Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1896 E. 2023/1015 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1896 Esas
KARAR NO: 2023/1015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2021
NUMARASI: 2019/327 2021/495
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı 3. Kişi … ile davacının oğlu … arasında yapılan sözleşme ile ortaklık ve işyeri devri sözleşmesi imzalandığını, bu ortaklık ve işyeri devri nedeni ile bir kısım araçların, nakit ve çeklerin …’ya teslim edildiğini, teslim edilen çekler arasında … seri nolu 40.000,00 TL bedelli çekin de …’ya teminat çeki olarak … tarafından teslim edildiğini, aradan geçen zaman içinde işyeri devrinin yapılmadığını ve ortaklığın gerçekleşmediğini, bunun üzerine … tarafından fesih bildirimi ve ihtarnamesi ile sözleşmenin fesh edildiğini ve sözleşme nedeni ile teslim edilen çekler ve araçlar ile ödenen nakit bedellerin iadesinin talep edildiğini, …’nın 40.000,00 TL bedelli çeki piyasaya sürdüğünü, fesih bildirimi ve ihtarnameye rağmen çekin iade edilmediğini, çekin daha sonra davalı …’ya geçtiğini ve o tarihte … ile … arasındaki işyeri devri ve ortaklık sözleşmesi feshedilmediği için davacının oğlu olan … hesabından davalının çalışanı …’in hesabına 8.000,00 TL ödendiğini, aynı tarihte … tarafından çek bedeline mahsuben 10.000,00 TL’nin …’ya elden ödendiğini, yine davaya konu çeke mahsuben …’ya 5.000,00 TL ödendiğini, daha sonra … tarafından 40.000,00 TL bedelli çekin 15/11/2018 tarihinde takipten önce yapılan 23.000,00 TL ödeme mahsup edilmeden 40.000,00 TL çek alacağı, 3.023,83 TL işlemiş faiz, 4.000,00 TL çek tazminatı ve 120,00 TL komisyon alacağı olmak üzere 47.143,83 TL olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından haksız ve kötü niyetli olarak takibe konu ettiğini, ödeme emrinin 19.11.2019 tarihinde oğluna tebliğ ediliğini, bugüne kadar 31.500TL ödeme yapıldığını, ödemenin davalının yetkili hamil olduğu düşüncesi ile yapıldığını, oğlu ile … arasındaki sözleşme fesh edilmekle teminat olarak verilen çekin de bedelsiz kaldığını, davalının ibraz tarihinde çekte cirosu olmayıp çek yazdırıldıktan sonra sonra çeki ele geçirip sahtecilik yaparak araya girmek sureti ile adını eklediğini, …’nın yetkili hamil olmadığını, bu sebeplerle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 2-Takibe konu … seri no’lu … Bankası Cennet Mahallesi Şubesi 20/06/2018 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çekin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davalıya ödenen 42.601,73 TL nin davacıya geri ödenmesine, 3-Davacının dava dışı şahıslara yönelik dava konusu çekin bedelsizlik iddiasının işbu davada dinlenilmeyeceğinden reddine,4-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; Yerel mahkeme hükmünde; müvekkilinin çekin yetkili hamili olduğunu ispatlayamadığından bahisle çek bedelinin istirdatına karar verilmiş ise de, çekin nakit para gibi olup Çekin belli bir alacağa karşılık verildiğinin kabulünün gerektiğini,müvekkilini davaya konu edilmiş olan çeki alacağına mahsuben aldığını, iyiniyetli olduğunu, Ayrıca; bir başka açıdan bakıldığında ise, müvekkilinin davaya konu çeki icra takibine konu ettiğini, dosyada mevcut belgeler ile de sabit olduğu üzere davacı ve onun oğlu tarafından herhangi bir ihtirazı kayıt konulmadan ödemeler yapıldığını, Ödemelerden sonra iş bu dava açıldığını, Bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde müvekkilin çekin yetkili hamili olduğu ve bu durumun ispatlanmış olduğunun açık olduğunu, yerel mahkemece yapılan yargılamada müvekkilin çekin yetkili hamili olduğunu ispatlayamadığından ve çekin bankaya ibrazından sonra müvekkile geçmiş olup, yazılı bir temlik olmadığından bahisle çek bedelinin istirdatına karar verilmesi usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, Reddedilen kısım yönünden davalı vekilinin emek ve mesaisi dikkate alınarak lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, iş bu istinaf dilekçesine konu ilam kesinleşmeden takibe konu edilmeyecek bir ilam olduğuğunu, ilama ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile ilam bir bütün olup tüm kalemlerin takibe konu edilmesi için mahkeme ilamının kesinleşmesi gerektiğini, yargıtay kararlarının bu yönde olduğunu, kararın aleyhe olan kısmının kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME -Davaya konu Bakırköy …İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyasında davalı …’nın alacaklı, davacı … ile dava dışı …, … ve …Şti nin borçlu olduğu, takibin 40.000TL bedelli çek ile ferileri ki toplam 47.143,83TL tahsili istemi ile 14.11.2018’de başlatıldığı, davalı …’ nın 26.02.2019 da asaleten isim ve imzası bulunan dilekçe ile 03..07.2018 de 8000TL ve 18.09.2018 de 5.000TL tahsilat yapıldığı, sehven 40.000TL üzerinden takip başlatıldığından 13.000TL lik tutardan feragat ettiğini, takipten sonra 14.12.2018 de 4000TL 17.12.2018 de 4500TL ki toplam 8500TL ödeme yapıldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.-… Bankası … Mah İst şubesine ait 20.06.2018 Tarihli 40.000TL bedelli çek hamiline düzenlenmiş olup incelendiğinde keşidecinin davacı …, 1.cirantanın …, sırasıyla diğer cirantaların …ŞTİ, … olduğu, sonraki cironun üzeri karalanmış olup yanında davalı …’nın cirosu olduğu, bankaya ibrazında 20.06.2018 de karşılıksız işlemi yapıldığı anlaşılmıştır. -… Bankası ve … Bankası AŞ nin yazı cevabi ekindeki çek görüntülerine göre çek ibraz tarihinde davalının cirosunun bulunmadığı, çekte üzeri karalanan cironun …’a atfen yapıldığı ve … tarafından ibraz edildiği görülmüştür. -Dava dışı … ile davalı … nın imzası mevcut olan belgede 31.500TL ödeme yapıldığı, 15.07.2019 Tarihinde 15.10.2019 tarihinde ve 2000USD 15.11.2019 da olmak üzere … ın 40.000çekine karşılık ödeme yapılarak icradan geri çekilmek üzere kalan karşılığını alarak iade edecektir, … esas nolu davadan karşılıklı feragat edilerek kapatacağımızı taahaüt ederim, …’ın oğlu … ile anlaşılmıştır” yazılıdır. -Davacı vekili 11.101,73TL nin icra dosyası borcuna mahsuben 15.08.2019 tarihli tahsilat makbuzunu sunarak toplam 42.601,73TL nin istirdadını talep etmiştir. -Davacı vekili 583,10TL, 640TL ve 190TL ıslah harcı yatırmıştır.
GEREKÇE: Dava, istirdat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta davaya konu çekin dava dışı … tarafından ibraz edildiği ve ibraz tarihinde davalı takip alacaklısının çekte cirosunun olmadığı banka yazı cevapları ile sabittir. Davaya konu çeki ibraz eden …’un cirosunun üstünün karalandığı, karalı kısmın yanında ise davalı …’nın isim ve imzasının yer aldığı görülmektedir.İbrazdan sonraki ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olup yazılı bir temlik sözleşmesi olmadığı sabittir. Her ne kadar davacı yanca bir kısım ödemeler yapılmış ise de; dava tarihinde borcun tamamı ödenmediği gibi, davacı, çekin dava dışı 3.kişi ile kendi oğlu arasındaki işyeri devri, ortaklık nedeni ile teminat olarak üçüncü kişi …’ya verildiğini, …’nın senedin bedelsiz kalmasına rağmen iade etmediğini, ödemelerin yetkili hamil olduğu inancı ile yapıldığını, ödemelerin davalı ile aralarındaki borç ilişkisine dayanmadığını, kambiyo senedine dayandığını ileri sürmüştür. Bu durumda, davalının çekte cirosu mevcut ise de cironun ibrazdan sonra olduğu, davalının alacağın temlikini ispatlayamadığı, taraflar arasında temel ilişki iddiası da ileri sürülmediği dikkate alındığında mahkemece ıslah olunan değer dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olup davanın bu yönü ile kabulü yerindedir. İlk derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurmuş ise de reddedilen kısmın feri taleplere ilişkin olduğu esasen istirdadı istenen bedelin tam kabul edildiği anlaşılmakla davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde görülmüş, davalının istinafının esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.910,12-TL harçtan, peşin yatırılan 727,50-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.182,62-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 16,50-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/06/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.