Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1945 E. 2023/1424 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1945 Esas
KARAR NO: 2023/1424 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2021
NUMARASI: 2020/100 E. – 2021/220 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 06/04/1998 tarihinde ticaret sicile tescil edildiğini, www…com.tr alan adını kullandığını, baraj ve enerji yapıları, alt yapı, üst yapı, ulaştırma gibi pek çok alanda projeler üstlendiğini, müvekkilinin “…+Şekil” markasını 31/12/1998 tarihinde ilk olarak tescil ettirdiğini, 28/01/2019 tarihinde ise markasını …. sınıflarda tescil ettirdiğini, davalı şirketin ise 12/08/2015 tarihinde ticaret sicile tescil edildiğini, http://www…com/ alan adını kullandığını, davalının sitesinde yaptıkları birkaç projenin ismine yer verildiğini, görsellerin bir çoğunun yabancı sitelerden alındığını tespit ettiklerini, “… +Şekil” markasını kullandıklarını, ayrıca “… ” ve …” ibareleriyle logolar kullanıldığını, Silopi kömür ocaklarında ” …” logolu inşaat araçlarıyla faaliyette bulunduklarını tespit ettiklerini, davalının eylemlerinin müvekkilinin maka haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu, ticaret unvanının terkinine karar verilmesi gerektiğini, davalının bu markayı kullanmasının müvekkilinin tanınırlığından yararlanmak amacını taşıdığını, yine davalının internet alan adında da müvekkilinin markasını ve ticaret unvanını kullandığını belirterek, davacı yanın müvekkilinin ticaret unvanına ve marka hakkına tecavüzünün önlenmesine, davalının ticaret unvanında “…” kısmının terkinine, davalıya ait http://www…com/ alan adlı internet sitesine kalıcı olarak erişimin engellenmesine, giderleri davalıya ait olmak üzere kararın ulusal bir gazetede ilanına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davaya bakma yetkisinin müvekkilinin adresine göre Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek yetki itirazında bulunduğu, müvekkili şirketin Türk Ticaret Kanunu uyarınca kurulmuş, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre ticaret unvanını kullanan bir şirket olduğunu, davacı şirketin anonim şirket, müvekkili şirketin ise limited şirket olduğunu, müvekkili şirketin unvanında davacının unvanından farklı olarak “…”, “…” ve “…” ibarelerinin bulunduğunu, davacı yanın müvekkilinin ticaret unvanını kullanmasını engelleyecek bir hakkının bulunmadığını, davacının müvekkilinin faaliyet alanıyla ilgili markasının bulunmadığını, tek tescilli markası olan … tescil numaralı markanın ise müvekkilinin faaliyete başlamasından yıllar sonra tescil edildiğini, Silopi Kömür Ocakları ile müvekkilinin bağlantısının bulunmadığını, esas hakkında da davanın reddine, davacının markasının tanınmış marka olmadığını belirterek, davanın öncelikle yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince “Davalının gerek alan adı içinde, gerekse ticaret unvanında ve tescili olmamasına rağmen reklam ve tanıtımlarda … ibaresini markasal ve ticari etki yaratacak şekilde kullandığı, bu kullanımın tescilli ticaret unvanı kullanımı şeklinde olmadığı, markasal nitelikte ve tecavüz niteliğinde bulunduğu, davalının gerek alan adı, gerekse ticaret unvan tescil tarihlerinin davacıdan sonraki tarihli olup, davacının … ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğu, bunun aksini ispat eden delillerin ise davalı yanca sunulmadığı” gerekçesiyle “davanın kabulüne, davalının davacı yanın ticaret unvanına, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, giderilmesine, davalının ticaret unvanından … ibaresinin terkinine, davalıya ait www…com ibareli internet sitesinin karar kesinleştiğinde kalıcı olarak erişime kapatılmasına, karar kesinleştiğinde hüküm fıkrasının Türkiye’de yayın yapan ulusal bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan alınmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEBİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde;Yetkili mahkemenin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olduğunu,Müvekkili şirket ile davacı şirketin faaliyet alanları farklı olduğundan, ticaret unvanında “…”, “…” ve …” ibareleri bulunduğundan, ticaret unvanının TTK’nun 50. maddesi uyarınca tescil edilmiş olduğundan, unvanların karıştırılma ihtimali bulunmadığını, ticaret unvanının terkinine karar verilemeyeceğini, Davacının markasının tanınmış marka olmadığını, Müvekkilinin faaliyet alanıyla ilgili tescilli markasının bulunmadığını, Davacının markası ve ticaret unvanı ile müvekkilinin ticaret unvanının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin 2014 yılında kurulduğunu, davacının markasının