Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/18 E. 2023/84 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/18 Esas
KARAR NO: 2023/84
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2020
NUMARASI: 2017/1079E, 2020/423K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Su ve maden suyu sektöründe üretici firma olarak faaliyet gösteren müvekkili ile davalı arasında 12/06/2014 tarihinde Nokta Satış Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalı 10.000 koli ürün satın alma taahhüdünde bulunduğunu, müvekkilinin de buna karşılık 50.000,00 TL+ imza edildiği dönemdeki fiyatlar ile yaklaşık 215.000,00 TL’ye tekabül ettiğini, imza edildiği dönemdeki fiyatlar ile yaklaşık 215.000,00 TL’ye tekabül ettiğini, söz konusu kotanın davalı tarafından doldurulabilmesi adına davalı şirketin sahibinin hissedarı ve sahibi olduğu başkaca iki ayrı tüzel kişiliğin de müvekkili şirketten yapacağı alımların kotaya dahil edilmesi yönünde anlaşmaya varıldığını ve bu iki şirkette sözleşmeye ayrıca koyduğunu, ancak geçen zaman içinde davalı taahhüt ettiği alımı yapmadığını, ticari ilişkinin sonlandığı tarihe kadar yaklaşık 57.000,00 TL tutarındaki exclusive malı ancak alabildiğini bu rakamın neredeyse müvekkili şirket tarafından ödenen katılım bedeline denk geldiğini, davalının işin başında taahhüt ettiği miktarı satın alabileceği konusunda müvekkilini ikna ettiğini beyan ederek davalının İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin takip tarihinden itibaren avans faizi ile devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının nokta satış sözleşmesinin davalı … Tic. Ltd. Şti. Yanısıra … Tic. Ltd. Şti. Ve … Tic. Ltd. Şti tarafından da imzalandığını ve dava dışı şirketler tarafından yapılan alımların da sözleşmeye dahil olduğunu belirttiğini, ancak davanın sadece davalı … Tic. Ltd. Şti’ne karşı yönlendirildiğini, kesinlikle yapılan fesih bildirimini, tespitini ve aykırılığın varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte belirtmeleri gereken iddia edilenin … Dış Tic. Ltd.’nde yapılan tespite istinaden müvekkilinin …’ın Sözleşmeyi ihlal ettiğinin iddia edilmesinin mümkün olmadığını davanın müvekkili …’ye karşı yöneltilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın usulden reddini, aksi kanaatte olması halinde işbu haksız ve mesnedi olmayan davanın esastan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Davacının davasının kabulüne; İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı takibe yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davacı lehine 11.831,52 TL tazminata hümolunmasına davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Sözleşmenin süresiz olup, yapılan tespitin hukuki yararı olmayıp, geçersiz tespite dayalı olarak sözleşme haksız olarak feshedildiğini, Müvekkili şirket, dava dışı … LTD. ŞTİ. ile … LTD. ŞTİ. ve … TİC. A.Ş. arasında Nokta Satış Sözleşmesi akdedildiğini, süresiz olarak akdedilen işbu sözleşme davacı yan tarafından kota doldurulamadığından bahisle tek taraflı ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini ancak sözleşmenin süresi başlıklı 3.maddenin “Bu sözleşe, taraflarca imzalandığı tarihten itibaren nokta için tanımlanan KOTA BİTİMİNE KADAR GEÇERLİDİR. Kota bitimiyle sözleşme kendiliğinden münfesih olacaktır.” şeklinde olduğunu, Sözleşme süresiz olarak akdedilmiş iken davacı yan ticari ilişkinin sonlandığı tarihe kadar alım yapılmadığından bahsettiğini, Davacı şirketin tacir sıfatın haiz olması sebebiyle, sözleşmeyi tek tip ve kedisi hazırladığından süresiz olduğunu biliyor olması, müvekkili şirket ile imzalamış olduğu sözleşme ile neyi taahhüt ettiğini ve işbu taahhüdün sonuçlarını öngörerek sözleşmeyi imzaladığının kabulü gerektiğini, Sırf alım yapılamadığından bahisle sözleşmeyi feshettikleri anlaşıldığını, Davacı yan tarafından yapıldığı iddia edilen tespitin hukuki ve maddi yararı olmadığı gibi tespit sözleşme konusu dışında kalan işletmede gerçekleştirildiğini, sözleşmenin 4.maddesinde; “Satış Noktası …” markası dahilinde şeklinde” olduğunu, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/324 D.iş dosyasında tespit …’da gerçekleştirildiğini, … ve … İKİ AYRI MARKA VE İKİ AYRI YER olduğunu, gerek iştigal konusu gerek müşteri portföyü olarak da ayrı olduğunu, İki ayrı yer olduğu internet sitelerinde de açıkça belirtildiğini, marka bilgilerinin de sunulduğunu, Satış noktasının … olduğu; ancak tespit “…”TA yaptırıldığından tespit geçersiz olduğunu, Kök