Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1864 E. 2023/1013 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1864 Esas
KARAR NO: 2023/1013
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2021
NUMARASI: 2021/394 E, 2021/461K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 23/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … A.Ş. tarafından müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. nolu dosyasında; … Tic. Ltd.Şti. unvanlı şirket tarafından faktoring işlemine konu edilen … nolu, 22.05.2015 fatura tarihli, 17.11.2015 vadeli 200.000 Euro tutarlı bir adet faturanın da dahil olduğu 6 adet faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi yapıldığını ve takibin kesinleştiğini, Bu icra dosyası esas alınarak müvekkili ve gayrimenkul alıcısı 3. Kişi aleyhine İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/345 Esas sayılı dosyasıyla davalı tarafından tasarrufun iptali davası açıldığını, hem icra takip dosyasının hem de tasarrufun iptali dava dosyasının derdest olduğunu, Davalının 1 eylül 2019 tarihinde davaya konu faturayı …Ltd Şti den tahsil ettiğini , ancak dava konusu faturaya ilişkin ne icra dosyasına ne de tasarrufun iptali dava dosyasına alacağını tahsil ettiğini bildirmediğini, tahsil edilen tutar kadar taraf ehliyetinin kalmadığı hususunda bildirimde bulunmadığını, icra takibine ve tasarrufun iptali davasına aynen devam ettiğini, Beyoğlu … Noterliği 24.06.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede dava konusu faturanın … tarafından ödenmesi nedeniyle icra dosyasına beyanda bulunularak alacağın tahsil edildiği veya fatura ve icra dosyası Oskon’a temlik edilmiş ise temlik evrakının icra dosyasına sunulmasının talep edildiğini,ihtar cevabında … A.Ş. tarafından Beyoğlu … Noterliği 08.07.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek ,200.000 Euro tutarlı Faturanın faktoring müşterisi … tarafından, … A.Ş.’ye ödendiği ve faturanın faktoring müşterisine geri temlik edildiği açıklanarak, söz konusu temliğin icra dosyasına bildirildiğinin belirtildiğini, Davalının icra dosyasında halen davalı alacaklı gözükmekte olup, tasarrufun iptali davasında da tek davacı sıfatıyla davaya haksız ve hukuksuz bir biçimde devam ettiğini, belirterek ; İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. nolu dosyadan; … nolu, 22.05.2015 fatura tarihli, 17.11.2015 vadeli 200.000 Euro tutarlı fatura bakımından müvekkil şirketin … A.Ş.’ye karşı borçlu olmadığının tespitine, Haksız, kasıtlı ve ağır kusurlu ve kötü niyetli bir tutumla, takibe konu fatura bedeli üçüncü kişi …’dan tahsil edilmiş bulunmasına rağmen, tahsilatı icra dosyasına bildirmeyen, alacak temlik edilmiş ise geçerli bir temlik sözleşmesi sunmayarak gerek icra dosyası gerekse uyap kayıtlarında tek alacaklı sıfatıyla müvekkili ve üçüncü kişileri icra takibi ve dava baskısı altında tutan davalının dava konusu fatura bedeli üzerinden %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere, aleyhine başlatılan icra takibi kesinleştiği ve adına kayıtlı bir kısım taşınmazları yasaya aykırı şekilde devretmiş olduğu iddiası ile İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/345 E. Sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davası açıldığını ,söz konusu davada sava şartı olan “geçici aciz vesikası” nın mahkemeye sunulduğunu, HMK’nın Teminat Gösterilecek Haller başlıklı 84. maddesinin 1.fıkrasında; “Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir” denilmiş ve b bendinde; “Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi” halleri sayılmak suretiyle aciz halinde olmanın teminat gösterilmesine sebep olduğu açıkça belirtildiğini, Davacı aleyhine onlarca icra takibi açıldığını ve ipotekle temin edilmiş alacaklar hariç olmak üzere hiç bir dosyadan tahsilat sağlanamadığını, davacının müvekkili şirket aleyhine İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1192 E. sayılı dosyası ile açmış olduğu menfi tespit davası, davacı tarafından takip edilmeyerek müracaata bırakılmış ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, Alacağın faktoring müşterisi …’a geri temlik edilmiş olduğu hususu icra dosyasına 09.07.2020 