Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1812 E. 2023/952 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1812 Esas
KARAR NO: 2023/952
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2021
NUMARASI: 2020/321 E – 2021/415 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dahilinde borçlu dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkilde bulunan hak ve alacaklarının tespiti ve bulunması durumunda icra dosyasına ödenmesi talebi ile İİK m.89 gereğince haciz ibranamesinin tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından 30/12/2019 tarihinde borca itiraz edilerek PTT’ye teslim iadeli taahhütlü biçimde teslim edildiğini ancak 06/01/2020 tarihinde icra müdürlüğü tarafından teslim alındığını, 21/01/2020 tarihinde müvekkiline ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini ancak müvekkilinin her iki itirazının icra müdürlüğüne süresinde teslim olmadığını ve müvekkili firmaya üçüncü kez haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, borçlu firmanın müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, borçlu tarafından müvekkiline kesilen herhangi haciz ihbarnamesinin tebliğ olmadığını, 15/10/2019 tarihinde 15.714,95 TL bedelli … seri numaralı çek ile fatura bedellerinin ödendiğini, borçlunun müvekkili nezdinde hak ve alacağının kalmadığını bildirmekle davanın kabulüne, … San. Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkili firma nezdinde herhangi bir hak ve alacağının olmadığının tespitine, haciz bildirilerinin iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra ihbarlarına sehven süresinde cevap veremediğini bildirdiğini ancak ihbarnamelere cevap verilmesi için belirtilen sürelerin kesin olduğunu, davacının süreleri sehven kaçırmış olmasının bir etkisinin bulunmayacağını, davacının kötüniyetli olarak davaya ikame ettiğini, üçüncü kişinin tebliğden itibaren yedi gün içinde ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmezse borcun zimmetinde sayılmasının kesinleşeceğini bildirmekle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2021 tarih ve 2020/321 Esas – 2021/415 Karar sayılı kararıyla; “… Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, … San. Tic. Ltd. Şti tarafından 21.06.2019 ve 10.07.2019 tarihlerinde toplam 15.714,95 TL tutarında iki adet fatura düzenlendiği, faturaların davacının defterlerine kayıt edildiği, davacı tarafından fatura borcuna karşılık 29.08.2019 tarihinde 15.714,95 TL tutarında çek verildiği, 20.10.2019 tarihinde çek ödemesinin yapıldığı, taraflar arasında başka bir ticari ilişki olmadığı, 29.08.2019 tarihi itibariyle ticari ilişkinin sonlandığı ve bu tarih itibariyle, haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri ve dava tarihi itibariyle davacının … San. Tic. Ltd. Şti’ye borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Yargılama gideri açısından yapılan değerlendirmede; davalının haciz ihbarnamelerinin gönderilmesine ilişkin talepte bulunduğu, davacı tarafından her ne kadar süresinde itiraz yapılmasa da süre dolduktan sonra itiraz dilekçesi sunarak … San. Tic. Ltd. Şti’ye borcu bulunmadığını icra müdürlüğüne ve davalıya bildirdiği, davacının borçlu olmadığına yönelik iradesinin icra dosyasında bulunduğu, buna rağmen davalının talebi üzerine üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiği anlaşılmakla davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği sonucuna varıldığından yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davalı sorumlu tutulmuştur. Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle icra takibinin borçlusu … San. Tic. Ltd. Şti’ye borcunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davacının Bursa … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesi sebebiyle takip borçlusu ve alacaklılarına karşı borçlu olmadığının tespitine” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “İİK 89/3 hükmü içerisinde bulunan 15 günlük hak düşürücü süreye riayet edilmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini; davacının açtığı davanın İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/121 E. 2020/142 K sayılı kararı ile görevsizlikle sonuçlandığını, kararın kesinleştiğini, ancak davacı tarafça dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi süresi içerisinde talep edilmediğinden ve bu iki haftalık süre hak düşürücü süre olduğundan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, Nitekim dosyanın mahkeme tarafından re’sen gönderilmesinin de HMK m.20/1 uyarınca hatalı olduğunu, davanın 15 günlük hak düşürücü sürede açılmadığından “Davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerektiğini, Davacının haciz ihbarnamelerine süresinde itirazda bulunmadığını; 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilmesine davacının sebebiyet verdiğini, 7 günlük yasal süre içerisinde ihbarnamelere cevap verildiği dosya içerisinde görülmediğinden, hukuka uygun olarak yasal prosedürün takip edildiğini, Davacının gerek süresinde itirazda bulunmaması gerekse itirazların dosyaya geç tebliği alacaklının sorumluluğu altında olmadığından, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin tarafımıza yükletilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu,Detaylı inceleme veya ihbarnameye itiraz olmaksızın, davacı şirkette dosya borçlusunun alacağının olmayacağının tek başına takdir edilemeyeceğini, resmi evraklar ve defterler incelenmeden davalı müvekkilin bunu tespit etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava; üçüncü kişinin açtığı İİK 89/3.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KABULÜNE, davacının Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesi sebebiyle takip borçlusu ve alacaklılarına karşı borçlu olmadığının tespitine.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine yapılan itirazın süresinde icra dosyasına ulaşmadığını, ancak takip borçlusuna ve takip alacaklısına borcunun olmadığını ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, haciz ihbarnamelerine süresinde itirazın olmadığını, davanın da hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını beyanla davanın reddini istemiştir. Davanın İİK 89/3 maddesi uyarınca açılmış olan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, İİK 89. maddesi uyarınca birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine 7 gün içerisinde itiraz edilmemesi sebebiyle borç zimmetinde sayılan üçüncü kişi durumundaki davacının İİK 89/3. maddesi gereğince üçüncü haciz ihbarnamesine karşı 15 günlük süre içinde menfi tespit davası açtığı takdirde bu davada üçüncü kişi takip borçlusuna borçlu olmadığını ispata mecbur olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından işbu davanın İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemenin 24.02.2020 tarih ve 2021/121 Esas – 2020/142 Karar sayılı kararı ile davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının Covid-19 salgını dolayısıyla sürelerin durması nedeniyle 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için 10.03.2020 tarihinde dilekçe verdiği, buna göre dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinde ve davaya devam edilmesinde usule aykırılığın bulunmadığı anlaşılmıştır. İcra müdürlüğü tarafından davacıya İİK.89/1 haciz ihbarnamesinin 25.12.2019 tarihinde, İİK.89/2 haciz ihbarnamesinin 21.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, ihbarnamelere süresi içinde itiraz edilmemesi üzerine davacıya İİK.89/3 haciz ihbarnamesinin 11.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın (görevsiz mahkemede) 20.02.2020 tarihinde açıldığı ve buna göre davanın 15 günlük hak düşürücü sürede açıldığı anlaşıldığından; davalının süreye ilişkin aksi yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. Mahkemece davacı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile takip ve haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibari ile davacının dava dışı takip borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığı sabit olduğundan, davanın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmakla davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/06/2023