Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1763 E. 2023/1212 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1763 Esas
KARAR NO: 2023/1212
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2020
NUMARASI: 2017/619 Esas – 2020/154 Karar
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)|Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 19/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …nin çatı şirket olarak bünyesinde “…” unvanlı birçok şirketi barındırdığını, “…” markasını hem Türkiye’de hem de yurt dışında maruf hale getirdiklerini, … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…”, .. numaralı “… “, … numaralı “… “, … numaralı “…” markalarının TPMK nezdinde müvekkilleri adına tescilli olduğunu, davalı tarafın ise müvekkillerine ait “…” markasını haksız şekilde işletme adı ve sair şekilde kullandığını, bu durumun müvekkillerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, www…com ve www…com.tr sitelerinde davalı tarafın “…” ibaresini markasal olarak kullandığını, davalının bu eylemine son vermesi yönünde 10.08.2017 tarihli ihtarnameyi gönderdiklerini, ancak davalı tarafın haksız eylemlerine devam ettiğini, davalı tarafın unvanını kötü niyetle tescil ettirdiğini, bu sebeplerle; davalının davacıya ait “… ” başta olmak üzere “…” esas unsurlu markalarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, menine ve refine, davalıların haksız rekabetin tespitine, menine ve refine, http://www…com/, http://…com.tr alan adlı internet sitelerinin içeriğiyle birlikte erişimin engellenmesine ve yayının kaldırılmasına ve sair tüm diğer sitelerden de bu iabrenin ve/veya yönlendirici bağlantıların kaldırılmasının davalı tarafından sağlanmasına, “…” ibaresinin davalının ticaret unvanından çıkartılmasına, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla, HMK’nun 107. maddesi uyarınca SMK’nun 151. maddesi gereğince şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, kararın Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek 3 gazeteden birinde ilan yoluyla yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; şirketin tescilinin 2012 yılı başında Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yapıldığını, tescil sırasında davacının şirketleri ve markasıyla ilgili bilgileri bulunmadığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından da kendilerine bir uyarı yapılmadığını, “…com” alan adlı internet sitesinin taraflarına ait olduğunu, ancak … internet sitesinin kendilerince açılmadığını, hiç bir ilgisi bulunmadığını, davacının marka kullanımının “…” şeklinde olduğunu, kendilerinin unvanının ise “…” ibaresini taşıdığını, tarafların farklı iş alanlarında iştigal ettiklerini, ortada bir haksız kazanç bulunmadığını, şirketin ismini oluştururken Türkiye ve Konya’nın ilk hecelerinden esinlendiğini, kötü niyetli olmadıklarını, ticari dürüstlük ilkesine de aykırı hareket etmediklerini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 01/10/2020 tarih ve 2017/619 Esas – 2020/154 Karar sayılı kararıyla; “… davacı şirketlerin her ikisinin de ticaret unvanında “…” ibaresinin ana unsur olarak yer aldığı, davacı şirketlerin birbirleriyle bağlantılı şirketler oldukları, yine davacı …. adına tescilli markaların da esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalı tarafın ticaret unvanında ve kendilerine ait olduğunu kabul ettikleri http://…com/ alan adında “…” ibaresini aynen kullandığı, davalının ticaret unvanına uygun bir alan adı alması zorunluysa da, davalının alan adında ticaret unvanının tamamını kullanmadığı, yalnızca “….” ibaresine yer verdiği, davalı şirketin faaliyet alanında yer alan inşaat hizmetleri ve kara taşıtlarıyla ilgili faaliyetler davacıların markalarının tescilli olduğu 37. ve 39 sınıflarda yer alan hizmetlerle benzer ve bağlantılı oldukları, davalının “…” ibaresini ticaret unvanı ve internet alan adı ile internet sitesinin içeriği dışında markasal olarak kullandığına dair bir delil elde edilemediği, davalının bu kullanımlarının davacıların ticaret unvanlarına ve hak sahibi oldukları markalarına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet niteliğinde olduğu, ancak tescilli ticaret unvanını kullanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacıların markaya tecavüz nedeniyle SMK’nun 149. maddesi uyarınca tecavüzün tespitini, önlenmesini ve zararlarının giderilmesini, verilecek hükmün ilan yoluyla duyurulmasını talep edebilecekleri, alınan bilirkişi raporu ile davalının tecavüzün söz konusu olduğu dönemde 55.526,70 TL gelir elde ettiği tespit edilmişse de, davalının tecavüz teşkil eden kullanımının yalnızca internet ortamında söz konusu olması nedeniyle, elde ettiği tüm gelirin “…” ibaresini kullanması nedeniyle elde edildiğinin düşünülemeyeceği, internet ortamındaki kullanım nedeniyle ne kadar gelir elde ettiğinin ayrıca tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle TBK’nun 50. maddesi uyarınca maddi tazminatın mahkememizce belirlenmesi gerektiği, davacı şirketlerin ticaret hacmine, tanınırlıklarına ve davalı şirketin iş ve ticaret hacmine, elde ettiği cirosuna göre 30.000,00 TL maddi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı, yine davalının kusur durumu, davacılar ait markanın kullanım şekli ve tanınırlığına göre 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, http://…com.tr isimli internet sayfasının davalıya ait olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; “Alınan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi ve manevi tazminat talepleri ıslah edilmiş olmasına rağmen Mahkemenin tazminat taleplerimizin bir kısmını reddetmesinin usule aykırı olduğunu, tazminata ilişkin hükümde hangi gerekçelere dayanıldığının tarafımızca anlaşılamadığını,Yapılan bilirkişi incelemelerinde davalının müvekkillerin marka haklarına tecavüz ettiği çok açık belirtilerek elde ettiği kazancın tespit edildiğini, tazminat taleplerinin buna göre belirlendiğini, buna rağmen Mahkemenin birbiriyle çelişen ifadeleriyle hüküm kurduğunu, Davalının hukuka ve ahlaka aykırı olarak ticari işlerinde kullandığı … ibaresinin unvanından terkini talebimizin reddine karar verilmesinin de usule aykırı olduğunu, Marka haklarına tecavüzün gerçekleştiğini kabul eden Mahkeme diğer taraftan … markasının davalı tarafından kullanılmasına müsaade ederek kendi içinde kararıyla çeliştiğini, dolayısı ile … ibaresinin davalı tarafından kullanılmasına müsaade edilmesine dair kararın kaldırılması ile birlikte bununla ilişkili maddi ve manevi tazminat istemimizin kabulü gerektiğini, Davalı tarafı tüm aşamalarda şirket yetkilisi tarafından temsil edilmiş olup dosyada vekil ile temsil edilmediğini, buna rağmen Mahkemece davalı taraf lehine birtakım vekalet ücretine hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu, bu duruma ilişkin düzeltme talebinde bulunulmuş olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacılar vekilince müvekkil şirkete Kadıköy …. Noterliği 10.08.2017 tarih … yevmiye no ile ihtarname gönderildiği belirtilmişse de, ihtarnameyi ihtiva eden tebligatın müvekkil şirketin adresine Tebligat Kanunun 35. madde usulü işletilerek yapılması gerekirken aynı Kanunu 21. madde gereğince yapıldığı ve bu haliyle yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını,Davacı tarafından eldeki davanın 09/11/2017 tarihinde açıldığı, bu hali ile müvekkilin ticaret siciline kaydının yapıldığı 10/01/2012 tarihinden dava dilekçesinin ve tensip zaptının müvekkile tebliğ edildiği 2018 yılı Ocak ayına kadar davacıların bu süre içinde ticaret unvanıyla ilgili hiçbir hukuki girişimde bulunmadıkları, bunun için mücbir bir sebep ya da objektif imkânsızlık gibi haklı bir nedene dayanmadıkları, aynı sektörde faaliyet göstermeleri nedeniyle bu durumu bilmediklerinin davacıların basiretli tacir olması nedeni ile düşünülemeyeceği, eldeki bu davada talep edilen tüm hususlar hakkında bu davanın açılmasının TMK’ nun 2/2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve davacıların talep ettikleri kalemler hakkında sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradıklarını,Mahkemesi kararının davacıların davalıya ait ticaret unvanının terkini konusunda sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradıkları değerlendirmesi dışındaki değerlendirme ve hükmünün hukuka aykırı olup, davacıların sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğramaları neticesinde diğer taleplerinin de reddedilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE:Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması, maddi – manevi tazminat ve ticaret unvanının terkini istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİNE, Davalının davacı …ne ait markaların esas unsuru ve davacı şirketlerin ticaret ünvanlarının ayırt edici unsurları olan “…” ibaresine internet sitesi alan adında ve internet sitesi içeriğinde kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ettiğini ve haksız rekabette bulunduğunun TESPİTİNE, -Marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin MEN’ine ve REF’ine, -Davalıya ait http://www…com/ alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesine ve yayının kaldırılmasına,-30.000,00-TL maddi tazminat ile 10.000,00-TL manevi tazminatın ihtarname tarihi olan 10/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, -Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde ilan yoluyla yayınlanmasına, -http://…com.tr alan