Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1824 E. 2021/1971 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1824 Esas
KARAR NO: 2021/1971
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2014/334 E. – 2020/192 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.12.2008 keşide tarihli, 8011671 sayılı, 15.000,00 TL bedelli çeki …’e verdiğini, bu çekin bedelini bu kişiye ödediğini, çeki geri istediğinde …’in çeki bulamadığını söyleyerek kendisine çeki vermediğini, çekin karşılığında …’den makbuz aldığını, iki ay sonra İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından davalı … tarafından kendisi aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının çekin arkasındaki ciroyu silerek kendi cirosunu girdiğini, bu yolla sahtecilik yaptığını, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, bu kişi hakkında İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/101 Esas – 2012/15 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, söz konusu çek ve aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.02.2020 tarih ve 2014/334 Esas – 2020/192 Karar sayılı kararıyla; “dava konusu çekin son ciranta tarafından bankaya sunulduğu, banka tarafından karşılığı yoktur şerhinin yazıldığı, son cirantanın cirosunun da üzeri karalanarak iptal edildiği ve çekin bankaya sunulmasından sonra davalıya geçtiği gerek dosya içeriğinden gerekse davalının savcılıktaki ifadesinden anlaşıldığı, çekin bankaya sunulmasından sonra el değiştirmesinin alacağın temliki hükümlerine bağlı olduğu, alacağın devrinin de Türk Borçlar Kanunu m.184’e göre yazılı şekilde yapılması gerektiği, davalının bu konuda yazılı bir delil sunamadığı, bu durumda davalının dava konusu çekin yetkili hamili olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalı tarafın yetkili hamili olmadığı bir çek için icra takibi başlatmış olmasının iyiniyetli görülmedığı gerekçesiyle davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davacının haksız menfaat elde etmeye çalışarak kötüniyetli davrandığını, davacının çeki ödediğine ilişkin olarak sunduğu belgenin borcun ödendiğini ispatlayacak nitelikte olmadığını,Çekin lehtarda kaybolduğu iddia edilmesine rağmen, lehtar … tarafından çek iptali davasının açılmadığını, Çekin davalıya üzeri karalanmış olarak davacı tarafından getirildiğini, tahrifata yol açanın davalı değil davacı olduğunu, Yetkili hamil sıfatıyla çekin icra takibine konu edilmesi nedeniyle, kötüniyet tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/101 Esas – 2012/15 Karar (2015/216 yeni esas) sayılı dosyası. (Davalının sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine dair verilen kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine davalının her iki suçtan beraatine karar verildiği, dosyanın halen temyiz incelemesinde olduğu.)
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekin keşidecisi olduğunu, çeki …’e verdiğini ve çek bedelini bu kişiye ödeyerek makbuz aldığını ancak şahsın çeki bulamadığını söyleyerek iade etmediğini, davalı tarafından başlatılan takibin haksız olduğunu ve davalı cirosunun sahte olduğundan bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı davaya cevap vermemiştir.İlk derece mahkemesi tarafından, “…çekin bankaya sunulmasından sonra davalıya geçtiği, çekin bankaya sunulmasından sonra el değiştirmesinin alacağın temliki hükümlerine bağlı olduğu ve davalının bu konuda yazılı bir delil sunamadığı, buna göre davalının çekin yetkili hamili olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı tarafın yetkili hamili olmadığı bir çek için icra takibi başlatmış olması nedeniyle davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine.” karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının takibe konu 30.12.2008 keşide tarihli ve 15.000,00 TL tutarlı çekin keşidecisi olduğu, çekin hamiline olarak düzenlendiği, çekin ciranta …’e verildiği, davacının çek bedelini bu cirantaya ödediğini ve makbuz aldığını iddia etmesine rağmen yapılan bu ödemenin davacı keşidecinin diğer cirantalara karşı sorumluluğunu kaldırmayacağı, ancak çekin bankaya ibrazından sonra çekin davalıya geçmiş olduğu ve çek üzerindeki ciranta isim ve imzalarının bankaya ibrazdan sonra karalanmış olduğu gerek mahkemece toplanan deliller gerekse de İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/101 Esas – 2012/15 Karar (2015/216 yeni esas) sayılı dosyası kapsamıyla sabit olduğundan davalının çekin yetkili hamil olarak kabul edilemeyeceği ve bu nedenle ilk derece mahkemesinin menfi tespit kararının isabetli olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.024,65 TL harçtan, peşin alınan 256,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/11/2021