Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1837 E. 2023/1292 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1837 Esas
KARAR NO: 2023/1292
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2017/146 2020/249
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli) |Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 25/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle müvekkilinin hem ticaret unvanında, hem marka kullanımında yer alan “…” ibaresinin şirketin hedef kitlesini oluşturan ve kamu kurumlarının A grubu kadrolarına giriş sınavlarına hazırlanan adayların aldıkları hizmeti tavsif eden bir ibare olduğunu, bu itibarla bu ibarenin özellikle davacının faaliyet gösterdiği alanda ayırt edicilik vasfı ve markasal değeri bulunmadığını, hatta davacı adına Türk Patent nezdinde yapılan … sayılı “…” ibareli marka başvurusunun, bu ibarenin kamu kurumlarının A grubu kadroları için kullanılan genel bir ibare olması nedeniyle re’sen reddedildiğini, davalının … numaralı “…” markasının 15/11/2005 tarihinden bu yana 16 ve 41. sınıflarda tescilli olduğunu, ancak tescilli olduğu “eğitim ve öğretim hizmetleri” sınıfında ciddi olarak kullanılmadığını, bu nedenle iptaline karar verilmesini, ayrıca davalının davacı aleyhine Bakırköy 2. FSHHM’nin 2017/99 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdığını, davalının markasının zayıf marka olduğunu, ileri sürülerek, davalının … sayılı marka tescilinin iptaline ve sicilden terkinine, davacının marka kullanımının davalıya ait … sayılı marka tescilini ihlal etmediğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; 1977’den bu yana eğitim sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin Türk Patent nezdinde …, …, …, …, … sayı ile tescilli markaların sahibi .yrıca …, …, … sayılı marka başvuruları bulunduğunu, … sayılı “…” markasını tescil edildiği emtia bakımından uzun zamandır ve kesintisiz olarak kullandığını, davacı/karşı davalının “…” ve “…” şeklindeki kullanımlarının müvekkili adına tescilli olarak uzun zamandır kullanılan “..” markasıyla renk, şekil, konsept ve görünüş olarak birebir aynı olduğunu ve taklit edilerek şekilde işletme adı vs şekilde kullanıldığı gibi http://www….com ve http://..com alan adlarıyla haksız bir şekilde kullanıldığını, bu durumun marka hakkına tecavüzün yanı sıra TTK md. 54-56 uyarınca haksız rekabet de teşkil ettiğini ileri sürülerek, esas davanın reddine; karşı dava bakımından davacı-karşı davalının müvekkiline ait … numaralı “…” markasına ve sair markalarına tecavüzünün tespitine, menine, refine, davacı-karşı davalıya ait www….com/ alan adına erişimin engellenmesine, yayınının kaldırılmasına, belirsiz alacak olarak şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına; davalı-karşı davacının davaya konu olan … numaralı “…” markasının tescilli olduğu 16 ve 41. sınıflarda tescilinden bu yana etkin ve ciddi şekilde kullanıldığı, bunun dışındaki mal ve hizmetler yönünden kullanılmadığı, dava tarihinde davacı-karşı davalı adına ” …” ibareli tescilli bir marka veya marka başvurusu mevcut olmadığı, marka başvurusunun dava açıldıktan sonra yapıldığı, , SMK’nun 155. maddesi uyarınca marka hakkı sahibinin kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, davacı-karşı davalının bu kullanımlarının davalı-karşı davacıya ait “…” markasına tecavüz teşkil ettiği, eylemin aynı zamanda haksız rekabet niteliğinde olduğu, gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davalı-karşı davacının … tescil numaralı “…” markasının tescilli olduğu 16.sınıfta “basılı evraklar, basılı yayınlar, gazeteler, dergiler, kitaplar, rehberler, takvimler, posterler, resimler, afişler, fotoğraflar, tablolar, çıkartma pulları” ile 41.sınıfta “dergi, kitap, gazete ve benzeri yayınlama hizmetleri, eğitim ve öğretim hizmetleri” dışında kalan ve tescilli olduğu diğer mal ve hizmetler için SMK’nun 9 ve 26.maddeleri uyarınca kısmen iptaline ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacı-karşı davalının marka kullanımlarının davalı-karşı