Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1922 E. 2023/1261 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1922 Esas
KARAR NO: 2023/1261 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2021
NUMARASI: 2019/480 E. – 2021/550 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Türkiye ve yurt dışında inşaat faaliyetlerinde bulunan Türkiye’de mukim bir şirket olduğunu, Libya’da iş yapmak üzere Libya yasaları çerçevesinde … şirketini kurduğunu, özellikle Libyalı yerel ortakların çabalarıyla … Libya devleti kurumu ile … (kısaca işveren) ile Bingazi’de … projesinin tasarım ve inşası için 27 Temmuz 2010 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme hükümlerine göre işin tamamlanması için ön görülen sürenin 26/10/2014 tarihi olduğunu, buna ilişkin iş alındı belgesini dilekçe ekinde sunduklarını, … ile iş veren … arasında yapılan sözleşme kapsamında … tarafından işverene verilmesi gereken kesin teminat ve avans teminat mektuplarını Libya’da mukim bir banka olan …tan temin edilerek işverene verildiğini, bu teminat mektuplarının ülkemizde yerleşik davalılar … Bankası ve Müflis …Bankasına Kontrgarantileriyle verildiğini, Türkiye’de yerleşik bu iki banka ile kredi ilişkisini tesis eden ve mektupların verilmesini sağlayanın ise davacı … A.Ş olduğunu, 27/07/2010 tarihinde sözleşme imzalanmasından sonra … şirketinin hemen işe koyulduğunu, Türkiye’den yüzlerce personelim Libya’ya gönderilerek araç gereç sevkiyatına başlandığını, aradan 7-8 ay gibi kısa bir süre geçtikten sonra Şubat 2011 tarihinde Libya’da büyük bir iç savaşın patlak verdiğini, … şirketinin şantiyesinin yağmalandığını, personelin Türkiye hükümetinin sağladığı destek ile tahliye edildiğini, bu aşamada … ‘nin Sözleşmenin 19. maddesi uyarınca mücbir sebep bildiriminde bulunduğunu, buna ilişkin dosyayı da işveren tarafından iş veren vekili olarak atanan … Firması …’ya teslim ettiklerini, bu bildirimin akabinde tarafların 5 Mart 2011 tarihinde bir protokol düzenlediklerini ve iş veren … avans ödemesi ve sözleşme kayıt vergisinin düşülmesinden sonra bakiye olarak … 15.061.142,00 ABD Doları ödenmesinde mutabakat sağlandığını, mutabakat protokolünü iş veren adına iş veren vekillerinin imzaladığını, buna göre iş verenin avans teminat mektubu ile kesin teminat mektubunu … iade edeceğinin kabul edildiğini, sonrasında işe başlama koşulları beklenirken 2013 sonlarında iç savaşın şiddetlendiğini, Libya Havaalanının uçuşa kapatıldığını, … 3 personelinin Bingazi’ye ulaşırken gözaltına alındığını, 26 Mayıs 2014 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Libya’da ikamet eden Türk vatandaşlarına yönelik güvenlik uyarısı yayınladığını ve Libya’ya seyahat edilmemesini tavsiye ettiğini, 22/06/2014 tarihinde Bingazi’yi ele geçirmiş olan … Türk vatandaşlarını Libya’nın doğu bölgesini terketmesi için 48 saat süre verdiğini, Türkiye bandıralı Tuna-1 gemisinin saldırıya uğradığını, bu olaylar üzerine saha personelinin Libya’dan tahliye edildiğini, bütün bunlarla ilgili basın haberlerinin dilekçe ekinde sunulduğunu, Ekonomi Bakanlığı Hukuk Müşavirliği ve Ekonomi Bakanlığı Yatırım Hizmetler Genel Müdürlüğünün olaylarla ilgili yazısının da dilekçe ekinde bulunduğunu, üstlenilen işin sürekli mal, malzeme, sermaye ve işçi hareketi gerektirdiğinden iç savaş nedeniyle bunların ifasının imkansızlaştığını, bu iş için verilen mektupların da iş veren … kaldığını, protokole rağmen iade edilmediğini, mektuplara konu borç ve risklerin diğer sebepler yanında mücbir sebep nedeniyle ortadan kalktığını, davacı şirketin kurucu ortağı olduğu Libya’da mukim … şirketi’nin iş verene … Bankasından aldığı avans ve kesin teminat mektuplarını verdiğini, bu mektupların Kontrgarantilerinin ise davacı şirketçe davalılardan temin edildiğini, … Bankası’nın Libya’da mukim … Bankası’na … referans nolu kontrgaranti teminat mektubunu … …’nın da … Bankası lehine … referans nolu kontargaranti teminat mektubunu verdiğini, bu süreçte milyonlarca USD teminat mektubu komisyonu ödemek zorunda kalındığını, yukarıda anlatılan olaylar nedeniyle teminat mektubunun hükmünün koruduğunun söylenemeyeceğini, Libya’daki iç savaş sırasında da teminat mektubu devre komisyonunun ödenmeye devam ediliğini, gelinen noktada iş yapma imkanının sona ermiş olması nedeniyle teminat mektubunun hükümsüz hale geldiğini, teminat mektubunun işveren …’den 2011 tarihli mutabakat çerçevesinde iadesinin sağlanılmaya çalışılırken davalıların, iş verenden gelen süre uzatımını kabul etmediklerini, böylece iş verenin tazmin talep etmesine neden olduklarını, iş verenin süre uzatımı talebi üzerine … Bank’ın … bankasına 22/09/2016 tarihli mesaj geçerek … Bankası tarafından verilen kontrgaranti teminat mektubunun süresinin 16/01/2017 , … Kontrgaranti teminat mektubunun vadesinin ise 16/02/2017 tarihli olarak uzatılmasını, aksi takdirde mektup bedelinin tazmin edilmesini talep ettiğini, bu arada mesajdan önce … iflas ederek iflas masası oluşturulduğunu, iflas idaresinin tasfiye sürecinde olunmasından ötürü mektup süresinin uzatılmayacağını ve iflas etmiş olmasından dolayı tazmininin de mümkün olmadığını bildirdiğini, … Bankası’nın da tazmin talebinin Bakanlar Kurulunun 21/06/2011 tarihli ve 2011/2001 sayılı kararnamenin eki kararın 5/4. maddesi hükmü çerçevesinde mümkün bulunmadığını belirterek, iş vereninin talebini reddettiğini, iş verenini süre uzatımının kabul edilmemesi ve tazmin talebinin de reddedilmiş olması nedeniyle, artık kontrgaran bankalarca teminat mektubu devre komisyonunun tahakkuk ettirilemeyeceğini, mektup süresini uzatmayan, böylelikle iş verenin tazmin talebinde bulunmasına neden olan davalı bankaların buna rağmen teminat mektubu devre komisyonlarını talep ettiklerini, … …’nın iflas etmesi nedeniyle de kontargarantisinin sona erdiğini, her iki bankaya şu ana kadar 5.000.000 USD üzerinde komisyon ödenmek zorunda kalındığını, özellikle 16/02/2017 tarihiden bu yana bu bankaların komisyon talep edemeyceği gibi haksız şekilde aldıkları komisyonu da iade etmesi gerektiğini belirterek, … Bankası’nın … referans nolu ve …. Bankası’nın da … referans nolu teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespitine, davacı şirketin anılan mektuplar nedeniyle davalı bankalara teminat mektubu devre komisyonu borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAPLAR: Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesinde; teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün istenmesi nedeniyle eksik harç yatırıldığını, zorunlu arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının dava açma yetkisinin bulunmadığını, çünkü … bankası A.Ş tarafından müvekkili bankaya verilen Kontrgarantide müşterinin … olarak geçtiğini, müşteri adresinin Libya olduğunu, müvekkili bankanın da … Bankası A.Ş.’ nin talebine uygun olarak müşteri … emrine ve hesabına düzenlendiği kontrgarantiyi … Bank’a verdiğini, davacı şirketin Libya kökenli şirket olan … şirketi adına Türkiye’de dava açma yetkisinin bulunmadığını, iş bu davayı ancak … şirketinin yabancılık teminatı ödeyerek açabileceğini, davacının yargı hakkı ve yetkisine de itiraz ettiklerini, her ne kadar … Bankası tarafından müvekkili bankaya verilen kontrgarantinin Türk Hukukuna tabi olduğu, anlaşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu yazılmış ise de müvekkili bankaca … Bank’a verilen Kontrgarantide “Teminat akredidifinin ICC yayını No:600 UCP 2007 Revizyonuna” tabi olduğu şartı nedeniyle ihtilafın çözümünde ICC Paris Tahkim Mahkemesinin veya ICC Milletlerarası Tahkim Divanının yetkili olacağını, müvekkili bankanın kontrgarantisi ile … tarafından işveren … lehine teminat mektubu verilmesi nedeniyle lehtar …’in tazmin talebi halinde … Bank’ın müvekkili bankanın … Bank’daki hesabından (kontrgaranti nedeniyle) resen alma hakkına sahip olduğunu, … tarafından …’e verilen teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitinin ancak Libya devleti mahkemelerinin talep edilebileceğini, zira teminat mektuplarının bulunduğu ve tazmin edimlerinin fiilen ödeneceği yerin Libya olduğunu, dava konusu teminat mektupları ve kontrgarantilere uygun olarak davacı şirketin müvekkili bankanın müşterisi olmadığını, davacı firmanın müvekkili bankaya verdiği herhangi bir teminatta bulunmadığını, müvekkili bankanın … Bankası A.Ş nin kotrgarantisi ve talebi nedeniyle …Bank’a hitaben kontrgaranti verdiğini, davacı firmanın muhatabının … Bank A.Ş. olduğunu, yani davacı şirketin bir gayrinakdi kredi türü olan kontrgarantiyi … Bankası A.