Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1762 E. 2022/776 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1762 Esas
KARAR NO: 2022/776
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2019/25 E. – 2021/132 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin Restoran ve yiyecek içecek hizmetleri sektöründe faaliyet göstermek üzere kurulmuş olup; davalı tarafın 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca kullanmamasına rağmen; Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dahil). Hayvan bakım evleri hizmetleri” emtialarında … sayılı “balthazar” markasını haksız olarak tescil ettirdiğini, 6769 sayılı kanunun 9. maddesinde markanın iptalinin düzenlenmiş olup, söz konusu maddesinin “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.” şeklinde olduğunu, davaya konu markanın fiilen 20.02.2012 tarihinde tescil edilmiş olup, davalının kendi adına tescil ettirdiği “…” markasını son 5 yıllık süre içerisinde kullanmadığını ve hali hazırda kullanmamakta olduğunu, davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 43. sınıfta kayıtlı bulunan; … sayılı “…” ibareli markanın “kullanılmamaları sebebiyle” 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 9. maddesi gereğince iptali ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket … A.Ş.’nin 23.11.1999 tarihinde … ve … tarafından kurulduğunu, müvekili şirketin kurulduğu tarihten bu yana dünyaca ünlü birçok markayı Türk halkının hizmetine sunduğunu, müvekkili şirketin 120’yi aşkın “…” bünyesinde barındırdığı Türkiye’yi kapsayan mağazası, 1200’ün üstünde çalışanı ile iştigal alanı sektörde önemli bir yeri bulunduğunu, müvekkili şirketin dava konusu “…” markasını 43. sınıfta tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin bu markayı, internet sayfasında, yazışmalarında, antetli kağıdında, kartvizitlerinde kullanmakta olup, bu marka adı ile açacağı restorantın müvekkili şirket tarafından … Alışveriş Merkezinde, müvekkili şirketçe 2017 Haziran ayında açılmış olan … mağazasının içinde açılması için hazırlıklarına devam ettiğini, buna ilişkin görsellerin dosyaya sunulacak olup, buraya yapılacak olan keşifle bu durumun net olarak ortaya çıkacağını, davacının kötü niyetli olarak müvekkili şirketin markasını kullanmadığı iddiası ile iş bu davayı ikame ettiğini, davacı şirketin müvekkili şirketin markasını tescil ettirmesinden çok sonra kurulmuş olup, Türk Patent Enstütisine 2016 yılında “…” markasını almak için başvurduğunu belirterek, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2017/147 Esas): İstanbul Anadolu 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24.01.2019 tarih ve 2017/147 Esas – 2019/10 Karar sayılı kararıyla; “…kullanmama nedeniyle marka iptalinin Anayasa Mahkemesi kararı ile tüm sonuçları ile daha önce ortadan kalkmış olduğu, 5 yıllık kullanmama süresi de Sınai Mülkiyet Kanununda yeni getirilen düzenleme ile yeniden başlayacağı, bu Kanunla ilk defa getirilen kullanma zorunluluğuna bağlanan sonucun ancak Kanunun yürürlüğe girmesinden 5 yıl sonra ortaya çıkabileceği, 10.01.2022 tarihinden önce açılacak davaların mevsimsiz dava oldukları gerekçesi ile davanın reddine” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 04.10.2019 tarih ve 2019/1703 E. – 2019/1974 K. sayılı ilamıyla; “Kullanılmayan markaların iptal edileceğine dair yasal düzenlemelerin amacı, kullanılmayan ve atıl durumda bulunan markaların, gereksiz yere marka tescilini işgal etmelerinin önüne geçmektir. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi de, önceki düzenlemenin yasa ile yapılması gerekirken Kanun Hükmünde Kararname ile yapılmasına ilişkindir. Bu nedenle 6769 sayılı SMK’nın yürürlüğe girdiği 10 Ocak 2017 tarihinden sonra ve 10 Ocak 2022 tarihine kadar marka iptal davası açılamayacağına dair görüş yerinde değildir. Her ne kadar mahkeme SMK öncesi dönemde markanın kullanılması yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar vermiş ise de, bu kararı isabetli olmayıp, SMK’nın yürürlüğünden önce tescil edilmiş olan markalar hakkında SMK’nın yürürlüğünden sonra açılan kullanmama nedeniyle iptal davalarında, 06.01.2017 ilâ 10.01.2017 tarihindeki 4 günlük yasa boşluğu süresi, yasal 5 yıllık süreye eklenerek ve böylece bu gibi davalarda marka iptal için gerekli en az kullanmama süresi 5 yıl 4 gün kabul edilerek, buna göre tüm deliller toplanarak bir inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur. Davalı vekili cevap dilekçesinde delil bildirmiştir. Mahkemece 10.04.2018 Tarihli duurşmada taraf vekillerine delillerini bildirmek üzere 2 hafta kesin süre verilmiş ise de; kesin sürenin sonuçlarına ilişkin usulüne uygun ihtarda bulunulmamış olup bu hususa dayalı olarak bilirkişi incelemesinden vazgeçilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına” karar verilerek dosyanın ilk derece mahkemesine iade edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2019/25 Esas): İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29.06.2021 tarih ve 2019/25 Esas – 2021/132 Karar sayılı kararıyla; “… alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile, davaya konu markayı tescilli olduğu mal ve hizmetler için tescil tarihinden dava tarihine karar ciddi ve etkin bir şekilde kullandığını ispat yükü davalı üzerinde bulunmasına rağmen, davalı tarafın markayı kullandıklarını gösteren hiç bir delil ve belge sunmadığı, cevap dilekçesinde yeni başlayacakları ticari faaliyetlerde kullanmaya hazırlandıklarına dair savunmalarının markayı kullandıklarını ispatlamayacağı, davalıya ait … tescil numaralı “…” markasının tescil edildiği tarihten dava tarihine kadar kullanılmadığı, SMK’nun 9 ve 26. maddelerinde yer alan iptal koşullarının oluştuğu, unvanında “…” ibaresinin yer aldığı ve “yiyecek, içecek sağlanması” faaliyetinde bulunan davacı şirketin davalıya ait 43.sınıfta tescilli “…” markasının iptali için dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkil tarafından dava konusu olan markanın kullanılmadığına ilişkin tespitin hatalı olduğunu, mahkemece yeterli araştırma yapılmadığını, müvekkil defterlerinin hazır edilmesine rağmen incelenmediğini, mahkemece bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen bilirkişilerin defterleri yerinde inceleme yetkisini kullanmadan rapor düzenlediklerini, raporun eksik incelemeye dayalı olduğunu, 556 Sayılı KHK’nın konuyla ilgili 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 06.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren kararıyla iptal edildiğini, 6769 Sayılı SMK’nın ise 10.01.2017 tarihinde yürürlüğü girdiğini, bu sebeple huzurdaki davanın süre bakımından yerinde olmadığını, İptal kararı sebebiyle, markadan doğan mülkiyet hakkı üzerinde kullanılmamaya bağlı bir yaptırımın söz konusu olmadığını, marka sahibine markayı 5 yıl süreyle kullanmama sebebiyle dava açılamayacağını, Ayrıca 6769 Sayılı SMK’nın 9.ve 26.maddesinin geçmişe yürütüleceği konusunda bir düzenleme bulunmadığını, buna rağmen mahkemenin kanunun geriye yürütülebileceği konusundaki yorumunun hatalı olduğunu, kanunun yürürlüğe girmesinden önce tescil edilmiş müvekkil markası yönünden bu kanunun uygulanmasının mümkün olmadığını, 556 Sayılı KHK’nın 14.maddesinin ise Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle ortadan kalktığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *TPMK kayıtları dosya içine getirtilmiş, davalının 12/11/2010 başvuru ve 20/02/2010 tescil tarihli, … tescil numaralı “…” markasının 43.sınıfta “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakım (kreş) hizmetleri dahil), hayvan bakım evleri hizmetleri” için tescil edildiği görülmüştür. *Marka uzmanı … ve muhasip …’tan oluşan bilirkişi heyetinin 14/10/2020 tarihli raporunda; “… davalı adına tescil edilerek kullanılan “…” esas unsurlu markanın 43.sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri (gündüz bakımı (kreş) hizmetleri dâhil). Hayvan bakım evleri hizmetleri.” alanında yer alan emtialarda tescilli olduğu, davalı tarafın inceleme günü ticari defter, belgelerini hazır etmediğinden ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığından bu deliller üzerinde inceleme yapılamadığı, dosyanın mevcut haliyle yapılan incelemede, davacı tarafın ana sözleşmesinde iştigal konusunun, davaya konu 43.sınıftaki mal ve hizmetleri kapsadığı, davalı tarafın ana sözleşmesinde iştigal konusunun, tescilli … no.lu 43. sınıfta mal ve hizmetler yönünden “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, hayvan bakım evleri hizmetleri” sınıflarını kapsamadığı, davalı tarafın sahip olduğu dava konusu “…” markasını tescil edildiği tarihten dava tarihine kadar tescilli olduğu mal ve hizmetler için ciddi ve etkin şekilde kullanmadığı, davalı markasının kullanımını ispatlayamadığı, markasının hükümsüzlük şartlarının oluştuğu.” kanaati bildirilmiştir. *Bilirkişi heyeti 08/03/2021 tarihli ek raporda; “… davalı tarafın ikinci inceleme gününde de ticari defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bu deliller üzerinde inceleme yapılamadığı, kök raporda belirttikleri üzere dosyanın mevcut haliyle yapılan incelemede aynı görüş ve kanaatlerin tekrarlandığı.” görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markanın iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24.01.2019 tarih ve 2017/147 Esas – 2019/10 Karar sayılı kararıyla; 10.01.2022 tarihinden önce açılacak davaların mevsimsiz dava oldukları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün istinafı üzerine Dairemizin 04.10.2019 tarih ve 2019/1703 E. – 2019/1974 K. sayılı ilamıyla; “… 6769 sayılı SMK’nın yürürlüğe girdiği 10 Ocak 2017 tarihinden sonra ve 10 Ocak 2022 tarihine kadar marka iptal davası açılamayacağına dair görüş yerinde değildir. Her ne kadar mahkeme SMK öncesi dönemde markanın kullanılması yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar vermiş ise de, bu kararı isabetli olmayıp, SMK’nın yürürlüğünden önce tescil edilmiş olan markalar hakkında SMK’nın yürürlüğünden sonra açılan kullanmama nedeniyle iptal davalarında, 06.01.2017 ilâ 10.01.2017 tarihindeki 4 günlük yasa boşluğu süresi, yasal 5 yıllık süreye eklenerek ve böylece bu gibi davalarda marka iptal için gerekli en az kullanmama süresi 5 yıl 4 gün kabul edilerek, buna göre tüm deliller toplanarak bir inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İstinaf kararı sonrası devam eden yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından, “… dava konusu markaların iptalleri istendiği sınıftaki mallar üzerinde tescil edildikleri tarihten itibaren 5 yıl süreyle ciddi biçimde kullanıldığına dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, ciddi biçimde kullanmamanın haklı bir sebebe dayanmadığı, SMK.9 ve 26.maddelerinde yer alan iptal koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Kanun’un 9.maddesinde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan kullanılmayan markanın iptaline karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davalının davaya konu … tescil numaralı “…” markasını tescilli olduğu mal ve hizmetler için tescil tarihinden dava tarihine karar ciddi ve etkin bir şekilde kullandığını ispat edemediği, buna göre davalı adına tescilli markanın tescilli olduğu 43.sınıftaki emtialar yönünden beş yılı aşkın süreyle kullanılmadığının sabit olduğu, beş yıllık sürenin hesabında 6769 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 10.01.2017 tarihinden önceki sürelerin de hesaba katılması yönündeki mahkeme değerlendirmesinin de yerinde olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin markanın iptaline dair kararı isabetli olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2022