tarihinde bildirildiğini, davacı faturadan kaynaklı alacağın faktoring müşterisi …’a geri temlik edildiğini bildiğinen tüm taleplerini …’a karşı ileri sürmesi gerektiğini, söz konusu faturanın, faktoring sözleşmesinin kabili rücu olması nedeni ile akdedilen protokol ile müşteriden tahsil edildiğini ve sözleşme gereği faturanın müşteriye ödeme sonrası geri temlik edildiği bildirildiğini, davaya konu fatura geri temlik edildiğine göre söz konusu faturanın alacaklısının artık … olduğunu belirterek; davacı aciz halinde olduğundan muhtemel yargılama giderleri için teminat gösterilmesi gerektiğini, davaya konu faturanın alacaklısı dava dışı … olduğundan ve bu husus dava açılmadan önce davacı tarafından da bilindiğinden davanın husumet nedeni ile reddine, …’un yaptığı ödemenin kendi nam ve hesabına olduğundan davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İLK KARARI: İlk derece mahkemesinin 2020/411 Esas 2021/54 Karar sayılı, 28/01/2021 Tarihli ilamında; “…Davalının hakkında verilmiş konkordato ve iflas kararı bulunmadığından, davalı tarafından İstanbul 21 Asliye hukuk mahkemesi dosyasına sunulu geçici aciz vesikası niteliğindeki haciz tutanağı olup, kesin aciz vesikası bulunmadığından HMK 84 gereğince yapılan teminat itirazının reddine, Davalının husumet itirazının kabulüne davanın davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığından HMK 114/1-d ve davacının hukuki yararı bulunmadığından HMK 114/1-h maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulen reddine, Davalı tarafın kötü niyet tazminat isteminin yasal koşullar oluşmadığından reddine ” karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KARARI: Dairemizin 2021/838 Esas 2021/1097 Karar sayılı ilamında; “HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, dava değerinin 1.697.200,00 TL olduğu ve TTK 5. Maddeye göre 500.000 TL lik sınırı aştığı nedenle yazılı yargılama usulünün uygulanması gerekeceği, ancak mahkemenin yargılamayı basit usule tabi bir dava olarak nitelendirdiği ve yargılamayı da bu usule göre yürüttüğü görülmüştür. Savunma ve iddianın genişletilme, değiştirme yasakları başta olmak üzere, ikinci dilekçeler safhası, sözlü yargılama aşaması gibi tarafların hukuki dinlenilme hakkının etkileyen bir çok konuda hak kaybına neden olacak şekilde hatalı yargılama usulü uygulandığı anlaşılmıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olmakla resen nazara alınmıştır. Ayrıca kabule göre de ; icra dosyasında halen alacaklı tek olmakla ve alacak talebi davalı yanca yapıldığından menfi tespit davasında davalının pasif husumet ehliyeti bulunduğu halde gerekçesi çelişkili şekilde davalının pasif husumetinin olmadığı yönünde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Dava dışı şirketin ödeme yapması ve ödenen miktarın takibe konu miktar içinde bir bölümü oluşturması nedeni ile , davalı alacaklının da dava tarihinden önce ödemeyi icra müdürlüğüne bildirmiş olması karşısında davanın konusuz kalıp kalmadığı hususu mahkemesince ayrıca irdelenmelidir” şeklindeki gerekçe ile davacı yanın istinafının kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinin İstinaf incelemesine konu 2021/394 Esas, 2021/461 Karar sayılı ilamında; “…Mahkememizce kesin olarak verilen kaldırma kararı doğrultusunda dosya ele alınmış, yapılan inceleme sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2021/838 esas 2021/1097 karar 28/05/2021 tarihli kaldırma kararı gereğince; Dava dışı şirketin ödeme yapması ve ödenen miktarın takibe konu miktar içinde bir bölümü oluşturması nedeni ile, davalı alacaklının da dava tarihinden önce ödemeyi icra müdürlüğüne bildirmiş olması karşısında davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. …” şeklinde dosya üzerinden karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; – Tüm iddiaların doğruluğu davalı tarafından kabul beyan ve ikrar edilmesine rağmen, yerel mahkeme HMK 312 hükmüne aykırı bir biçimde, davalı ikrarını davanın konusuz kaldığı yönünde yorumlanarak davanın reddine karar verildiğini, Kararın HMK 312.md davanın kabulü halinde uygulanması gereken kanun hükümlerine aykırı olduğunu, Davalı tarafından müvekkili aleyhine dava