Ş’den teminat karşılığında bizzat kullandığı için müvekkili bankayı dava etme hakkına sahip olmadığını, davacının avans olarak nakden 24.575.054 USD olarak tahsil ettiği teminat mektubunun hükümsüzlüğünü istediğini, davacının tahsil ettiği avansın teminatı olan teminat mektubunun komisyonunu müvekkili bankanın … Bank’a nakden ödemesini kontrgaranti metninde kabul ettiğini, bu itibarla bedeli davacı tarafından tahsil edilmiş avans teminat mektubunun cüzi miktardaki kontrgaranti ve teminat mektubu komisyonlarını ödemekten imtina edemeyeceğini, teminat mektuplarının genel kredi sözleşmesi gereği risk çıkışının ancak mektubun iadesi veya kontrgaran olunan bankanın imzası ile mümkün olduğunu, davacı ile … bankası arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ile “…..teminat mektubu veya kontrganti bankaya iade olunmadıkça müşterinin/ davacının borcu ve sorumluluğu devam eder” kuralının bulunduğunu, teminat mektubu veya kontrgarantileri iade etmeden, … Bank’ın müvekkili bankayı ibra ettiğine dair belge gönderilmeden müvekkili bankanın ve … Bankasının Kontrgarantilerle bağlı olmadığının söylenemeyeceğini, mücbir sebep iddiasının müvekkili banka sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını , bankanın kayıtsız ve şartsız ödeme taahhüdünün bulunduğunu, davacının Libya’daki iç karışıklıklar nedeniyle bir an evvel uluslararası Tahkim Mahkemelerine başvurarak veya aldığı 24.575,054 USD nakit avansı iade ederek sözleşmenin feshini ve harici garantilerin iadesini sağlaması gerekirken 8,5 yıl sonra müvekkili bankaya dava açmasının basiretli tacir yükümlülüğüne uymadığını, kontrgaranti metninde açıkça beyan edildiği üzere ilk yazılı talepte … Bank veznesine mektup bedelini ödeme taahhüdünde bulunduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatları ve TBK 128. maddesine göre “……vade tarihine kadar yazılı olarak başvurulmadığı takdirde teminat mektubunun hükümsüz hale geleceği” hususunun açık ve net olarak teminat mektubuna yazılması gerektiğini, dosyada mübrez teminat mektuplarında, vade tarihlerine kadar yazılı olarak başvurulmadığı takdirde hükümsüz olacaklarına dair açık bir hükümsüzlük şartı bulunmadığını, bu nedenle yargıtay içtihatları doğrultusunda vadeden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi doluncaya kadar tazmin edilebileceğinin kabul edildiğini, bu nedenle davacının dava konusu kontrgaranti teminat mektuplarının hükümsüz olduğu iddiasının doğru olmadığını, teminat mektubundan dolayı bankanın sorumluluğunun sona ermesi için ya teminat mektubunun ilgili bankaya iadesi ya da TBK 128’e göre süreli teminat mektuplarında yazılı tazmin talebi gelmeden (risk gerçekleşmeden) vadenin dolması veya TBK 128’e uygun ifadeyi içermeyen süreli teminat mektuplarında vadenin dolmasından itibaren geçmesi gereken 10 yıllık zamanaşımı süresinin tazmin talebi ileri sürülmeden dolması veya muhatap bankayı ibra etmesi ya da teminat mektubunun hükümsüzlüğünü, iptalini, ibrasını içeren bir ilamın bankaya tebliğinin gerektiğini, sayılı durumların hiç birisinin dava konusu olayda bulunmadığını, tazmin konusu olayın vade içinde gerçekleştiğini kanıtlamak suretiyle … Bank’ın müvekkili bankadan tazmini 10 yıllık zamanaşımı süresince her zaman talep edebileceğini, bu nedenle en son vadenin 27/09/2016 tarihine kadar uzatımı nedeniyle 10 yıllık zamanaşımından kaynaklanan yükümlülüklerini 27/09/2026 tarihine kadar devam ettiğini, müvekkili bankanın sıfatının kontrgarantör olup “Garanti veren banka, tazmin zorunda kalırsa rücu etmek isteyeceğinden bu rücu ilişkisinin kontrgaranti adı verilen sözleşme ile sağlanmaktadır” şeklinde kontrgarantinin tanımının yapılabileceğini, dava konusu işlemde teminat mektuplarını düzenleyip Libya’daki iş verene verenin … Bank olduğunu, … Bank’ın mektupları tazmin etmesi halinde rücu edeceği bankanın kontrgarantör olan müvekkili … Bankası olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2005/2618 Esas 2006/5166 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacı ile kontrgarantör banka arasında doğrudan bir teminat mektubu ilişkisi olmadığından teminat mektubunun hükümsüzlüğünün davalı bankadan istemesinin mümkün olmadığı yönünde benzer bir karar verdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı müflis … Bankası AŞ vekili cevap dilekçesinde; müvekkili müflis bankanın 03/02/2015 tarihinden itibaren TMSF’ye devir edildiğini, TMSF tarafından açılan İstanbul 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/41 esas sayılı dosyasında bankanın iflasına, iflasın 16/11/2017 tarihi itibari ile açılmasına, iflas