Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1856 E. 2023/982 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1856 Esas
KARAR NO: 2023/982
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/04/2021
NUMARASI: 2017/1012E, 2021/340K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … Bankasının … numaralı, 13/07/2014 keşide tarihli ve 20.000,00-TL miktarlı çekin, müvekkilinin arkadaşı olan …’nın talebiyle hatır olarak … firması emrine düzenlendiğini, çekin … firmasının davalı şahısla yapacağı alışverişin kesinleşmesi halinde müvekkili tarafından imza altına alınacak iken kötü niyetli şahıslar tarafından müvekkili adına imzalanıp kullanıldığını, söz konusu alışverişin gerçekleşmemesi üzerine çekin iadesinin müvekkili tarafından talep edildiği ama çek iadesinin yapılmadığı, çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını beyanla davanın kabulü ile çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile keşidecisi davacı, lehtarı …/… olan, … Bankası A.Ş. Viranşehir şubesine ait … nolu 13/07/2014 tanzim ve 13/07/2014 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli çek sebebiyle Kambiyo Senetlerine Özgü haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, müvekkili takibe konu senedin yetkili hamili konumunda olduğunu, davacının söz konusu çekin hatır çeki olduğuna yönelik iddialarını çeki ciro ile devralan iyiniyetli üçüncü kişi müvekkile karşı ileri sürülemeyeceğini, takibe konu senedin hatır çeki olduğu iddiasının davacı tarafça yazılı delillerle ispatlanamadığından bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini, keşidecinin çekin iptalini talep etme hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “Davanın KABULÜ İLE, davacının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine dayanak … Bankası A.Ş Viranşehir Şubesine ait 13/07/2014 keşide tarihli, 20.000,00-TL bedelli, … çek numaralı çekten ve bu çeke dayalı takipten ötürü borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; Dosyada yapılan imza incelemesi için celp edilen imza asıllarının bulunduğu belgelerin hem nicelik hem de nitelik açısından mukayeseye uygun olmadığını, karşılaştırmaya esas alınan belgelerin yeterli sayıda olmadığı, nitelik açısından senet tanzim tarihi öncesine ait ve tanzim tarihine en yakın tarihli belgeler olmadığını, hükme esas alınmasının yerinde olmadığını, belgelerin sayıca yetersiz olduğunu, ilgili kurum ve kuruluşlardan davacının imza asıllarını içeren belgelerin celbedilmediğini ve belgelerden birinin senedin tanzim tarihinden çok öncesine ait olduğunu, söz konusu belgelerin mukayeseye esas alınmasının Yargıtay içtihatları açısından mümkün olmadığını, Bilirkişi raporuna karşı itirazların değerlendirilmediğini, raporda gösterilen görsellerdeki imzaların hangi belgeler üzerindeki imzalar olduğunun açıkça belirtilmediğini, mukayese edilecek her bir belge altındaki imzanın o evraktaki davacının ismine atfen atılmış imzanın görüntüsü konularak davaya konu senetle birlikte her bir belge için ayrıca imza karşılaştırması yapılması gerektiğini, tek bir bilirkişi tarafından alınan bir rapor olduğunu, Raporun birden fazla oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenmesi gerektiğini, davacının yargılama devam ederken talep sonucunu değiştirmesi ve mahkemenin bu yönde karar vermesi hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde dava konusu çekin iptalinin talep edildiğini, Davaya cevap dilekçesinde davacının çekin iptalini talep etme hakkı olmadığının belirtildiğini, taleple bağlılık ilkesine aykırı karar verildiğini belirterek kararının kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME Davaya esas İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasıincelendiğinde; davalının alacaklı, davacı ile dava dışı …/…’ın borçlu konumunda olduğu, takibin 20.000TL bedelli çek ve ferileri ki toplam 23.848,49-TL alacağın ödenmesi istemiyle kambiyo senetlerine özgü takibe ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Takibin dayanağı olan … Bankası A.Ş Viranşehir Şubesine ait 13/07/2014 tarihli, … çek numaralı ve 20.000,00-TL bedelli çekin keşidecisne atfen davacı …, lehtar …/…, hamilin ise … olduğu ödeme yasağı kararı gereği işlem yapılamadığı, çekin süresinde ibraz edildiği görülmüştür. Adli Tıp Öğretim Üyesi Prof. Dr. … bilirkişi raporunda özetle; lup, beyaz ışık ve değişik açılarda verilen ışık ışınları, yüksek çözünürlü (scanner) tarayıcı, bilgisayar analiz programları kullanılarak, grafolojik, grafometrik ve kaligrafik esaslar dahilinde yapılan mukayeseli incelemede; İnceleme konusu belgede …’a atfen atılmış imza ile …’ın dosyada mevcut mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; İmzaların başlangıç hareketlerinde, ara gramalarında ve bitiş hareketlerinde farklılıklar olduğu, atfen atılmış imzanın titreklikler ve yavaşlamalar içerdiği, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu belgede … adına atfen atılmış İmzaların elde mevcut …’ın imzalarına benzerlik göstermediği dolayısıyla inceleme konusu belgedeki imzanın …’ın eli ürünü olmadığı kanaatini bildirilmiştir.
GEREKÇE Dava, imza inkarı nedeni ile İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece davacının çek tarihinden önceki tarihli imza asıllarının bulunduğu belgelerin resmi kurumlardan celp edilerek bilirkişi raporu alındığı, raporda imzanın davacı eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtildiği, raporun yeterli ve hükme elverişli olduğu, bilirkişi raporunun birden fazla kişiden oluşan bir heyetten alınmasının zorunlu olmadığı, davalı yanca bildirilip toplanmayan mukayeseye esas evrak bulunmadığı, mahkemece re’sen kurumlara müzekkere yazıldığı, imza defi mutlak defi olup herkese karşı ileri sürülebileceği, hukuki nitelendirmeyi yapma görevinin hakime ait olduğu, taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşmadığı dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.629,09 TL harçtan, peşin yatırılan 59,30 TL ve 347.95 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.221,84 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/06/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.