Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1761 E. 2021/1866 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1761 Esas
KARAR NO: 2021/1866 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/08/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/91 E.,
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin GSM operatörü olduğunu ve … Tescil numaralı “…” markasının sahibi olduğunu, davalının ise herhangi bir geçerli bir sebebe dayanmaksızın haksız bir şekilde müvekkiline ait markayı alan adı olarak kullanmakta olduğunu, bu durumun haksız rekabet ve markaya tecavüz teşkil ettiğini, yaptıkları araştırmada davalının “…” markasının 35.sınıfta tescili için başvuru yaptığını, ancak tescil ücretinin yatırılmaması sebebiyle başvurunun işlemden kaldırıldığını öğrendiklerini, 2019 yılına kadar TR uzantılı alan adı tahsislerinin ODTÜ Alan Adı Yönetimi tarafından yapılmakta olduğunu, bu kurumun ise ticari kullanımlar için ticaret sicil belgesi veya TPMK’dan alınmış marka başvuru belgesi gibi evraklar istediğini, davalının da …com.tr alan adının tahsisini sağlamak adına marka başvurusu yaptığını ve alan adının kendisine tahsisini sağladığı kanaatinde olduklarını belirterek markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile …com.tr alan adının davalıya tahsisinin iptali ile alan adının bedelsiz olarak müvekkiline devredilmesine/ tahsisine ayrıca teminat alınmaksızın …com.tr alan adına erişimin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davaya konu alan adının ilk olarak müvekkili tarafından alınmış olup meşru hakkı bulunduğunu, davaya konu alan adının jenerik ad olup marka tesciline dayanarak müvekkilinin sahipliğinin ve kullanımının engellenemeyeceğini, davacının tescilinin kötü niyetli olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince 16/08/2021 tarihinde verilen ara kararla toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; ” ….com.tr alan adlı internet sitesinin içeriğinde herhangi bir marka kullanımının tespit edilemediği, bu nedenle davacı adına tescilli … tescil numaralı “…” markasının tescilli olduğu 09, 35, 38, 41 ve 42. sınıf kapsamında kalan mal ve hizmetlerde kullanılıp kullanılmadığına dair bir bilgi bulunmadığı, davacının marka başvuru tarihinin 29/06/2020, davalının alan adı başvuru tarihinin ise 14/11/2012 tarihi olduğu, alan adı hakkı ile marka haklarının birbirinden bağımsız haklar olduğu, davalının alan adını kullanmakta haklı olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, bu nedenlerle bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekil istinafında; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, davalının müvekkilinin markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edecek eylemlerde bulunduğunu, ihtiyati tedbirin verilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, her ne kadar bilirkişi raporunda internet sitesinin aktif olmadığı belirtilmiş ise de, her an aktif yayına geçilmesinin müvekkilinin haklarının ihlal edilmesinin muhtemel olduğunu, bilirkişi raporunda davalının alan adı olarak kullanım hakkının marka tescil başvurusuna istinaden verildiği, fakat tescil harcı ödenmediğinden markanın tescil edilemediği, davalı kullanımının tescilli markaya dayanmadığının tespit edildiğini, davalının marka başvurusunun sonuçsuz kaldığını, müvekkili şirketin tescilli markasıyla davalının arasında meşru bir bağlantı bulunmadığını, davalıya ait alan adında müvekkiline ait markanın ayırt edici kısmının bariz şekilde kullanılmasının müvekkilinin marka haklarına iltibas oluşturduğunu bildirmiştir. TPMK’dan gelen cevabi yazı içeriğinden … tescil numaralı … markasının 9, 35, 38, 41 ve 42.sınıflarda 29/06/2020 tarihinde davacı adına tescil edildiği görülmüştür. TPMK’dan gelen cevabi yazı içeriğinden davalı adına … numaralı “…” markasının 35.sınıfta tescili için başvuru yapıldığı, markanın tesciline karar verildiği ancak noksan evrakların süresinde tamamlanmaması nedeniyle hükümden düştüğünün tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan marka vekili ve bilgisayar teknikerinden oluşan 2 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; davalının marka başvurusunun müddet olduğu, tescil harcının ödenmemesi nedeniyle işlemden kaldırıldığı, … numaralı adplus markasının davacı adına tescilli olduğu, dava konusu alan adının incelenmesinde alan adı olarak kullanım hakkının ilk başvuruda marka tescil başvurusuna istinaden verildiği, fakat tescil harcı ödenmediğinden markanın tescil edilmediği, davalı kullanımının tescilli markaya dayanmadığı, bu şekilde kullanımın davacı tarafın marka haklarına iltibasa ve karışıklığa yol açtığı, internet sitesinin değişik zamanlarda ziyaret edilmek istendiği ancak sayfanın açılmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ile davalıya ait alan adının tahsisinin iptali ve alan adının davacı adına devri/ tahsisi talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık; ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nun 389 vd.maddeleri uyarınca davacının iddialarının yaklaşık olarak ispatı gerekir. Somut olayda davalının alan adı başvurusunun 14/11/2012 tarihinde yapıldığı, davacının marka başvurusunun ise 29/06/2020’de olduğu, alınan bilirkişi raporunda ise internet sayfasının açılmadığı, arşiv kayıtlarında da görülememesi sebebiyle davacı markasının kullanımının tespit edilemediği, uyuşmazlığın bu haliyle yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1- Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinafa gelen tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 04/11/2021