raporda, ‘…Mahkemenin keşif ve tespit yaptığı … restoranının sözleşmenin … Dış Tic Ltd Şti’nin şubesi konumunda … olduğu anlaşılmıştır. Yaptığımız araştırmada tespit yaptırılan … restoranının cafe tarzında olmayıp Cafe tarzında olan yer ise sözleşmede belirtilen … markasıdır.) farklı hizmet anlayışına sahip bir restaurant olduğu görülmektedir” şeklinde açıklamanın yer aldığı, tespitin dosya kapsamı haricinde müvekkil firmaya ait başkaca bir işletmeye ilişkin tespit olduğunun açık ve net olarak gösterdiğini, tespitin dava konusu sözleşme ve işletme ile ilgili olmaması sebebiyle, davacının işbu davaya ilişkin dayanağı kalmadığını ek rapor da kök rapor ile aynı doğrultuda olduğundan, tespit raporunun işbu davada dikkate alınmaması gerektiğini, Nokta Satış Sözleşmesi madde 3 uyarınca; ‘Sözleşme süresi nokta için kota bitimine kadardır.’ denilmekte olup, sözleşmesi madde 4 uyarınca; ‘… markası dahilinde sözleşme yürürlükte olduğu sürece….” şeklinde ifade edilmesi ile sözleşmenin müvekkile ait sadece “…’ ile sınırlandırıldığı, müvekkil firmaya ait başkaca işletmelere ilişkin olmadığı açık ve net olarak ifade edildiğini, Taraflar arasında münakit sözleşmenin 4/a maddesinin rekabet hükümleri genel işlem şartı teşkil ettiğini, Bilirkişinin ek raporunda’… Turistik ve toplumun değişik katmanlarından müşterilere hizmet veren iş yerlerinin sadece bir marka ürünü satmaları uygulamada zorlayıcı ve müşteri memnuniyeti yönünden doğru yaklaşım olmayacağı bu sözleşmenin şartlarına uymanın zor olacağı görüşündeyiz’… Şeklinde ki görüşün devamında; ‘… Diğer iş yerleri acemice davranılmış sözleşmede kapsam dışı bırakılmıştır. Yine satış süresi yazılı değildir.’ şeklinde görüş sunmasıyla, söz konusu sözleşmenin uygulanmasının imkansız olduğu ve tek iş yeri olarak düzenlenmesi ve turizm sektöründe faaliyet gösteren bir iş yerinde uygulanmasının mümkün olmamasının sebebiyle İfa imkansızlığı olan bir sözleşmeden dolayı kotanın tamamlanmadığından bahisle sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğu aynen belirtildiğini, Mahkemece müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını, likit alacak olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Dosyada mevcut 12.06.2014 Tarihli nokta satış sözleşmesinde davacı ile davalı şirketin ve dava dışı …Şti, …Şti’nin kaşe ve imzalarının yer aldığı, satış noktası olarak … Ltd Şti’nin yer aldığı, madde 4’te; “satış noktası … markası dahilinde sözleşme yürürlükte olduğu sürece … markası haricinde herhangi bir muadil ürün satmamayı, hatta işyerinde bulundurmamayı…. Kabul ve taahhüt eder” şeklindedir. Özel Hükümler (f) maddesi … markası ile yeni açılacak tüm işletmelerde bu anlaşma şartları geçerli olacaktır. (sponsorluk katılım bedeli yalnız bir kez ödenir) şeklindedir. Özel Hükümler (e) bendi “anlaşmanın ihlali durumunda satış noktası, şirkete özel hükümlerde yer alan 50.000TL+KDv sponsorluk katılım bedelini geri ödemeyi kabul ve taahhüt eder” şeklindedir. Delil tespit dosyasında; …’da tespit yapıldığı, tespit mahalinde … markalı ürünlerin satılmadığı, farklı markalara ait ürünler olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirketin marka kayıtlarına dosyada rastlanmamış, davalı vekili görsellerini dilekçesine eklemiştir. Bilirkişi … ve …’ın raporunda neticeten; ” hesaplar arasında 59.000,00 TL fark oluştuğu tespit edildiğini, Davacı tarafın sözleşme yaptığı davalı üç şirkete üç yılda satılan 5.986 koli ürün bedeli 47.154,42 TL olup, üç yıl önce peşin ödediği 50.000,00 TL “sponsorluk-katılım payı” ndan düşük kalmış olduğunu; huzurdaki davanın bu anlaşmazlıktan kaynaklandığını, davacı yanın talep ettiği ve iade faturası düzenlediği kdv.li 59.000,00 TL lik faturanın kota noksanına göre kısmen kabul edilebileceği…” yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi … ve …’ın ek raporunda; “Davacı tarafın sözleşme yaptığı davalı üç şirkete üç yılda satılan 5.986 koli ürün bedeli 47.154,42 TL olup, üç yıl önce peşin ödediği 50.000,00 TL “sponsorluk-katılım payı” ndan düşük kalmış olduğunu huzurdaki davanın bu anlaşmazlıktan kaynaklandığını; davacı yanın talep ettiği iade faturası düzenlediği kdv.li 59.000,- TL lık faturanın sözleşmenin yerine getirilmemesinden ve etik olmayan uygulamalarla aynı zamanda sözleşmeye aykırı olarak rakiplerden de aynı tutarda alış yapılmasından dolayı taktirin tamamen Mahkememize ait olduğu ” şeklinde görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı; davalı ile aralarındaki nokta satış