Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1906 E. 2023/1065 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1906 Esas
KARAR NO: 2023/1065
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/04/2021
NUMARASI: 2020/361 Esas – 2021/338 Karar
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 20/07/2020
BİRLEŞEN DAVA
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 14/08/2020
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …A.Ş ile davalı …Ltd. Şti arasında İstanbul Florya semtinde yer alan … adı altında faaliyet gösteren özel eğitim kurumunun külliyen devri hususunda 01/07/2019 tarihinde “Ruhsat Devir Mutabakat ve Sulh Sözleşmesi” adı altında sözleşme imzalandığını, buna göre, özel okulu işleten davalı şirketin zarar etmesi, mevcut giderleri karşılayamaması ve okul binasının kira borçları ile tüm tedarikçiler ile çalışanlarına borçlu olması ve bu borçları ödeyemez hale gelmesi nedeni ile davacı … Kurumlarına devredilmesi ve bundan sonra bu sözleşme kapsamında okulun davacı … şirketince işletilmeye devam edilmesinin amaçlandığını, sözleşmeye göre devrin sağlanabilmesi için davalı tarafın yerine getirmesi gereken ruhsat ve diğer lisansların devir işlemlerinin öncelikle yerine getirmesi gerektiğini, sözleşmeye göre davalı firmanın ağırlıklı borcu olan kira bedeli, öğretmen ve eğitim giderleri ile 3. Şahıs tedarikçilere olan ödemeleri gerçekleştirememesi nedeni ile bu borçların büyük bölümünün davacı … tarafından üstlenildiği ayrıca sözleşmenin 4.4 maddesi gereği davalı tarafın piyasaya olan 2.300.000 TL çeklerinin ödenmesininde okulun işletmesinde ve bu arada yöne dönem öğrenici kayıtlarından elde edilen gelirle ödeneceğini, davalının keşide etmiş olduğu çek borçlarının ödenmemesi sonucu icra baskısı altında olmasını önlemek maksadı ile davaya konu olan tanzim tarihleri ve bedelleri dava dilekçesinde yazılı toplan 9 adet sıralı bonoların keşide edilerek verildiğini, bu bonolar ile mezkur 2.300.000 TL meblağlı çek borçlarının kapatılmasının amaçlandığını, ancak davalı firmanın borçlarını kapatmak yerine bu senetleri vadelerinde tahsil edilmek üzere bankaya “tahsil cirosu” ile devrettiğini ve senetleri tahsile koyduklarını, senetlerin hali hazırda …’de tahsilde olduğunu, tahsile konan ve vadeleri gelen senetlerden ilk senedin bedeli olan 293.318 TL’sinin ödendiğini, diğerinin ödenmediğini, bu arada davalı şirketin …A.Ş ile birleştiğini, davalı firmaya Zeytinburnu … Noterliğinin 19/03/2020 tarih ve … sayılı ihtarnamesi keşide edilerek edimlerin yerine getirilmesi ve ruhsat ile lisans devir işlemlerinin biran evvel tamamlanmasının istenildiğini, davalı tarafın edimlerini yerine getirmediğini bu nedenle senetlerin bedelsiz kaldığının bildirildiğini, davalı şirketin devir işlemlerini tamamlamadığı gibi, bonoları da takibe koyarak haksız kazanç temin etmeye çalıştığını, davalı tarafın borçları nedeniyle okulda bulunan menkul malların haciz edildiğini, yeni dönem öğrenci kaydı ile elde edilecek gelirlerin okulun borçlarına ödenmesi şartına da davalı firmanın uymadığını, 200 öğrencinin 2019 dönemi itibarı ile ödedikleri okul ücretlerinin müvekkili firmaya veya okulun geçmiş borçlarına ödenmediğini, ruhsat devrinin gecikmesi nedeni ile müvekkili firmanın idari para cezaları ödemek zorunda kaldığını, müvekkillerinden …A.Ş’nin senet metninde de anlaşılacağı üzere senetlere kefil sıfatı ile imza attığını, davacı …A.Ş’nin de bu senetler nedeniyle borcunun bulunmadığını belirterek ödenen 293.318 TL’nin istirdadına diğer senetler nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davacılar vekili 22/07/2020 tarihli dilekçesinde; uyap üzerinden gönderilen dava dilekçesinde davacı olarak …A.Ş ile sehven …A.