Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/187 E. 2021/402 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/187 Esas
KARAR NO: 2021/402 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI : 2020/282 E.,
DAVANIN KONUSU: Marka (Sözleşmeden Kaynaklanan Hak İstemli)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili 12/08/2020 tarihli dava dilekçesi ile mevcut durumun korunması ve davanın etkinliğini temin etmek amacıyla, davalı şirkete ait 2004/…(niyazibey özel şekil), 2004-…(Niyazibey şekil) ve …(Niyazi bey k) numaralı markanın, 3. Kişilere devrinin önlenmesi hususunda TPMK kaydına teminatsız olarak tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : İtiraz eden davalı vekili 10/11/2020 tarihli mürafa duruşmasında; Tedbire itiraz dilekçesini tekrar etmiş ve tedbirin kaldırılmasını istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından verilen ihtiyati tedbire karşı cevap dilekçesi ile itiraz ettiği, kayıt üzerine konulan ihtiyati tedbirin taraf değişikliğin engellenmesine yönelik olup, tasarruf hakkını kısıtlayıcı nitelikte olmadığı, mahkememiz kararında davalı tarafından markanın devri için ciddi bir girişim olur ve müşteri bulunduğunu veya ekonomik zarara uğradığını ileri sürerek bu konuda delil ibraz etmesi halinde bu hususun ele alınması belirtilmiş olup buna rağmen davalı tarafça bu yönde tedbirin kaldırılmasına yönelik beyan ve delil ileri sürülemediği, İhtiyati tedbirin mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konularında ihtiyati tedbir kararı verilebilir hükmünü içerdiği,davacı ile davalının aynı şirkette ortak oldukları,dava konusu markaya ilişkin aralarında protokol düzenlendiği,markanın devri halinde davacının hakkını elde etmesinin güçleşeceği, konulan ihtiyati tedbirin markanın tescil kaydının 3. Kişilere devrinin önlenmesine yönelik olması, davalının ticari faaliyetini engellememesi gerekçeleriyle davalı vekilinin ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “…İlk derece Mahkemesinde görülmekte olan davaya ilişkin olarak tarafımızdan cevap dilekçesi ve delilerimiz sunulmadan dava konusu markaların üzerine tedbir konulması kararı hukuka ve hakkaniyete uygunluk taşımamaktadır. Davalı müvekkil, davacı ile arasındaki ticari ilişkilere istinaden yüklü miktarlar içeren bedeller karşılığında bankalara borçlanmış ve ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Bahse konu borçlara ilişkin halen ödemelere devam etmektedir. Bu konuya istinaden ilgili … Bankası Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması İlk Derece Mahkemesin’den talep edilmiş ise de gerekli bilgi ve belgeler elde edilmeden iş bu karar verilmiştir. Bahse konu belgelerin celbi halinde uyuşmalığa ilişkin konu netlik kazanacak olup, davalı müvekkilin haklılığı da ortaya çıkacaktır. Tüm bu sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurarak, Anadolu 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/282 Esas sayılı dosyasına istinaden 10/11/2020 tarihli ara kararı ile verilen İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZIN REDDİNE ilişkin hukuka ve hakkaniyete uygunluk taşımayan kararın kaldırılmasını , aksi takdirde uygun bir teminata bağlanmasına karar verilmesini…”talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava ;protokole dayalı 1/2 hak sahipliği idiasına istinaden markanın hisse miktarınca tescili ,mümkün olmaması halinde ise ödediği bedelin iadesine karar verilmesi talebine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davalı yan davaya cevap ve ihtiyati tedbire itirazında “…. davaya konu markaya yönelik taraflar arasında akdedilen 23/02/2015 tarihli protokol mevcuttur. Bahse konu protokole istinaden taraflar 1/2 pay oranında eşit pay olarak tescil husunda anlaşma sağlamışlar, davacı kendi payına düşen “…” MARKA ORTAKLIK BEDELİNİ ödemiştir. Tarafların eski arkadaş olmaları hasebiyle ilgili bedel ve işlem konusunda aralarında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Taraflar bu süreç zarfında … SAN. VE TİC. A.