davacının markasına tecavüz oluşturmadığının tespiti davasının reddine; karşı davanın kısmen kabulü ile, davacı-karşı davalının “…” ibaresini internet sitesi alan adında, içeriğinde, ürünlerinde ve iş evraklarında markasal olarak kullanmasının davalı-karşı davacıya ait … numaralı “…” markasına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, davacı-karşı davalının ticaret unvanından kaynaklanan hakları saklı kalmak üzere markaya tecavüzün men’ine ve ref’ine, davacı-karşı davalıya ait www…com ve http://…com alan adlarına erişimin engellenmesine, 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar kesinleştiğinde masrafı davacı-karşı davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye’de yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; -Asıl davada, menfi tespit talebi bakımından, karşı davada ise marka ihlalinin tespiti ve buna bağlı talepler bakımından taraf markalarının ayırt edicilik vasıflarının; kararda ve hükme esas bilirkişi raporunda bu hususlar yeterince değerlendirilmediğini, -Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, hem mahkeme kararında hem de raporda taraf markalarının alıcı kitlesinin eğitim hizmeti alan kişiler olarak genelleştirildiğini, ilkokul öğrencisi ile eğitimli ve bilinçli kişilerden oluşan müvekkilinin hedef kitlesi arasında bu açıdan ayrım gözetilmediğini, -Müvekkilinin marka tescili söz konusu olduğunda her davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiğini kabul eden mahkemenin, dava açıldıktan sonra bir okulun kurulup faaliyete geçmiş olmasını delil olarak kabul etmesi çelişkili olduğunu, -Her biri ayrı dava konusu olmayacak tüm talepler bakımından müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, marka ihlalinin tespiti, men’i ve ref’i bakımından vekalet ücretine hükmedildikten sonra bir de alan adı ile ilgili olarak vekalet ücreti tayin edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; -Asıl davada, müvekkile ait … tescil numaralı “…” markasının tescilli olduğu 5. ve 21. sınıflardan kısmen iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesinine hukuka aykırı olduğunu, söz konusu markaya 10 yıl kadar uzunca bir süre sessiz kalan davacı-karşı davalının hükümsüzlük talep etmesinin mümkün olmadığını, -Birleşen davada müvekkili lehine hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğunu, talep edilen 100.000-TL’ye hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, kullanmama nedeniyle marka iptali ile davacının kullanımının davalının markasına tecavüz oluşturmadığının tespiti; karşı dava ise davacı-karşı davalının marka kullanımının davalı-karşı davacının tescilli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, tecavüzün önlenmesi, ref’i ve maddi ve manevi tazminat tazminat davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda asıl davada kullanmama nedeniyle marka iptali davasının kısmen kabulüne, davacının kullanımının davalının markasına tecavüz oluşturmadığının tespiti; davasının reddine; birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; asıl davada, davalı-karşı davacı adına tecilli … numaralı “…” markasının tescilli olduğu 16.sınıfta “basılı evraklar, basılı yayınlar, gazeteler, dergiler, kitaplar, rehberler, takvimler, posterler, resimler, afişler, fotoğraflar, tablolar, çıkartma pulları” ile 41.sınıfta “dergi, kitap, gazete ve benzeri yayınlama hizmetleri, eğitim ve öğretim hizmetleri” dışında kalan diğer mal ve hizmetlere ilişkin kullanımın ispat edilemediği, karşı davada, davacı-karşı davalının “…” ibareli markasal kullanımlarının davalı-karşı davacı adına tescilli “…” ibareli markaya tecavüz ettiğinin tespit edildiği, hükmedilen manevi tazminat tutarının dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, bağımsız bir talep olan alan adı erişiminin reddi nedeniyle davacı-karşı davalı aleyhine vekalet ücreti takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacı -karşı davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalı -karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/09/2023