adlı internet sitesi ile ilgili talebin reddine, – … ibaresinin davalının ticaret ünvanından terkini talebinin REDDİNE, -25.526,70-TL maddi ve 10.000-TL manevi tazminat talebinin REDDİNE” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacıların … ibareli seri markaların tescil sahibi ve önceye dayalı hak sahibi olduklarını, davalının bu ibareyi ticaret unvanı olarak kötüniyetle tescil ettirerek, internet ortamında tanıtım ve pazarlama amacıyla kullanmak suretiyle marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunu beyanla markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, ibarenin ticaret unvanından terkini ile maddi manevi tazminat isteminde bulunmuş; davalı ise, kullanımlarının hukuka aykırı olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan tüm deliller ve aldırılan bilirkişi raporları uyarınca; davacılar adına marka olarak tescilli … ibaresini davalı tarafın kendilerine ait olduğunu kabul ettikleri http://…com/ alan adında aynen kullandığı, bu kullanımın davalının ticaret unvanına uygun olmayıp yalnızca … ibaresine yer verilmesi nedeniyle hukuka uygun bir kullanımın bulunmadığı, davalı şirketin faaliyet alanında yer alan inşaat hizmetleri ve kara taşıtlarıyla ilgili faaliyetlerin davacıların markalarının tescilli olduğu 37. ve 39 sınıflarda yer alan hizmetlerle benzer oldukları, davalının bu kullanımlarının davacıların hak sahibi oldukları markalarına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça SMK 151/2-b maddesi uyarınca davalının elde ettiği gelire göre maddi tazminat istendiği, talimat aracılığıyla davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılan inceleme sonucunda düzenlenen mali bilirkişi raporlarıyla “Davalının … ibaresini ticaret unvanı dışında markasal olarak kullanmak suretiyle elde ettiği gelirin hesaplanmasına” çalışıldığı, sonuç olarak davalı şirketin şirketin kurulduğu 2012 yılından başlayarak 2017 yılı sonuna kadar genel yönetim giderleri dikkate alınmadan satışlarından elde ettiği karın toplamda 55.526,70 TL olduğunun belirlendiği, ancak … ibaresinin markasal kullanımı suretiyle elde edilen gelirin belirlenemediği, bu nedenle mahkemece TBK. 50.maddesi uyarınca maddi tazminatın davacı şirketlerin ticaret hacmine, tanınırlıklarına ve davalı şirketin iş ve ticaret hacmine, elde ettiği cirosuna göre 30.000,00 TL olarak takdiri ile; davalının kusur durumu, davacılar ait markanın kullanım şekli ve tanınırlığına göre 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bu miktarları aşan tazminat istemleri ile davalıya ait olduğu ispatlanamayan http://…com.tr isimli internet sayfasına yönelik erişim engeli isteminin reddine karar verilmesi de yerindedir. Davacıların “Davalının ticaret unvanının terkini” istemi yönünden yapılan incelemede; davacıların davalı tarafa Kadıköy …Noterliği’nin 10/08/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdikleri, işbu davanın ise 09/11/2017 tarihinde açıldığı, davalı şirketin ticaret sicile tescil edildiği 10/01/2012 tarihinden ihtarname tarihine kadar yaklaşık 5 yıl 7 ay, davanın açıldığı 09/11/2017 tarihine kadar ise yaklaşık 5 yıl 10 ay süre geçtiği, ticaret unvanının ticaret siciline tescil edilmek zorunda olmaları ve tescilin olumlu etkisi nedeniyle tescil ve ilan edilmiş ticaret unvanının davacılar tarafından bilinmediğinin ileri sürülemeyeceği, kaldı ki tarafların aynı sektörde faaliyet göstermeleri nedeniyle haberdar olmadıklarının da düşünülemeyeceği, tüm bu hususlar gözetildiğinde mahkemece yaklaşık 5 yıl 10 ay sonra işbu davanın açılmasının M.K. 2/2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu düşüncesiyle davacıların davalıya ait ticaret unvanının terkini konusunda sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradıkları kanaatine varılmasında isabetsizlik yoktur. Mahkemece gerekçeli kararda davanın reddedilen kısımları yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdir edildiği, ancak davalının karar verildiği ana kadar avukatla temsil edilmediği, şirket temsilcisi aracılığıyla davanın yürütüldüğü, bu nedenle davalı için hükmedilen vekalet ücretlerinin usule aykırı olduğu görülmüş ise de; mahkemenin 22.12.2020 tarihli ek kararı ile bu maddi hatanın düzeltildiği ve sonuç olarak mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşılmakla; taraf vekillerinin yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacılardan alınması gereken toplam 809,55 (269,85 x 3) TL harçtan, peşin alınan toplam 173,00 (54,40 + 59,30 + 59,30) TL harcın mahsubu ile bakiye 636,55 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalıdan alınması gereken 2.732,40 TL harçtan, peşin alınan 683,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/09/2023