Ş’ yi kurmuşlardır. Bahse konu şirkete ilişkin ticaret sicil kaydı dilekçemiz ekinde sunulmuştur. (Ek-1) Taraflar bu şirketin kuruluşu nedeni ile kredi çekmişler ve müteselsil olarak borçlanmışlardır. Ancak davacı …, üzerine düşen borçları ödemediğinden, davalı müvekkil ödemek zorunda kalmıştır ve halen ödemektedir. Bunun üzerine taraflar arasındaki 23/02/2015 tarihli protokol gereği müvekkilin davacıya olan 1/2 Pay oranından kaynaklanan borcu, müvekkil tarafından yapılan ödemelerden mahsup edilmek üzere anlaşma sağlanmıştır. Ne var ki, kurulan şirket ile ilgili davacı, sorumluluklarını yerine getirmeyerek davalıyı zarara uğratmış ve zor duruma sokmuştur. Bu nedenle dava dilekçesinde davacının 1/2 Pay bedelinin iadesi yönündeki taleplerinin reddi gerekmektedir. Taraflar kurulan şirket nedeni ile maddi zarara uğradıklarından …SAN. VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. adı altında yeni bir şirket kurmuşlardır. 450.000,00 TL devir bedeli ile …’ dan ( İstenilmesi halinde tanık olarak dinelenebilecektir.) alınan şirketin %50 hissesi …, ( Ortaklık bedelini müvekkile göndermiştir.) %25’er hisseleri ise davacı … ile müvekkil …’a aittir. Şirkete ilişkin davacı ile davalı müvekkilin ödemesi gereken toplam 225.000,00 TL devir bedeli mevcuttur. Davalı müvekkil, arkadaşı da olan Davacının baskısı üzerine ve ödemiş olduğu 1/2 marka bedelinin iadesini fazlasıyla almış olmasına rağmen, hem kendi payına hem davacı payına düşen 112.500,00 TL’yi ödemiştir. Bahse konu şirket devir ödemeleri müvekkil tarafından tek elden 27/04/2018 tarihinde 100.000,00 TL, 21/05/2018 tarihinde 100.000,00 TL ve 01/06/2018 tarihinde 250.000,00 TL olarak ödenmiştir. (Ek-3 )Taraflar çalışmaya devam etmiş, ancak davacı yine sıkıntılar çıkarmış ve şirketi maddi zarara uğratmıştır. Davacı, müvekkile ödediği dava konusu markanın 1/2 hisse bedelini defalarca ve kat kat müvekkilden tahsil etmiş olmasına rağmen huzurda görülen bu davayı açmasındaki amacın düştüğü maddi sıkıntılar olduğunu düşünüyoruz. Müvekkil, taraflar arasında yaşanan bu ticari ilişkiler nedeni ile maddi zarara uğramış ve itibarı zedelenmiştir. Hala borç ödeyen müvekkil, davacı tarafından açılan dava ve mahkemenizce verilen tedbir kararı ile de daha zor duruma düşmüştür. Davacı tarafından maruz kaldığımız ayrıca borç verdiğimiz paraların bir kısmının tahsili için tarafımızdan, Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Davacının aleyhine başlatılan icra takibine haksız itirazı nedeni ile takip durdurulduğundan aynı zamanda tarafımızdan Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/225 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmıştır. Dava konusu uyuşmazlıkta zarara uğrayan müvekkilin bizzat kendisidir. Davacının dava dilekçesinde iddia ettiği müvekkilin temerrüde düştüğü iddiası gerçekten vareste olup, temerrüde düşen ve borca batık olan davacı …’ dir. …” denilerek davanın reddini ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.Somut olayda; davalı yanca da inkar edilmeyen ön protokole göre marka bedelinin yarısının davacı yanca yarısının da davalı yanca ödenerek icra kanalı ile ihaleye çıkan marka birlikte satın alınacak , markanın resmi devir ve tescil işlemleri davalı adına yapılacak ve sonrasında taraflar arasında hak devri yapılacaktır.Mevcut durumda marka sahibi ise tek başına davalı görünmektedir.Davalı adına marka bedeli açıklamalı 87.000,00 TL lik banka havalesinin de davacı yan hesabından davalı yana gönderildiği banka dekontundan anlaşılmaktadır.Davalı yan savunmasının kanıtlanması halinde davacı yanın taleplerini ne şekilde etkileyeceği yargılama neticesi anlaşılabilecek mahiyettedir.Şu aşamada ; sunulan kanıtlara göre verilen ihtiyati tedbir kararında bir hatalı uygulama görülmediğinden ; davadaki delil durumunun değişmesi halinde tedbire her zaman itiraz edilebileceği gibi, mahkemece de kaldırılmasına ve değiştirilmesine karar verilebileceğinden davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ; davacı avansından kullanılan 19,00 TL tebligat giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/02/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.