Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1851 E. 2023/978 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1851 Esas
KARAR NO: 2023/978
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/05/2021
NUMARASI: 2020/313E, 2021/396K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … aleyhine 20.000 TL bedelli senet alacağın nedeni gösterilmek suretiyle İstanbul …İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası (Yenileme ile İstanbul …İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası, Yenileme ile İstanbul …İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya numaralarını aldığını ve icra takibine girişildiğini, bahse konu senette müvekkilinin imzasının bulunmadığı gibi takip alacaklısı şahsa da böyle bir borcu bulunmadığını, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile icra dosyasından yapılan maaş kesintilerinin dava sonunda müvekkiline iadesine, bonoda yazılı miktar olan 20.000-TL’nin %20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; söz konusu icra takibinin 2012 yılında başlatıldığı ve aradan yedi sene geçtikten sonra maaş haczi işleminden sonra davanın açıldığını, davaya konu senetteki imzanın Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Tal sayılı dosyasından borçlu … Ltd. Şti. için gidilen haciz işlemi sırasında söz konusu … isimli şirketin bulunduğu adresin ve adresteki malların muvazaalı olarak; iş bu davada davacı sıfatıyla bulunan … isimli şahsa devredilmiş olduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle o gün yapılacak olan haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmaması ve kendilerine süre tanınması talebiyle, söz konusu şirketin aynı zamanda yetkilisi bulunan … isimli şahsın diğer borçlarına da kefil güvencesi sunarak ( senette 3 kefil olduğunu) asıl alacağa tekerrür olmamak kaydıyla taraflarına verildiğini, senette imzası bulunanların her biri aynı anda haciz mahallinde davayı konu senedi imzalayarak verildiğini, haksız ve kötüniyetli davanın reddini, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: “…Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile; İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyasına konu 30/09/2011 düzenlenme tarihli 10/10/2011 ödeme tarihli 20.000 TL miktarlı bonodan kaynaklı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE, 3-Davacı …’nın maaşından İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından kesilen 487,00 TL’nin kesinti tarihi 04.09.2019 tarihinden; 524,00 TL’nin 04.10.2019 tarihinden; 505,00 TL’nin 04.11.2019 tarihinden; 216,00 TL’nin 04.12.2019 tarihinden; 523,00 TL’nin 02.01.2020 tarihinden; 663,00 TL’nin 05.02.2020 tarihinden; 596,00 TL’nin 04.03.2020 tarihinden; 618,00 TL’nin 03.04.2020 tarihinden; 398,00 TL’nin 06.05.2020 tarihinden; 332,00 TL’nin 04.06.2020 tarihinden; 596,00 TL’nin 02.07.2020 tarihinden; 663,00 TL’nin 04.08.2020 tarihinden; 662,00 TL’nin 03.09.2020 tarihinden; 587,00 TL’nin 05.10.2020 tarihinden; 623,00 TL’nin 04.11.2020 tarihinden; 478,00 TL’nin 04.12.2020 tarihinden; 332,00 TL’nin 31.12.2020 tarihinden; 785,00 TL’nin 05.02.2021 tarihinden; 705,00 TL’nin 04.03.2021 tarihinden; 785,00 TL’nin 02.04.2021 tarihinden; 813,00 TL’nin 06.05.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan istirdaden alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Eksik inceleme ile karar verildiğini, davacıya ait işyerinde davacının kaşesi üzerine atılan imzanın, davacının bilgi ve rızası dışında atılmış olduğunu düşünmenin çok zorlama bir kanaat olacağını, bononun resmi haciz işlemi sırasında teslim alındığını, … kaşesi üzerine atılan imza ile … adına atılan imzanın aynı imza olduğunun çıplak gözle dahi görülebilediğini, raporda da buna işaret edildiğini, bonoyu teslim alan Av. … (… ) nin hatırladıkları ve taraflarına ilettiği üzere; … isimli diğer borçlunun … adına temsil ve imza yetkisine