Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1798 E. 2023/949 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1798 Esas
KARAR NO: 2023/949
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2021
NUMARASI: 2018/1153 E. – 2021/305 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline tanzim edilen ve davalı şirkete verilen 01/05/2017 vadeli, … no.lu, 6.158,54 TL bedelli senet ile 01/05/2017 vadeli, … nolu, 2.008,83 TL bedelli senetlerin 17/05/2017 tarihinde, “01/05/2017 vadeli … nolu … A.Ş. … Proje Senet” ve “01/05/2017 vadeli … nolu … A.Ş. … Proje Senet” açıklamaları ile EFT yapılarak ödendiğini, bedelsiz kalan senetlerin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, haciz baskısı altında müvekkili şirketin 28/06/2017 tarihinde anılan icra dosyasındaki borcu ödeyerek mevcut hacizlerin kaldırılmasının sağladığını, ancak bu halde davalı şirkete verilen 01/05/2017 vadeli, … no.lu, 6.158,54 TL bedelli senet ile 01/05/2017 vadeli, … nolu, 2.008,83 TL bedelli senetleri mükerrer olarak ödemek zorunda kaldığını, ortaya çıkan bu mükerrer tahsilatın istirdatı için Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 21/06/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 16 ATM’nin 2017/731 esas sayılı dosyasının neticesinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, ortada mükerrer bir tahsilatın bulunmadığını, davacının borçlarını senedin vadesi geldiğinde ilgili bankaya ya da müvekkili şirket hesabına değil, aksine icra kanalı üzerinden ihtirazı kayıtla yaptığını, davacının müvekkiline senet borçları yanında cari hesap borçlarının da bulunduğunu, kambiyo senet ödemelerinin evrakın niteliğine uygun olarak bankaya senet teslim yöntemi ile yapılmasının mecburi olduğunu, diğer şekilde yapılan ödemelerin mutabık kalınan cari borçlarına mahsup olarak alındığını, bu bağlamda davacı firmanın müvekkiline olan cari borçlarına mahsuben göndermiş olduğu 17/05/2017 tarihli ödemenin gönderi açıklamasına “senet ödemesi” yazışının kötüniyetinin göstergesi olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/05/2021tarih ve 2018/1153 Esas – 2021/305 Karar sayılı kararıyla; “… davacı tarafça davaya konu senetlerin … Bankası aracılığı ile 17/05/2017 tarihinde ayrıntılı açıklama girilerek davalı yana EFT yapılarak ödendiği, davalı tarafça 16/06/2017 tarihinde başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu icra takibinde aynı senetlerin davacıdan tahsilinin talep edildiği ve dosya borcunun 29/06/2017 tarihinde davacı yanca tamamen ödenmek suretiyle takibin kapatıldığı, tarafların ticari defterlerindeki farklılıkların senet ödemesinin cari hesaba kaydedilip kaydedilmemesi noktasında oluştuğu, ancak TBK’nun 101/1. maddesinin “Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.” şeklinde hüküm altına alındığı nazara alındığında, davacı yanca yapılan EFT sırasında ödemenin davaya konu senetler nedeniyle yapıldığının net bir şekilde belirtilmesi nedeniyle ödeme ve açıklamanın TBK’nun 101/1. maddesine uygun olduğu, davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının cari hesap alacakları için başlatılmayıp açıkça davaya konu senetlerin de içinde bulunduğu 9 adet kambiyo senedine dayalı olarak başlatıldığı, ödenmiş olan senetler nedeniyle davacının söz konusu takiple ikinci kez ödeme yaptığı sabit olmakla, davalı yanın cari hesap nedeniyle davacıdan alacaklı olmasının aynı senetler nedeniyle iki kez ödeme yapılmasını meşru hale getirmeyeceği, bu nedenle makbuzdaki açıklamaya rağmen davalı ticari defterlerinde ödemenin cari hesaba kaydedilmesinin haksız olduğu, davacı yandan mükerrer tahsil edilen bedelin davacıya iadesinin gerektiği, neticeten mükerrer takip nedeniyle davalı yana ödenen 8.167,37 TL asıl alacak, 898,41 TL vekalet ücreti ve 371,62 TL tahsil harcı toplamı olan 