ise 2018 yılında tescil edildiğini, İstanbul’ da “…” ibaresini içeren ticaret unvanına sahip 33 farklı şirket bulunduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Davacıya ait marka tescil kayıtları incelendiğinde; 31/05/2018 başvuru, 28/01/2019 tescil tarihli, … tescil numaralı “…+Şekil” markasının …. sınıflarda tescilli olduğu, 10/01/1998 başvuru, 31/12/1998 tescil tarihli, … tescil numaralı “…+Şekil” markasının 06, 19. sınıflarda “Kanalizasyon tesisatı için baca kapama elemanları, betonarme prefabrik yapı elemanları, kanalet, ayak, eğer, kolon, kiriş, cephe elemanı, kanalizasyon tesisatı için muflu ve mufsuz beton boru, baca kaplama elemanları, tel çit, bordür taşı” ürünleri için tescilliyken yenilenmediği için müddet olduğu görülmüştür.Taraflara ait ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; Davacı … TİC A.Ş’nin unvan tescil tarihinin 15/8/1974 yılı olduğu, Ankara Ticaret odasına kayıtlı olduğu, mobilya, emlak-gayrimenkul danışmanlığı, inşaat işleri yapmanın da faaliyetleri arasında bulunduğu anlaşılmıştır.Davalı … LTD ŞTİ’nin ise odaya 18/04/2014 tarihinde kayıt edildiği ve faaliyet alanının mobilya, emlak-gayrimenkul danışmanlığı, inşaat , taşımacılık, danışmanlık gibi alanlara ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Taraflara ait alan adlarının tahsis tarihleri Bilgi Teknolojileri ve İleteişim Başkanlığından sorulmuş, incelendiğinde; davacının www…com.tr ibareli alan adının 04/08/2011 tarihinde oluşturulduğu, davalının ise www…com ibareli alan adının 05/03/2015 tarihinde oluşturulduğu anlaşılmıştır.Ankara … Noterliği’nin 20 Ocak 2020 tarihli ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde, davacı tarafından davalıya … markasını ve unvanını kullanmaması için gönderilen ihtarname olduğu görülmüştür.Bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına ve ticaret unvanına tecavüzün tespiti, önlenmesi, ticaret unvanının terkini, alan adına erişimin engellenmesi davasıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yargı yoluna başvurmuştur.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı tarafça yetkili mahkemenin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek yetki itirazında bulunulmuşsa da, SMK’nun 156/3. maddesi uyarınca yetkili mahkeme hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği, yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi olup, davalının marka hakkına tecavüz fiilini internet sitesindeki kullanımlarıyla gerçekleştirdiği iddia edildiğinden ve internet sitesine Türkiye’nin her yerinden erişim mümkün olduğundan, fiilin etkilerinin de tüm Türkiye’de görülmesi mümkün olmakla ve ticaret unvanının terkini ve alan adına erişimin yasaklanması talepleri de markaya tecavüz davası ile birlikte açılmış olduğundan, davalının yetki itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin müvekkilinin ticaret unvanında yer alan “…”, “…” ve “…” ibareleri nedeniyle unvanların karıştırılmayacağı, ayrıca davacı ve davalı şirketlerin faaliyet alanlarının farklı olduğuna dair istinaf talebi de, her iki tarafın ticaret unvanının ana unsuru “…” olup, diğer kelimeler tanımlayıcı ve tali nitelikte ekler olduğundan ve tarafların faaliyet alanları aynı olduğundan yerinde bulunmamıştır. Davacı adına tescilli … tescil numaralı “…+Şekil” markasının yenilenmemesi nedeniyle 10 yıllık sürenin dolduğu 2008 tarihinde, davalı şirketin ticaret unvanının tescilinden önce müddet olduğu, diğer … tescil numaralı “…+Şekil” markasının ise davalı şirketin ticaret unvanının ve alan adının alındığı tarihten sonra tescil edildiği, ticaret unvanının ve alan adının alındığı tarihlerde davacının “…” esas unsurlu tescilli bir markasının mevcut olmadığı, bu nedenle davalının ticaret unvanının çekirdek unsuru olan “…” ibaresini alan adında kullanmasının davacının daha sonra tescil edilen markasından kaynaklanan hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.Davalının http://www…..com alan adlı internet sitesinin içeriğinde davacı adına tecsilli … tescil numaralı “…+Şekil” markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olan “…”, “…” ibarelerini davacının markalarının tescili kapsamında kalan mal ve hizmetler için kullandığı dava dilekçesinin ekinde sunulan davalıya ait internet sitesi görselleri ile tespit edilmiştir. Ancak davalı tarafın bu markasal kullanımlarının ne zaman başladığı konusunda dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığından, markanın davalı tarafça kaç yıldan bu yana kullanıldığı tespit edilememiştir. Davalının davacının markasının esas unsuru olan “…” ibaresini aynen kullanması nedeniyle davalının