tasfiyesinin TMSF tarafından yerine getirilmesine karar verildiğini, hali hazırda iflas yolu ile tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, davacı tarafın teminat mektuplarının hükümsüzlüğünü istemesine rağmen , dava değeri olarak sadece devre komisyon miktarını gösterdiğini, harcın eksik yattığını, müvekkilinin pasif husumetinin bulunmadığını, garanti veren müvekkili bankanın borcunun davacı firma ile dava dışı muhatap firmanın temel ilişkisinden bağımsız ve asli nitelikte olduğunu, arabuluculuk şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, dava konusu teminat mektubunun yabancı hukuka tabi olduğunu, 5411 sayılı kanunun 140.maddesinin 9.fıkrası uyarınca müflis bankanın harçtan muaf olduğunu, davacının iddialarının aksine dava konusu teminat mektubunun hükümsüz hale geldiğinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirket ile müvekkili arasındaki ilişkinin kredi ilişkisi olup 06/08/2010 tarihinde taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müflis bankanın müşterisi olan davacı tarafın 03/08/2010 tarihli talebi üzerine, … Projesi için düzenlenecek avans teminat mektubuna kontrgaranti vermek amacıyla … Bankası A.Ş. lehine müflis banka tarafından 13/08/2010 tarihinde 27/02/2012 vade tarihli 24.575.074,00USD tutarlı … referans numaralı kontrgaranti mektubunun düzenlendiğini, bu kontrgarantinin vade süresinin talep üzerine uzatılarak müvekkili bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı tarihe kadar sürecin bu şekilde devam ettiğini, kontrgaranti verilen … Bankası A.Ş. tarafından müflis bankaya 26/09/2016 tarihinde iletilen swift mesajındaki uzat yada öde talebini faaliyet izninin kaldırılmasının doğal sonucu olarak işleme alınamadığını, bu durumun 28/09/2016 tarihli mesaj ile izah edildiğini, buna rağmen davacının ısrar ile mektubunun süresinin keyfi bir biçimde uzatılmadığını ve müvekkilinin kusurlu olduğunun iddia edildiğini, oysa 21/07/2016 tarihi itibari ile müvekkili bankanın bankacılık faaliyetinde bulunmasının imkansız hale geldiğini, dava konusu teminat mektubu ile banka tarafından istenen riske istinaden mektubun lehtarı konumunda olan davacı firma tarafından müvekkili bankaya 3’er aylık dönemler halinde komisyon ücreti ödendiğini, bu komisyon ödemelerinin 10/01/2019 tarihine kadar düzenli olarak yapılmakta iken bu tarih sonrasında gereken komisyon ücretlerinin davacı tarafından ödenmediğini, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/2618 Esas, 2006/5166 Karar numaralı ilamında “dava , davacı teminat mektubu lehtarının, dava dışı bankadan aldığı ve muhatap firmaya verdiği teminat mektubunun hükümsüzlüğü istemine ilişkindir, davalı banka ise dava dışı yurt dışı bankasının düzenlediği teminat mektubunu yurt dışı bankası lehine kontrgaranti vermiştir, mahkemece teminat mektubunu geçici teminat mektubu ve süreli olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir, davacı ile davalı banka arasında doğrudan bir teminat mektubu ilişkisi olmayıp , davacı lehine yurt dışı bankasının düzenlediği teminat mektubu bedelinin yurt dışı bankasınca muhatabın talebi üzerine ödenmesi riski temin edilmiştir, davalı banka ile davacının ilişkisi dolaylı bir ilişkidir, yurt dışı bankasının muhattaba verdiği teminat mektubu bu bankaca tazmin edildiği taktirde , davalı banka yurt dışı bankasına kontrgarantiden kaynaklanan borcunu bu bankaya ödemek zorundadır bu nedenle davanın reddi gerekir. ” denildiğini, bu nedenle davacının hükümsüzlük iddialarının doğru olmadığını, dava konusu teminat mektubuna ilişkin riskin devam ettiğini, müflis bankanın kontrgarantiden kaynaklanan teminat mektubu bedeline ve komisyon ödemeleri borcuna istinaden, diğer davalı … Bankası AŞ.’nin İstanbul …. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasına … kayıt numarası ile alacak kayıt talebinde bulunulduğunu, müvekkili müflis banka iflas idaresi tarafından bu alacak kayıt başvurusunu 127.388.275,08TL’lik bölümünü şarta bağlı alacak olarak ve komisyon ücretinden kaynaklanan 15.440.788,32TL’lik bölümünün ise doğrudan kabul edildiğini, bu nedenlerle de müflis bankanın kontrgaranti kaynaklı sorumluluğunun/riskinin devam etmekte olduğunun açık olduğunu, müvekkili ile diğer davalının usulüne uygun bir biçimde ibra edilmedikçe dava konusu teminat mektubundan kaynaklanan sorumluluklarının devam ettiğini, davacı ile müvekkili arasında imzalanmış olan genel kredi sözleşmesi ve genel bankacılık uygulaması gereğince teminat mektubunun bankaya iade edilmediği sürece davacının sorumluluğunun devam edeceğini, gerek müvekkilinin, gerekse diğer davalının kontrgarantiden kaynaklı sorumluluklarının devam ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2021 tarihli 2019/480 E. – 2021/550 K. sayılı kararıyla; “…söz konusu genel kredi sözleşmesinin bir örneği alınarak dosyaya bırakılmış ve yapılan değerlendirmede … Bankası tarafından verilen teminat mektubunun komisyon ödemelerinin davacı şirket tarafından yapıldığı, bu teminat mektubu yönünden davacının aktif husumet ehliyetinin olduğu tespit edilmiştir. … Bankası tarafından verilen teminat mektubu süreleri de 27/09/2016 tarihine kadar uzatılmıştır. 23/07/2016 tarihinde … Bankasının faaliyet izni kaldırılarak TMSF’ye devir edilmiştir. … Bankası tarafından verilen teminat mektubu incelendiğinde “İş bu kontrgarantimiz 14/03/2012 tarihine kadar geçerli olacak ve sorumluğumuz bu tarihten itibaren otomatik olarak sona erecektir” denildiği görülmüş olup, yukarıda da belirtildiği üzere 2016 tarihine kadar teminat mektubu süresi uzatılmıştır. Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 2019/3110 esas, 2010/9296 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “Teminat mektubundan dolayı sorumluluğun belirli bir süre ile sınırlandırıldığı teminat mektuplarının vadeli teminat mektupları olarak kabul edildiği, vadeli teminat mektuplarında bankanın sorumlu olabilmesi için teminat mektubu ile güvence altına alınmış riskin ön görülmüş olan vade içinde gerçekleşmesi gerektiği, riskin vade içinde gerçekleşmesi şartı ile diğer sözleşmelerden doğan borç ilişkilerinde olduğu gibi 10 yıl süre ile bankanın sorumlu olmaya devam edeceği, bunun yanında muayyen bir müddet içinde yapılan taahhütlerde, müddetin bitimine kadar taahhüt edene yazılı olarak başvurulmaması halinde taahhüdün hükümsüz olacağına dair sözleşme hükümlerinin geçerli olduğu, mektup metninde vade içinde rizikonun gerçekleşmesi ve ödeme talebinde bulunulmasını kararlaştırılabileceği, böyle bir şartı içeren teminat mektuplarında süre içinde yazılı tazmin talebinde bulunulmamış ise bankanın sorumluluğunun sona ereceği ancak mektup metninde vade içinde tazmin talebinde bulunulması kararlaştırılmamış ise riskin vade içinde gerçekleşmiş ise bankanın sorumluluğunun genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık süreye tabi olacağı,” denildiği, aynı mahiyette Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2010/130 esas 2011/16894 karar nolu içtihadının da bulunduğu, en son numarası belirtilen içtihatta ; “uzat yada öde ” ibaresinin riskin bildirimi anlamına gelmeyeceğinin detaylı olarak açıklandığı, … Bankası tarafından verilen teminat mektubunda vade tarihi bulunmasına rağmen riskin bu vade içerisinde yazılı olarak bildirilmediği takdirde teminat mektubunun hükümsüz olacağına ilişkin kayıt bulunmaması nedeni ile, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2009/3110 Esas nolu ilamında da belirtildiği üzere, riskin vade tarihi içerisinde gerçekleşmesi şartı ile bankanın sorumluluğunun vade tarihinden sonra 10 yıl daha zaman aşımı müddetince devam edeceği anlaşıldığından, … Bankası tarafından teminat mektuplarının vadesinin 2016 yılına kadar uzatıldığı, bankanın sorumluluğunun teminat mektubunun süresinin bitiminden itibaren 10 yıl daha zaman aşımı süresince devam ettiği, bankanın sorumluluğunun devam ettiği sürece teminat mektubu nedeni ile devre komisyonu borcunun da ödenmesi gerektiği” gerekçesiyle -“Davacının teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti için açmış olduğu davanın HMK 150 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, -Davacının … Bankası AŞ ye karşı açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğundan reddine, -Davacının müflis … Bankası A.Ş. iflas idaresine karşı açmış olduğu davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU:Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Mahkemenin dosya içeriği ile tamamen uyumsuz bir şekilde riskin vade süresi içerisinde gerçekleştiği gerekçesiyle davayı reddettiğini, dosya içerisinde riskin vade içerisinde gerçekleştiğine dair hiç bir delilin bulunmadığı, aksine işveren ile yapılan protokol gereğince işverenin söz konusu mektupları iade etmeyi zaten kabul ettiğini, protokolü işveren yerine vekillerinin imzaladığını, Libya’daki iç savaş nedeniyle mücbir sebep bulunduğunu, müvekkilinin edimlerini yerine getirmesinin imkansız hale geldiğini, müvekkilinin başvurması sonucunda T.C. Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü tarafından 11/03/2015 tarihli yazının hazırlandığını, Bingazi limanındaki yoğun çatışmalar nedeniyle faaliyetlerin uzun süredir dondurulduğunu, bu itibarla savaş koşulları kalkmadan bir girişim yapılmasının imkanı bulunmadığını bildirdiğini, müvekkilinin personelinin Libya’da çalışmaya devam etmesinin mümkün olmadığını, teminat mektubunun geçerliliğine bağlı ve bankanın tazmin riski mevcut olduğu takdirde söz konusu olabilecek devre komisyonlarının mektuptaki riskin sona ermesi, en kötü ihtimalle askıda olması sebeplerine bağlı olarak sona ereceğini, Libya’daki durumda iş yapma imkanı kalmadığı ve her geçen gün durumun daha da kötüye gitmesi nedeniyle Libya’da üstlenilen iş kapsamında verilen teminat mektuplarının hükmünü koruduğunun söylenebilmesinin imkansız olduğunu, müvekkili tarafından durumun düzelebileceği ve iş yapma imkanının yeniden doğabileceği umuduyla teminat mektubu devre komisyonlarının ödenemeye devam edildiğini, ancak son gelişmelerden sonra artık işin bitirilmesinin imkansız olduğunu, sunulan örnek Yargıtay kararlarında da görüldüğü gibi teminat mektuplarının hükümsüz hale geldiğini, işveren … yetkililerine ulaşılamadığından 2011 tarihli protokol çerçevesinde teminat mektubunun iadesinin sağlanamadığını, Libya’da mukim … Bank tarafından gönderilen 22/09/2016 tarihli swift mesajı ile … Bankası tarafından verilen kontrgaranti teminat mektubunun 16/01/2016, müflis… tarafından verilen kontrgaranti teminat mektubunun ise 12/07/2017 tarihine kadar uzatılması için teyit verilmesi, aksi takdirde mektup bedelinin tazmin edilmesinin talep edildiğini, bu mesajda riskin gerçekleştiğine dair bir bildirim bulunmadığını, müflis … Bankasının iflas etmesi nedeniyle sürenin uzatılmayacağı ve mektubun tazmin edilmeyeceğinin bildirildiğini, bu an itibariyle mektup süresi sona erdiğinden 26/09/2016 tarihinden itibaren dava konusu mektuplarla ilgili devre komisyonu tahakkuk ettirilemeyeceğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından çıkartılan ve ülkemiz için de bağlayıcı özellik taşıyan 1970 ve 1973 sayılı kararlarda yer alan hükümleri uygulamak için hazırlanan 2011/2001 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 02/07/2011 tarihinde yürürlüğe girdiğini, kararda “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 1970 ve 1973 sayılı kararlarda öngörülen yaptırımları ortadan kaldıracak yeni bir karar alınıncaya kadar, 1973 sayılı kararın 27. maddesi hükümleri de göz önünde bulundurularak, Türk vatandaşları ve Türk kanunlarına tabi olan gerçek ve tüzel kişiler adına, Libya’da yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile bunların adına veya yönlendirmesiyle hareket eden gerçek ve tüzel kişiler lehine verilmiş teminat mektuplarından kaynaklanan tazmin talepleri dikkate alınmaz.” denildiğini, bankaların tazmin risklerinin ortadan kaldırıldığını, müvekkilinin 8 yıldan bu yana 5.000.000,00 USD ödeyerek mağdur olduğunu, garanti sağlama taahhüdü altına giren Türk Bankaları’nın müvekkili ile ilişkilerinde vekil konumunda olduklarını, bu nedenle davalı bankaların vekalet ilişkisinden doğan özen ve dürüstlük yükümlülüklerini ihlal etmemeleri gerektiğini, ancak davalıların müvekkili aleyhine hareket ettiklerini, taraflar arasındaki sözleşme ve temel hukuk kurallarını ihlal ettiklerini, kendi lehlerine sonuçlar çıkarmaya çalıştıklarını, müvekkilinin devre komisyon bedeli ödememesi gerektiğini, mahkemenin riskin gerçekleştiği gerekçesiyle davayı reddetmesinin doğru olmadığını, teminat mektuplarının ön şartının riskin gerçekleşmesi olduğunu, işveren tarafından riskin gerçekleştiğinin hiç bir zaman bildirilmediğini, Mahkemenin bu konudaki tüm değerlendirmelerinin hatalı olduğunu, riskin gerçekleştiği ve tazmin talebinin en son 26/09/2016 tarihine kadar bankaya işveren tarafından iletilmesi gerektiğini, bu yönde bir bildirim yapılmadığını, bu nedenle dava konusu teminat mektuplarının hükümsüz hale geldiğini belirterek, davanın reddine dair kararın kaldırılmasına, hükümsüz mektuplar nedeniyle tahakkuk ettirilen devre komisyonlarından borçlu olmadıklarının tespitine, incelemenin duruşmalı olarak yapılmasına, harç ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Müflis … Bankası A.