9.437,40 TL ile mahkememizce hesaplanan toplam 833,08 TL işlemiş faiz yönünden davacı yanın talebinin haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulü ile davalı yanın itirazının iptaline, alacak davalı yanca da belirlenebilir yani likit olduğundan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacının sıralı senetlerle ilgili borcunun yanı sıra cari hesaptan kaynaklanan borcunun da bulunduğunu, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkilin davacıdan 1.470.471,96 TL cari hesap alacağının olduğunun tespit edildiğini, Davacı firma, dava konusu senedin ilgili banka şubesinde olduğunu bilmesine rağmen ödeme günü olan 01.05.2017 tarihinde senet bedellerini ilgili bankaya ödemediğini ve bahse konu senetlerin asıllarını teslim almadığını, Cari borcu bulunan davacı firmanın senet ödeme günü olan 01.05.2017 tarihinde senet ödemelerini bankaya yapmayıp, yaklaşık 16 gün sonra 17.05.2017 tarihinde ‘senet ödemesi’ açıklaması ile müvekkil hesabına göndermiş olmasının davacının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini; davacının bu ödemeleri önce cari hesaba kaydettiğini, ardından da 01.06.2017 tarihinde düzeltme kaydı yaparak cari hesaptan çıkarmasının art niyetli olduğunu, Davacı firma ile davalı müvekkil hukuki ihtilaflı olup, davacının borcu olan senetlerin tamamını icra takipleri başlatılmasının ardından icra dosyalarına ödediğini, Bilirkişi heyeti ve mahkemenin hukuki mevzuatı sadece TBK. 101 – 102.maddeleri ile sınırlı kalarak değil, İİK, TTK ve ticari işleyişe göre değerlendirmesinin gerektiğini, mahkemenin belirttiğinin aksine ortada mükerrer bir tahsilatın bulunmadığını, davacının cari hesap borcuna ilişkin olarak yaptığı ödemeyi senetlerle bağdaştırarak geri almaya çalıştığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 9.437,40 TL asıl alacak 833,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.270,48 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 9.437,40 TL’ye takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Alacağın % 20’si oranındaki 2.054,09 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davalıya verdiği bonolar içinde yer alan dava konusu iki bononun banka aracılığıyla ödenmesine rağmen davalı tarafından icra takibine konu edilmesi nedeniyle ikinci kez ödenmek zorunda kalındığını, mükerrer ödemenin iadesi amacıyla dava konusu icra takibini başlattıklarını beyan etmiş; davalı ise, ortada mükerrer bir ödemenin bulunmadığını, davacının yaptığı ödemenin cari hesap borcuna ilişkin olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davacı tarafından … Bankası aracılığı ile 17/05/2017 tarihinde 01/05/2017 vade tarihli ve 6.158,54 TL bedelli bono ile 01/05/2017 vade tarihli ve 2.008,83 TL bedelli bonoların “01/05/2017 vadeli … nolu … A.Ş. … Proje Senet” ve “01/05/2017 vadeli … nolu … A.Ş. … Proje Senet” açıklamaları ile EFT yapılarak ödendiği; havale açıklaması dikkate alındığında davacının ödeme iradesinin dava konusu bonolara ilişkin olduğunun sabit olduğu, taraflar arasında cari hesap bakiyesinin bulunmasının bu durumu değiştirmeyeceği, davacının kendi defterlerine önce cari hesap ödemesi olarak girip daha sonra bonolara ilişkin ödeme olarak kayıt girmesinin havale açıklaması dikkate alındığında sonuca etkili olmadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının ödemiş olduğu bono bedellerini daha sonra açılan icra takibi nedeniyle ikinci kez ödemesinin haksız olduğu ve mükerrer bedelin iadesini isteyebileceği anlaşıldığından; ilk derece mahkemesince davanın (faiz istemi yönünden talebin kısmen kabulü nedeniyle) kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 701,57 TL harçtan, peşin alınan 175,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 526,18 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/06/2023