sahip olduğunu beyanla ve haciz mahallinde ibraz etmiş olduğu belgeye ( sahte olup olmadığı bilinmeyen) istinaden bonoyu imzaladığını, dosyadaki diğer borçlu …’nın (Davacının yakın akrabası olduğu öğrenildiğini) Davacı …’nın bonoda ki kaşe üzerine atmış olduğu imzanın, hangi reel duruma istianaden atılmış olduğunun tespiti gerektiğini, … bonodaki imzayı geçerli bir temsil -yetki içerir vekaletnameye istinaden atmamış ise yahut Davacı …’nın bilgi ve rızasına istinaden atmamış ise veya ticari mümessil sıfatına haiz değilse ya da ticari vekil sıfatıyla özel olarak yetkilendirilmemişse; şahıs firmasının ( bonoda …- … yazmaktadır.) yetkili temsilcisi gibi hareket ederek bono düzenlediğinden bahisle ” sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçu oluşmuş olacağını, şayet ; … tarafından atılmış olan imza ; Davacı …’nın rıza ve bilgisine istinaden atılmış ise, bu defa iş bu davada imza inkarı ve borçlu olmadığının tespitine dair menfi tespit davasının mesnetsiz kalacağını, İddialarının hiçbirinin mahkemede değerlendirilmediğini, beyanlarının husumet konusuna doğrudan ışık tutacak olması sebebi ile Hmk 145. madde çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiğini, davacıya ; bonoda kendisi adına … tarafından atılmış olan imzanın kendi rıza ve bilgisi yahut yetkilendirmesi ile mi atılmış olduğunun sorulmadan, …’ya kendisini temsile dair özel bir vekaletname verip vermediğinin araştırması yapılmadan, bonodaki diğer borçlu …’nın da konuya ilişkin sayın mahkemece dinlenmeden verilmiş olan kararın yerinde olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir
İNCELEME İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davalı … tarafından davacı … ile dava dışı …, … ve … aleyhine, 20.000TL bedelli bono ile 2257,81TL faiz, 60Tl komisyon ki toplam 22.317,81Tl faizi ile tahsili istemi ile kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.Bilirkişi raporunda özetle; inceleme alacaklısı … (…) borçlusu …-… olan, 30/09/2011 tanzim 10/10/2011 ödeme tarihli 20.000,00 TL meblağlı senette … kaşesi üzerinde atılı, … adına atılı imzayla aynı tersim özellerine sahip borçlu imzalarının mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı yönünde görüş belirtilmiştir. Bono sureti icra dosya örneğinden incelendiğinde; 20.000TL bedelli 30.09.2011 Tanzim, 10.10.2011 vade tarihli olup keşideciye atfen …-…, kefillerin …, … ve … olduğu, lehtarın … olduğu görülmektedir.
GEREKÇE Dava, imza inkarına dayalı olarak İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre; bonoda davacıya atfen atılan keşideci davacının eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtilmiş olup davalı vekilinin bilirkişi raporundaki tespitlere yönelik bir istinaf sebebi bulunmamaktadır. Davalı vekili istinafında; davaya konu bononun dava dışı şirketin borcuna yönelik haciz işlemi sırasında verildiğini, rapora göre imzanın diğer borçlu … tarafından atıldığının belirlendiğini, senedin verilmesi sırasında da dava dışı borçlu vekili tarafından kendilerine …’nın …’yı temsil yetkisi olduğunun beyan edildiğini ve sahte olup olmadığını bilmedikleri bir belge ibraz edildiğini savunmuştur.Dosya kapsamına göre dava konusu bonodaki keşideci imzasının davacı eli ürünü olmadığı sabittir. Davalı yan, diğer borçlu …’nın davacıyı temsilen imza attığını ileri sürmüş ise de; davacı keşideci bonoda şahıs şirketi konumunda olup diğer borçluya temsil yetkisi verildiğine dair haciz mahallinde ibraz edildiği savunulan belge dosyaya sunulmadığı gibi kambiyo senedi tanzim yetkisi içerir açık bilgileri yer alan bir vekaletname bilgisi de davalı yanca bildirilmemiştir. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne dair karar verilmesi yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1366,20-TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/06/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.