Ş. ile davacı arasında imzalanan 03/08/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine Ek Kontrgaranti Sözleşmesi, Davacının davalı bankaya ödediği teminat mektubu komisyon bedellerine ilişkin banka ekstreleri, Bu davalının davacıya vadesi geçen teminat mektubu komisyon bedelinin ödenmesi hakkında gönderdiği 27/01/2016 tarihli mail, 06/03/2017 tarihli mail, 03/04/2019 tarihli mail, 01/06/2019 tarihli mail, 23/07/2019 tarihli Uyarı Mektubu, … Bankası Konya Şubesi’nin Müflis … Bankası’na gönderdiği kontrgarantilerinin vadesinin 16/02/2017 olarak teyit edilmesi, aksi halde söz konusu tutarın üç gün içinde hesaplarına gönderilmesine dair mail, … Bankası’nın … Bankası’na verdiği 06/10/2010 tarihli teminat mektubu, … Bankası’nın … Bank’a gönderdiği 14 Eylül 2010 tarihli teminat verildiğine dair swift mesajı, 10/01/2013 tarihli … arasında imzalanan 27 Temmuz 2010 tarihli İhale Sözleşmesi, İş Alındı Belgesi, bu işle ilgili sözleşmenin mücbir sebep nedeniyle feshedildiğine dair fesih sözleşmesi,Libya’da çıkan iç savaş nedeniyle yaşanan olumsuzluklara dair haberlere ve başka Mahkemelerle bakanlıklar arasındaki yazışmalara ilişkin belgeler, Davalı … Bankası’nın İstanbul …. İflas Müdürlüğü’ne davalı müflis .. Bankası A.Ş.’nden 180.082.233,95 TL alacaklı olduğu ve alacağın iflas masasına kaydedilmesi için sunduğu 26/12/2017 tarihli dilekçe, Davalı müflis … Bankası’nın kontr-garantisini 13/03/2013’e, daha sonra 13/03/2014’e ve daha sonra 13/03/2015’e uzattığına dair … Bankası’na gönderdiği mailler, delil olarak sunulmuştur.
G E R E K Ç E: Dava, davacının davalılar tarafından verilen konturgaranti kapsamındaki teminat mektuplarının hükümsüzlüğü ve bu teminat mektupları nedeniyle davalılara teminat mektubu komisyonu bedeli borcunun bulunmadığının tespiti davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davacının teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti için açmış olduğu davanın HMK’nun 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davacının … Bankası A.Ş.’ye karşı açış olduğu davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davacının müflis … Bankası A.Ş. İflas idaresine karşı açmış olduğu davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça banka teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti davasının HMK’nun 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı istinaf yargı yoluna başvurulmadığından, yalnızca davacının teminat mektubu devre komisyonu borcu olmadığının tespiti davası yönünden inceleme yapılmıştır. Müflis … Bankası A.Ş. ile davacı arasında imzalanan 03/08/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine Ek Kontrgaranti Sözleşmesi incelendiğinde, muhatap ve/veya lehtar tarafından söz konusu teminat mektubunun vadesinin uzatılmasının talep edildiği durumlarda, davacı şirketin rızasının alınmasına gerek olmaksızın vadenin Banka tarafından uzatılabileceğinin kabul edildiği, … Bankası’nın … Bankası’na verdiği 06/09/2010 tarihli teminat mektubunda işbu stand by L/C vadesinin … Bingazi Libya tarafından vadesi içinde temdidi talep edildiğinde (3) iş günü içinde temdit edeceklerini, muvafakatlarının ellerine ulaşmaması halinde söz konusu temdidi otomatikman yapma haklarını kabul ettiklerini, işbu kontr-garantilerinin 14/03/2012 tarihine kadar geçerli olacağı ve sorumluluklarının bu tarihten itibaren otomatik olarak sona ereceği, kontr-garantinin Türk hukukuna tabi olacağı, anlaşmazlık halinde İstanbul Merkez Mahkemelerinin yetkili olacağını kabul ettikleri, … Bankası’nın … Bank’a gönderdiği 14 Eylül 2010 tarihli teminat verildiğine dair swift mesajında teminatın en geç … Bingazi Libya tarafından sözleşme bedelinin %80’ninin ödeme için onaylandığını gösteren hakediş belgelerinin bir nüshasının alınması üzerine sona ereceği veya 27 Ocak 2012 tarihinde sona ereceği, bu teminat kapsamında yapılacak tüm ödeme taleplerinin bu tarihte veya öncesinde … tarafından alınması gerektiği, aksi takdirde taahhüdün hükümsüz olacağı, bu teminat akreditifinin geçerlilik süresi dahilinde lehtarın ilk talebi üzerine yenilenebileceği veya süresinin uzatılabileceği, 27/10/2012 tarihinden sonra ve … Bank tarafından talimat verilmezse, orijinal belgeler iade edilmese dahi