Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1920 E. 2021/2275 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1920 Esas
KARAR NO: 2021/2275 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/08/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/492 E.,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas numarasına kayıtlı kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğunu, davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacakların kesinlikle geçersiz olduğunu, takibe konu senedi müvekkil ikrah, hile ve tehditle tanzim tarihi, vadesi ve tutarı gibi bilgiler olmadan sadece imza bölümününü imzalamak sureti ile …’ye verdiğini, …’nin ise bu senetleri daha sonra davalı adına doldurduğunu, bu konu hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/12528 soruşturma numaralı dosyasında şikayetlerinin bulunduğu, müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığı gibi aralarında borç doğuracak herhangi bir hukuki ve ticari işlem yapılmadığını, senetlerin bedelsiz olduğunu, öncelikle ilgili icra takibinin teminatsız mümkün değilse teminatlı olarak durdurulmasını, müvekkilinin borçlu olmadığını, kambiyo senedinin geçersizliğine karar verilmesini ve takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece 02/08/2021 tarihli ara karar ile; davanın, davacı aleyhine yapılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemesinin mümkün olmadığı, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi mümkün ise de takibin senede dayalı olarak yapılması ve dosyanın bulunduğu aşama itibari ile senetlerin bedelsiz olduğu hususunda yaklaşık ispat şartını sağlayacak belge sunulamadığını, bu nedenlerle davacı vekilinin icra takibinin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; icra takibi nedeniyle müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğunu, adına kayıtlı taşınmazlara ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, dava sonucundu haklı çıkmaları durumunda müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlarla karşılaşacağını, yerel mahkemenin sundukları delilleri, olay ve vakalara ilişkin belgeleri incelemeden ve araştırma yapmadan karar verdiğini, bu davayı açmakta ve tedbir kararı talep, etmekte hukuki menfaatinin ve haklılığının bulunduğunu belirterek takibin durdurulmasını bu sebeple yerel mahkemenin tedbir red kararının kaldırılarak teminatsız mümkün değilse teminatlı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davaya konu 6 adet toplamda 20.000 TL bedelli bononun keşidecisinin davacı …, Lehtarının davalı …, 11.07.2018 tanzim tarihli olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava,İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dilekçesinde davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacakların kesinlikle geçersiz olduğunu, öncelikle ilgili icra takibinin teminatsız mümkün değilse teminatlı olarak durdurulmasını, müvekkilinin borçlu olmadığını, kambiyo senedinin geçersizliğine karar verilmesini ve takibin durdurulmasını talep etmiş ancak mahkemece tedbir talebi reddedilmiş bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nun 389.vd.maddeleri uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda, dosyaya sunulan deliller değerlendirildiğinde dosyanın mevcut durumu itibariyle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 30/12/2021