Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1934 E. 2022/453 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1934 Esas
KARAR NO: 2022/453 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2021
NUMARASI: 2018/503 E. – 2021/514 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; 28/03/2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından yazılan talimat uyarınca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasından müvekkili şirkete hacze gelindiğini, takip dosyalarının müvekkili ile alakası olmadığını, müvekkili firmanın 3. kişi konumunda olduğunu, dosya borçlusu … Ltd. Şti’nin ticaret sicil adresinin müvekkili firma ile aynı olması nedeniyle hacze gelindiğini, müvekkilinin tesiste sürekli çalışan makinelerle, sürekli olarak üretim halinde olduğunu, makinelerin haczedilmesinin müvekkili geri dönüşü olmayan zarara sokacağından müvekkilinin haciz baskısı altında davalıya 163.500,00 TL ödeme gerçekleştirmek zorunda kaldığını, haciz esnasında borçlu firma yetkilisi olan …’a ulaşılamadığını, daha sonra ulaşıldığında …’un piyasada bulunan borcunun çok fazla olduğunu ve hacizlerin devam edeceğinin bilgisinin alındığını, o günden sonra müvekkili firmaya bir çok hacze gelindiğini, müvekkili firmanın makinelerinin ve idari işlerini yürüttüğü ofis malzemelerinin muhafaza altına alındığını, davalı … A.Ş’nin haciz ve muhafaza işlemi yaptığı icra dosyası ile ilgili icra müdürlüğü İİK 99 kararı verdiğini, davalının sürelerden feragat edip süresi içerisinde dava açmayarak istihkak iddialarını kabul ettiğini ve bu şekilde muhafaza altına alınan malların iade alındığını, icra dosyası borçlusu …şirketinin adresle ilgisi kendisine kiralanmış olan 25 m2 odayı kullanmış olması ve dolayısıyla eski ticaret sicil adresinin bu adres gözükmesinden kaynaklandığını, bu nedenle müvekkili şirketin borçla bir ilgisinin bulunmadığını, yalnızca ticaret sicilde bulunan adres nedeniyle müvekkili şirkete hacze gelindiğini beyan ederek davanın kabulü ile icra baskısı altında ödenen 163.500,00 TL’nın avans faiziyle istirdatını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın konusu itibariyle istihkak davası olduğunu, istihkak davalarına bakmakla görevli mahkemenin icra mahkemeleri olduğunu, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, istirdat istemine konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından davacı adresinde haciz ve muhafaza işlemi yapılmadığını, davacı şirket yetkilisinin haciz zaptını hiç bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin imzaladığını, davacının haciz ve muhafaza baskısı olduğunu ispat etmek adına müvekkil şirketin alacaklı olduğu başkaca bir icra dosyasını emsal gösterdiğini, ancak her dosyanın kendi özelinde değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin alacaklı olduğu dosyada sürelerden feragat etmesinin nedeninin davacı ile harici şifahi anlaşma yapıldığını ve müvekkil alacaklının tüm alacağının haricen ödeneceğinin şifahen taahhüt ettiğini, borçlu ile 3. şahıs olan davacı şirket arasında iddiaların aksine çok açık bir şeklide organik bağ bulunduğunu, ödeme emrinin borçlu tarafa haciz yapılan adreste tebliğ edildiğini, ödeme yapılan adresin borçlunun fatura ve sözleşmede beyan ettiği adres olduğunu ve borçlunun çekteki kaşe adresi olduğunu, borçlu şirket yetkilisinin kendisine ait işletmesi bulunmasına rağmen davacı şirkette sigortalı çalışan olarak göründüğünü, ödemenin davacı borçlu tarafından hiçbir itirazi kayıt ileri sürülmeksizin borçlu adına yapıldığını beyan ederek davacının istirdat talebinin reddine karar verilmesini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2021 tarihli 2018/503 E- 2021/514 K sayılı kararıyla; ” eldeki davada, alacaklısı davalı … A.Ş, borçluları … A.