Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1912 E. 2022/654 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1912 Esas
KARAR NO: 2022/654 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2019/186 E. – 2020/220 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkillerinin karı koca olduğunu, davalı …’ın davacılardan …’nin gayri resmi patronu olduğunu, müvekkilinin dava dışı … Şti.’de hal şöförü olarak 2011 yılı Kasım ayından itibaren 03/01/2013 tarihine kadar çalıştığını, davalının, söz konusu şirketin gayri resmi ortağı olduğunu, …’nin işlettiği … isimli dükkanı dava dışı …’ye devrettiğini, protokole göre devir karşığılında …’nin müvekkili …’ye davaya konu bonoları verdiğini, müvekkillerinin de davaya konu bonoları patronu olan …’a saklaması için verdiğini, ancak, …’ın kendisine emanet edilen davaya konu senetleri haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkillerini zor durumda bırakmak ve kendilerine karşı müvekkili tarafından açılacak davadan vazgeçirmek için hileli olarak icra takibine koyduğunu beyanla, müvekkillerinden …’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilgili olarak davalı borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, her iki davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile ilgili olarak davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptaline verilmesini talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının bonoları saklaması için müvekkiline verdiği yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacı …’nin müvekkilinin müdür olarak çalıştığı şirkette çalıştığını müvekkilinin ortak olmadığını çalışan olduğunu, davanın 1 yıllık Hak Düşürücü Sürede açılmaması nedeniyle reddi gerektiğini, davacıların borçlarını ödemek üzere bu bonoları müvekkiline verdiklerini, ciro silsilesinin de borcun ödenmesi maksadıyla müvekkiline verildiğini ispatladığını beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 05/01/2017 tarihli 2016/220 E-2017/9 Karar sayılı kararıyla, davanın TBK 39/1 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu, Dairemizin 21/03/2019 tarih ve 2017/3819 Esas 2019/622 Karar sayılı kararıyla “.. davacının bononun kendisinden hile yada aldatma ile alındığını iddia etmediği, irade sakatlığını ileri sürmediği, takiplere konu senetleri “saklaması” için davalıya verdiğini, borçlu bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmakla, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararının yerinde olmadığı” gerekçesiyle kaldırılmış, yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarihli 2019/186 E. – 2020/220 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacılardan …’nin davalı ile işçi işveren ilişkisi dışında hiçbir bağı yada ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkili …’nin …’a darp ettirilerek işten kovulduğunun dosyaya sundukları celse zaptıyla sabit olduğunu, tanık dinletme taleplerinin kabul edilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının işbu dosyamızın davalısı, borçlunun işbu dosyamızın davacılarından … ve dava dışı …, alacak kalemlerinin 900,00 TL asıl alacak, 67,01 TL, 75,90 TL ve 23,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.066,28 TL, takip tarihinin 26/02/2013, borç sebebinin 20/01/2012 vade tarihli 900,00 TL lik bono olduğu görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının işbu dosyamızın davalısı, borçlunun işbu dosyamızın davacıları …, … ve dava dışı …, alacak kalemlerinin 3.000,00 TL asıl alacak, 119,81 TL, 253,00 TL ve 77,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.450,73 TL, takip tarihinin 26/02/2013, borç sebebinin 20/03/2012 vade tarihli 3.000,00 TL lik bono olduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu 900,00 TL’lik bono ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu 3.000,00 TL’lik bono nedeniyle, davacı müvekkillerinin borçlu olmadığını ileri sürmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2020 yılı için 5.390,00 TL olduğundan, dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. İstinafa konu edilen miktarın 3.600 TL olması nedeniyle 27/02/2020 tarihli mahkeme kararı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi HMK’nun 352.maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 341/2 maddesi ile 352. maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin USULDEN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 14/04/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.