Ş’nin gösterildiğini, 20/07/2020 tarihinde ön bürodan gönderilen dilekçede ise davacı olarak …A.Ş ile …A.Ş’nin yer aldığını, davacı olarak …A.Ş ile …A.Ş’nin esas alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/07/2019 tarihli “Ruhsat Devir Mutabakat ve Sulh Sözleşmesi” ve aynı tarihli “Marka lisans kullanım sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin 1.1 maddesinin 2. Bendinde “……noterde yapılacak ruhsat devir sözleşmelerine müteakip, il milli eğitim müdürlüğünde ruhsat satışına ilişkin başvuru ile birlikte, devreden ruhsat sahipliğinden kaynaklı olarak bundan başka hiçbir şekilde hak, yükümlülük ve sorumluluk almayarak ve bu tarihten itibaren ruhsatların tüm hak ve sorumlulukları devralan’a ait olacaktır” denildiğini, 1.1 maddesinin 3.bendinde “devralan ….bu devir için zorunlu her türlü başvurular…..eğitim ruhsatının tarafına devir ve intikalinin sağlanması, bu devrin gerçekleşmesi için tüm resmi kurumlardaki tüm iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesine dair yükümlülüklerin tamamı devrolana aittir” denildiğini, sözleşme bedeli başlıklı 2. Maddesinde ise “iş bu sözleşmenin imzalanması, ruhsat devrinin yapılması ve lisans sözleşmesinin imzalanması akabinde devreden ile kiraya veren … arasındaki kira sözleşmesi feshedilmiş ve devralan …’in yeni kiracısı olacaktır. Devralan ve …’e eski kira dönemleriyle ilgili olan ve aralarındaki kira ilişkisinden kaynaklı borçlarının toplamının tüm faiz ve ferileri vekalet ücretleri dahil 3.300.000 TL olduğu konusunda taraflar mutabakata varmışlardır” denildiğini, sözleşmenin 4.4 maddesinde belirtildiği üzere devreden müvekkilinin 2019 yılı Temmuz ve Ağustos ayı içerisinde ödenmesi gereken toplam 2.300.000 TL bedelli çeklerinin de devralan tarafından ödenmesi konusunda mutabık kaldıklarını, sözleşmenin 2.2 maddesi gereğince öncelikle kayıt bedellerinden 2.300.000 TL tutarındaki çeklerin ödenmesi, akabinde eski borçların davalı devredenin kar payından mahsup edilmesi, davalının devir işlemi sırasında ücretini tahsil ettiği 19 adet öğrenci bedelinin mahsup edilmesi, tüm bu mahsup ve ödemelerin tamamlanmasından sonra ise devralanın devreden müvekkiline yıllık kardan net %20 ödenmesi konusunda anlaşıldığını, davacı yanın iş bu sözleşmedeki yükümlülüğünü nakden yerine getirmeyeceğini beyan ederek, bu bedele ilişkin bu davanın konusu 9 adet senedi keşide ederek müvekkiline teslim ettiğini, davacının sözleşmenin 4.4 maddesi ile yükümlediği 2.300.000 TL borcuna ilişkin keşide ettiği ve borçlu olduğu senetlerin tahsilini engellemek amacıyla dava açtığını, tedbir kararı aldığını, sözleşmenin imzalanmasının ardından müvekkilinin noterlikte işletmenin devrinin gerçekleştirildiğini, Milli Eğitim Müdürlüğü nezdinde gerekli başvuruları derhal yaptığını, müvekkilinin bu sözleşme gereğince … İlkokulu, ortaokulu, Anadolu Lisesi isimli işletmelerini işletme hakları, ünvanları, demirbaşları ile birlikte davacı tarafa devir ve teslim ettiklerini, Bakırköy … Noterliğinin 16/07/2019 tarih … yevmiye sayılı “Düzeltme Beyannamesi” ile borç ve alacakların vadesi gelmemiş olanlarda dahil olmak üzere devralan … Ticaret A.Ş’ye ait olduğunun devralan ve devreden tarafından kabul edildiğini, ruhsatın devralana geçtiğini, davacı yanın sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin 4.4 maddesinde devredenin 2019 yılı Temmuz ve Ağustos ayı içerisinde ödenmesi gereken 2.300.000 TL bedelli çeklerinin devralan olarak davacı tarafından ödeneceği ve bu bedelin sözleşmenin akabinden sonra gelecek kayıt bedellerinden karşılanacağı, buna karşılık bu bedelin sözleşmenin 2.1 maddesine göre devreden müvekkiline tahakkuk edecek yıllık kardan mahsup edileceğinin kararlaştırıldığını, okula öğrenci kayıtlarının yapıldığını, belirtilen ödemelerin davacı tarafından yapılmasının