Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1788 E. 2021/1873 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1788 Esas
KARAR NO: 2021/1873 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/306 E.,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine takip başlattığını, takibin dayanağı olarak 30/09/2015 günlü 35.000 TL bedelli çekin gösterildiğini, ancak müvekkiline herhangi bir çek suretinin tebliğ edilmediğini, yaptıkları incelemede ise dayanak olarak gösterilen çekte müvekkilinin eli ürünü bir imzanın yer almadığını, öyle ki çekin ibraz edildiği banka şubesi yetkililerinin çek üzerindeki keşideci imzası ile sistemde kayıtlı imzaların uyuşmadığından herhangi bir işlem yapılamamıştır şeklinde şerh düştüklerini, müvekkilinin imzası bulunmadığından sorumluluğuna gidilemeyeceğini, evrakın da kambiyo senedi vasfında bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, ayrıca takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; ödeme emrinin gönderildiği tebligat zarfında çek suretinin yer aldığının belirtildiğini, davacının tebligatı aldığında herhangi bir itirazda bulunmadığını, kendisine miras kalan gayri menkuller için izalei şuyu davası açıldığında bu davayı açtığını, çekte imza incelemesi yapıldığında davacının yetkisiz temsilci olarak çeki imzaladığını, TTK’nun 678.maddesi gereğince sorumlu olduğunu, kendilerinin sahtelik iddiasıyla ilgili olarak suç duyurusunda bulunduklarını, hazırlık soruşturmasının bekletici mesele yapılmasını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince 26/05/2021 tarihinde verilen ara kararla toplanan delillere göre; “davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK’nun 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ” gerekçesiyle davacı vekilinin icra takibinin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekil istinafında; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, icra takibi nedeniyle müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğunu, bu davayı açmakta ve tedbir kararı talep etmekte hukuki menfaatinin ve haklılığının bulunduğunu belirterek takibin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Dosyanın UYAP ortamında yapılan incelemesinde; davalının başlangıçta davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında çeke dayalı takip başlattığı, daha sonra icra dosyasının yenilendiği, yeni esasın … numarasını aldığı, takip dayanağının 30/09/2015 tarihli 35.000 TL bedelli çek olarak gösterildiği, UYAP ortamında icra dosyasında yapılan incelemede çekin taranmış olduğu ancak yapılan taramanın okunamadığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nun 389 vd.maddeleri uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Dosya kapsamı gözetildiğinde; yaklaşık ispat koşulunun henüz bu aşamada gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır. Ayrıca haciz tehdidi altında bulunmak ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirmez. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 04/11/2021