konusu faturanın da dahil olduğu 6 adet fatura için İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış itiraz etmeyerek icra dosyası tarafımızca kesinleştirildiğini, Davalı tarafından bu icra takibinde alacağının tümüyle tahsil edilmediği iddia edilerek müvekkili ve 3. Kişi aleyhine tek alacaklı sıfatıyla İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/345 Esas sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davası açılmış olup halen bu dosyada da alacaklı tek alacaklı sıfatıyla davaya devam etmekte olup işbu dava da halen derdest olduğunu, İcra takibi ve tasarrufun iptali davası sürecinde tarafımızca icra takibi ve iş bu dava konusu 200.000 EURO tutarlı bir adet faturanın dava dışı … ŞTİ. unvanlı şirket tarafından 48 taksitle ödenmek suretiyle ve son taksidi 1 Eylül 2019 tarihi olmak üzere ödendiği ve davalı ile aralarındaki sözleşme uyarınca (dosyada mübrez) icra takibine konu bu fatura alcağının temlik alındığı tespit edildiğini, Müvekkili şirketin de … isimli şirketten alacaklı bulunduğunu, bu alacağın takas ve mahsup edilebilmesi için söz konusu alacağın … tarafından temlik alınmasını ve takas ve mahsup hakkını kullanmak maksadıyla davalıya Beyoğlu … Noterliği 24.06.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile açıkça dava konusu faturanın … tarafından ödenmesi nedeniyle icra dosyasına beyanda bulunularak alacağın tahsil edildiği veya fatura ve icra dosyası …’a temlik edilmiş ise temlik evrakının icra dosyasına sunulması talep edildiğini, Davalının 09.07.2020 tarihinde icra dosyasına kasıtlı olarak eksik beyanda bulunarak, dava konusu fatura alacağını …’dan tahsil ettiği ve fakat faktoring kanunları gereğince bu alacağı …’a temlik ettiği temlik hususu uyarınca işlem yapılmasını talep etmişse de icra müdürlüğü haklı olarak “Talep ekinde sunulan temlik belgesi noter huzurunda yapılmadığından, talebin reddine” 04.08.2020 tarihinde karar verdiğini, bu suretle davalı tarafın icra dosyasındaki tek alacaklı sıfatı devam ettiğini, bu karar aleyhine ne davalı ne de … hiçbir işlem yapmayarak dosyadaki belirsizliği devam ettirdiğini, Bu gün dahi UYAP üzerinden yapılan incelemede davalı şirketin tek başına bu icra dosyasından alacaklı bulunduğu, icrai işlemlere ve tasarrufun iptali davasına devam ettiğini, Davalı faktoring şirketi ve kendi kredili müşterisi … ile ikili anlaşmalarla yapılan temlik işleminin icra dosyasına kabulünü engellediğini, aralarında 4 yıla varan ödeme anlaşmasını ve son taksidin 1 Eylül 2019 tarihinde ödenmesine rağmen tüm ödemeleri icra dosyasından ve kendilerinden gizlediğini, devletin de tahsil harcı tahsilatının önüne hile ile set çektiğini, Davalının bu kötü niyetli tutumu nedeni; kendi kredi müşterisi …’u koruyarak, müvekkilimin …’a karşı takas mahsup hakkını kullanmasının önüne geçmek, haksız bir biçimde icra takibin edevam edip, tasarrufun iptali davasından bir tahsilat elde eder ise faktoring mevzuatı gereği bu tutarı kendisine ödeme yapan kredili müşterisi …’a aktarmak olduğunu, Dava dosyasında bizzat davalının dava konusu fatura bedelini … tahsil ve bu alacağı oskon’a devir ve temlik ettiğini kabul beyan ve ikrar ettiğini, Bu durumda HMK 312 inci maddesi gereğince kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek ve HMK 312/2 uyarınca davanın açılmasına kim sebebiyet verdiyse onun aleyhine yargılama giderine hüküm kurmak gerektiğini, Yerel mahkemenin yazılı yargılama hükümlerin ide hiçe sayarak basit yargılama hükümleri uyarınca yargılama yaptığını, davayı husumet yokluğu nedeniyle reddettiğini, istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bam 16. Hukuk Dairesi 2021/838 Esas, 2021/1097 Karar sayılı ilamı ile istinaf talebininin kabul edilerek kararın kaldırıldığını, Kaldırma ve iade kararından sonra yerel mahkeme sanki BAM kararını okunmamış gibi duruşma dahi açmadan ve delilleri dahi toplamadan dosya üzerinden Konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar vererek davayı reddettiğini, Davanın kabul ile sonuçlanması halinde davanın kabul edilmesi gerektiği bu maddede özel olarak düzenlendiğini, davanın basit yargılama hükümlerince sonuçlandırılmasının mümkün bulunmadığı