Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1802 E. 2021/1897 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1802 Esas
KARAR NO: 2021/1897
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/462
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı asilin diğer davacı şirketin yetkilisi olduğunu, müvekkilleri ile davalı arasında geçen ticaret neticesinde 2020 yılı başlarında 5.000,00 TL bedelli bono tanzim edilerek davalıya teslim edildiğini, davalının müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin Esas sayılı dosyası ile senedin önüne “9” rakamı eklenerek sanki müvekkilinin 95.000,00 TL borcu varmış gibi işlem başlatıldığını, ilgili bonoda tahrifat yapıldığını, bu durumun çıplak gözle dahil anlaşılacağını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı müvekkillerinin asıl borcunun 5.000,00 TL olduğunu, takip tarihi olan 14/04/2021 tarihi itibariyle takip çıktısı değerinin 5.622,94 TL olduğunu, dolayısıyla bu meblağın davaya konu icra takibinin değeri olan 108.579,15 TL’den mahsup edilerek geriye kalan 102.956,21 TL üzerinden işbu davayı ikame ettiklerini, 21/06/2021 tarihinde iş yerinde yapılan hacizde cebri icra tehdidi altında müvekkilinin eşinin icra kefili olduğunu, ödeme taahüdünde bulunduğunu ve 9.880,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, HMK 209/1 ve 389 maddeleri uyarınca tedbiren takibin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacıların davayı açmakta kötü niyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/07/2021 tarih ve 2021/462 Esas sayılı ara kararı ile; “…2004 sayılı İİK’nun 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinin düzenlendiği, davacılar vekili tarafından müvekkilleri hakkında başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, bu hali ile davacının talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İcra takibine konu bono üzerindeki imzaların müvekkile ait olduğunu, ancak bono üzerinde tahrifat yapıldığını, senetteki 5.000,00-TL ibaresinin önüne ‘9’ rakamı eklenerek sanki davacının 95.000,00-TL borcu varmış gibi işlem başlatıldığını, sonradan yazılan ‘9’ rakamının hiçbir yerinde de davacı-müvekkilin paraf veya imzası mevcut olmadığını, senet üzerinde tahrifat olduğu, sahte olduğu ve bu haliyle geçerli olmasının mümkün olmadığını, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2013/ 22849 E., 2013/ 31771 K. sayılı ilamında “Somut olayda takibe konu senet bedellerinin önlerine rakam konulmak sureti ile bedelde tahrifat yapıldığı iddia edilmekle sahtelik iddiasında bulunulan kısım yönünden takibin durdurulmasına, sahtelik iddia edilmeyen kısım yönünden ise işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken takibin tamamının durdurulmasına karar verilmesi isabetsizdir.” kararının emsal nitelikte olduğunu, dolayısıyla işbu dava yönünden de icra takibinin davacı-müvekkillerin borcu olan 5.000,00-TL üzerindeki kısmının tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesinin kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar, takibe konu bonoda tahrifat yapıldığını, bononun 5000,00 TL olarak düzenlenmesine rağmen başına ‘9’ rakamı ilave edilerek 95.000,00 TL üzerinden takibe konulduğunu beyanla fazladan gösterilen alacak bölümü yönünden menfi tespit isteminde ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “…2004 sayılı İİK’nun 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, davacılar vekilinin icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça “Bonodaki rakamlara sonradan ilave yapılarak, bonoda tahrifat yapılmış olması nedeniyle somut olayda HMK’nun 209. 389.maddeler uyarınca karar verilmesi gerektiği” ileri sürülmüş ise de; bononun sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Somut olay ve dosya kapsamına göre, HMK.209 maddesi gereğince tedbir kararı verilmesini gerektirecek herhangi bir grafolojik bilirkişi raporu bulunmadığı gibi, henüz bu aşamada kanaat verebilecek düzeyde ceza soruşturması ya da bir ceza davasının da bulunmadığı, mevcut delil durumu gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararı yerinde olduğundan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.05/11/2021