Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1835 E. 2023/951 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1835 Esas
KARAR NO: 2023/951
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2021
NUMARASI: 2019/444 E. – 2021/279 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili site yönetimi aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 13/12/2010 düzenleme tarihli, 10/04/2011 ödeme tarihli 5000 TL (toplam 10000 TL ) bedelli iki adet belge hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe konu belgelerin o dönemde müvekkili … Apartman yöneticisi olan … tarafından … lehine düzenlendiğini, ancak site yönetim kurulu başkanı …’ın bu belgeyi düzenleme ve bu şekilde apartman yönetimini borçlandırma yetkisinin bulunmadığını, yetkilerini aşarak verdiği belge sebebi ile müvekkili aleyhinde başlatılan icra takibinden dolayı müvekkili apartman yönetiminin … hesabına bloke konulduğunu, …’ın usulsüz ve yetkisiz işlemleri ile müvekkili … Apartmanının haksız ve hukuka aykırı olarak ve de dayanaksız borçlandırıldığını, müvekkilinin davaya konu takibine ilişkin belgelerle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, takibe konu alacak belgesinin müvekkili yönetim defterlerinde hiçbir kaydı, girdi veya çıktısının bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu icra takibine ilişkin hiçbir borcunun olmadığını, bu nedenlerle; müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, aksi takdirde alacağın %15 inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında, tedbir kararı verilerek müvekkilin Vakıfbank hesabına konulan bloke uyarınca mevcut icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini ve davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … 17/08/2017 tarihli dilekçesinde özetle; amcasından kalan mirası TTK nun 606/2 uyarınca reddettiğini beyan etmiştir. Davalılardan … 17/08/2017 tarihli dilekçesinde özetle; amcasından kalan mirası TTK nun 606/2 uyarınca reddettiğini beyan etmiştir. Davalılardan … 17/08/2017 tarihli dilekçesinde özetle; amcasından kalan mirası TTK nun 606/2 uyarınca reddettiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/444 Esas – 2021/279 Karar sayılı kararıyla; “… öncelikle davalılar …, … ve …”ın mirası reddettikleri anlaşılmakla bu kişilere karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar bakımından esas bakımından dosya incelendiğinde; dava, davalı tarafından davacı aleyhine “nakten” kaydı bulunan ve zamanaşımına uğramış bonoya dayanılarak girişilen ilamsız icra takibi sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olup, takip ve dava konusu bononun zamanaşımına uğradığı dosya içeriğiyle sabittir. TTK’nin 661. Maddesi (6102 sayılı Yasa’nın 749. maddesi) uyarınca zamaşımına uğramış bir bonodaki alacak temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de alacaklı tarafa aittir. Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2007 gün ve 2007/18-153 E-2007/183 sayılı kararında da benimsendiği gibi “zamaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıç niteliğindedir.” Davalı alacaklı alacağını, her türlü delille ispatlayabilir. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/14699 nolu dosyasında … ile …’ın dolandırıcılık, hizmet nedeniyle Güven Kötüye Kullanma suçundan yargılandığı, mahkemece alınan SMMM bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda, apartman yönetimine ait defterler de takip konusu senetlerin tanzim tarihleri ile örtüşen zamanlarda işletme defterinde bu senetlere ait kayda rastlanmadığı, mantolama, davalıların tamir işlerinin … İnş ve … Ltd Şti isimli şirkete yaptırıldığı ev ödemelerinde bu şirkete yapıldığı işletme defteri ile sabit olduğu iddiasının doğru olmadığı tespit edilmiştir. Davalılar murisi senetlerin hangi temel borç ilişkisinin ödeme vasıtası olduğunu ispat edecek bir belge ibraz etmemiştir. Her iki senedin vadesi geçtikten ve kambiyo senedi vasfını yitirdiği, Ticaret Kanununda yer alan 3 senelik süre zarfında tahsil için ibraz edilen veya takibe konulan senetlerin bu süre kaçırıldıktan sonra takibe konu edildiği ve alacaklı davalının hangi borç ilşikisinin teminatı veya ödeme aracı olduğunu ispatlayamadıkları anlaşılmakla davacı … Sitesinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu keşidecisi … Sitesi yönetimi ve …, lehtarı … olan 10/04/2011 vade 13/12/2010 tanzim tarihli 5.000 TL meblağlı senetlerden (iki adet) dolayı borçlu olmadığının tespitine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; “Senetlerin sahte olmadığını, bizzat … Sitesi’nin o dönemki yöneticisi … tarafından imza edilerek verildiğinin davacının beyanları ve dosya münderecatı ile sabit olduğunu, senedin ciro yoluyla el değiştirdiğini, senedin ne için verildiğinin müvekkilim için önem taşımadığını, ölen müvekkilin iyi niyetli olduğunu, …’ın bahsi geçen sitede oturduğunu ve inşaat tamir işleriyle uğraştığını, dolayısıyla kendisi, ölen müvekkilim …’a binanın mantolanması, bodrum katın tabanları ve bina girişinin seramiklerinin yapılması gibi bir kısım işler nedeniyle o senetleri aldığını beyan ettiğini, Apartman yöneticisi …’ın verdiği senetleri işletme defterine kaydetmemesinden ne müvekkilim ve ne de …’ın sorumlu olmadığını, …’ın kendisine yapılacak ödemeler aksayınca üç cephenin mantolanması, bodrum katın tabanları ve bina girişinin seramiklerinin yapılması gibi bir kısım işleri tamamlayıp geri kalan işi yapmadığını Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’nın 2016/14699 soruşturma numaralı dosyaya verdiği ifadesinde beyan ettiğini,Ayrıca yine aynı Soruşturma dosyasındaki 28.06.2016 tarihli ifadesinde o dönemki … sitesinin yöneticisi …; “Senetleri mantolama işi yapan …’a yazılı olarak yönetim kurulu başkanı sıfatıyla ben verdim. …’ı tanımam, …’dan senetleri ciro yoluyla almış olabilir. Zaten beni icraya verdi. İtiraz ettiğim için haciz yapılamadı” dediğini, devamla; “Ben bina ile ilgili harcamadan dolayı senet verdim” cümlesini de ifadesinde kullandığını, …’ın 21.02.2010 tarihli genel kurul kararı ile site adına çek alma, verme keşide etme gibi yetkilerin sahibi olduğunu, bu nedenle takibe konu senetleri düzenleyip herhangi bir sözleşme ve makbuz düzenlenmeksizin …’a verdiğini, son ciranta vefat eden müvekkil …’ın da site yönetimi ve diğer borçlular hakkında icra takibi başlattığını, Büyükçekmece Cumlhuriyet Savcılığı’nın 2016/14699 soruşturma numaralı dosyasında, … ve müvekkil … için takipsizlik kararı verilmiş olup, kararın kesinleştiğini, Bölge Adliye Mahkemesince bozulan karardan sonra görevli olan Bakırköy 3. ATM tarafından tarafımıza dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, böylece cevap ve delil bildirme hakkının kısıtlandığını, Ölen müvekkilin iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olduğunu, davacı ile … arasındaki hukuki ilişkiyi ispat etmek zorunda olmadığını, ancak buna rağmen müvekkilin alacağına karşılık senetleri aldığını yazılı olarak bildirdiklerini, davacının davada davalı olarak …’ı göstermesi gerektiğini, Mahkemenin son duruşmadan evvelki oturumda sözlü yargılamaya geçeceğini bildirmeden, hazır olmadığımız (mazeretimiz vardı) duruşmada davayı aleyhimize bitirmesinin de usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “AÇILAN DAVANIN dahili davalı …, … ve … dışındaki davalılar bakımından KABULÜNE, -Davacı … Sitesinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu keşidecisi … Sitesi yönetimi ve …, lehtarı … olan 10/04/2011 vade 13/12/2010 tanzim tarihli 5.000 TL meblağlı senetlerden (iki adet) dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNE, -Davalı …, … ve …’a karşı açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,” karar verilmiştir.Hüküm davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı site yönetimi, ilamsız olarak başlatılan takibe süresi içinde itiraz edemediği için takibin kesinleştiğini, davalıya böyle bir borcunun olmadığını, sitenin önceki yöneticisinin yetkisi olmadığı halde usulsüz olarak bono verdiğini beyanla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Takibe konu bonoların zamanaşımına uğradığı ve delil başlangıcı niteliğinde olduğu, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/14699 Soruşturma sayılı dosyası ile bonoları düzenleyen … ile lehtar … hakkında “Dolandırıcılık, Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma” suçlarından soruşturma başlatıldığı, bu kapsamda alınan mali bilirkişi raporunda, “Apartman yönetimine ait defterlerde takip konusu bonoların tanzim tarihleri ile örtüşen zamanlarda işletme defterinde bu bonolara ait kayda rastlanmadığı, iddia edilen tadilat işlerinin dava dışı şirkete yaptırıldığı, ödemelerin de bu şirkete yapıldığı.”nın tespit edilmesi karşısında; ispat yükü kendisinde olan davalı tarafın alacağını ispata yarar delil sunamadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi tarafından davacının menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalılar … ve … vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 683,10 TL harçtan, peşin alınan 171,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,10 TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/06/2023