talep edildiğini, davacının bu bedel için nakit ödeme yapamayacağını belirterek davaya konu 9 adet senedi vererek ödemeyi bu şekilde yapacağını belirttiğini, senetlerin tahsil amacıyla müvekkilince bankaya verildiğini, davacı yana muaccel olan hiç bir borçları bulunmadığını, tam tersine 6.179.892,07 TL’lik faturadan ödenmemiş 1.503.093,95 TL alacakları bulunduğunu, yine 19 adet öğrenciden kaynaklı kayıt bedeli olan 271.529,50 TL ile 21.300 USD alacağı ile nakden ödenmesi gerekirken, mahkemece tedbir kararı verilen 2.300.000 TL’ye ilişkin senetlere dayalı alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu senetler nedeniyle İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/361 Esas nolu dosyasında dava açtıklarını, davaya konu senetlerin …Ltd. Şti tarafından tahsil amacıyla …’ye verildiğini bu nedenle … hakkında da bu senetler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti amacıyla bu davayı açtıklarını, davacılardan …A.Ş ile dava dışı …Ltd. Şti arasında imzalanan sözleşme uyarınca firmanın borçlarının büyük bölümünün …A.Ş tarafından üstlenildiğini, sözleşmenin 4.4 maddesi gereğince …’nın piyasaya olan 2.300.000 TL çeklerinin ödenmesinin de okulun işletmesinden ve yeni öğrenci kayıtlarından elde edilecek gelirle ödeneceğini, …’nın çek borçları nedeni ile icra baskısı altında olmasını önlemek amacıyla dava dilekçesinde yazılı bonoları verdiklerini , bu bonolar ile çek borçlarının kapatılmasının amaçlandığını ancak …’nın bu bonoları bankaya tahsil cirosu ile tahsile koyduklarını, vadesi gelen ilk senedin ödendiğini, diğerlerinin ödenmediğini, …’nın edimlerini yerine getirmediğini belirterek ödenen 293.318,00 TL’nin istirdadına, diğer sıralı senetler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile …Ltd. Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca …Ltd. Şti’ye kredi kullandırıldığını, …Ltd. Şti’nin kredi borçlarına karşılık , …A.Ş tarafından tanzim edilerek kendilerine verilen 9 adet bonoyu ciro ederek müvekkiline verdiğini, bonoların tahsil cirosu ile verilmediğini, bonoların ödeme aracı olarak ciro sureti ile müvekkiline verildiğini, bonoların dava tarihinden bir yıl önce müvekkiline ciro ile verildiğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, diğer davacının avalist olduğunu, TTK 702 maddesine göre aval verenin teminat altında aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir denildiğini, aval verilen kimsenin şahsi defilerini ileri süremeyeceğini, bu nedenle …A.Ş’nin her halükarda borçtan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/04/2021 tarih ve 2020/361 Esas – 2021/338 Karar sayılı kararıyla; “…Davacı vekili birleşen davanın dilekçesinde, davaya konu bonoların, devredenin 2.300.000 TL meblağlı çek borçlarının kapatılması amacıyla verildiğini belirtmiştir. Düzeltme beyannamesinde de, devredenin vadesi gelmiş ya da gelmemiş tüm borçlarının …A.Ş tarafından üstlenildiği belirtilmiştir. 28/05/2020 tarihinde okulların devri gerçekleşmiştir. Davacı vekili dilekçesinde …’nın borçları nedeniyle okula haciz geldiğini ifade etmişse de, 28/05/2020 tarihinde devir gerçekleştiğinden haciz işlemlerine karşı gerçekleşen devir nedeniyle istihkak gibi yasal hakları kullanma imkanı olduğundan (nitekim devir sözleşmenin imzalandığı 01/07/2019 tarihinden önce … tarafından dava dışı lehtar …’a keşide edilen bonolar nedeniyle 30/05/2019 tarihinde başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas nolu takip dosyasından dolayı yapılan haciz işlemine karşı Davacı … istihkak iddiasında bulunmuştur. ) davalının borçlarını karşılamak amacıyla davaya konu bonolar verildiğinden davacının açtığı menfi tespit ve istirdat isteminin reddi gerekmiştir. Diğer davacı ise bonolara avalist olarak imza atmıştır. TTK’nın 