bu kullanımlarının SMK’nun 7/2-b maddesi uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu kanaatine varılmış, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talepleri kabul edilmemiştir.Her ne kadar davacı tarafça davalının ticaret unvanının terkini talep edilmiş ve mahkemece davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin terkinine karar verilmişse de, davalının … SAN VE TİC LTD ŞTİ’nin 18/04/2014 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, ilk unvanının da …Ticaret Limited Şirketi olduğu, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiği, “…” ibaresinin tarafların ticaret unvanında ortak olduğu ve davacı ticaret unvanının 1974 yılında tescil edildiği anlaşılıyorsa da, davacı tüzel kişi tacir tarafından, davalı ticaret unvanının tescilinden itibaren 5 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra davalıya bu konuda 20/01/2020 tarihinde ihtarname gönderildiği, daha sonra da 26/02/2020 tarihinde davanın açıldığı, benzer konularda faaliyet gösteren davacının davalının tescilli ticaret unvanından haberdar olmamasının düşünülemeyeceği, davalının ticaret unvanına sessiz kalınarak, aradan 5 yıldan fazla süre geçtikten sonra ihtar gönderilmesinin ve dava açılmasının Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralına aykırı olduğu, davacının … tescil numaralı markasının ise davalının ticaret unvanından sonra tescil edildiği, bu nedenle mahkemenin davalının ticaret unvanının terkini kararının yerinde olmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin ticaret unvanının terkini kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalının kullandığı http://www…com alan adı ile davacının kullandığı www…com.tr alan adları karşılaştırıldığında her iki alan adının da ortak unsurunun “…” ibaresi olduğu, diğer eklerin tanımlayıcı tali ekler oldukları, bu nedenle alan adlarının karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının alan adının davalının alan adından daha önce alındığı, alan adlarında “önce gelen alır” kuralı gereğince davacının alan adı üzerinde hak sahibi olduğu, davalının alan adının alındığı tarihten dava tarihine kadar geçen sürenin beş yıldan daha az olduğu, bu nedenle davalıya ait http://www…com alan adını taşıyan internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına ve davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 18/05/2021 tarihli 2020/100 E. – 2021/220 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,-Davalının www…com alan adlı internet sitesinin içeriğinde “…” ibaresini marka olarak kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün önlenmesine,-Davalıya ait www…com ibareli internet sitesinin karar kesinleştiğinde kalıcı olarak erişime kapatılmasına, -Davalıya ait ticaret unvanının terkini talebinin reddine,-Davacının ticaret unvanına tecavüz edildiğinin tespiti ve önlenmesi taleplerinin reddine,-Karar kesinleştiğinde, masrafı davalıdan alınmak üzere hüküm fıkrasının Türkiye’de yayın yapan ulusal bir gazetede bir kez ilanına, 2-İlk derece yargılaması yönünden; a-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL başvurma, 54,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 108,80 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 161,05 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,b-Kabul edilen markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası için kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Kabul edilen alan adına erişimin engellenmesi davası nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-Reddedilen ticaret unvanının terkini, ticaret unvanına tecavüz edildiğinin tespiti ve önlenmesi davası nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 794,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 911,10 TL’nin, davanın kısmen kabul edilmiş olması nedeniyle, ret ve kabul oranına göre (%50) 455,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 455,55 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına e-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, 32,00 TL posta giderinin, davanın kısmen kabul edilmiş olması nedeniyle, ret ve kabul oranına göre (%50) 16,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 16,00 TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına 3-İstinaf yargılaması yönünden;a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 133,00 TL tehir-i icra karar harcı ile 32,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 327,10 TL’nin davacıdan alınarak davacıya verilmesine,c-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 06/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.