Ş, … Hiz. Ltd. Şti,… … ve … olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına istinaden üçüncü kişi sıfatıyla davacı tarafından davalı takip alacaklısına yapılan 163.500,00 TL ödemenin haciz ve muhafaza tehdidi altında yapıldığı ve borçlular ile arasında organik bağ bulunmadığından bahisle istirdatının talep edildiği, mahkemece alınan kök ve ek raporda, davacı ile davalının icra borçluları arasında organik bağ bulunduğu, bu bakımdan yapılan ödemenin iadesinin istenemeyeceği tespitlerinde bulunulduğu, dayanılan sebepler ile talep sonucuna nazaran davanın, icra dosyasına istinaden yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkin olduğu, istidat davasına ilişkin olarak İİK’nun 72/7. maddesinde, icra dosyasında takibe itiraz etmeyen veya itirazı kaldırılan ve bu yüzden borçlu olmadığı bir parayı ödeyen kişinin ödediği tarihten itibaren bir sene içinde paranın geri alınması için dava açabileceğinin düzenlendiği, anılan yasal düzenlemede açıkça vurgulandığı üzere istirdat davasını açma hakkının, borçlu olmadığı bir parayı ödeyen takip borçlusuna tanındığı, dosya davacısının davanın konusunu oluşturan ödemeye esas icra dosyasında borçlu değil üçüncü kişi konumunda olup, lehine yaptığı ödemeyle borçtan kurtardığı takip borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşme davası açması veyahut TBK’nun 195 ve devamı maddeleri kapsamında rücu etmesi imkanının mevcut olduğu ancak takip alacaklısına karşı istirdat davası açma hakkı bulunmadığı, davacının eldeki istirdat davası bakımından aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı” gerekçesiyle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı tarafça …aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında 28.03.2018 tarihinde haciz için müvekkili …’in adresine gelindiğini, haciz ve muhafaza işlemlerini engellemek amacı ile davalıya 163.500,00 TL ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, davalının bu sefer İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden yine …aleyhine icra takibi başlatılarak 30.03.2018 tarihinde müvekkilinin şirketin adresine gelinerek haciz ve muhafaza işlemleri uygulandığını müvekkilinin haczi ve muhafaza yapılan mallar üzerinde istihkak iddia etmesi üzerine, icra müdürlüğü tarafından takip alacaklısı davalıya istihkak davası açması için süre verildiğini ancak açmadığını, 30/05/2018 tarihinde bu davanın açıldığını, adresin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, 25 m2 lik bir odanın borçlu firmaya kiralandığını, borçlu şahıs ve firmadan Gümrük Danışmanlığı hizmeti alındığının müvekkilleri ile borçlu firma arasındaki kira ilişkisinin varlığı tüm resmi kayıtlar ile sabit olduğunu.-Borçlular ile müvekkili arasında organik bağ bulunmadığını.-Dosyadaki bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, itirazlarının incelenmediğini, 10.03.2020 Tarihli Bilirkişi Raporunun Dosya Kapsamı İle Uyuşmadığını, raporun sonuç kısmında Haciz tutanağında ihtirazi kayıt olmadığı belirtilmekte ise de bir kısım(15.09.2020 tarihli dilekçemizde) görüntüsüne yer verdikleri 28.03.2020 tarihli haciz zaptında vergi levhasının müvekkili adına düzenlendiğinin tespit edilerek, evrak incelemesi yapıldığı ve incelemede borçluya ait bir emare bulunmadığının tutanağa yazılarak haciz işleminin uygulanmadığının görüldüğünü, buna rağmen raporda haciz esnasında borçluya ait birtakım evrak bulunduğundan bahsedildiğini, yine dosya kapsamında müvekkili şirketin dava dışı borçluların borcunu üstlendiğine dair beyan, kabul ve emare bulunmadığını, raporda “verilen taahhüdün (kefaletin ) geçerli olduğu” kanaati bildirilmiş ise de dosyada ne icra dosyasında ve ne de haricen verilmiş bir taahhüt ya da kefalet olmadığı gibi bu anlama gelebilecek bir beyan dahi bulunmadığını. -Takip hukukunun kendine has kuralları olduğunu, esasen maddî hukuka göre borçlu olmayan kimsenin istirdat davası açarak cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı paranın kendisine iade edilmesini isteyebilmesi gerektiğini, istirdat davası için ilk şartın, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması gerekliliği olduğunu, paranın borçlu ya da borçla ilgisi olmayan fakat cebri icra tehdidi altında bulunan üçüncü kişi tarafından da icra dairesine ödenmiş olabileceği gibi, borçlunun ya da bu borçla ilgisi olmayan ve fakat kendisine cebri icra tehdidinde bulunulan üçüncü kişinin mallarının haczedilip satılması suretiyle de ödenmiş olabileceğini, ikincisinin borcun cebri icra tehdidi altında ifa edilmiş olunması gerekliliği olduğunu, üçüncüsünün borçlu olmadığı bir paranın ödenmiş olması olduğunu, borçlu …ile aralarında organik bağ bulunmadığından müvekkili tarafından ödenen paranın borçla bir ilgisinin bulunmadığını, ödemenin tek gerekçesinin ticari hayatının sekteye uğramaması olduğunu, sundukları uzman görüşünde” ne istihkak ne de sebepsiz zenginleşme hükümlerinin , müvekkilinin uğradığı mağduriyeti giderecek hukuki enstrümanlar olmadığı , müvekkilinin etkin hukuki himaye ihtiyacının ancak fiili müzayaka altında doğrudan ödemeyi yaptığı davalıdan, ödediği miktarı istirdat etmesiyle mümkün olabileceği , ancak bu şekilde davalı tarafından , hatta aynı borçludan alacaklı olduğunu iddia ederek aynı şekilde müvekkil işyerinde haciz ve muhafaza uygulayan diğer faktoring şirketlerinden gelecek olası hacizlerin önünün kesilebileceğinin belirtildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 11.12.2018T. 2017/1133E. Ve 2018/6491K. Sayılı ilamında; “.. takibin tarafı olmayan davacının hacze mâni olmak amacıyla yaptığı ödemeyi takip alacaklısından tahsil edebileceği ve bu davada görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğunu hükme bağlamıştır. Bu kararda dikkat çeken bir başka husus ise, haciz yapılmamasına rağmen hacze mâni olmak amacıyla yapılan ödemenin, haciz baskısı altında yapılan bir ödeme olduğu ve bu ödemenin takip alacaklısından tahsilini talep edilebileceğidir….” denildiğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı dosyasından gelinen haciz sebebi ile haciz ve muhafaza baskısı altında yapılan diğer ödemenin istirdatına ilişkin müvekkili tarafından açılan istirdat davasında verilen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/656E 2021/723K 17.06.2021 T. Karar sayılı kararını emsal olarak sunduklarını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne, mümkün olmaması halinde dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap vermemiştir.
DELİLLER; Mahkemece alınan raporda; davacı tarafından dava dosyasına sunulan 01/01/2017 kira başlangıç tarihli Kira Sözleşmesi ile Yukarı Dudullu Organize Sanayi Bölgesi .. Cadde No:… Ümraniye- İstanbul adresindeki mecurun 25 metrekarelik kısmı, dava dışı … Tic. A.Ş. tarafından aylık 609,50 TL (senelik 7.514,00 TL) kira karşılığı … Hizmetleri Ltd. Şti.’ye kiraya verildiği, 01/01/2018 kira başlangıç tarihli Kira Sözleşmesi ile de aylık 693,00 TL (senelik 8.316,00 TL) kira karşılığı kiralama ilişkisinin sürdürüldüğü, davacı şirketin bir kısmının kısmi bölünme ile dava dışı … Tic. A.Ş’ne ayni sermaye teşkil etmek üzere devredildiği, Sarıgazi Vergi Dairesi Müdürlüğünün 30/05/2019 tarihli yazısı ile … vergi kimlik numaralı mükellef … Hizmetleri Ltd. Şti.’nin tarh dosyası ve bilgisayar kayıtlarının tetkiki neticesinde 10/08/2012 tarihinde Dudullu OSB Mah. .. Cad. … Ümraniye- İstanbul adresinde Yetkili Gümrük Müşavirleri veya Gümrük Müşavirleri faaliyetine başladığı, 30/06/2018 tarihinde resen terk edildiği, şirket yetkilisi … vergi kimlik numaralı …’un 14/05/2025’e kadar münferiden yetkili olduğu ve şirketin 07/08/2018 tarih ve 9637 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinden anlaşıldığı üzere tek ortaklı bir limited şirket olduğu, dava dışı … Tic. A.