akreditifin geçerliliğinin kendiliğinden sona ereceğinin kabul edildiği, teminat süresinin 27/01/2013, 27/01/2014, 27/01/2015 ve 27/09/2016 tarihine kadar uzatıldığı, davacı tarafça dosyaya sunulan davacı ile dava dışı … firması arasında imzalanan sözleşmenin mücbir sebeple feshedildiğine dair fesih sözleşmesinde … firmasının imzasının bulunmadığı, davacı tarafça fesih sözleşmesinde imzası bulunan … Libya Şubesi’nin … firmasının yetkilisi olduğu iddia edilmişse de buna dair bir belge sunulmadığı, ayrıca sözleşmede … firmasını temsilen sözleşmeyi imzaladıklarına dair bir açıklamaya yer verilmediği, … firmasının adının ayrıca yazılmasına rağmen imza sütununun boş olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça davalı … Bankası’nın müvekkilinden teminat devre komisyonu talep etmediği ve bu bankaya ödeme yapılmadığı beyan edildiğinden ve davacı ile davalı …. Bankası arasında imzalanan bir sözleşme bulunmadığından davalı … Bankası’na karşı açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı tarafın Libya’daki iç karışıklık nedeni ile mücbir sebep iddiasıyla ilgili yapılan incelemede, Libya’da yapılan sözleşmenin halen feshedilmediği, fesih sözleşmesinde iş verenin imzasının bulunmadığı, sözleşmeyi imzalayan … Libya Şubesi’nin … firmasının işveren şirketin yetkilisi olduğu iddia edilmişse de buna dair bir belge sunulmadığı, Libya’daki iç karışıklığın 2011 yılında başlamasına rağmen, her iki davalı bankaca verilen teminat mektubu sürelerinin 2016 yılının sonuna kadar uzatıldığı, davalı bankaların sözleşmeye göre dava dışı … tarafından teminat sözleşmesinin vadesi içinde temdidi talep edildiğinde (3) iş günü içinde temdit edeceklerini, muvafakatlarının ellerine ulaşmaması halinde söz konusu temdidi otomatikman yapma haklarını kabul ettiklerini, her ne kadar davalı müflis … Bankası tarafından düzenlenen teminat mektubunun 14/03/2012 tarihine kadar geçerli olacağı kabul edilmişse de, sürenin bitimine kadar taahhüt edene yazılı olarak başvurulmaması halinde taahhüdün hükümsüz olacağına dair bir açıklama bulunmadığı, vade içinde rizikonun gerçekleşmesi ve ödeme talebinde bulunulmasının kararlaştırılmadığı, böyle bir şartı içermeyen teminat mektuplarında vade süresi içinde yazılı tazmin talebinde bulunulmamış olsa bile bankanın sorumluluğunun sona ermeyeceği, mektup metninde vade içinde tazmin talebinde bulunulması kararlaştırılmamış olduğundan davalının riskinin devam ettiği, vade tarihinden sonra birden fazla uzatma yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı ile davalı müflis … Bankası arasında imzalanan sözleşme ile davalı müflis … Bankası, Libya’da yapılacak inşaat işini üstlenen ve davacı şirket tarafından Libya’da kurulu şirket (…) ile muhatap (işveren) … firması arasındaki sözleşmeden bağımsız olarak … şirketinin sözleşme gereklerini yerine getirmemesi halinde doğacak riski üstlenmiş olup, teminat sözleşmesinin sona ermesi için riskin gerçekleşerek muhatap … şirketine ödeme yapılması veya teminat mektubunun davalı müflis .. Bankası’na iade edilmesi gereklidir. Aksi takdirde sözleşmenin sona ereceği kararlaştırılan 27/09/2016 tarihine kadar geçen sürede riskin gerçekleştiğini ispat etmek şartıyla muhatap … firması tarafından 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde teminatın ödenmesi talep edilebilir. Davacı şirket … firması ile yaptığı sözleşmeyi feshettiğini ispat edemediği gibi, teminat mektubu da davalı müflis … Bankası’na iade edilmediğinden, davalının teminat mektubundan kaynaklanan tazmin sorumluluğu devam etmektedir. Bu durumda mevcut mücbir sebeplerin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ve Bakanlar Kurulu kararlarının davalı bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davalı bankanın 10 yıllık zamanaşımı süresi için sorumluluğunun devam ettiği, her ne kadar davacı tarafça istinaf dilekçesinde ilk derece mahkemesinin riskin gerçekleştiğine dair gerekçesinin dosya kapsamına göre yerinde olmadığı belirtilmişse de, Mahkeme kararında riskin gerçekleştiğine dair bir gerekçe bulunmadığı, benzer konuda verilmiş olan Yargıtay kararlarına atıf yapılarak 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde muhatap tarafından riskin gerçekleştiğinin iddia edilebileceğinin belirtildiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 22/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.