Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1860 E. 2021/1940 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1860 Esas
KARAR NO: 2021/1940 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/08/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/508 E.,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili; müvekkili ile, davalı arasında franchise sözleşmesi ve ek protokol düzenlendiğini, sözleşme gereğince 10 adet teminat senedinin davalıya teslim edildiğini, ancak davalının ticari faaliyet başlamadan vaat ettiği iş ve hizmetleri yerine getirmekten kaçındığını, bunun üzerine müvekkilince 08/03/2013 tarihli ihtarnameyle sözleşmenin feshedilerek senetlerin iadesinin istendiği, ancak davalının senetleri iade etmediği gibi takibe koyduğunu, müvekkilinin takip sırasında ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını, açtıkları istirdat davasının mahkemece kabul edildiğini ve kararın da istinaf aşamasından geçerek kesinleştiğini, buna karşılık davalının iş bu davaya konu icra dosyasında müvekkilince başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi ile alacakla ilgili olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının istirdat isteminin zaman aşımına uğradığını, teminat senedi iddiasının doğru olmadığını, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemesince 2021/508 Esas sayılı dosyada 27/08/2021 tarihli ara karar ile; “davacının icra dosyasına ödediği bedelin istirdatı talebine dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunduğu alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden vadesi gelmiş alacak olarak kabulü mümkün olmadığı, vadesi gelmeyen alacak olduğu kabulünde ise borçlunun kaçma, mal kaçırma ve gizlemeye ilişkin davranışta bulunduğu yaklaşık olarak ispat edilmediği, borçlunun borcundan kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlandığı veya alacaklının haklarını ihlal eden işlemlerde bulunduğunun ispatlanmadığı, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati haciz koşullarının somut olayda oluşmadığı” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kambiyo senetlerinin taraflar arasındaki franchise sözleşmesi çerçevesinde teminat olarak verildiğini, icra baskısı üzerine ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığını, müvekkilinin açtığı davada kabul kararı verildiğini, istinaf talebinin de esastan reddedildiğini, müvekkilinin alacağının mahkeme kararıyla sabit hale geldiğini, buna rağmen alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, vadesi gelmiş alacak olarak kabulü mümkün olmadığı gerekçelerinin yerinde olmadığını, kural olarak her borcun doğduğu anda muaccel olduğunu, davalının salt takibi durdurmak amacıyla itiraz ettiğini bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 47.685,73 TL’nin tahsili için İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak “İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takibe konu senetlerin cebri icra yoluyla tahsili ile tutarın iadesi 24.337,70 TL” gösterildiği, davalının ise icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, ayrıca davacının alacağının bulunmadığını bildirdiği görülmüştür. Dosya içinde bulunan İstanbul 7. ATM’nin 2015/43 E. – 2016/776 K.sayılı ilamının incelenmesinde; davacının aynı iddialarla icra dosyasına ödedikleri 6.752,62 TL’nin istirdatını istediği, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekilince istinaf edildiği, Dairemizin 2018/1212 Esas – 2020/ 2140 Karar sayılı ilamıyla davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, ihtiyati haciz talebinin reddi kararına yöneliktir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nun 257.maddesindeki koşulların gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda davacı tarafından ileri sürülen hususların yargılamayı gerektirdiği, alacağın vadesinin geldiği hususunun dosya kapsamı itibariyle henüz söylenemeyeceği, İİK’nun 257/2 maddesindeki koşulların ise davacı tarafından bu aşamada ispat edilemediği, bu hususların ilk derece mahkemesince karar yerinde isabetli olarak değerlendirildiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 17/11/2021