Ş. ticari defterlerinde kayıtlı kira faturalarının dökümünden 01/01/2017-01/03/2018 döneminde 15 ay için toplam 11.083,74 TL tutarında kira faturası düzenlenmiş olduğu, dava dosyası ekinde sunulan banka dekontlarının dökümünden 04/07/2017 ile 06/03/2018 tarihleri arasında dava dışı … Ltd. Şti.’nin dava dışı … Tie. A.Ş.’ye kira faturaları ödemesi olarak toplam 6.768,48 TL ödeme yapmış olduğu, davacının hem haciz tutanağında hem de ödeme makbuzunda herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmeksizin icra dosyasının borçlularının borçlarını üstlenmesi, haciz esnasında icra borçlusuna ait bir takım evrakların bulunması, davacının adresi ile icra borçlusu …Hiz. Ltd. Şti. firmasının ticaret sicil adresinin aynı olması, bu durumun ticari hayatın olağan akışana aykırı olması, davalının diğer borçlusu …’un borçlu … firmasının ortağı ve yetkilisi olduğu halde davacı şirketin sigortalı çalışanı olarak gözükmesinin de kira sözleşmesinin niteliğiyle ve ticari teamüllerle uyuşmaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalının icra borçluları arasında organik bağ bulunduğu, bu bakımdan yapılan ödemenin iadesinin istenemeyeceği ve verilen taahhüdün (kefaletin) geçerli olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: İstirdat talepli dava, üçüncü şahıs … San. A.Ş. tarafından açılmıştır. Davacı vekili, dava dışı takip borçlusunun borcu nedeniyle davacıya ait işyerinde haciz ve muhafaza yapıldığını, istihkak iddiasında bulunduklarını, İcra Mahkemesinin davalı alacaklıya istihkak davası açması için süre verildiğini, dava açmadığını, davacı tarafça yapılan ödemelerin davacı şirketin ticari hayatının durmaması için yapıldığını belirterek ödenen tutarın iadesini istemiştir. Mahkemece istirdat davası açma hakkının, borçlu olmadığı bir parayı ödeyen takip borçlusuna tanındığı, dosya davacısının davanın konusunu oluşturan ödemeye esas icra dosyasında borçlu değil üçüncü kişi konumunda olduğu gerekçesiyle davacının aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamında, davaya konu haciz tutanağı bulunmadığından İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasından 28/03/2018 tarihli haciz tutanağının celbi için müzekkere yazılmışsa da, İcra Müdürlüğünce haciz tutanağının UYAP’a taranmadığı, dosyanın 2018 yılında takipsizlikten kapatıldığı, bulunduğunda taranarak gönderileceği bildirilmiştir.İİK’nın 72/7. madde hükmüne göre; “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden, borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içerisinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geri alınmasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Uyuşmazlığa konu dava ise borçlu tarafından açılan İİK 72/7 maddesine dayalı istirdat davası niteliğinde değildir. Davacı tarafça ilgisi bulunmadığı halde adresine gelinerek haciz ve muhafaza yapılması nedeniyle ödeme yapıldığı ileri sürülmüştür. Emsal Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere, bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararı ve aktif dava açma ehliyeti bulunduğundan (bkz Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2017 tarihli 2016/13776 Esas-2017/8077 Karar, 17/12/2018 tarihli 2017/1025 Esas-2018/6659 Karar sayılı kararları ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/11/2021 tarihli, 2021/8181 Esas-2021/6683 Karar sayılı ilamları) davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın haciz tutanağının onaylı örneği, davacı tarafça yapılan ödemeye ilişkin banka kayıtları, istihkak iddiası ve akıbetine ilişkin belgelerin celbi ile, tüm deliller değerlendirildikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2021 tarihli 2018/503 E- 2021/514 K sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,5-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 81,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/03/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.