Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1801 E. 2021/1896 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1801 Esas
KARAR NO: 2021/1896
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2021
NUMARASI: 2021/415
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas numarasına kayıtlı kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğunu, davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacakların kesinlikle hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, takibe konu senette düzenlenme tarihinin altında yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek, İİK’nın 72.maddesi gereğince müvekkilinin borçlu olmadığının ve kambiyo senedinin icra takibine konu olması nedeni ile maaş hesabından kesilmeden borçlu olmadığının tespitine ve teminatsız olarak icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın fazlaya ilişkin 24.204,79 TL’lik kısmı yönünden reddine, davacı borçlu aleyhine reddedilecek kısmın %20’sinden az olmamak şartıyla kötü niyet tazminatına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İHTİYATİ TEDBİRİN REDDİ KARARI: Mahkemece 08/07/2021 tarihli ara karar ile; davanın, davacı aleyhine yapılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK 72/3.maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.” hükmü gereğince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davadaki tedbir taleplerinin icra takibinin durdurulmasına yönelik olmayıp, davacının maaşına haciz konulmaması talebine yönelik olduğu. Mahkemece tedbir talebinin reddine dair kararının bu nedenle hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 29.05.2020 tarihli raporu (Keşan C.Başsavcılığı’nın 2019/1292 Sor.dosyası kapsamında alınmış; davaya konu bonodaki imzanın davacıya ait olmadığına dair rapor.)
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunarak, başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulması talebinde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK 72/3.maddesindeki ‘İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.’ hükmü gereğince ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının icra takibine konu edilen 01.08.2016 vade tarihli ve 10.000,00 TL bedelli bononun ön yüzünde borçlu bölümündeki adına atılı imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından henüz imza incelemesinin yapılamadığı, ancak davacının şikayeti üzerine dava konusu bononun sahteliği yönünden başlatılan Keşan C.Başsavcılığı’nın 2019/1292 Sor. dosyası kapsamında alınan ve “Bonodaki davacı adına atılı imzanın davacı eli ürünü olmadığı” tespitini içeren İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 29.05.2020 tarihli raporu göz önüne alındığında; her ne kadar İİK 72.maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin tedbir yoluyla durdurulması mümkün değil ise de, HMK 209.maddesi de dikkate alındığında, mevcut delil durumu uyarınca davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/415 esas sayılı dosyasında tedbirin reddine ilişkin olarak verilen 08/07/2021 tarihli KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 53,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 215,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.05/11/2021