak ilişkisini sonlandırdıklarının görüldüğü, davacının imzaladığı bu protokol ile davalıya borçlu olduğunu, davalının da alacağını tahsil ettiğini teyit ettikleri, sözleşmede işbu davadan söz edilmemiş olmasının sözleşme kapsamındaki borç-alacak ilişkisinin mevcut olmadığı veya sonlanmadığı anlamına gelmediği, bu nedenle içeriği her iki tarafça kabul edilen sulh protokolü ve ibraname ile davalının icra takibine konu alacağını tahsil etmesi nedeniyle tarafların birbirlerinden talep edebilecekleri bir husus kalmadığı, her ne kadar davacı tarafça 16/02/2017 tarihli protokolün haciz tehdidi altında imzalandığı iddia edilmişse de, bu iddiasını ispatlayamadığı, davacının …’den olan 81.688,94 TL alacağının protokol tarihinden önce 15/02/2017 tarihinde zaten haczedilerek icra dosyasın gönderildiği, ilk derece Mahkemesi kararının bu nedenle yerinde olduğu kanaatine varılmakla, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/09/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.