sözleşmesindeki satış kotasının gerçekleşmediğini ve sözleşmede … markası haricinde herhangi bir muadil ürün satılması yasaklanmış olmasına rağmen farklı marka ürün bulundurulduğunu, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle fesh edildiğini, sözleşme ile ödenen 59.000TL sponsorluk ve katılım bedelinin iadesi gerektiğini iddia ederek takibe itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı ise sözleşmenin süreye bağlanmadığını, akde aykırılık iddiasına konu delil tespitinin yapıldığı işyerinin sözleşmenin 4.maddesine dahil olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Davaya esas icra dosyası incelendiğinde fatura ve ihtarnameye dayalı olarak ilamsız takip başlatıldığı görülmektedir. Davacı, fesih ihtarnamesinde; kotanın tamamlanmadığı ve sözleşmeye aykırı olarak … markası dışından ürün satışı yapıldığını ileri sürdüğü, farklı marka satışına ilişkin iddiası yönünden delil tespit dosyasını belirttiği görülmüştür. Davacı; davalının kotayı tamamlamamış olması nedeni ile sözleşmeyi fesh etmiş ise de; sözleşmede kotanın tamamlanması için belirli süre öngörülmemiştir. Sözleşmenin özel hükümlerinde; (b) maddesinde 10.000koli exclusive ürün kotalı anlaşma olduğu belirtilmiş, sözleşmenin süre başlıklı 3.maddesinde ise; “sözleşme taraflarca imzalandığı tarihten itibaren nokta için tanımlanan kota bitimine kadar geçerlidir” şeklindeki hükümle sözleşmede kota için süre öngörülmediği görülmüştür. Bu durumda davalının kota taahhüdünü yerine getirilmediğine ilişkin fesih sebebi yerinde değilken mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmaması yerinde görülmemiştir. Davacının farklı marka ürün satışının tespit edildiğine ilişkin fesih sebebinin de sözleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gereklidir. Tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı 4.maddesi; “Satış noktası …” markası dahilinde sözleşme yürürlükte olduğu sürece … markası haricinde herhangi bir muadil ürün satmamayı, hatta işyerinde bulundurmamayı bu ürünlerle rekabet halinde bulunan veya bulunabilecek başka firma tarafından sağlanan her türlü su ve türevlerini satın lamamayı, sattırmmayı, satış noktasında bulundurmamayı.. Kabul ve taahhüt eder” şeklindedir. Özel hükümlerin (E) maddesinde; “anlaşma şartlarının ihlali durumunda satış noktası şirkete özel hükümlerde yer alan 50.000TL+KDV sponsorluk katılım bedelini geri ödemeyi kabul ve taahüt eder” şeklinde düzenleme yapılmıştır. F maddesi ise “… markası ile yeni açılacak tüm işletmelerde bu anlaşma şartları geçerli olacaktır. Sponsorluk katılım bedeli yalnız 1 kez ödenir” şeklindedir. Bu durumda taraflarca sözleşmede tüm işletmelerin yahut adresi belirtilecek bir kısım işletmelerin 4.maddeye dahil edilmesi imkanı mevcut iken sözleşmede açıkça “…” markası dahilindeki işyerleri şeklinde belirtmek sureti ile sınırlayıcı bir hüküm getirdikleri, bilirkişilerin raporlarında davalının bilinen 9 ayrı işletmesi olduğu, tespite konu … restoranın cafe tarzında olmayıp farklı hizmet anlayışına sahip olduğu, … markalı işletmenin ise gençlere yönelik kahvaltı, çay kahve, pasta, pizza gibi çabuk ve hazır yiyecek satışıyla iştigal ettiği ve sözleşmenin 4.maddesinde satış noktası sözleşmesinin … markası dahilinde olduğu açıkça vurgulandığı ve diğer işyerlerinin sözleşme kapsamı dışında bırakıldığının tespit edildiği, taraflar tacir olup sözleşme tarihi itibarı ile birden fazla işletmesi olduğu sabit olan davalının tüm işyerlerinin 4.maddeye dahil olduğunun sözleşmede yer almadığı da dikkate alındığında davanın reddi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulü yerinde görülmemiş, kararın kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan nedenle davanın reddine, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 09/07/2020 gün ve 2017/1079E, 2020/423K sayılı kararının KALDIRILMASINA, – DAVANIN REDDİNE, – Davacı takipte kötüniyetli olmadığından koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine, – Alınması gereken 179,90 Tl harcın davacı tarafça yatırılan peşin alınan 1010,27TL harçtan mahsubu ile 830,37TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine, – Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, – Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9465,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 25,75-TL posta masrafı olmak üzere toplam 174,35-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 11-TL istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.25/01/2023