Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1836 E. 2023/1291 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1836 Esas
KARAR NO: 2023/1291
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2021
NUMARASI: 2021/155 2021/31
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin ABD’de yerleşik bir şirket olup tekstil alanında faaliyet göstermek üzere 1830 yılında ilk olarak “…” adıyla kurulduğunu, …nin “…” markalarının yaratıcısı olduğunu, bu markaya ilişkin öncelik hakkı ve tanınmışlığın önceki ve kapsamlı kullanımı sebebiyle … şirketine ait olduğunu, davalının davaya konu .. tescil nolu “…” markasının, 25.sınıfta yer alan ürünler bakımından 5 yıl kesintisiz olarak kullanımının olmadığı, davalı tescilinin kötü niyetli olduğunu, edildiğini ileri sürerek, davalı markasının kullanılmama sebebiyle iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde kötü niyetli tescil nedeniyle davalı markasının sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1996 yılında kurulan tekstil-konfeksiyon sektöründe ismini duyurmuş alanında da Türkiye’de ve yurtdışında büyük pazar payına sahip bir firma olduğunu, müvekkili adına tescilli olan “…” ibareli markası ile ürün satışlarından haberdar olan davacının haksız ve kötüniyetli olarak davayı açtığını, davacıların müvekkiline ait dava konusu markayı 5 yıl kullanmadığı iddiasının yerinde olmadığını, söz konusu markanın tescil edildiği günden itibaren kullanıldığını, 2018 yılı içinde kullanılmadığı iddia edilen markası ile satılmış olan ürünlerin takribi fatura tutarının 1.300.000,00-TL olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı marka sahibinin söz konusu ” …” markasının tescilli olduğu sınıflardaki spor yaparken giyilen giysiler, banyo ve plaj giysileri, iç çamaşırlar, eldivenler, çoraplar, başlıklar, şapkalar, bereler, kepler, kasketler, bebekler için bu sınıfa dahil özel eşyalar, bebekler için tekstilden bezler, bebekler için tekstilden kundak bezleri, zıbınlar, naylon donlar, mama önlükleri(kağıt mama önlükleri hariç), kravatlar, papyonlar, fularlar, şallar, başörtüleri, pareolar, geçme elbise yakaları, bandanalar, bileklikler, manşonlar, kol bantları, baş bantları, kemerler, pantolon askıları, jartiyerler, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri emtiaları yönünden ciddi bir şekilde herhangi bir kullanımının bulunmadığı bu hali ile markanın sicilden kısmi iptal sebebinin yasal koşullarının oluştuğu, ancak mont ve ceket emtiaları yönünden dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde yoğun ve ciddi kullanımının bulunduğunun anlaşıldığı, hükümsüzlük talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, davalının hükümsüzlüğe konu markasının tescil tarihinin 2002 olduğu, aradan geçen 17 yıla yakın bir sürenin ardından açılan hükümsüzlük davasında sessiz kalma yolu ile hak kaybının gerçekleştiği, davalının tescilinin kötüniyetli olduğu yönündeki iddiasının ispatlanamadığı, davacı markasının tanınmış olduğu hususunun da ispatlanamadığı gerekçesiyle, Davalıya ait … tescil numaralı “..” ibareli markanın tescilli olduğu sınıflardaki spor yaparken giyilen giysiler, banyo ve plaj giysileri, iç çamaşırlar, eldivenler, çoraplar, başlıklar, şapkalar, bereler, kepler, kasketler, bebekler için bu sınıfa dahil özel eşyalar, bebekler için tekstilden bezler, bebekler için tekstilden kundak bezleri, zıbınlar, naylon donlar, mama önlükleri(kağıt mama önlükleri hariç), kravatlar, papyonlar, fularlar, şallar, başörtüleri, pareolar, geçme elbise yakaları, bandanalar, bileklikler, manşonlar, kol bantları, baş bantları, kemerler, pantolon askıları, jartiyerler, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri emtiaları yönünden kullanılmama nedeniyle iptaline, davacının hükümsüzlük davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; -İptali talep edilen markanın 2014 yılında tescil edildiğini, 5 yıllık kullanmama süresinin tescil tarihinden itibaren incelenmesi gerekirken; eksik inceleme sonucu davalının 2014 yılında devralması sebebiyle, davalının sadece 2014-2018 tarihleri arasındaki kullanımın incelendiğini, -Bilirkişiler tarafından davaya konu marka tescilinin kötü niyetli olduğu kanaatine varılmasına rağmen markanın hükümsüz kılınmadığını, -Davalının kötü niyetli olması nedeniyle hak düşürücü sürenin söz konusu olamayacağı, – Bilirkişilerin markanın 2014 yılından itibaren kullanıldığını tespit ettiğini, davanın 2018 yılında açıldığını, sessiz kalmanın söz konusu olmadığını, ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kısmen red yönündeki kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; -Müvekkilinin yalnızca mont ve ceket değil, markanın tescilli olduğu sınıflardaki tüm mal ve hizmetlerin tamamı açısından da 2014 yılından beri düzenli ve ciddi bir şekilde kullanımının bulunduğu, bu sebeple ilk derece mahkemesince davanın reddi kararı verilmesi gerekirken kısmen kabul kararı verilmesinin hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kısmen kabul yönündeki kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davalıya ait markanın kullanılmama nedeniyle iptali, aksi halde davalı markasının hükümsüzlüğü talebine yöneliktir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabülü ile davalıya ait … tescil numaralı “…” ibareli markanın bir kısım emtialar yönünden kullanmama nedeniyle iptali ile fazlaya ilişkin talebin reddine, hükümsüzlük talebinin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı adına tescilli “…” ibareli markanın mont ve ceket emtiaları yönünden dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde yoğun ve ciddi kullanımının bulunduğunun anlaşıldığı, ispat yükü üzerinde olan davalının mont ve ceket emtiaları dışındaki kullanımını ispatlayamadığı, davacının yurt dışında tescilli markasının Türkiye’de bilinirliğini, davalının kötüniyetli olarak Türkiye’de markasını tescil ettirdiğini ispatlayamadığı, markaların ülkeselliği prensibi uyarınca davacının markalarının sırf yurt dışında tescilli olmasının davalının kötüniyetini ispata yeterli olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,3-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/09/2023