Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1803 E. 2023/959 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1803 Esas
KARAR NO: 2023/959
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2021
NUMARASI: 2018/942 E. – 2021/406 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine girişilen icra takibine dayanak çekle ilgili davacı müvekkili şirketin davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe konu edilen … Bankası Aspendos Bulvarı Şubesine ait 14.780,00 TL’lik 26/09/2018 keşide tarihli görünen çekte bulunan keşideci imzasının davacı müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, banka tarafından çekin arka kısmında yazılı olan ”İş bu çek üzerindeki keşideci imzası ile yetkili keşideci imzası birbirini tutmadığı anlaşıldığından işleme alınmamıştır” ibaresinden çekte bulunan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin alacaklıya ya da diğer borçluya herhangi bir borcu olmadığı gibi herhangi bir ticari ilişkisinin de bulunmadığını, müvekkili şirket nezdinde muhasebeci olarak çalışan …’nun çalıştığı dönemde boş çek yapraklarını müvekkili şirketin kasasından çalarak evrakları doldurduğunu ve bu evrakları üçüncü şahıslara şirket tarafından çekler verilmiş gibi dağıttığını, bu nedenle … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketin başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere hükmedilecek kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının keşidecisi olduğu ve davaya konu çek ile aynı imzayı taşıyan … Bankası Aspendos Bulvarı/ Antalya Şubesine ait … numaralı 11/09/2018 keşide tarihli 14.250,00 TL bedelli çek ve … Bankası Akdeniz/ Antalya Şubesine ait … numaralı 30/10/2018 keşide tarihli 7.800,00 TL bedelli çekin ödendiğini, çek görüntüleri incelendiğinde dava konusu çek ile imzaların aynı olduğunun açıkça görüleceğini, dava konusu çeklerdeki imzanın davacıya ait olmadığının kesin olarak anlaşılması halinde; müvekkili şirket dava konusu çekleri dava dışı faktoring müşterisinden alacağı tevsik eden belgelere binaen tevdi almış olduğundan çek üzerindeki imzanın sıhhatini bilebilecek durumda olmadığının nazara alınmasının gerektiğini, müvekkili şirketin mevzuat çerçevesinde usulüne uygun olarak faktoring işlemi gerçekleştirmiş olup davacıyla da doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığını, davacının itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve kötü niyetli davanın reddine, kötü niyetli davacının %20′ den az olmamak üzere tazminata çarptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.06.2021 tarih ve 2018/942 Esas – 2021/406 Karar sayılı kararıyla; “…Davaya konu çekteki sahte imzanın – sahtecilik iddiasının- hukuki nitelendirmesine gelince, bilindiği üzere sahtelik def’i, mutlak def’i olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir, bu bağlamda iyiniyetli olsa dahi cirantalara ve hamile karşı sahtecilik iddiası ileri sürülebilecektir. (Yargıtay 19.H.D 2013/18072 Esas, 2014/1981 K; aynı dairenin 2015/9524 E., 2016/526 Karar sayılı ilamları). Bu nedenle söz konusu çekten ve icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Bununla birlikte; davacı şirket her ne kadar kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davalı hamil şirketin cirosundan önce başka şirketlere ait ciro bulunduğu, ayrıca davalı faktoring şirketinin bahse konu çeki faturaya dayanarak ve faktoring sözleşmesi kapsamında iktisap ettiği görülmekle, kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Dosya kapsamında alınan ve mahkeme kararına dayanak olan 10.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda yapılan inceleme usul ve yasaya uygun nitelikte olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/12-466 Esas ve 2001/483 Karar nolu 06.06.2001 tarihli kararında işaret edilen inceleme şeklinin göz ardı edildiğini,
Bilirkişi raporunda açıklık bulunmadığını, incelenen imza örneklerinin hangi belgerlerde yer alan imzalar olduğunun dahi belirtilmediğini, Davacının keşidecisi olduğu ve davaya konu çek ile aynı imzayı taşıyan ve ödenmiş (… Bankası Aspendos Bulvarı/Antalya şubesi’ne ait … numaralı 11.09.2018 keşide tarihli 14.250,00 tl bedelli çek ile … Bankası Akdeniz/Antalya şubesi’ne ait … numaralı 30.10.2018 keşide tarihli 7.800,00 TL bedelli çek) çekler hakkında bilirkişi incelemesi dahi yapılmadan karar verildiğini, Evrak üzerindeki imzanın yetkiliye ait olmadığı durumlarda şayet aynı imzayla daha önce ödeme yapılmış olmasına rağmen kötü niyetle bu şekilde kıymetli evrak keşide/ciro edilmeye devam edilmekte ise, bu durum tarafların davadaki hukuki pozisyonlarını ve haklılıklarını doğrudan etkiyen bir unsur olarak değerlendirileceğini, ancak mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını; bu durumun anlaşılabilmesi adına davacının çek hesaplarının bulunduğu bankaların açıklattırılması ve bu bankalara müzekkere yazılarak davacılara ait daha önce ödenmiş olan çeklerin getirtilmesini ve imza karşılaştırması yapılması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. …’in 10/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; ”… İnceleme konusu … Bankası Aspendos Bulvarı/Antalya Şubesinin keşide yeri Aksu, keşide tarihi 26/09/2018 olan … Eml. Dans. … emrine düzenlenmiş 14.780,00 TL bedelli, … sayılı … yetkilisine atfen atılmış keşideci imzasının mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran şirket yetkilisi …’ün eli ürünü olmadığı.” mütalaa edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KABULÜ ile; Davaya konu … Bankası A.Ş. Antalya Aspendos Bulvarı Şubesine ait keşidecesi … olan, … seri numaralı, 26/09/2018 keşide tarihli 14.780,00 TL bedelli çek ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinden ötürü davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, -Davacının tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE” karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davaya ve takibe konu 26/09/2018 keşide tarihli ve 14.780,00 TL tutarlı çekteki keşideci imzasının kendisine (şirket yetkilisine) ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan grafoloji raporu ile, “Çekteki davacı adına atılı keşideci imzasının davacı yetkilisi eli ürünü olmadığı” sabit olmuştur. Sahtecilik iddiasının mutlak defi olması ve herkese karşı ileri sürülebilecek olması nedeniyle davalının iyiniyetli hamil olduğu iddiasının sonuca etkili olmadığı, çekteki imzanın davacı tarafa ait olmadığının tespiti nedeniyle başkaca araştırılacak hususun bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararının isabetli olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.114,69 TL harçtan, peşin alınan 337,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 776,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/06/2023