702. Maddesine göre aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir denildiğinden bu davacı açısından da davanın reddi gerekmiştir. Ayrıca birleşen dosya davalısı … bonoları ciro yoluyla davalı …’dan almıştır. Davacı tarafından …’ın bonoları iktisabının kötüniyetli ya da ağır kusurlu olduğu da ispat edilememiştir. Tüm bu nedenlerle asıl dava ve birleşen davada davacının davasının reddine, davalılar tarafından talep edilen kötüniyet tazminatının şartları oluşmadığından davalıların kötüniyet tazminat talepleri de red edilmiştir. (Davacı vekilinin talebi ile davaya konu bonoların icra takibine konu edilmesi halinde icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklarının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı almış ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış infaz edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkeme; tek bir gerekçeyle -dava konusu senetlerin davalının borçlarını karşılamak amacıyla verildiğinden bahisle- davayı reddederek; taraflar arasındaki sözleşmede yer alan bedelsizliğe ilişkin madddelerle ilgili bilirkişi incelemesi bile yaptırmadığını, oysa ki; dava konusu bonoların hangi durumlarda bedelsiz kalacağının sözleşmenin bazı maddelerinde hüküm altına alındığını, mahkemenin işbu maddeleri hiçbir şekilde dikkate almaksızın davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, Menfi tespit istemine konu olan bonoların, davalının 2.300.000 TL meblağlı çek borçlarının kapatılması amacıyla verildiği hususunun tarafların kabulünde olduğunu, ancak bu durumun müvekkilin koşulsuz ödemeyi taahhüt ettiği anlamına gelmediğini, nitekim taraflar arasındaki ruhsat devir sözleşmesinde davalıya birçok edim yükümlülüğü ve ön koşul eklenerek hangi durum ve şartlarda çeklerin ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, İşbu ön koşullardan en önemlisi sözleşmenin 4.4. Maddesinde açıkça yer aldığını; bu madde gereğince; davalı tarafın piyasaya olan 2.300.000,00 TL çeklerinin ödenmesi için davalı taraf okula kayıt yapılmasını sağlayacağını ve buradan gelecek olan paradan okulun işletme giderleri karşılandıktan sonra bahse konu çeklerin ödeneceğini, eğer ki hiçbir kayıt gelmezse müvekkilin 2.300.000,00-TL’nin tamamını ödemeden imtina hakkı bulunacağını, Bu kapsamda; davalı ruhsat devrinden sonra okula tek bir öğrenci dahi kayıt ettirmediğinden sözleşmenin açık hükmü gereği müvekkilin senetleri ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığını; delillerimiz arasında ibraz edilen öğrenci listesi ve MEB’e sunulan resmi kayıtlar da davalının okula yeni kayıt almadığı hususunu ispat ettiğini, hal böyle iken; mahkemece işbu evraklar üzerinden sözleşmede kararlaştırılan koşulun yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesi gerekirken; eksik inceleme ile karar verildiğini, Davalının sözleşmeye daha birçok aykırılığı mevcut olduğundan bu hususlar da müvekkilin ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırdığını; davalı eğitim ruhsatını süresi içerisinde devretmemiş, sözleşme uyarınca müvekkil şirkete ödemesi gereken kira temlik alacağı ve sair bedelleri ödememiş, okulu işlettiği dönemde Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen soruşturmalar neticesinde tahakkuk eden idari para cezaları müvekkil tarafından ödenmek zorunda kalınmış, tazminatları verilmeyen öğretmenlerin işçilik alacakları müvekkil tarafından karşılanmış, borçlusu olduğu icra dosyaları sebebiyle müvekkil şirketin malları haczedilmiş; elektrik, internet, telefon gibi fatura borçları müvekkil tarafından ödenerek kapatılmıştır, Mahkemece birleşen davanın da reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, asıl davalı olan …, müvekkil şirketin senetlerin bedelsizliğine ilişkin ileri sürebileceği şahsi defileri aşmak için senetleri gizli tahsil cirosu ile …’a devrettiğini, nitekim … tarafından gönderilen ihbarnamelerde tahsil edilecek şube: Bakırköy Çarşı olarak yazılarak senetlerin aslında temlik değil tahsil cirosuyla devredildiğini ortaya koyduğunu, dolayısıyla senetlerde açıkça tahsil içindir ibaresi geçmiyorsa da ihbarname delili gizli tahsil cirosunu ispatladığından, senetleri tahsil cirosu ile alıp kötü niyetli olarak işleme koyan … yönünden davanın reddinin hatlı olduğunu, Mahkemenin müvekkil … Tic. A.