Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1932 E. 2023/1092 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1932 Esas
KARAR NO: 2023/1092 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2021
NUMARASI: 2019/497 E. – 2021/488 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’in hurdacılıkla iştigal ettiğini, dava dışı … Ltd.Şti.’nde görevli …’ye mal sattığını ve karşılığında … Bankası Bağcılar Şubesine ait … no’lu … San ve Tic.Ltd.Şti keşideli(…- …) adına düzenlenmiş 30/09/2016 tarihli 15.000,00-TL’lik müşteri çekini aldığını, ancak işyerinde saklı tuttuğu sırada henüz ciro etmeden diğer çekleri ile birlikte çalındığını, bu sebeple İstanbul 5.Asliye Tic.Mah.’nin 2016/800E. sayılı dosyasından ödeme yasağı talepli çek iptal davası açtığını, tedbiren ödemeden men yasağı alındığını, kararın bankaya ve keşideciye bildirildiğini, kararı takiben çek bedeli keşideci şirketten istenmişse de keşideci şirketçe ödeme yapılmadığını, prosedür gereği borçlu şirkete İstanbul … İcra Müd.’nün …E.sayılı dosyasından ilamsız takipte ödeme emri ile icra takibi başlatıldığını, yetki itirazı sonrasında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyası ile icra takip işlemi yapıldığı, açıklanan nedenlerle; haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2021 tarihli 2019/497 E. – 2021/488 K. sayılı kararıyla; “… davanın davacının elinden rızası dışında çıkan çek nedeniyle keşideci tarafından ödemenin davacıya yapılması gerekirken çekin ibraz edene ödenmesi nedeniyle alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, ibraz eden şahsın ve keşidecinin çeki kötüniyet ve ağır kusurla iktisap edip ödeme yapıldığı hususunun sabit olmadığı gibi, çekte ciro silsilesinde bir kopukluk da bulunmadığı, HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemelerinin mevcut olduğu, buna göre; alacak iddiasının davacı tarafça ispatı gerektiği, bu hususun ispatlanamadığı ve davacı tarafından yemin deliline de başvurulmadığı, davacı tarafın rapora ilişkin itirazlarının da dosya kapsamı, soruşturma dosyası, TTK’nun 790. Maddesi dikkate alınarak reddi ile yeni bilirkişi raporu alınmasının dosyaya yenilik katmayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin gerekçeli kararında, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/800 Esas sayılı dosyasından alınan çek iptali kararının dikkate alınmadığını, müvekkili ile çeki ciro eden … arasındaki ticari ilişkinin sabit olduğunu, tarafların tüm ödemelerinin çek ile gerçekleştiğini, çek iptali kararıyla müvekkilinin çekin hamili olduğu ve çekin … tarafından bankaya ibraz edildiğinin tespit edildiğini, bilirkişi raporunda tarafların kayıtlarında davaya konu çekin “verilen çek-alınan çek” olarak kayıtlı olmadığı tespit edilmişse de; çekin müvekkili tarafından ticari defterine işlenemeden rızası hilafına elinden çıktığını, dava konusu çekin müvekkili ile …-…’nın ticari ilişkisi gereği müvekkile verilmiş olup, daha sonra çekin … tarafından çalındığını, somut olayda keşideci ve diğer taraflar ile müvekkil arasında ticari ilişkinin araştırılmasının herhangi bir yararının bulunmadığını, çek iptali kararı gereği, aksi ispatlanmadıkça yetkili hamilin müvekkili olduğunu, sunulan faturalardan, ödemelerin çek ile yapılmasından, çek tarihi itibarıyla ticari ilişkinin yoğun olduğu anlaşıldığından müvekkilinin yetkili hamil olduğunun anlaşıldığını, çek iptali davasında …’ın yaptığı hırsızlığın farkında olduğundan çeki mahkemeye ibraz etmediğini, TTK’ nın 666. Maddesi “İptal kararı üzerine dilekçe sahibi, gideri kendisine ait olmak üzere yeni bir senet düzenlenmesini veya … borcun ifasını istemek hakkını haizdir.” şeklinde olduğunu, keşidecinin elinde mahkeme ilamı olan müvekkiline çek bedelini ödemesi gerektiğini, mahkemenin gerekçeli kararında , davalı tarafça dava dışı …7a ödeme yapıldığı yönündeki tespitinin hatalı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını, buna ilişkin belge sunmadığını, haksız bir kazanç elde ederek sebepsiz zenginleştiğini, Lehtar …’a müzekkere yazılarak dava konusu çek ile ilgili kayıtların celbi gerektiğini, ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, mahkemenin müvekkili ile ticari ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine karar verdiğini, çek iptali kararının aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğu göz önüne alındığında müvekkilinin her halükarda yetkili hamil olduğu sonucuna varılması gerektiğini, çeki ciro eden … Şirketi yetkilisinin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasının dosya içerisindeki örneğinin incelenmesinde, alacaklı … tarafından, İstanbul 5.Asliye Tic.Mah.’nin 2016/800E. 2017/996 Karar sayılı çek iptali kararına konu 15.000 TL bedelli çek alacağının tahsili talebiyle, … Müh. Ltd. Şti. Ve … San. Tic. Ltd. Şti. Aleyhine ilamsız takip başlattığı, takibin önce İstanbul … İcra Müdürlüğünde başlatılması üzerine, borçlu … Şirketi vekilinin takibe konu çeki müvekkilinin imzalamadığından bahisle, borca ve ferilerine itiraz ettiği, borçlu … şirketi vekilinin yetki itirazında bulunması üzerine bu borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü7nün dosyasından ödeme emri gönderildiği ve borçlu şirket vekilinin borcunun bulunmadığı, takibe dayanak çek karşılığının ödendiği, alacaklıya karşı sözleşmesel ve başka bir sebepten dolayı borçlu bulunmadığının beyan edildiği anlaşılmıştır. Davaya konu çek örneğinin incelenmesinde YKB Bağcılar Şubesi’ne ait İstanbul keşide yerli 30/09/2016 keşide tarihli 15.000 TL bedelli, keşidecisi … Ltd. Şti. Ve … San. Tic. Ltd. Şti., lehtarı …-…, olan lehtar ciranta imzasından sonra …, …, … isim ve imzasının bulunduğu, … Bank’ın yazı cevabından çekin 30/09/2016 tarihinde çekin takas sistemi üzerinden … tarafından ibraz edilerek çekin işlemsiz iade edildiği anlaşılmıştır. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarihli 2016/800 Esas-2017/996 Karar sayılı ilamından; davaya konu çek ile başka çeklerin çalındığından bahisle davacı tarafça çek iptali davası açıldığı, mahkemece 12/08/2016 tarihinde ilk ilanın yapıldığı, yasal sürelerin dolmasına rağmen başvuran olmadığı gerekçesiyle, davaya konu çekin iptaline karar verildiği, kararın 30/01/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince bilirkişi incelemesi yapılmış olup dava konusu çekin davacı işletmenin ticari defterlerine kaydedilmediği gibi, davacı işletme ticari defterleri içeriğinde gerek çek keşidecisi davalı … San.ve Tic. Ltd. Şti. ile gerekse dava konusu çekte l. ciro konumunda olan çek lehtarı … ile ticari ilişki olduğuna dair kayda rastlanmadığı, dava konusu çekin ne tür bir borç/alacak ilişkisine konu edilerek alındığı tespit edilememiştir. Dava dışı şirketin, davacı şirkete ticari ilişki kapsamında tüm ödemelerini çekler ile yaptığı ancak dava konusu çekin kayıtlarda yer almadığı, dava konusu çekin dava dışı … Ltd.Şti. kayıtlarında “verilen çekler’ arasında yer almamasına karşın, çek arkasında …-…” kaydı ile cironun yer aldığı, bu şekli ile dava konusu çekin dava dışı şirket tarafından, davacı işletmeye ödeme aracı olarak verilmiş olma ihtimalini güçlendirmiş olmakla birlikte, tarafların ticari defterleri içeriğinde karşılıklı yapılan incelemede dava konusu tarafların kayıtlarında ‘Verilen çek- alınan çek” olarak kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Çeke dayalı itirazın iptali davasında, davacı tarafça çekin henüz cirolanmadan müvekkilinin çekmecesinden çalındığından bahisle, çek keşidecisi davalı şirket ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. Aleyhine ilamsız takip başlattığı, … Şirketi vekilinin çekte müvekkilinin imzasının bulunmadığından bahisle itiraz ettiği, davalı şirket vekilinin yetki itirazında bulunması üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nden davalı borçlu şirkete ödeme emri gönderilmesi üzerine, borçlu şirket vekilinin müvekkilinin çek bedelini ödediğini, sözleşme yada başka bir nedenle davacıya borçlu bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Mahkemece davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına sunulan çek örneğinden, davacı …’in çekte isim ve imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili çek iptali kararı nedeniyle çekin yetkili hamili olduğunun tespit edildiğini ve TTK 666 maddesi gereğince muaccel borcun ifasını isteme hakkı bulunduğunu ileri sürmüşse de, çek iptali kararları hasımsız olarak açılan davada verilen ve aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan kararlardandır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde … şirketinde görevli …’ye mal sattığını ve bu çeki aldığını ileri sürmüşse de, çekin arkasında … yahut … Şirketinin cirosunun ve imzasının bulunmadığı, … şeklinde isim ve imzanın bulunduğu anlaşılmıştır. …’nin icra dosyasına ibraz ettiği imza sirkülerinden, … Şirketinin yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ile dava dışı … şirketinin ticari defterlerinin bilirkişi tarafından incelendiği, ticari ilişkide ödemelerin çekle yapıldığı ancak davacı defterlerinde ve … şirketinin ticari defterlerinde davaya konu çek kaydına rastlanmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça hırsızlık suçundan yapılan şikayet üzerine İstanbul C.Başsavcılığı’nın 2016/86198 soruşturma sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığı, savcılığın 26/07/2016 tarihli 2016/52204 sayılı KYOK kararı ile takipsizlik kararı verildiği, davacının karara itiraz ederek, çekleri çalan kişinin … olduğunu, aralarında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin dalgınlığından faydalanarak 4 adet çeki çaldığını, bu çekle birlikte üç adet çeki … Bank Topçular Şubesi’nden aldığı kredinin teminatı olarak ibraz ettiğini beyan etmiştir. Dosya kapsamında bulunan belgeler, bilirkişi raporu ve çek örneğinden davacının çekte cirosunun bulunmadığı, çekin hamili olduğunun ispatlanamadığı gibi çekteki ciro silsilesinden taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, keşideci ile lehtar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığının tespiti yönünden ticari defterlerinin incelenmesinin de sonuca etkili olmadığı, çek keşidecisi olan davalıdan çek bedelinin tahsiline ilişkin takibe itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 13/07/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.