ve yazılı yargılama hükümlerinin uygulanması gerektiği tespit edilmişken, BAM kararına hangi gerçekçeyle uyulmadığı da anlaşılamadığını, Davanın konusuz kaldığından söz edilmesinin UYAP üzerinden bu gün dahi icra dosyası ve tasarrufun iptali davasında davalı alacaklının tek alacaklı ve davacı olarak gözükmesi sebebiyle imkansız olduğunu, HMK 312/2 de “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmüne göre delillerin değerlendirileceğini, davalının 4 yıl süren ödemeleri hem davacıdan hem icra dosyasından gizlediğini, 1 Eylül 2019 da yapılan son ödemeden yaklaşık 9 ay sonra o da ihtar üzerine icra dosyasına geçersiz bir beyanda bulunduğunu, davayı kabul eden bir beyanda bulunsa da icra dosyasına yaptığı beyanın yeterli olduğunu ve davayı kabul etmediğini açıkça beyan ederek davaya devam ettiğini , uzlaşma görüşmesinde anlaşmamış, tarafımızca bu davanın açılmasından önce İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesi 2020/249 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın davalı lehine sonuçlandığını, istinaf talebi üzerine İstanbul BAM 22. Hukuk Dairesi 2020/2497 Esas, 2021/1164 Karar sayılı ilamı ile -Davacı-borçlunun istinaf talebinin kabulü ile İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 20/08/2020 tarih 2020/249 Esas-2020/627 Karar sayılı kararının HMK 353(1)-b/3 maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, Şikayetin kabulü ile , İstanbul … icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, dayanak 17.11.2015 tarih A55914 nolu 200.000-Euro bedelli fatura yönünden 01.09.2019 tarihi itibariyle fatura bedelinin ödenmesi sebebiyle fer’ileri ile birlikte bu fatura yönünden İİK 71 maddeye dayalı olarak takibin geri bırakılmasına, alacağın bakiye kısmı yönünden takibin devamına” şeklinde karar verildiğini, kararın temyiz incelemesinde olduğunu, Müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, ihtarda bulunduğunu, İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesinde dava konusu fatura nedeniyle borçlu bulunmadığı yönünde itirazda bulunduğunu, bu mahkemenin 2020/249 Esas, 2020/627 Karar sayılı ilamı ile, söz konusu iddiaların icra hukuk mahkemesinde dinlenilmesinin mümkün bulunmadığını, bu iddiaların bir menfi tespit davasında ileri sürülmesi gerektiğine karar vererek davayı reddettiğini, önce davalıyı uzlaşmaya devam ettiklerini, ve buradan red cevabı alınması üzerine dava açıldığını, belirterek kararın kaldırılmasını davanın davalının kabul ve ikrarı nedeni ile kabulüne, %20 tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı vekili İstanbul BAM 22. Hukuk Dairesi 2020/2497 Esas, 2021/1164 Karar sayılı ilamının onandığına ilişkin Yargıtay 2021/8504, 2022/1305 Karar sayılı ilam örneğini ve beyan dilekçesini sunmuştur.
GEREKÇE Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesinin 2020/411, 2021/54 Karar sayılı, 28.01.2021 Tarihli kararı Dairemizin 2021/838, 2021/1097 Karar sayılı 28.05.2021 Tarihli ilamı ile HMK 353/1.a.6, 355 md gereğince kaldırılmıştır. İlk derece mahkemesince Dairemiz kaldırma kararından sonra dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmiştir.Dairemizin kaldırma kararı; üç sebebe dayalıdır. Birincisi dava değerinin 1.697.200TL olmasına rağmen yargılamanın TTK 4 md aykırı olarak basit yargılama usulüne sürdürülmesi, ikincisi davalının pasif husumetinin olduğu, üçüncüsü ise; davanın konusuz kalıp kalmadığının incelenmesine ilişkindir. Bu durumda kaldırma kararının yerine getirildiğinden söz edilemeyecek olup mahkemece yazılı yargılamaya tabi somut uyuşmazlıkta Dairemiz kararından sonra duruşma açılmadan, taraflara varsa delillerini ibraz etmek için süre verilmeden karar verilmesi yerinde olmadığı gibi, kabule göre de gerekçede dava tarihinde tarafların haklılık durumuna ilişkin değerlendirme yapılmadan karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1.a.6, 355. md gereğince kaldırılmasına, sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2021 tarih, 2021/394 E, 2021/461 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 49,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 211,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/06/2023