Ş hakkındaki vermiş olduğu davanın reddi kararının da hatalı olduğunu; zira müvekkil dava konusu senetlere avalist olarak imza attığını, ancak senetlerin asıl borçlusu gözüken diğer müvekkilin senetleri ödeme yükümlülüğü ortadan kalktığından senet bedellerinin kefil olan müvekkilden tahsil edilmesi hakkaniyete aykırı olacağını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Davacıların davasının reddine, -Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, -İİK 72/4 gereğince ihtiyati tedbirin kaldırılmasına,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; Davacıların davasının reddine, -Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, -İİK 72/4 gereğince ihtiyati tedbirin kaldırılmasına.” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı … Tic.A.Ş’nin keşideci borçlu, diğer davacı … Tic.A.Ş.’nin kefil olarak imzalayarak davalı … Ltd.Şti.’ne (… Tic.A.Ş.) verdiği toplam 2.456.549,00 TL bedelli dokuz adet bonoya dayalı menfi tespit (ödenen ilk bono nedeniyle 293.318,00 TL’nin istirdadı) istemine ilişkindir. Bonoların diğer davalı ….’ye ciro edilmesi nedeniyle birleşen davanın açılarak aynı istemlerin bu davalı yönünden de tekrarlandığı görülmüştür. Davacı … San.ve Tic.A.Ş, bonoların İstanbul Florya semtinde yer alan … Kurumları adı altında faaliyet gösteren özel eğitim kurumunun devri hususunda davalı … Ltd.Şti. ile 01/07/2019 tarihinde “Ruhsat Devir Mutabakat ve Sulh Sözleşmesi” imzalanması nedeniyle verildiğini, ancak davalının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması nedeniyle bonoların bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Mahkemece “Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve düzeltme beyannamesi ile; devredenin borç ve alacaklarının vadesi gelmemiş olanlarda dahil olmak üzere davacı …A.Ş’ye ait olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşmenin 4.4 maddesinde ve 2.1 maddesinde de …’nın kira borçları ile 2019 yılı Temmuz ve Ağustos ayı içinde ödenmesi gereken sözleşmenin ekinde listesi yer alan çek ve senetlere dayılı 2.300.000 TL’lik borçların ödenmesi ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü yazı cevabına göre okulların 28/05/2020 tarihinde davacıya devrinin gerçekleştiğinin tespit edildiği, davalının borçlarını karşılamak amacıyla davaya konu bonolar verildiğinden davacının açtığı menfi tespit ve istirdat isteminin reddinin gerektiği.” gerekçesine yer verilerek davanın reddine karar verildiği görülmüş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin gerçekleşen koşullara ve tarafların sunduğu delillere göre ayrıntılı olarak değerlendirilebilmesi için oluşturulacak bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor aldırılarak, oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi usule aykırı olduğundan, sair yönlerden inceleme yapılmaksızın davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/04/2021 tarih ve 2020/361 Esas – 2021/338 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılara iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 324,20 (162,10 X 2) TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 30,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 354,70 TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.12/07/2023